- Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Avrupa’daki liderler tımarhaneden toplanmış gibi’

© SputnikCeyda Karan'la Eksen
Ceyda Karan'la Eksen - Sputnik Türkiye, 1920, 16.12.2025
Abone ol
Gazeteci ve belgeselci Sedat Aral’a göre halka güven vermeyen Avrupalı politikacılar ‘tımarhaneden çıkmış gibi: “Para, ordu, silah yok ama savaş istiyorlar.” Aral Avrupa elitlerinin ‘satranç tahtasında taş çalıp oyunu değiştirmeye çalıştıkları görüşünde.
AB üyesi ülkeleri, Ukrayna krizindeki ‘savaşkan’ politikalarına eşlik eden Rusya’ya yaptırımlar ve ucuz enerji kaynaklarını yitirmenin de etkisiyle ekonomik krize saplanırken, son darbeyi Transatlantik’in öte yanından aldılar.
Avrupa siyasi elitleri son olarak ‘Trump doktrini’ diye anılan yeni Ulusal Güvenlik Strateji belgesiyle ‘terk edilme’ paniğine kapılmış görünüyor. Belge, Avrupa’daki temsiliyeti zayıf liderlikleri ve göç olgusunun yarattığı sorunlar eşliğinde ‘medeniyet yitimi’ uyarısı yaparken, Rusya ile stratejik dengelerin yeniden tesisini salık vermesi, AB siyasi elitlerini çok rahatsız etti.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, “Pax-Amerikana’nın sonunu ilan etti. Merz, diğer yandan da ABD’ye ‘Avrupa’yı yanında istemese bile Almanya’yı alması’ konusunda ricacı görünüyor.
Avrupalılar bir yandan arzuladıkları yönde gitmeyen Ukrayna savaşını uzatmanın yollarını ararken, mali sıkıntılar nedeniyle Rusya devlet varlıklarının peşine düştüler. Son olarak Ursula von der Leyen liderliğindeki Avrupa Komisyonu, ‘acil durum’ gerekçesiyle üye ülkelerinin vetolarını aşmak için Brüksel’de oybirliği ilkesini rafa kaldırdı. Ancak Belçika Başbakanı Bart de Wever’in ‘çalmak’ olarak nitelediği böylesi bir eyleme Macaristan ve Slovakya ile Belçika’nın yanı sıra İtalya, Malta, Çekya, Bulgaristan itiraz bayrağı açmış görünüyor.
Avrupa siyasi elitlerini saran panik ve yansımalarını İngiltere’de yaşayan gazeteci ve belgeselci Sedat Aral ile konuştuk.

‘Kendilerini hala emperyal güç olarak görüyorlar’

Sedat Aral’a göre Avrupa’nın en büyük sorunu siyasi elitleri. İngiltere dahil Avrupa’daki liderlerin ‘tırmarhaneden toplandığını’ düşündüğünü belirten Aral, ekonomik durum felakete koşarken, savaş söylemlerinin öne çıkarıldığını vurguladı. Aral’a göre elitlerle halk arasında uçurum inanılmaz:

“İngiltere dahil Avrupa’daki liderlerin tımarhaneden toplandığını düşünüyorum. Konuşmalarında akıl yok. Halkla aralarındaki uçurum inanılmaz. Bunlar kendilerine göre birtakım kararlar alıyorlar. Ekonomi felaket durumda. Halk nereye savrulacağını bilmiyor bir de savaş söylemi var ortalıkta. Kötü bir ekonomi yönetimi oluşmaya başladı. Avrupa ülkelerinde para, ordu, silah yok ama savaş istiyorlar. Amerika ile arası açılmış durumda ne yapacağını bilmiyorlar. Çin’e Amerika’nın adına ambargo uygulamak istiyorlar ve bunların hiçbirisini yapamıyorlar. Avrupa çok uzun süredir üretimden uzaklaştı. Kendilerini 1800-1900’lerde olduğu gibi emperyal güç olarak görüp varlıklarını sürdürebileceklerini düşünüyorlar. İngiltere’deki politikacılar hala Hindistan ve Çin’i yönetebileceklerini sanıyorlar. Avrupa şu anda 1950’lerin Amerikasına, McCarthy dönemi Amerikasına dönmüş durumda.”

‘Avrupa satranç tahtasında taş çalarak oyunun kaderini değiştirmeye çalışıyor’

Aral’a göre Avrupa’nın en önemli sorunu değişen dünya dengelerini anlamak istememeleri. Gelişmekte olan ülkeler büyük üretim gücü elde ederken Avrupa’nın kendi kendini zayıflattığını söyleyen Aral, şu değerlendirmede bulundu:
“Dünya dengeleri değişti, kendilerini açıkta hissetmeye başladılar çünkü devasa üretim gücü olan ülkeler oluşmaya başladı. Hindistan, Brezilya, Çin örneğin. Avrupa maalesef Orta Doğu ile Çin ile oynamaktan gelişmeye vakit bulamadı. Kendini geliştirmeye vakit bulamadı. Klasik birtakım projelerin peşinden gidiyorlar. Büyük bir satranç tahtası var ve Avrupa taş çalarak oyunun kaderini değişirmeye çalışıyor. Avrupa çok tuhaf bir yerde. Sürekli bir denemeyle gidiyorlar. Bir tarafta göçmen krizi var, işsizlik akıl almaz boyutlara ulaştı. Emeklilik yaşları ilerliyor, halk huzursuz, alım gücü düşmeye başladı. Bütün Avrupa’da barınma sorunu var ve bununla baş edemiyorlar. İngiltere’de öğrencilerin kaldığı küçük odalar dahi 1000 pound. Bu da Çinli, Hintli zenginlerin hoşuna gidiyor. Dışarıya giden bir para var ortalıkta ve Avrupa bunu toparlayamıyor. Avrupa; Orta Doğu, PKK ve Rusya ile dalaşacağına kendi içine bir dönse belki durumu fark edecek ancak bakmak istemiyorlar. Birçok ülkenin içinde bir çöp dağı yarattılar ve bakmak, görmek istemiyorlar. Halkın da bakışını başka bir yere çekmek istiyorlar. Dikkatleri terörizm, Irak ve Suriye’ye çekiyorlardı ama hepsi bitti.”

‘Rusya ile savaşırlar mı bilmiyorum ama bir sürü ülke birbirine girebilir’

AB siyasi elitlerinin kendi ülkelerindeki kriz ve toplumsal sorunlarla ilgilenmezken ‘Rusya’yı düşman ilan ettiğini’ belirten Sedat Aral, bu işin sonunda birbirlerine girme olasılıklarına dikkat çekti:

“Avrupa hezeyan geçiriyor. Herkes şu anda ‘Kral çıplak’ diye bağırıyor. Avrupa’daki politikacı tipi ülke yönetmeye yetkin ve erişkin değil. Yeni insanların, yeni yüzlerin daha teknik bakıp bu toplumlara çekidüzen vermesi gerekiyor. Rusya ile savaşırlar mı bilmiyorum ama Avrupa’da bir sürü ülke birbirine girebilir. Ben artık Avrupa emperyalizmini hastalık olarak görüyorum. Avrupa siyaseti artık siyaset biliminin konusu olmaktan çıktı. Almanya’da İç Anadolu’ya yönelik Alevilik ile ilgili program yapıyorlar. Kendi içlerinde dağılmış durumdalar. Başka ülkelerinin durumunun daha kötü olduğunu göstermeye çalıştılar ancak halk ‘Bizim de durumumuz kötü’ demeye başladı.

Çin artık 1900’lerin 1980’lerin başındaki Çin değil. Hindistan New York gibi oldu. Halk Amerika’dan da etkilendi. Trump, Avrupa’yı etkiledi. Halk, siyasetçilerin içeriye dönmesini, milliyetçi olmasını istiyor. Halk dışa dönük siyasetten, başka ülkelerin vatandaşlarına bakılmasından bıktı. Avrupa’da açlık var. Çalışanların alım gücü düştü. Barınma ve gıda krizi kapıda. Barınma krizi çoktan başladı, insanlar ev sahibi olamıyorlar. Toplumun milli değerleri kalmadı. Toplum, bayrağın ifade ettiği değerleri geri istemeye başladı. Marketlerde fakirler için ayrılmış bölümler var gelip oradan bedavaya yiyecek alıyorlar. Türkiye’de de benzer bir durum var. Sürekli dışarıya doğru bir para akışı var.

Buradaki politikacıların çok uzun zamandır kendi vatandaşlarıyla bir bağı yok. Irak’ta savaş çıkartıyorlar, vergi ödeyenlerin parası kayboluyor ve kimse hesap vermiyor. İnsan hakları vardı ve insan haklarını yine kendileri ihlal etti. Saddam Hüseyin’in kimin tarafından desteklendiğini ve kimin tarafından öldürüldüğünü biliyoruz örneğin. Suriye’de de bu iş çok açığa çıkmaya başladı. Colani’nin devletin başına gelmesiyle beraber bu iki yüzlülük halk tarafından fark edildi. Şimdi yeni bir savaş makinesinin dişlilerini parlatmak zorundalar ki halkı oyalayabilsinler. Yeni düşman Rusya. Putin ise bir savaş niyetlerinin olmadığını söylüyor. Avrupa’da gelişen milliyetçilik kendi politikacılarını öldürüp yemek üzerine. Bir sürü ülke Orban’ı överken politikacılar göçmen almadığı için onun aleyhine konuşuyor. Halka bakmıyor ve umursamıyorlar. Demokrasi geleneği söküldü.”

‘Kimse ABD’yi, Rusya’yı, Çin’i suçlamasın, Avrupa faşizmi bir tür küf olarak kendisi doğuruyor’

ABD Başkanı Trump’ın yeni ulusal güvenlik stratejisi doktrininde Avrupa’ya yöneltilen pek çok saptamanın doğru olduğu görüşündeki Aral, Avrupalıların kendi demokrasilerini de gömdükleri görüşünde. Aral, bunda ‘kendini diğerlerinden üstün görmenin’ etkisine atıfta bulundu:

“Dünyada 1960’larda modern demokrasiye geçildi, Avrupa bunun adımını attı. Onu 1960’lardan bugüne kadar bitirdiler, şu anda Avrupa’daki demokrasinin mezarına çiçek koyuyoruz. İlk kez faşizmin kaynağında faşizmi üreten o katmanı görmeye başladık. Bu politik katman faşizmi kendi içerisinde doğuruyor. Kimse Amerika’yı, Rusya’yı, Çin’i suçlamasın. Avrupa faşizmi bir tür ‘küf’ olarak kendisi doğuruyor. Avrupa’da halkın hala Ukrayna savaşından haberi yok. İnsanlar Suriye’de, Körfez’de niye savaş olduğunu, niye İsrail’e yardım edildiğini bilmiyor. Kaynaklar buralara gittikçe Avrupa’da barınma sorunu artıyor, faiz yükseliyor. Bu ülkeler batmaz, Avrupa yenisini üretip yapar ancak savaş çıkmasa bile bu toplumlar acı çekecek.

Avrupa’da bir sürünme dönemi görüyorum. Avrupa politik anlamda yarattığı hastalıktan sıyrılamıyor. Kendini gezegendeki üstün taraf görmeye alışmış. İngiltere yüzlerce yıl dünyayı sömürdü ama sömürdüğü ülkeler beş bin yıldır var olan ülkelerdi. Bu ülkeler yollarına devam ediyorlar. Trump’ın bazı söylemlerinde haklılık payı var. İşçi Partisi parlamentoda yüksek çoğunluk aldı. Programını açıklayınca çoğunluğu kaybettiler. Bu da bir temsiliyet krizi yaratıyor. Türkiye de Avrupa’nın peşine siyasi anlamda takılmış durumda. Bu da demokrasilerde kriz yaratıyor. Oligarşi dediğimiz şey ortaya çıkıyor. Avrupa’da birkaç ülke harici demokrasiyle yürütülen ülke kalmadı, oligarşiyle yönetiliyorlar.”

‘Kimse parasını burada tutmaz, Çin’e gider’

Aral, Brüksel’de Rusya devlet varlıklarına el koyup savaş için harcama tartışmalarıyla ilgili de ‘kimse parasını burada tutmaz’ uyarısında bulundu:
“Şu anda iktidarda olan politikacıların birçoğu para kopartmayı düşünüyor. Bu tabloda finans çevresi ‘Bir dakika’ diyor. 1400’lerden beri, finansal sistemin yürümeye başladığı günden itibaren efektif olan Londra’nın sisteminin üzerine çöker, kimse parasını burada tutmaz. Bütün değerli madenlerle ilgili fiyatlandırma birimleri Avrupa’dan gider ve Çin’e gider. Çin, finansal açıdan en güvenilir yer olarak görülüyor. İngiltere’deki bazı yatırımların Çin’e gittiğini duydum. Avrupa siyasal anlamda güven vermiyor artık.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала