- Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘ABD, Çin’i karşısına alacağına Çin’e yakın Latin Amerika ülkelerine saldırıyor’

© SputnikCeyda Karan'la Eksen
Ceyda Karan'la Eksen - Sputnik Türkiye, 1920, 21.10.2025
Abone ol
Gazeteci Çağlar Tekin'e göre ABD Başkanı Donald Trump, Çin yerine Çin'le yakınlaşan Latin Amerika ülkelerini hedef alma stratejisi yürütüyor. ABD'nin uyuşturucu ile mücadele gibi bir amacı olmadığının altını çizen Çağlar Tekin, CIA-kara para ve kartel ilişkisine atıfta bulundu.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Kolombiya kontrolden çıkmış durumda" sözlerine ilişkin, "Elbette kontrolden çıktı, ama onun (Trump) kontrolünden! Bir demokraside hükümet, Trump’ın değil, halkın denetimindedir. O, Kolombiya’da kral değil; burada kralları kabul etmeyiz, nokta." yanıtını verdi.
Ülkesindeki özel bir televizyon kanalına konuşan Petro, Trump’ın kendisini "uyuşturucu lideri" olarak nitelendirmesi ve ABD ile yaşanan "uyuşturucuyla mücadele" gerilimine değindi.
Petro, ABD'nin, Karayipler'de uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla hedef aldığı tekneleri hatırlatarak, "Karasularımız içinde olup olmadığını araştırıyoruz ancak bize koordinatları vermek istemediler. Peki, buna karşı ne yapmalı? Bir devlet başkanı susup diz mi çökmeli, yoksa insanlığın onuruyla mı konuşmalı? Uluslararası tüm mercilere başvuracağız ve ulusal egemenliğimizi savunacağız." diye konuştu. ​​​​​​​
ABD ile yaşanan diplomatik gerilimde asla taviz vermeyeceğini dile getiren Petro, "Ben taviz vermeyeceğim, talep edeceğim. Ama eğer Kolombiya zaten her şeyi taviz verdiyse, artık daha fazla taviz vermesi gerekmez." yorumunda bulundu.
Petro, ABD'nin olası bir Venezuela işgaline Kolombiya'nın destek vermeyeceğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Bay Trump’ı öfkelendiriyor ki ben Amerikalılara, Kolombiya Ordusu’yla Venezuela’yı işgal etmelerinde destek vermiyorum. Hayır efendim hangi aptal Kolombiyalının aklına gelir de, kuzenlerinin, yeğenlerinin ve yaklaşık 4 milyon Kolombiyalının bulunduğu bir yeri işgal etmeye yardım etsin? Onları Gazze’de olduğu gibi öldürmeleri için mi?"
ABD basınına göre Trump, dün yaptığı açıklamada, Kolombiya'yı uyuşturucu üretmekle ve dünyaya satarak aileleri zehirlemekle suçlamış ve "Kolombiya kontrolden çıkmış durumda ve şimdiye kadarki en kötü başkana (Gustavo Petro) sahipler. O, birçok sorunu olan ve akıl sağlığı yerinde olmayan bir deli." demişti.
ABD Başkanı Trump, daha önce de Kolombiya lideri Petro'yu "yasa dışı bir uyuşturucu lideri" olarak nitelendirerek, Kolombiya'ya yapılan mali yardımların durdurulduğunu duyurmuştu. Trump, Petro'nun ülke genelinde hem büyük hem de küçük ölçekli uyuşturucu üretimini teşvik ettiğini öne sürerek, Kolombiya'daki uyuşturucu üretiminin "ülkenin en büyük işi" haline geldiğini savunmuştu. Petro’yu uyuşturucu tarlalarını kapatmaya çağıran Trump, aksi takdirde ABD’nin kendi müdahalesini yapacağını ve bunun “nazikçe” olmayacağını söylemişti.
Cumhurbaşkanı Petro ise Trump’ın suçlamalarına, “Trump, çevresindeki gruplar ve danışmanları tarafından aldatılıyor” sözleriyle yanıt vermişti. ABD, eylül ayında Kolombiya’yı uyuşturucuyla mücadelede başarısız bularak "sertifikalı ülkeler" listesinden çıkarmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Venezüella ve Kolombiya tehditlerini, ABD donanmasının Karayipler konuşlanmasını ve balıkçı teknelerine “uyuşturucuyla mücadele” adı altında yaptığı saldırıları, gazeteci Çağlar Tekin ile konuştuk.

‘ABD, Çin’i karşısına alacağına Çin’e yakın Latin Amerika ülkelerine saldırıyor’

ABD Başkanı Donald Trump’ın tehditlerini ve Amerikan donanmasının saldırılarını değerlendiren Çağlar Tekin, asıl hedefin Çin ile yakınlaşan Latin Amerika ülkelerinin cezalandırılması ve caydırılması olduğunu vurguladı:
“Trump Venezüella ve Kolombiya tehditlerine Meksika’yı da eklemeye çalışacaktır. ABD’nin bir taktiği var ve bu doğrudan petrolle veya uyuşturucuyla alakalı değil. Esas mesele, Latin Amerika ülkeleri ile Çin’in yaptığı ticaretin bitirilmesi. Çin’i doğrudan hedef almadan önce Çin ile onların iş yaptığı ülkeler arasındaki bağı kesmeye yönelik adımlar atmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar yaşanırken Arjantin gerçeği var bir de. Milei’nin korunması için ABD her türlü hamleyi yapıyor. Narko terör paralarını aklıyor. Bunun içinde tonlarca altın ve kripto para da var. Milei’nin adı birçok yolsuzlukla anılıyor fakat buna ilişkin yaptırım olmadığı gibi ABD’nin desteğini de görüyor. Kolombiya ve Venezüella için cezalandırma süreci yürütülüyor. ABD en son bir denizaltı vurduğunu iddia etti ama görüntülere baktığınızda bir tekne vardı. Dört kişinin ikisi hayatını kaybetti. İkisi uyuşturucu kaçakçılığından ABD makamlarınca gözaltına alındı. 24 saat içinde suçsuz bulunup iade edildiler. Ölümden kurtuldular yani. Trump’ın Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro’ya karşı tehditleri artacaktır. Petro, uyuşturucuyla en çok mücadele eden Kolombiya lideri. CIA raporlarından alınmış bir rakam vereyim: 1.2 trilyon dolarlık bir uyuşturucu trafiği var Latin Amerika’da. Bu ağırlıklı olarak Kolombiya ve Meksika üzerinden gerçekleşiyor. Bu 1.2 trilyon dolarlık uyuşturucu hattının 20 milyar dolarlık bir kısmı Venezüella’dan transfer ediliyor. Yani Venezüella üretim değil, transfer merkezi olarak geçiyor. Latin Amerika’daki toplam uyuşturucu trafiğinin yüzde 1’i. Az bir rakam değil ama Kolombiya’daki rakamların yanında neredeyse hiçbir şey ifade etmiyor. Ayrıca Kolombiya ile Venezüella’nın arası dünyadaki en büyük orman olan Amazonlar ile kaplı. Geçişi tamamen engellemek gerçekten imkansız. Bu sebeple Venezüella ve Kolombiya ordusu sınırda binlerce asker tutuyor. Venezüella’nın 25 bin askeri var kaçakçılığı engellemek için. Bir defa bu yolun açılmasına izin vermek zorunda kaldılar. 2013’te Chavez öldükten sonra ambargolar, Venezüella ekonomisini yerle eksan etti. Yüzde üç bini geçen bir enflasyon oluştu. Ciddi bir nüfus ülkeden ayrıldı. O dönem devlet sınırları gerçekten kontrol edemedi ama bu geçici dönem geride bırakılmış oldu. Artık öyle bir tablo yok. Tüm yasaklara rağmen Venezüella ekonomisi şu an Türkiye’den daha başarılı bir pozisyonda enflasyonla mücadelede. Bunun devamına bakarsak ABD Donanması şu ana dek 29 kişiyi öldürdü. Bir nükleer denizaltı ve yedi savaş gemisi ile Karayipler’de bulunuyor ABD. Ayrıca Venezüella’da darbe girişimlerini sistematik bir biçimde deniyorlar. En son Nobel Barış Ödülü verdikleri hanımefendi hem uyuşturucuyla uğraşan hem de çelik işiyle uğraşan bir Venezüella Kartel ailesinden geliyor. Kartel denirken Türkiye’deki büyük holdingler düşünülmesin. Oradaki kartellere kimse dokunamaz, yüzlerce silahlı korumaları vardır ve evlerinin bahçesinde özel uçak pistleri vardır. İşte o kadın böyle bir aileden geliyor.”

‘Maduro’ya 50 milyon dolar ödül koydular. Osama Bin Ladin’in kellesine konulan ödülün iki katı bu’

Venezüella’nın Chavez sonrası yaşadığı kalkınmaya değinen Çağlar Tekin, Venezüella gibi ülkelerin ABD hegemonyasına pürüz oluşturduğu için ABD tarafından düşman olarak görüldüğünü ifade etti:
“Diğer bir başlık dediğimiz gibi Kolombiya, Venezüella ve Meksika, Çin’in Latin Amerika’daki ana temas noktaları. Nitekim bu senenin başında ABD ve Venezüella ilişkileri kötü değildi. Yaz aylarının sonunda Trump’ın danışmanı, Caracas’ta Maduro ile görüştü. O dönem görüşmeler gerçekleşti ve hatta ABD şirketlerinin Venezüella’dan petrol alımı izni, Trump tarafından altı ay daha uzatıldı. Kaldı ki ABD’de Venezüella petrolünün damıtılması için özel rafineriler var. Venezüella’da ağır petrol var ve bunun damıtılması çok ileri ve karmaşık bir işlem gerektiriyor. Buna özel rafineriler var. Fakat bunlar bir süreden beri çalışamaz hale geldi yani altı aylık dönem devam ettiği için tam randımanlı çalışamıyorlar. Artık Çin alıyor bu petrolü. Zaten Venezüella’nın ana gelir kaynağı petrol. ABD boğazına bastığı andan itibaren gelir yokluğu yaşıyor. Enflasyonun yüzde 3 binleri geçmesinde de bu ablukanın etkisi vardı. Ayrıca Venezüella ekonomisi tarihinde de güçlü değil. Chavez 1998’de iktidara geldiğinde ülkenin yüzde 75-80’i doktordan mahrum, eğitimden mahrum durumdaydı. Okuma-yazma oranları yüzde 15 seviyesindeydi. Ben 2005-2006 dolaylarında gitmiştim. Chavez iktidarı sonrası sağlık ve eğitim alanlarında sıçrama yaşadılar. Küba modelini örnek aldılar. Hatta kendi doktorları yoktu, Küba’da eğitim alıp geldiler. Ülkenin ekonomisi birkaç kartelin elindeydi. Chavez bir dizi kamulaştırma yaptı, ekonominin çarkları öyle dönmeye başladı. Petrol, çok küçük bir grubun tekelindeydi. Bu büyük oranda kamuya akmaya başladı. Bundan kaynaklı olarak toplumsal bir gelir yaratıldı. ABD’nin öfke duyduğu bir şey oldu bu çünkü bu paralarla Latin Amerika’da sol dayanışma ağı kurulabiliyordu. Öyle bir yere geldi ki kin, Trump ilk döneminde Maduro’nun kellesine 15 milyon dolar ödül koydu. Biden bunu 25 milyon dolara çıkardı. Trump ikinci döneminde bunu 50 milyon dolara çıkardı. Osama Bin Ladin yani El Kaide lideri için konulan ödül 25 milyon dolardı.”

‘Bu işten en çok kazançlı çıkan Çin oldu’

Çağlar Tekin’e göre ABD’nin ambargoları, Çin’in ucuz petrole erişmesini sağladı:
“Peki tek konu petrol mü? Venezüella’ya neden bilendiler? İki sebep daha var. Venezüella, 1990’ların sonunda başlayan ve ABD’nin darbelerle devirdiği sol iktidarlar döneminin dinamosu haline gelmişti. Bunun önünü kesmek istiyorlar. Ayrıca ABD’de Çin ile mücadele için son dönemlerde Çin’i doğrudan karşıya almak yerine, Çin’in iş yaptığı ve Çin ekonomisini enerji kaynağıyla besleyen ülkeleri hedef almak gibi bir plan var. Venezüella, İran ve Rusya, ortak bir denkleme sahip petrol meselesinde. ABD bu üç ülkenin de Çin’e petrol satmasını engellemeye çalışıyor. ABD ambargoları bu üç ülkeyi kuşatmaya çalıştıkça, bu ülkeler de ambargoyu yok saydıkları bir hat yarattılar. ABD ambargolarını aşarak Çin’e yakıt sağlıyorlar. ABD’nin yasakladığı bu ülkelerden gelen petrol, Çin’e daha ucuz fiyata gitmiş oluyor. Tüm bunlar olurken Avrupa ülkeleri, Rusya ambargosu sebebiyle ABD’den iki-üç kat fiyatına kaya gazı almakzorunda kalıyor. Avrupa ekonomisinin yaşadığı büyük sarsılmanın arkasında ABD’nin bu açgözlülüğü var. AB’de garip bir liderlik tayfası yaratıldığı için ağızlarını açıp Trump’a laf edemiyorlar. Bu işten en çok kazançlı çıkan Çin oldu. Dünyanın yarı fiyatına petrol alıyor. Venezüella petrolünün de birincil alıcısı Çin zaten.”

‘ABD, CIA operasyonlarını finanse etmek için uyuşturucudan gelen kara parayı kullanıyor’

Latin Amerika’da henüz ABD’ye direnebilecek bir askeri güç olmadığını belirten Çağlar Tekin, diğer yandan ABD’nin derdinin uyuşturucu ile mücadele olmadığını ve kara para-CIA ilişkisini anımsattı:
“Latin Amerika’da ABD’nin şerrini göğüsleyebilecek şekilde bir hat örülebilir mi? Bu çok tartışmalı. Çin ekolü başka bir denge yaratırsa, Latin Amerika’dan da bu dengeyi destekleyecek bir birlik oluşabilir. Fakat şu anda Latin Amerika’da bu çapta bir devlet yok. En çok öne çıkan Brezilya diyebiliriz ama onların da kendi sorunları var. Bu süreçte en çok direnen ülke diyebiliriz. Lula’yı hapse attılar. Onun yerine İşçi Partisi’nden başkası aday oldu. Onu da atmaya çalıştılar. Sonra Brezilya’nın başına Bolsanaro diye bir neonazi getirildi, sonra ülkeden kaçmak zorunda kaldı. ABD’ye gitti ve geri dönemiyor. Latin Amerika ülkelerinin ABD’yi doğrudan karşısına almak gibi bir şansı yok. Buradaki devlet mekanizmaları da bildiğimiz, alıştığımız gibi güçlü değil. Toplumsal mekanizmalar da yüksek seviyede değil. Fakat bunu destekleyebilecek bir sol ve toplumsal bir kültür var. Venezüella dediğimiz gelişmiş bir devlet belki ama eski kıtadaki ülkelere kıyasla geride. ABD’yi karşılarına alabilecekleri bir kimlikleri ve örgütlülükleri şu anda yok. Bunu becerebilen bir tek Küba var ama hem konumu farklı hem de yerleşik bir sosyalist devlet modeli var. Bugünün koşullarında bunu inşa etmek ne kadar mümkün tartışmalı. Venezüella için şu anda bu çok gerçekçi gözükmüyor. Fakat özellikle Kolombiya, Meksika, Venezüella ve Brezilya hattı, şu sürecin içerisinde göreli olarak ABD’nin kendi üzerlerine geleceğini de öngörüyordur muhtemelen. Buna karşı ortak hareket alanı yaratabilirler mi? Mümkün. Gustavo Petro’nun bu kadar Venezüella’ya sahip çıkması önemli. Onlar da bir şeylerin farkındalar. ABD’ye karşı ortak bir en azından söylem bazında savunma mekanizması yaratıyorlar. Fakat ben şu denklemde askeri olarak ABD’nin karşısına dikilme şansları olduğunu düşünmüyorum. Zaten bu uyuşturucu parası esasında ABD’nin hoşuna gitmeyen bir para değil. ABD’nin CIA operasyonlarında bu paranın önemli bir payı var. Kolombiya’daki uyuşturucu timleri nasıl kuruldu? Kimin önderliğinde kuruldu? Hepsi ABD tarafından yapıldı. 1970’li yıllardan beri bu ülkelerde üretilen uyuşturucunun ana alıcısı ABD. Latin Amerika’da üretilen uyuşturucunun yüzde 80’i ABD’ye satılıyor. ABD’nin içerisinden başlansın mücadeleye. Uyuşturucu trafiğinin yüzde 1’inin geçtiği ülkeye müdahale ederse en fazla yüzde 1’i durur. ABD’ye uyuşturucu akışını engelleyecek hamleler yapmaları lazım ama gerçekten bir uyuşturucuyla mücadele yok. ABD için pürüz yaratan devletlerin önüne geçme amaçları var. ABD’nin illa uyuşturucu öfkesi varsa bunu Meksika veya Kolombiya üzerine püskürtebilir. Venezüella üzerinden çözüm bulamazlar.“”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала