- Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

Gazeteci Karan: UCM adaleti değil, Batı’nın çıkarlarını koruyor

© SputnikCeyda Karan'la Eksen
Ceyda Karan'la Eksen - Sputnik Türkiye, 1920, 07.11.2025
Abone ol
Gazeteci Ceyda Karan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) aldığı kararların evrensel adalet ilkesiyle değil, Batı’nın jeopolitik çıkarlarıyla uyumlu biçimde şekillendiğini söyledi. Karan’a göre, Rusya lideri Putin hakkında verilen tutuklama kararı da bu politikanın bir örneği.
Uluslararası hukuk sistemi, son yıllarda büyük güçlerin çıkar mücadelesinin gölgesinde derin bir meşruiyet krizi yaşıyor. “Evrensel adalet” iddiasıyla kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), artık tarafsız bir yargı organı olmaktan çok, siyasi hesaplaşmaların aracı haline geldiği yönünde eleştirilerle karşı karşıya.
Mahkemenin birçok konuda izlediği tutum, Batı’nın insan hakları ve hukuk söyleminin giderek daha fazla jeopolitik bir enstrümana dönüştüğünü gösteriyor.
Eleştirmenlere göre, adaletin seçici uygulanması, küresel sistemde hem hukukun hem de uluslararası kurumların itibarını zedeliyor.
Gazeteci Ceyda Karan, Radyo Sputnik’te hazırlayıp sunduğu ‘Eksen’ programında UCM’nin çifte standart gözeten politikalarını değerlendirdi. Karan, şunları söyledi:

‘Evrensel adalet değil, siyasi hesap’

Gazeteci Ceyda Karan, UCM kararlarının adalet değil, Batı’nın siyasi çıkarları doğrultusunda şekillendiğini söyledi. Karan’a göre, Putin hakkında verilen tutuklama kararı mahkemenin tarafsızlığını zedelerken, UCM’nin Küresel Güney’deki ülkeleri hedef alması “adaletin jeopolitik bir araca dönüştüğünü” gösteriyor:

“Rusya Devlet Başkanı Etnik İşler Konseyi Toplantısı’na katılmış. 2036’ya kadar bir ulusal politika stratejisi çıkarılmasını istiyor. Bunun sebebi konuşmasında da olduğu gibi yabancı aktörlerin Rusya’nın etnik sorunlarını istismar etmeye kalkışması. Yabancı provokatörlerin Rusya’nın birlik ve egemenliğini bozmaya çalışan politikalar geliştirdiklerini, birtakım merkezler kurduklarını, Rusya’nın tüm halklarını agresif Rus düşmanlığı ile hedef aldıklarını söylüyor. Putin’in bu konuşmayı yapmasındaki sebepleri aslında Batı’da bu işlerle ilgilenen jeopolitik analiz yapan pek çok insan dile getiriyor. Bunlar tabii çeşitli kanallarla yapılıyor. İçeride engio’lar vasıtası ile kendi hükümetlerine karşı harekete geçirme, renkli devrim ya da kimileri darbe diye nitelendiriyor, dışarıdan sıkıştırma, yan yana, aynı toprak parçasında, aynı devlet içerisinde yaşamış ülkeleri kullanma; Ukrayna bunun örneği olarak verilebilir…

En son Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin son iki yıldaki faaliyetleri bile buna katılabilir. BM Mahkemesi’nden ayrı bir şey bu. Roma statüsü ile kurulmuştu ve Ukrayna, Donbass sahasında cepheden kurtarılan çocuklar, yani hayatları kurtarılan çocuklar üzerinden dava oluşturdular, hatırlayacaksınız. Bunu da ‘Evrensel adalet’ altında yaptılar. ‘On binlerce çocuk kaçırıldı’ dediler. Kaçırılanların hangisi Rusça konuşan kesimden, onlar belli değil. Topu topu üç yüz küsür kişilik liste verdiler, bir anlatı tesis ettiler. Bununla ilgili olarak da UCM’yi de kullandılar. En son AB’nin dış politika şefi Kaja Kallas uluslararası hukuk düzenine yönelik saldırı varmış, UCM’yi savunma yollarını arıyorlarmış. ‘Amerika da saldırıyor’ demeye çalışıyor. Ama kendi kurmaya çalıştıkları uluslararası hukukun altını zaten kendileri böyle dosyalar açarak, cepheden çocuklar kurtarıldı diye Putin hakkında tutuklama kararları çıkartarak kendileri yaptılar aslında. Adaleti jeopolitik çıkarları için kullandılar. İşin aslı başka türlü ifade edilebilecek gibi değil. Zaten UCM’nin hamlelerine baktığımızda daha çok Küresel Güney’de Batı jeopolitiğinin hedef aldığı ülkelerde faaliyet gösterdiklerini görüyoruz. Kaja Kallas en son yeni yapmış bu açıklamayı. Tabii bu konuda Rusya Dışişleri Sözcüsü de bir yanıt vermiş: ‘UCM girişimleri gerçekte küresel gücünü korumaya yönelik’ demiş. Kimleri dava ediyorlar, hangi koşullarda dava ediyorlar? Gazze meselesi UCM’nin de altını oydu, mecburen birtakım girişimleri yapmak zorunda kaldılar. Pek çok ülkede de rahatsızlık yarattı. Doğrusunu söylemek gerekirse çifte standartlar.”

‘Adaleti jeopolitik çıkarlarına alet ediyorlar’

Batı’nın uluslararası hukuk anlayışının tarafsızlıktan uzaklaştığını dile getiren Karan’a göre Avrupa Birliği ve müttefikleri, adaleti evrensel ilkelerle değil, kendi politik çıkarları doğrultusunda işletiyor:
“Avrupa Birliği’nin anlaşılması bakımından faydalı olması için bir örnek vereyim; en son bir İtalyan gazeteciden Nova Ajansı’ndan İtalyan gazeteci Ukrayna krizinde Rusya’nın tazminat ödemesini istiyorsunuz, peki İsrail’in Gazze’de?’ diye bir soru sormuştu AB Sözcüsüne. AB Sözcüsü buna yanıt veremedi. O İtalyan gazeteciyi kovmuşlar. Böyle evrensel adalet dedikleri, siyaset, demokrasi, insan hakları, çifte standartlar ve tamamen çıkarlara dayalı jeopolitik üzerinden şekilleniyor. Çok açık net bir şekilde her türlü olgu önümüzde var. Uluslararası adalet, evrensel adaleti de buna gayet güzel alet ettiklerini görüyoruz.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала