https://anlatilaninotesi.com.tr/20251103/cin-abdye-karsi-ticaret-savasini-kazandi-1100697770.html
‘Çin, ABD’ye karşı ticaret savaşını kazandı’
‘Çin, ABD’ye karşı ticaret savaşını kazandı’
Sputnik Türkiye
ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Çinping arasında Güney Kore’de gerçekleşen görüşmeyi değerlendiren gazeteci Gökhun Göçmen, varılan sonucu... 03.11.2025, Sputnik Türkiye
2025-11-03T12:40+0300
2025-11-03T12:40+0300
2025-11-03T12:40+0300
eksen
radyo
çin
donald trump
ticaret
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/12/1063605477_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_08823ba80482581cd95af3d89dfacfeb.jpg
ABD Başkanı Donald Trump, Asya gezisi kapsamında Çin Devlet Başkanı Şi Çinping ile Güney Kore’de bir araya geldi. 1 saat 40 dakika süren görüşmenin başlangıcında Trump, Şi Çinping’e “Şi çok çetin bir müzakereci ama çok iyi ilişkilerimiz var” diyerek iltifatta bulundu. Ardından heyetler arası görüşme başladı. Ancak görüşmenin ardından ortak basın toplantısı yapılmaması dikkat çekti. Trump, ABD yolunda yaptığı açıklamada görüşmeyi “Harika” olarak niteledi ve sonuçlarına dair şunları söyledi: “Şi ile mikroçipleri görüştük, Nvidia ve diğer şirketlerle çip alımını görüşecekler. Değerli madenler konusunda anlaşma sağlandı, artık engel olmayacak. Çin'e uygulanan gümrük vergileri yüzde 57'den yüzde 47'ye düşürülecek." Trump, ayrıca Nisan ayında Çin’e gideceğini duyurdu. Görüşmenin ardından Şi Çinping’ten özel bir açıklama gelmedi. Peki Trump ve Şi Çinping görüşmesi ABD ve Çin ilişkilerine yeni bir ivme katabilir mi? Görüşmenin ardından iki ülke arasındaki rekabet mi yoksa işbirliği mi artacak? Trump ve Şi Çinping görüşmesinde yaşanılanları ve olası sonuçlarını Çin’i yakından takip eden gazeteci Gökhun Göçmen ile konuştuk.‘Trump, şov yaptı, Şi Çinping’in sır vermeyen yüz hali vardı’ Trump ve Şi Çinping görüşmesinde medyanın gözleri liderlerin üzerindeydi. Göçmen’in görüşme öncesinde Trump ve Şi Çinping’in tavırlarına dair izlenimleri şöyle: 'Çinliler, Trump’ın karakteri konusunda şerbetlendiler' Göçmen, Çin heyetinin geçmişte Trump ile olan görüşmelerinde yaşadıkları deneyimlerden dolayı daha temkinli olduğuna dikkat çekti: 'MAGA denilen büyük proje Çin’i kalkınmasını baskılamak üzerine kurulmuştur' Göçmen, ABD ve Çin rekabetinin bütün dünyayı etkilediğini söyleyerek, Xi Jinping’in bu konuda dikkat çeken sözlerini analiz etti: 'Çin’in pazuları şiştikçe rekabet edilecek bir ülke olarak görülmeye başlandı' Göçmen, Trump’ın dikkat çeken G2 nitelemesinin Çin’de neden kabul görmediğini de anlattı: 'ABD vergileri indirmek zorunda kaldı. Çin, ticaret savaşını kazandı' Göçmen, ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergilerini indirmenin bir zorunluluktan kaynaklandığını öne sürdü: 'Çin, oyunu nasıl oynayacağını ve misillemeler yapmayı öğrendi' Göçmen, Çin’in ABD’yle olan ticaret savaşını kazanmasını ise şu nedenlere bağladı: 'ABD, nadir toprak elementlerin akışında kazanım elde etti' Göçmen, ABD’nin de görüşmeden bazı kazanımları olduğu ekledi: 'Trump’ın Çin’in ABD’den soya fasulyesi almasına ihtiyacı var' Göçmen, anlaşmanın en önemli sonuçlarından birinin nadir toprak elementleri ticaretinde olacağını söyledi: ‘Pasifik’te askeri anlamda sular ısınacak’ Göçmen, Çin’in başta Ukrayna’da devam eden savaş uluslar arası sorunlarda devrede olmaya devam ettiğini de hatırlattı:
çin
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/12/1063605477_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_aa1ef2ed718cfec417e3582a1e9020b6.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
radyo, çin, donald trump, ticaret
radyo, çin, donald trump, ticaret
‘Çin, ABD’ye karşı ticaret savaşını kazandı’
ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Çinping arasında Güney Kore’de gerçekleşen görüşmeyi değerlendiren gazeteci Gökhun Göçmen, varılan sonucu iki ülke arasındaki ticaret savaşında “Bir yıllık bir ateşkes” olarak niteleyerek, görüşmelerinin sonuçlarını değerlendirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, Asya gezisi kapsamında Çin Devlet Başkanı Şi Çinping ile Güney Kore’de bir araya geldi.
1 saat 40 dakika süren görüşmenin başlangıcında Trump, Şi Çinping’e “Şi çok çetin bir müzakereci ama çok iyi ilişkilerimiz var” diyerek iltifatta bulundu.
Ardından heyetler arası görüşme başladı.
Ancak görüşmenin ardından ortak basın toplantısı yapılmaması dikkat çekti.
Trump, ABD yolunda yaptığı açıklamada görüşmeyi “Harika” olarak niteledi ve sonuçlarına dair şunları söyledi:
“Şi ile mikroçipleri görüştük, Nvidia ve diğer şirketlerle çip alımını görüşecekler. Değerli madenler konusunda anlaşma sağlandı, artık engel olmayacak. Çin'e uygulanan gümrük vergileri yüzde 57'den yüzde 47'ye düşürülecek."
Trump, ayrıca Nisan ayında Çin’e gideceğini duyurdu.
Görüşmenin ardından Şi Çinping’ten özel bir açıklama gelmedi.
Peki Trump ve Şi Çinping görüşmesi ABD ve Çin ilişkilerine yeni bir ivme katabilir mi? Görüşmenin ardından iki ülke arasındaki rekabet mi yoksa işbirliği mi artacak?
Trump ve Şi Çinping görüşmesinde yaşanılanları ve olası sonuçlarını Çin’i yakından takip eden gazeteci Gökhun Göçmen ile konuştuk.
‘Trump, şov yaptı, Şi Çinping’in sır vermeyen yüz hali vardı’
Trump ve Şi Çinping görüşmesinde medyanın gözleri liderlerin üzerindeydi. Göçmen’in görüşme öncesinde Trump ve Şi Çinping’in tavırlarına dair izlenimleri şöyle:
“Donald Trump her zamanki gibi bir şov yapmaya çalıştı. Klasik komplimanlarını yaptı. Şi Çinping’e 'Büyük bir devletin, büyük bir lideri' dedi. Parmağıyla 'O sert bir müzakereci' diye Xi Jinping'i işaret etti. Bu Donald Trump'ın klasik tavrı. Xi Jinping'de kendi kişisel özelliklerine uygun olarak hani derler ya ser verip sır vermeyen bir yüz hali vardı. Tabii birkaç böyle çok mutlu olduğu anları saklamadığı zamanlar da var. Ama genellikle ve özellikle kendisini rakip gören liderlere karşı çok fazla böyle ne düşündüğünü belli etmeyen bir tonu vardı. Yine o tonunu korudu Şi Çinping. Önemli mesajlar verdi."
'Çinliler, Trump’ın karakteri konusunda şerbetlendiler'
Göçmen, Çin heyetinin geçmişte Trump ile olan görüşmelerinde yaşadıkları deneyimlerden dolayı daha temkinli olduğuna dikkat çekti:
"Şimdi ben bu aslında görüşmeyi önemli buluyorum. Birkaç açıdan önemli. Altı yıl sonra gerçekleşti. Yani Donald Trump ve Şi Çinping arasındaki bu görüşme en son 2019 yılında yine başka bir Asya ülkesinde Japonya'da bir araya gelmişlerdi. Ve Donald Trump ikinci kez Beyaz Saray'a çıktığı andan itibaren Çin'e davet edilmek, Şi Çinping'le görüşmek için defalarca kez girişimde bulundu. Kimi zaman açıklıkla söyleyelim kamuoyunu yanıltıcı bilgi verdi. Ancak hani derler ya bir konuda şerbetlenmek diye deyim var. Çinliler, Ticaret Savaşı meselesinde Donald Trump'ın karakteri konusunda şerbetlendiler artık. İlk döneminden bu yana bir ticaret savaşıyla uğraşıyorlar. Dolayısıyla Donald Trump'la görüşmek için ilk dönemdeki kadar istekli değillerdi. Öncelikle teknik anlamda bazı sorunların çözülmesini beklediler. Heyetler arasında görüşmeler yapıldı ve olgunlaştıktan sonra olgunlaşmış hali de bu arada yanlış anlaşılmasın tamamen bir anlaşmadan bahsetmiyoruz. Bir yıllık bir ateşkesten bahsediyoruz."
'MAGA denilen büyük proje Çin’i kalkınmasını baskılamak üzerine kurulmuştur'
Göçmen, ABD ve Çin rekabetinin bütün dünyayı etkilediğini söyleyerek, Xi Jinping’in bu konuda dikkat çeken sözlerini analiz etti:
“Dilerseniz takipçilerimiz açısından da faydalı olması için üç bölüme ayıralım. Birincisi bu iki devin ilişkilerini nasıl koordine edeceği üzerine verilen mesajlar vardı. Tabii söz konusu Çin ve Amerika Birleşik Devletleri olunca bu uluslararası sistemi de etkiliyor. Bu iki devin kavgası, iki devin çekişmesi ya da barışı işbirliği bütün dünyaya etki ediyor. Dolayısıyla birbirlerini nasıl gördükleri kadar uluslararası sistem içinde birbirlerini nasıl konumlandırdıklarını da belki de o kısacık mesajlarla anladık. Bir buna bakalım, bir ticaret meselesine değinelim. Nadir toprak elementleri meselesi mühim, oraya biraz bakalım ve son olarak da güvenlik mimarisi konusunda verilen mesajları inceleyelim. Şimdi Çin Cumhurbaşkanı Şi Çinping enteresan bir cümle kurdu. Kısa bir konuşma yaptı zaten ve o kısa konuşmasındaki cümlesi çok önemliydi. Dedi ki, ‘Çin'in kalkınması ABD'nin yeniden büyük olma vizyonuyla çelişmiyor’ dedi. Bir zaman hani liderlerin söyledikleri kadar söylemedikleri de bir anlam taşır. Aslında Şi Çinping perde arkasında daha doğrusu dolaylı olarak dedi ki evet MAGA denilen o büyük proje aslında Çin'in kalkınmasını baskılamak üzerine kurulmuştur. MAGA'nın temel felsefesi 'Çin yükseldikçe biz müreffeh olamayız' şeklinde bir algılayıştır. Aslında söylemediği kısım buydu fakat 'Bizim kalkınmamız size engel değil' diyerek bunu da Amerikan politikasının o partiler üstü hale gelen ulusal strateji belgelerine giren Çin'in baskılanması politikasına karşı dedi. 'Çin, kimsenin yerini almak, kimsenin ayağını kaydırmak istemiyor' dedi. Yine biraz önce bahsettiğim bağlamda önemli. Çünkü Donald Trump için Çin'in yaptığı bütün adımlar doğrudan Amerika Birleşik Devletleri'ne yönelik. BRICS kuruluyor, doğrudan ABD'ye yönelik, Şio mu kuruluyor, doğrudan ABD'ye yönelik. Türkiye'de de aslında böyle algılanıyor ama hiç böyle değil. Yani ne Brıcs ne Şio tamamen kafayı Amerika Birleşik Devletleri'ne takıp onu tahtından etmek üzere yola çıkmış oluşumlar değil. Bunlar bambaşka gündemleri olan, bambaşka bir finansal sistem hayal eden, bambaşka bir uluslararası ilişkiler sistemi tahayyül eden devletlerin bir araya gelmesi. Ama bu Amerikan hegemonyasına meydan okuyorsa da evet. Yani bunlarda da geri adım atmıyorlar. Yani Amerika istiyor Donald Trump kırılmasın diye de bu ülkeler biz ayrı finans sistemi kurmayalım, kendi ödeme sistemlerimizi inşa etmeyelim diyemezlerdi."
'Çin’in pazuları şiştikçe rekabet edilecek bir ülke olarak görülmeye başlandı'
Göçmen, Trump’ın dikkat çeken G2 nitelemesinin Çin’de neden kabul görmediğini de anlattı:
“Donald Trump, peki Çin'i nasıl görüyordu? Onun da önemli bir cümlesi vardı. O da kameralara döndü toplantı öncesinde. Dedi ki ‘Biraz sonra G2 toplantısı başlayacak.’ Çünkü G2 tanımlaması Donald Trump'ın icadı falan değil. Aslında G2 dediğimiz zaman hemen akla dünyanın iki büyük ekonomisi geliyor haklı olarak. Bir zamanlar biz neyi konuşuyorduk işte G8 diyorduk. Bu Ukrayna krizi sonrasında Rusya oradan dışlandı ve G7 biçimine indirdiler. Uluslararası ilişkilerin geleceğini eskiden tahayyül etmek isteyenler tahmin için hemen açıp G7 toplantılarına bakardı. Şimdi gerçi unuttuk, BRICS toplantılarına daha fazla dikkat kestirdik. O da dünyanın nereye gittiğini bize gösteriyor ama Donald Trump'ın G2 demesi aynı zamanda şuydu. Dünyanın iki büyük ekonomisi ama aynı zamanda uluslararası dengenin yönetim kurulu. Çünkü Brezinski'nin 2009'da yazdığı bir makale vardı. Malum 2008 krizinin hemen ardından Financial Times'e yazdığı makalede bu G2 kavramını kullanmıştı. Özetle diyordu ki bu iki ülke dünyadaki meseleleri çözebilecek tek kapasiteye sahip iki aktördür. Dolayısıyla karmaşık karar alma süreçlerine gerek yok. Bu iki ülke bir araya gelsin ve meseleleri halletsin şeklinde bir bakış açısı vardı. Şuna dikkat çekmek isterim. 2008-2009 yıllarında tamam Çin 2008 krizinin atlatılmasına büyük yardımda bulundu. Amerika Birleşik Devletleri'nde bu takdir gördü ama Çin o zamanlar şimdiki gibi ABD'nin gözüne batan ulusal strateji belgelerine hasıl olarak giren bir devlet değildi. O zamanlar daha iyimser bir bakış açısı vardı. Fakat zaman ilerledikçe ve Çin'in pozuları biraz daha böyle göze görünür biçimde şişkinleşince o zamandan sonra artık işbirliği değil, rekabet edilecek bir aktör olarak anılmaya başladı. Yine o yıllarda ilginç bir kavram vardı. Nia Ferguson, o da ünlü bir tarihçi, o da diyordu ki, Çin Amerika diyelim biz aslında, ya da China America, ikisini birleştirelim İngilizce olarak. Neden? Bunlar birbirini bütünleyen iki ülke aslında. Nasıl olur? Çin üretir, Amerika Birleşik Devletleri alır. Çinliler kazandıkları parayla geri dönen Amerikan hissesi alır. Amerika'nın hazine hisselerini alırlar ve böylece yine o para bize gelir falan gibi bir teori vardı. O da 2000'lerin başlarındaki teorilerden bir tanesiydi. Şimdi Donald Trump bunu gündeme getirdi. Belki bir kompliman olarak, belki de bütün dünyayı birlikte yönetebiliriz mesajı vermek için bunu söyledi ama tabii gerçeğe baktığımız zaman hala Amerika Birleşik Devletleri değil, Çin ile birlikte dünyayı yönetmek hegemonisini gerilettiği için en ufak bir taviz vermek istemeyecektir. Çin, bunu kendisi mücadele ederek kazanmak zorunda. Ama Çinliler de biraz önce sen de söyledin ya zaten 2009 yılında Çinliler bu teklifi reddetmişti. Demişlerdi ki hayır G2 olmayacak. Biz geniş katılımlı bir uluslararası toplumu hayal ediyoruz. Şimdi Şi Çinping zaten bir inisiyatif duyurdu, küresel yöneticinin inisiyatifi. Evet, çok daha büyük, çok daha geniş ölçüde çözümü tabana yaymayı öngören, kısaca özetlersek, çok taraflılığı teşvik eden bir sistem. Tabii ki bu G2 açıklamasına pek memnun olmayacaklardır ya da çok da fazla bunu gündeme getirmeyeceklerdi kendi işlerinde ama Trump'ın Çin'i nasıl algıladığı konusunda bize bir fikir verdi diye düşünüyorum."
'ABD vergileri indirmek zorunda kaldı. Çin, ticaret savaşını kazandı'
Göçmen, ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergilerini indirmenin bir zorunluluktan kaynaklandığını öne sürdü:
"Şu malum ticaret anlaşmasına gelelim. Ne oldu ticaret anlaşmasında? Bir kere yüzde 57'den yüzde 47'ye inen vergilerle karşı karşıya bulunuyoruz ama Donald Trump uçakta da kafaları karıştıran bir cümle kurdu. Şimdi bunu Amerikalı CNN'de tartışıyor, konuyu takip eden batılı finansçılar da tartışıyor. Bu yüzde 57 nereden geldi? Baktığımız zaman yüzde 25 zaten yine Çin'in Donald Trump'ın ilk döneminde uygulanan vergiler vardı. yüzde 20'lik bir fentanil üzerinden gelen yani fentanil dediğimiz dinleyicilerimiz için söyleyelim ilaç ham maddesi fakat kötü organizasyonların kötü insanların eline düşünce eline düşünce tırnak içinde uyuşturucu olarak da yapılabiliyormuş kullanılabiliyormuş böyle bir durum var. Bunun bahanesiyle her zaman olduğu gibi yüzde 20'lik vergi getirildi. yüzde 45 oldu yüzde 10'lukta bu özgürlük günü Liberation Day vergileri verdiği o da oradan geliyor. Şimdi Donald Trump uçağa bindi biz dedi yüzde 57'den 47'ye düştük. Yani yüzde 2'lik farkı nereden geldiğini kimse anlamadı. Kimse bunu kimse bunu anlamadı. Ama ortada bir gerçek var. Amerika Birleşik Devletleri bu vergileri indirmek zorunda kaldı. Neden? Nedenini aslında ben değil de batıdaki birkaç yayın organının yani ana akım sadece yayın organı olarak kabul etmeyelim bunları. Amerika'daki belli elitlerin sesi olarak kabul edilen iki dergiye bakalım. Bir tanesi İngiltere'den bir tanesi Amerika'dan olsun. Ekonomist. Ekonomistin bu haftaki kapağı çok ilginçti sayın Karan. bir iki basketbolcu gibi resmedilmiş Çin ve Amerika Birleşik Devletleri topta dünya şeklinde çizilmiş ikisi rebound almak için havaya zıplamış ama topa daha yakın olan basketbolcu Çin forması içerisinde ve altında yazıyor ki Çin ticaret savaşını kazandı.“
'Çin, oyunu nasıl oynayacağını ve misillemeler yapmayı öğrendi'
Göçmen, Çin’in ABD’yle olan ticaret savaşını kazanmasını ise şu nedenlere bağladı:
“Peki nasıl kazandı? Çin bu oyunu nasıl oynayacağını öğrendi. Misillemeler yapmayı iyi öğrendi. El yükseltmeyi iyi öğrendi diyor ve bu bağlamda da nadir toprak elementlerine dikkat çekiyor. Strateji kartlarını iyi kullandırıyor. Financial Times'da da bir makale vardı. O da Gideon Rahman ünlü yazarlarından bir tanesi. O da bu kez basketbolcuları değil ama boksörlere benzetti ve dedi ki bu iki ülke ringe çıkarsa rakibini yere serecek olan ülke yüksek ihtimalle Çin Halk Cumhuriyeti olacak ve nadir toprak elementleriyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri'nde bugün...kalp krizinden kanserle mücadeleye kadar kullanılan bir dizi ilacın ham maddesinin...sadece Çin'den gelebildiğini işaret etti. Ve yani ticaret savaşı bir sağlık krizine de dönüşebilir uyarısında bulundu. Tam da işte bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri Amerika'yı yeniden keşfetti ve dedi ki... bizim Çin ile olan köprüleri atmamız şu an için mümkün değil. kendine ait toplak elementlerimiz üretene kadar kendi tıbbi gereksinimlerimizi karşılayana kadar ve bu nedenle tam da bu nedenle bu gerçeğin farkına vardıkları için de son günlerde Çin'e karşı yaptırım değil müzakere sesi duyulmaya başladı. Donald Trump, 10 gündür zaten bunu söylüyor, ‘Muhteşem bir anlaşma olacak Şi Çinping'le buluşacağım’ diyerek havalara uçtu. Ancak bu gelişmeler ne Çin basınında yer aldı, ne Dışişleri Bakanlığı duyurdu. Trump, ben de Nisan'da Çin'e gideceğim dedi. Belki kendi çapında bir kontratak yapmaya çalışıyor da olabilir."
'ABD, nadir toprak elementlerin akışında kazanım elde etti'
Göçmen, ABD’nin de görüşmeden bazı kazanımları olduğu ekledi:
"Bunların neticesinde de tabi Amerika Birleşik Devletleri de iki önemli kazanım elde etti. Bunlardan birisi elbette nadir toprak elementlerinin akışı. Nadir toprak elementleri dediğimiz bu elementler. Şimdi şöyle söyleyelim, bu anlaşmanın hayata nasıl geçeceği, aynı zamanda yani bizim bunu öğrenme biçimimiz, Çin Ticaret Bakanlığı'nın yayınladığı önergeler sayesinde olacak. Şimdi biz kabataslak bir anlaşma, bir çerçeveden bahsediyoruz. O çerçevenin içerisinde nasıl doldurulacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama sorduğun soru çok kıymetli. Ben de şunu hatırlatmak isterim. Şimdi Çin tek bir hamlede nadir toprak elementlerinin ihracatını sıkılaştırmadı. Adım adım kademe kademe bunu yaptı. Örneğin son yayımladığı bu ihracat kontrollerini sıkılaştırmasına dair metinde doğrudan askeri sanayiye gidecek bu maddeler, nadir toprak elementlerinin gidişi yasaklandı. Nadir toprak elementlerine saflaştırılmasında kullanılacak ekipmanların gönderilmesi yasaklandı. Bu maddelerin üçüncü ülkeler üzerinden Amerika Birleşik Devletleri'ne tekrar gitmesinin engellenmesi için bir dizi önlem alanı ve dünyada en çok ses getirene de bu oldu. Ama Çin Ticaret Bakanlığı'nın yayınladığı yönergeye bakacak olursak, orada da yine Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ABD'ye gidecek nadir toprak elementlerinde çifte kullanıma dikkat çekilmiş ve bazıları yasaklanmıştı. Yani çifte kullanım dediğimiz nedir? Örneğin arabada, cep telefonunda da kullanılabiliyor bu madde. İletkenliği arttırabiliyor. Ama alıp radarın içerisine koyduğunuz zaman da bir hassasiyet yaratabiliyor. Askeri uzmanlar daha iyi bilecekler ama çift yönlü kullanımlara ayrıldığımız bu ve Aralık'ın yayınladığı yönerge de buna dikkat çekmiş ve bazı şirketlere gitmesini yasaklamıştı. Şimdi diyebilir ki ben bundan bir ay evvel koyduğum ihracatın sıkılaştırılmasına dair önlemleri kaldırmakla birlikte Aralık ayında bu çifte kullanıma dönük. Siyasetine devam edeceğim diyebilir. Bunları önümüzdeki günlerde göreceğiz, anlayacağız."
'Trump’ın Çin’in ABD’den soya fasulyesi almasına ihtiyacı var'
Göçmen, anlaşmanın en önemli sonuçlarından birinin nadir toprak elementleri ticaretinde olacağını söyledi:
"Bu nadir toprak elementleri meselesinde bunun dünyaya sıkılaştırma önlemlerinin gevşetilmesi söz konusu olacak. Avrupalı şirketler işte araba şirketi otomotiv sanayi falan bundan faydalanacaktır muhakkak ama biraz önce bahsettiğim üzere birçok yönerge var. Bu yönergelerin hangisini kaldıracaklar? Bu nokta izlemeye değer bir nokta olacak dolayısıyla Şimdiden bir tahminde bulunmak çok güç diye düşünüyorum. Bununla birlikte bir maddeye daha dikkat çekmek isterim. Ama oldukça önemli ve aslında Donald Trump'ın ne durumda olduğunu bize anlatıyor. Amerika Birleşik Devletleri, yani Donald Trump, Çin'den soya fasulyesi almasını istedi. Soya fasulyesi meselesi Amerika Birleşik Devletleri için önemli ve biraz aslında mizahi geliyor yani kulağa biraz da böyle trajikomik bir durum. Soya fasulyesi ABD’nin yıllık 12 milyar dolarlık bir ihracat kalemi ve Orta Amerika'dan gidiyor. Yani Donald Trump'ın oy deposu buralar. Bunları kaybetmek istemiyor. Siyaseten de aslında eriyen tabanını bir arada tutmak konsolide etmek için Donald Trump'ın buna ihtiyacı var. Özellikle gündeme getirdi. Çin için sorun değil. Çin buradan soya fasulyelerini almaya devam edecek siyaseten. Belki seçimler öncesinde bir rahat nefes almasına bu şekilde elde ettiği tavizler karşılığında Çin'de yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Çip meselesi var. Çip görüşmesi olacak Çin dedi. Zamanında kendisi de zaten alıyordu, almak istiyordu. Çeşitli engellerle karşılaşıyordu. Bütün bunlardan sonra derler ya kötü komşu ev sahibi yapar insanı diye. Çinliler bir Huawei yaratıcılığıyla kendi gelişkin çiplerini üretmeye başladılar ve iç pazara yaslanmaya başladılar. Evet, Amerika Birleşik Devletleri'nden çip alımı olabilir. Ama bu Çin'in teknolojide içeriye yaslanma, kendi kendine yetebilme hedefinden vazgeçeceği anlamına gelmiyor. Zaten 15. Merkez Komite'nin 4. Genel Kurulu'nu yaptı Çin Komünist Partisi geçtiğimiz hafta. Orada da bir kez daha bunun altını çizdiler. Dediler ki önümüzdeki 5 yıl boyunca yine yüksek teknolojide kendi kendine yeten ve bunu aşan bir ülke olacağız. Dolayısıyla böyle küçük nüanslar ayrıntılar var. Onları da ilerleyen zamanlarda ilerleyeceğiz."
‘Pasifik’te askeri anlamda sular ısınacak’
Göçmen, Çin’in başta Ukrayna’da devam eden savaş uluslar arası sorunlarda devrede olmaya devam ettiğini de hatırlattı:
“Çin devreye giriyor. Zaten Çin devreden çıkmamıştı ki. Aksine Çin'e sunduğu öneriler akamete uğratıldığı için aslında Çin bundan dolayı serzenişte bulunmuştu zaman zaman. Yoksa Brezilya ile birlikte bir yol haritası hazırladılar. Çin ve Brezilya'nın bir yol haritası var. Krizin yıl dönümünde Çin'in tek başına ilan ettiği 12 maddelik bir yol haritası var. Rusya hem Çin'in ayrı ilan ettiği hem de Brezilya ile birlikte Barış'ın dostları grubu kuruldu Birleşmiş Milletler içerisinde. Yine de ülkeler de buraya katıldı. Yani Rusya bütün bunları hep açıp kapı bıraktı. Ama kapıyı kapatan zaten Amerika Birleşik Devletleri'nin kendisiydi. Dolayısıyla yeni bir güvenlik mimarisi kurulmadıkça Çin de yardımcı olamaz. Brezilya da yardımcı olamaz. Bütün mesele yeni bir güvenlik mimarisinin kurulmasının ABD ve belki de daha önemlisi Ukrayna'nın Avrupalı destekçileri kabul edecek. Mesela bu. Ama şuna da dikkat çekmek istiyorum. Çok kısa, hemen bir iki dinle kurayım. Yani biz burada kısmen bir yıllık bir ticaret ateşkesinden bahsediyoruz. O da ne kadar sürecek? Ondan da emin değiliz ama güvenlik meselesini de programında dinledim sen de çok güzel anlattın. Bu nükleer müzakerelerle ilgili bir deneme mesajını verdi. Aynı zamanda Çin'i de masaya çağırmak için bunu yaptı, onu hatırlatalım. Böyle bir sopa sallamak istedi. Ve aynı anda Güney Kore'ye dedi ki, nükleer denizaltı sahibi olabilir artık Güney Kore. Amerika Birleşik Devletleri'nde üretilecek. Bize Avustralya'ya verdikleri o nükleer denizaltı programını hatırlatıyor. Bu da Asya Pasifik'te askeri anlamda bize suların ısınacağı mesajını veriyor sevgili Ceyda."