CHP’li Gürer: Raflardaki ürünleri alan da üreten de perişan

Abone ol
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de tarımsal üretimde yaşanan çöküşe dikkat çekerek hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur olduğunu söyledi. Gürer, “Patates tarlada çürüyor, markette 5-6 katına satılıyor. Üretenin mutsuz, tüketenin çaresiz olduğu bir sistem var” dedi.
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk olan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de tarım sektöründe yaşananları ve üretici-tüketici dengelerini değerlendirdi. Gürer, şunları söyledi:
‘Tarımı kamu şekillendirmeli’
Gürer, tarımın serbest piyasa koşullarına bırakılmasının krizi derinleştirdiğini belirtti. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) devreye girmesi gerektiğini vurgulayan Gürer, kamucu bir anlayışla üretim ve dağıtım zincirinin yeniden düzenlenmesini istedi. Gürer, “Kamu eliyle ürünler toplanmalı, depolanmalı ve vatandaşlara uygun fiyattan ulaştırılmalı” çağrısında bulundu:
“Patates tarlada kalıyor, binlerce ton israf oluyor. Kamucu bir yaklaşımla bu sorunlara bakılmazsa çözüm üretilemez. Patatesin alımında Toprak Mahsulleri Ofisi devreye girse tüccar hemen yarın gelir. Yurtdışına ihracat yapılsın, fiyatlar üretici açısından dengelenir. İşin acı tarafı, tarlada ürün kalıyor, üretici girdi maliyetlerine göre ürün satamıyor, sonra rafa gidiyorsunuz 5-6 katı fiyata marketten patates alıyorsunuz. Yani alan da perişan üreten de. Bunun çözümü var; toplum yararı projesi kapsamında şu anda kamu kuruluşlarına eleman alıyorlar. Bunlar ağaç dikiyor, temizlik yapıyor. Bu insanlara aynı şartlarda tarlayı toplattır, kamyonlara yükle, diğer illere gönder ve vatandaşlara uygun fiyatta sat. Ya da Toprak Mahsulleri Ofisi depolayıp, ürün pahalandığında fiyatları düşürmek için piyasaya sürebilir. Üretenin mutsuz olduğu, tüketenin pahalı aldığı, tüccarın kazandığı bir sistem var.”
‘Tarımsal ithalatımız artıyor’
TÜİK verilerine göre tarımsal üretimde son iki yılda ciddi gerileme yaşandığını belirten Gürer, tahıl ve bitkisel üretimin 8 milyon ton azaldığını aktardı. Türkiye’nin mercimekten nohuda kadar pek çok üründe ithalatçı haline geldiğini ifade eden Gürer, şöyle devam etti:
“2025 yılı çiftçi için zor bir yıl oldu. Kuraklığın, zirai donun etkisi yanında düşük alım fiyatlarından dolayı çiftçi büyük bir mağduriyet yaşadı. TÜİK verilerine göre 2023 yılında tahıl ve bitkisel üretim ülkemizde 77 milyon 700 bin ton ve 2025 Ekim ayında açıklanan tahmini üretim ise 67 milyon 100 bin tona düştü. Yani 8 milyon 300 bin tona yakın bir kaybımız var. 2023 yılında buğday 22 milyon ton yetişirken 2025’in Ekim’inde buğday 17 milyon 900 bin ton olarak öngörüldü. Türkiye yüzde 97’lik kendi kendine yeterliliği varken buğdaydaki yeterlilik önemli ölçüde geriledi. Çünkü 3 yıldaki kaybımız 4 milyon 100 bin tonu buluyor. Meyvede ise durum daha vahim. Çünkü geçen 28 milyon 300 bin ton meyve yetişiyordu; şu anda 19 milyon 800 bin tona gerilediği öngörülüyor. 8 milyon 800 bin tonluk bir kayıp var. Özellikle arpada 2023’te 9 milyon 200 bin tonken; şu anda 6 milyon ton civarında. Nohut gibi anavatanı Anadolu olan ürünümüz 2023’te 580 bin tondan Ekim 2025’te 406 bin tona geriliyoruz ve nohut ithal ediyoruz. Mercimek 2023’te 424 bin ton yetişirken 2025 yılının tahmini 230 bin ton. Görünen o ki mercimekte de dışa bağımlılığımızı katlıyoruz. Burada uygulanan politikaların tabii ki olumsuz etkisi var ama farklı iklimsel değişimler ile ortaya çıkan ve önlem alınmayan problemlerin de etkisi var. 2025 yılında elmada bir önceki yıla göre kayıp yüzde 48.3; kirazda 70.6; üzümde 24.5; limonda yüzde 34.8; zeytinde yüzde 34.7 azalış var. Bu azalış fiyatların rafta artması, Türkiye’nin de ithalata daha çok bağlanması anlamını içeriyor.”
‘Tarımı ıskalarsanız geleceği ıskalarsınız’
Tarımın milli güvenlik kadar önemli olduğunu vurgulayan Gürer, “Tarım milli güvenlik kadar önemli. Tüm ülkeler tarımı önceliyor. Giydiren ve doyuran bir sektör. Siz tarımı ıskalarsanız geleceğinizi ıskalarsınız. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü var; ‘Saban kılıca her zaman üstün gelir’ diyor. Tarih boyunca gıdasız hiçbir şey başarı ile sonlanmamıştır.” dedi.

