Deprem Uzmanı Övgün Ahmet Ercan uyardı: Bu illerden ev alırsanız enkaz altında kalırsınız

İnanılır gibi değil. Halka nasıl yardımcı olacağımı bilmiyorum. Ak diyorum kara, kara diyorum ak anlıyorlar. Bu illerde deprem olacak. Bu illerde ev satın alırken sulak, gevşek yerlerde ve tarım alanlarında olan yapıları almayın. Almak için ısrar ediyorsanız satıcıdan yer yapı güvenlik belgesini isteyin. Eğer bu belge olumsuzsa orası kötü demektir orayı almaktan vazgeç. Biz halkımızın göçük altına girmesini engellemek için çözüm önerisi sunuyoruz. Sulak tarım alanları imara açıldı. Sındırgı’da hasarın olduğu yerler eski bataklık alanları. Ben uyarıyorum. Bu tür yerlerden yapı almayın da kiralamayın da...

3 bin 700 küsur sayfalık bir iddianameyle ilgili büyük laflar etmek iddialarda bulunmak yanlış olur. Bu kadar kutuplaşmış bir ortamda insanlar ilk ezberle ‘siyasi’ ve ‘hırsızlık’ diyor. Kimin kimle nasıl bağlantısı olduğunu çözmek zaman alır. İddianamenin açılışında Erdoğan’ın ‘ahtapotun kolları’ lafı kullanılıyor. Hemen başta bu örneğe başvurulması bir duruş ifade ediyor. Bu örgüt var, 2014’te başlamış. Beylikdüzü’nü, İBB’yi ve CHP’yi ele geçirdiler diyor iddianamede. Beylikdüzü’nden İBB’ye başkan yapan Kılıçdaroğlu’dur. Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak onu belirledi. Kılıçdaroğlu bu örgüt tarafından mağdur edildiği yazıyor iddianamede. Özgür Özel yönetiminin bu örgüt tarafından seçilerek başa getirildiği yazıyor. CHP’nin de bu suç örgütünün olanaklarını kullanan parti haline dönüştüğü yazıyor. İmamoğlu’nun A takımının, bürokratların kanıtlanmaya muhtaç 140 iddianın yanı sıra çok net siyasal iddialar barındırıyor. Bu eylemleri bildirerek ‘ben kapatma istemedim’ diyen savcılık, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘harekete geç’ demek istiyor. İddianamede birçok alana boşluklar konmuş, ‘araştırmalar devam ediyor’ deniliyor. O araştırmalar nereye varacak bilmiyoruz. CHP’nin yargıyla olan mücadelesi, aylardır tüm odağı yargı, bu tablo devam edecek gibi görünüyor. İddianameyi okurken şu hissiyatı yaşadım: ‘Öyle bir hırsızlık düzeni kurulmuş ki elbette demokratik düzen için büyük tehlike arzediyor’ diye yazıyor iddianamede. Demek ki tüm bunlar keyfekeder yapılıyor. İnsanın aklına ister istemez bu geliyor. İddianame çok özgüvenli ve cesur ifadelerle yazılmış. İddianamenin ilk 100 sayfasında en büyük suçlamanın ‘örgüt’ olduğu görülüyor. Eğer o olmasa, geri kalan tümü Türkiye’deki tüm belediyeler için suçlanan konular var. Geçmiş belediyelerde de ihaleye fesat rüşvet gibi şeyler vardı. Son 1 ayda ortaya çıkan casusluk var. Örgüt oluşturduğu iddiası var.