https://anlatilaninotesi.com.tr/20251226/arastirma-gunluk-dil-kullanimi-kisilik-bozukluklarina-dair-ipuclari-veriyor-1102262121.html
Araştırma: Günlük dil kullanımı kişilik bozukluklarına dair ipuçları veriyor
Araştırma: Günlük dil kullanımı kişilik bozukluklarına dair ipuçları veriyor
Sputnik Türkiye
Bilim insanlarına göre insanların günlük hayatta kullandığı kelimeler, fark edilmesi zor kişilik işlev bozukluklarına dair önemli ipuçları taşıyor... 26.12.2025, Sputnik Türkiye
2025-12-26T12:46+0300
2025-12-26T12:46+0300
2025-12-26T12:46+0300
sağlik
sağlık
yaşam
liverpool üniversitesi
ruh sağlığı
öfke
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/104003/12/1040031284_0:58:2639:1542_1920x0_80_0_0_a62e171a648f8cc3e224d7a1f63d34ab.jpg
Araştırmacılar, insanların kelime seçimlerinin, düşünme biçimi, duygusal durumu ve başkalarıyla kurduğu ilişkiler hakkında önemli ipuçları verdiğini belirtti. Uzmanlara göre günlük konuşmalar, kısa mesajlar, e-postalar ya da sosyal medya paylaşımları, kişilik özelliklerine dair sanılandan çok daha fazla bilgi barındırıyor.Liverpool Üniversitesi araştırmacıları öncülüğünde yapılan çalışmalarda kişilik özellikleri, bireylerin düşünme, hissetme ve davranma alışkanlıklarını kapsadığı, bu özelliklerin aşırı katı, yoğun ya da yıkıcı hale geldiğinde ise duygular, benlik algısı ve ilişkiler üzerinde kalıcı sorunlara yol açabileceği belirtildi. Uzmanlara göre, bu noktada narsistik, antisosyal ya da borderline gibi kişilik bozuklukları ortaya çıkabiliyor. Ancak araştırmacılar, kişilik işlevselliğini siyah-beyaz bir ayrım değil, bir spektrum üzerinde değerlendirdiklerini belirtti.Konuşmalarında sosyal bağ kurmaktan kaçınıyorlarAraştırmalar, kişilik işlev bozukluklarının çoğu zaman açık davranışlardan önce dil kullanımına yansıdığını gösterdi. Uzmanlar, ruhsal sıkıntı yaşayan kişilerin daha fazla benmerkezci ifadeler ve olumsuz duygu kelimeleri kullandığını, daha karanlık kişilik özelliklerine sahip bireylerin ise öfke, küfür ve düşmanca ifadeleri daha sık tercih ettiği belirtti. Buna karşılık, “biz” gibi sosyal bağ kurmaya işaret eden kelimelerin kullanımının azaldığı gözlemlendi.Araştırmacıların yürüttüğü dört ayrı çalışmada, yazılı metinler, yüz yüze konuşmalar ve çevrimiçi paylaşımlar bilgisayar destekli metin analizi yöntemleriyle incelendi. Kişilik işlev bozukluğu düzeyi daha yüksek olan bireylerin dilinde aciliyet, yoğun benlik vurgusu, geçmişe takılma ve öfke içeren ifadelerin öne çıktığı tespit edildi. Aynı kişilerin sevgi, yakınlık ve aidiyet çağrışımı yapan kelimeleri daha az kullandığı belirlendi. Araştırmanın devamında çevrimiçi platformlarda yapılan analizlerde ise kendini kişilik bozukluğu tanısıyla tanımlayan kullanıcıların paylaşımlarında daha karamsar, katı ve mutlak ifadelerin öne çıktığı görüldü. “Her zaman”, “asla”, “tamamen” gibi kesinlik içeren kelimelerle birlikte, üzüntü ve öfke ifade eden sözcüklerin daha sık kullanıldığı, diğer insanlara yapılan atıfların ise azaldığı kaydedildi. Uzmanlar erken uyarı işaretlerini sıraladıUzmanlar, bu bulguların tanı koyma amacı taşımadığını vurgularken dildeki ani değişimlerin, aşırı olumsuzluk, sertlik, içe kapanma ve sosyal kopukluk gibi sinyallerin, kişinin psikolojik olarak zorlandığına dair erken uyarı işareti olabileceği belirtiliyor. Araştırmacılara göre, dil kullanımındaki bu ince izleri fark etmek, hem çevremizde zorlanan insanları daha erken destekleyebilmek hem de sosyal ilişkilerde olası riskleri daha sağlıklı değerlendirebilmek açısından önem taşımakta. Araştırmanın detayları The Conversation'da yayımlandı.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20251226/bagirsak-yoluyla-depresyonu-tedavi-edebilen-bir-protein-kesfedildi-sizdiran-bagirsak-sendromu-icin-1102259177.html
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/104003/12/1040031284_254:0:2387:1600_1920x0_80_0_0_539fac39a4c1fa774172ac542b02545c.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
sağlık, yaşam, liverpool üniversitesi, ruh sağlığı, öfke
sağlık, yaşam, liverpool üniversitesi, ruh sağlığı, öfke
Araştırma: Günlük dil kullanımı kişilik bozukluklarına dair ipuçları veriyor
Bilim insanlarına göre insanların günlük hayatta kullandığı kelimeler, fark edilmesi zor kişilik işlev bozukluklarına dair önemli ipuçları taşıyor. Araştırmalar, dildeki küçük kalıpların duygusal durum ve düşünce yapısını yansıttığını ortaya koydu.
Araştırmacılar, insanların kelime seçimlerinin, düşünme biçimi, duygusal durumu ve başkalarıyla kurduğu ilişkiler hakkında önemli ipuçları verdiğini belirtti. Uzmanlara göre günlük konuşmalar, kısa mesajlar, e-postalar ya da sosyal medya paylaşımları, kişilik özelliklerine dair sanılandan çok daha fazla bilgi barındırıyor.
Liverpool Üniversitesi araştırmacıları öncülüğünde yapılan çalışmalarda kişilik özellikleri, bireylerin düşünme, hissetme ve davranma alışkanlıklarını kapsadığı, bu özelliklerin aşırı katı, yoğun ya da yıkıcı hale geldiğinde ise duygular, benlik algısı ve ilişkiler üzerinde kalıcı sorunlara yol açabileceği belirtildi.
Uzmanlara göre, bu noktada narsistik, antisosyal ya da borderline gibi kişilik bozuklukları ortaya çıkabiliyor. Ancak araştırmacılar, kişilik işlevselliğini siyah-beyaz bir ayrım değil, bir spektrum üzerinde değerlendirdiklerini belirtti.
Konuşmalarında sosyal bağ kurmaktan kaçınıyorlar
Araştırmalar, kişilik işlev bozukluklarının çoğu zaman açık davranışlardan önce dil kullanımına yansıdığını gösterdi. Uzmanlar, ruhsal sıkıntı yaşayan kişilerin daha fazla benmerkezci ifadeler ve olumsuz duygu kelimeleri kullandığını, daha karanlık kişilik özelliklerine sahip bireylerin ise öfke, küfür ve düşmanca ifadeleri daha sık tercih ettiği belirtti. Buna karşılık, “biz” gibi sosyal bağ kurmaya işaret eden kelimelerin kullanımının azaldığı gözlemlendi.
Araştırmacıların yürüttüğü dört ayrı çalışmada, yazılı metinler, yüz yüze konuşmalar ve çevrimiçi paylaşımlar bilgisayar destekli metin analizi yöntemleriyle incelendi. Kişilik işlev bozukluğu düzeyi daha yüksek olan bireylerin dilinde aciliyet, yoğun benlik vurgusu, geçmişe takılma ve öfke içeren ifadelerin öne çıktığı tespit edildi. Aynı kişilerin sevgi, yakınlık ve aidiyet çağrışımı yapan kelimeleri daha az kullandığı belirlendi.
Araştırmanın devamında çevrimiçi platformlarda yapılan analizlerde ise kendini kişilik bozukluğu tanısıyla tanımlayan kullanıcıların paylaşımlarında daha karamsar, katı ve mutlak ifadelerin öne çıktığı görüldü. “Her zaman”, “asla”, “tamamen” gibi kesinlik içeren kelimelerle birlikte, üzüntü ve öfke ifade eden sözcüklerin daha sık kullanıldığı, diğer insanlara yapılan atıfların ise azaldığı kaydedildi.
Uzmanlar erken uyarı işaretlerini sıraladı
Uzmanlar, bu bulguların tanı koyma amacı taşımadığını vurgularken dildeki ani değişimlerin, aşırı olumsuzluk, sertlik, içe kapanma ve sosyal kopukluk gibi sinyallerin, kişinin psikolojik olarak zorlandığına dair erken uyarı işareti olabileceği belirtiliyor.
Araştırmacılara göre, dil kullanımındaki bu ince izleri fark etmek, hem çevremizde zorlanan insanları daha erken destekleyebilmek hem de sosyal ilişkilerde olası riskleri daha sağlıklı değerlendirebilmek açısından önem taşımakta. Araştırmanın detayları The Conversation'da yayımlandı.