https://anlatilaninotesi.com.tr/20251010/netanyahu-yarin-sozunu-tutmazsa-turk-silahli-kuvvetleri-gazzeyi-savunacak-mi-1100136323.html
‘Netanyahu yarın sözünü tutmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri Gazze’yi savunacak mı?’
‘Netanyahu yarın sözünü tutmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri Gazze’yi savunacak mı?’
Sputnik Türkiye
Prof. Dr. Mehmet Yuva'ya göre Gazze soykırımı, İsrail'in dünya çapındaki ahlaki üstünlük algısını yerle bir etti. Öte yandan tüm dünyanın Gazze ateşkesine... 10.10.2025, Sputnik Türkiye
2025-10-10T17:00+0300
2025-10-10T17:00+0300
2025-10-13T10:53+0300
eksen
radyo sputnik
radyo
mehmet yuva
tony blair
i̇srail
gazze
filistin
hamas
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/12/1063605477_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_08823ba80482581cd95af3d89dfacfeb.jpg
Mısır'daki müzakereler sonrasında ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile Hamas'ın, Gazze'de ateşkes planının ilk aşamasını onayladığını duyurmuştu. İsrail'de kabine toplantısının ardından anlaşmanın onaylandığı duyuruldu. Hamas Siyasi Büro Üyesi ve Müzakere Heyeti Başkanı Halil el-Hayye, "Arabuluculardan ve ABD yönetiminden savaşın bittiğine dair garanti aldık ve kalan adımları tamamlamak için ulusal ve İslami güçlerle çalışmaya devam edeceğiz." dedi.Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, New York’taki BM Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına çevrim içi katılarak bilgi verdi. Fletcher, ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından insani yardımın hızla başlayacağını belirterek, “Ateşkesin ilk 60 gününde, Gazze’de 2,1 milyon kişiye her gün yüzlerce kamyonla yardım ulaştırmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. BM’nin kapsamlı ve test edilmiş yardım planlarına sahip olduğunu söyleyen Fletcher, Gazze’ye gönderilmek üzere 170 bin tonluk gıda, ilaç ve diğer temel yardım malzemesinin uzman ekiplerle hazır beklediğini kaydetti. Fletcher, ilk aşamada açlık tehlikesi altındaki bölgelerde gıda krizinin geri çevrilmesi, sağlık, su ve barınma altyapısının yeniden inşası ve okul çağındaki 700 bin çocuk için geçici eğitim alanlarının oluşturulmasının planlandığını aktardı. Fletcher ayrıca, 2025 acil yardım kampanyası için gereken 4 milyar doların yalnızca yüzde 28’inin temin edildiğini belirterek, uluslararası topluma ‘Gazze’de hayat kurtarmak için desteğinizi artırın’ çağrısında bulundu.ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İsrail ordusunun saat 12.00'de anlaşma kapsamında belirlenen konuşlanma hattına çekildiğini belirterek, "CENTCOM (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı), İsrail Savunma Kuvvetleri'nin yerel saatle 12.00'de sarı hattaki ilk çekilme aşamasını tamamladığını doğruladı. Rehinelerin serbest bırakılması için 72 saatlik süre başladı" ifadelerini kullandı.İsrail’in Gazze soykırımının küresel yansımasını, Trump’ın ekonomik kaygılarını ve Gazze planının ortaya çıkışına giden yolu, Gazze barışının ötesinde İsrail’in enerji kaynakları paylaşımı politikasını ve Türkiye’nin Gazze’de oynaması muhtemel rolü, Prof. Dr. Mehmet Yuva ile konuştuk.‘Gazze’deki büyük katliam, bardağı taşıran damla misali oldu’Gazze’deki soykırımla birlikte İsrail’in “Holokost mağduriyeti” kılıfıyla tüm yayılmacı politikalarını meşrulaştırma döneminin sona erdiği değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Mehmet Yuva, şunları kaydetti:‘Başta İsrail olmak üzere birçok ülkede on binlerce Yahudi sokaklara döküldü. Onurlu, aydın Yahudiler, Netanyahu ve rejiminin ortaya koyduğu bu katliamları açıkça protesto etti’Prof. Dr. Mehmet Yuva’ya göre hem küresel baskı, hem İsrail’in bölgedeki kazanımlarını pekiştirme arzusu hem de Trump’ın ABD çıkarlarını öncelikli görmesi, Gazze planının ortaya çıkışında etkili oldu:‘Trump’ın bu bölgede bir çözüm arayışında olduğu da gerçek. Savaşlarla, kavgalarla uluslararası ekonomik sisteme damga vuramayacağını idrak etti’ABD Başkanı Donald Trump’ın enerji kaynakları ve nadir elementler üstünde hegemonya kurmak istediğini ve bunu savaşlarla yapamayacağının farkına vardığına ifade eden Prof. Dr. Mehmet Yuva, Trump’ın Gazze ateşkesini bu sebeple istediğini belirtti. Öte yandan İsrail’in petrol arama ruhsatları verirken dahi Talmud-Tevrat gibi dini kitaplarda kendileri için kutsal sayılan rakamlara yer verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yuva, bunun Netanyahu rejiminin ideolojisini yansıttığının altını çizdi:‘Netanyahu yarın sözünü tutmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri Gazze’yi savunacak mı?’Türk ordusunun Gazze gücünde yer alması sonucunda yaşanabilecek muhtemel senaryolara ilişkin bir açıklama olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Yuva, bu tür açıklamaların siyasi getiri maksadıyla yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Yuva’ya göre ayrıca Gazze anlaşması, adeta Filistin için bir Sevr Antlaşması niteliği taşıyor:
i̇srail
gazze
filistin
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/12/1063605477_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_aa1ef2ed718cfec417e3582a1e9020b6.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
radyo sputnik, radyo, mehmet yuva, tony blair, i̇srail, gazze, filistin, hamas
radyo sputnik, radyo, mehmet yuva, tony blair, i̇srail, gazze, filistin, hamas
‘Netanyahu yarın sözünü tutmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri Gazze’yi savunacak mı?’
17:00 10.10.2025 (güncellendi: 10:53 13.10.2025) Prof. Dr. Mehmet Yuva'ya göre Gazze soykırımı, İsrail'in dünya çapındaki ahlaki üstünlük algısını yerle bir etti. Öte yandan tüm dünyanın Gazze ateşkesine odaklanmışken İsrail'in 12 büyük petrol şirketine Gazze açıklarında arama imtiyazı verdiğini hatırlatan Yuva, Trump'ın planının ekonomik kaygılar taşıdığına vurgu yaptı.
Mısır'daki müzakereler sonrasında ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile Hamas'ın, Gazze'de ateşkes planının ilk aşamasını onayladığını duyurmuştu. İsrail'de kabine toplantısının ardından anlaşmanın onaylandığı duyuruldu. Hamas Siyasi Büro Üyesi ve Müzakere Heyeti Başkanı Halil el-Hayye, "Arabuluculardan ve ABD yönetiminden savaşın bittiğine dair garanti aldık ve kalan adımları tamamlamak için ulusal ve İslami güçlerle çalışmaya devam edeceğiz." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, New York’taki BM Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına çevrim içi katılarak bilgi verdi. Fletcher, ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından insani yardımın hızla başlayacağını belirterek, “Ateşkesin ilk 60 gününde, Gazze’de 2,1 milyon kişiye her gün yüzlerce kamyonla yardım ulaştırmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. BM’nin kapsamlı ve test edilmiş yardım planlarına sahip olduğunu söyleyen Fletcher, Gazze’ye gönderilmek üzere 170 bin tonluk gıda, ilaç ve diğer temel yardım malzemesinin uzman ekiplerle hazır beklediğini kaydetti.
Fletcher, ilk aşamada açlık tehlikesi altındaki bölgelerde gıda krizinin geri çevrilmesi, sağlık, su ve barınma altyapısının yeniden inşası ve okul çağındaki 700 bin çocuk için geçici eğitim alanlarının oluşturulmasının planlandığını aktardı. Fletcher ayrıca, 2025 acil yardım kampanyası için gereken 4 milyar doların yalnızca yüzde 28’inin temin edildiğini belirterek, uluslararası topluma ‘Gazze’de hayat kurtarmak için desteğinizi artırın’ çağrısında bulundu.
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda İsrail ordusunun saat 12.00'de anlaşma kapsamında belirlenen konuşlanma hattına çekildiğini belirterek, "CENTCOM (ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı), İsrail Savunma Kuvvetleri'nin yerel saatle 12.00'de sarı hattaki ilk çekilme aşamasını tamamladığını doğruladı. Rehinelerin serbest bırakılması için 72 saatlik süre başladı" ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze soykırımının küresel yansımasını, Trump’ın ekonomik kaygılarını ve Gazze planının ortaya çıkışına giden yolu, Gazze barışının ötesinde İsrail’in enerji kaynakları paylaşımı politikasını ve Türkiye’nin Gazze’de oynaması muhtemel rolü, Prof. Dr. Mehmet Yuva ile konuştuk.
‘Gazze’deki büyük katliam, bardağı taşıran damla misali oldu’
Gazze’deki soykırımla birlikte İsrail’in “Holokost mağduriyeti” kılıfıyla tüm yayılmacı politikalarını meşrulaştırma döneminin sona erdiği değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Mehmet Yuva, şunları kaydetti:
“Nobel Barış Ödülü’nü herhalde Netanyahu Trump’a vermiş olmalı. Veya önümüzdeki hafta herhalde İsrail Parlamentosu’nda konuşmak üzere davet edildi orada ödülü takdim edebilirler. Artık hiçbir şeye şaşırmamak gerekir. Şimdi Gazze ile ilgili konuları birçok kişi birçok platformda konuşuyor. Ateşkes sağlandığı, barışın an meselesi olduğu, on binlerce Filistinli’nin Mao Zedong’un büyük yürüyüşü misali kuzeyden güneye doğru yürüyüş halinde olduğu konuşuluyor. Bu tablo, Filistin halkının vermiş olduğu mücadelede ne kadar tutarlı ve kararlı olduğunu gösteren en net tablo. Tüm bu yaşanan acılara rağmen Filistinliler, topraklarını terk etmedi. Topraklarını savundular ve bu uğurda ölmeyi yeğlediler. Şu anda iki önemli konu rafa kalkmış durumda. Holokost yani Avrupa’da Yahudilere karşı yapılan soykırım, sonrasında İsrail’in kuruluşu dahil İsrail’in bölgemizde ve dışında yaptığı tüm eylemlerin kılıfıydı. Tüm eylemleri mübah kabul edilirdi. ‘Bunlar zulüm gördü, üstlerine fazla gitmeyelim. Acıları taze, acılarını paylaşalım’ dediler ve yaptıkları her şeye bu bir gerekçe oldu. Gazze katliamından sonra ki Filistin’de, Suriye’de, Lübnan’da da katliamlar oldu. Gazze’deki büyük katliam, bardağı taşıran damla misali oldu. Arapçada ‘Boğanın ve öküzün sırtını yıkan darbe’ veya ‘boğayı öldüren darbe’ denilir. Gazze katliamı, İsrail’in faşist yönetimini, çirkef yüzünü, Netanyahu’yu ve Netanyahu’ya benzeyen savaş yanlısı, talancı, askeri gücü öne koyan, Talmud’u ve Tevrat’ı kendisine gerekçe gösteren kesimlerin radikal bir ideoloji olduğu ortaya çıktı. Yanlarına neoliberalizme uygun, tekelci kapitalist hegemonyaya uygun ekonomik programı da alarak Gazze’de korkunç bir savaş tablosu ortaya koydular. Bu, çok önemli bir konuyu sürekli ihmal etmemize sebep verdi. Orada sürekli insanlar ölüyor ve insanoğlu doğal olarak bu katliamları konuşmak, dünya kamuoyunu ayağa kaldırmak istedi. Avrupa’da yüzlerce miting organize edildi. ABD’de, Latin Amerika’da, Avustralya’da, Afrika’da, Asya’da yüzlerce miting yapıldı. İsrail yanlısı sermayenin varlığına rağmen Hollywood, sanat, medya vb. sektörlerde dahi vicdanlı insanlar ‘Artık yeter’ dedi ve sokağa döküldü.”
‘Başta İsrail olmak üzere birçok ülkede on binlerce Yahudi sokaklara döküldü. Onurlu, aydın Yahudiler, Netanyahu ve rejiminin ortaya koyduğu bu katliamları açıkça protesto etti’
Prof. Dr. Mehmet Yuva’ya göre hem küresel baskı, hem İsrail’in bölgedeki kazanımlarını pekiştirme arzusu hem de Trump’ın ABD çıkarlarını öncelikli görmesi, Gazze planının ortaya çıkışında etkili oldu:
“Trump’ın Gazze planını ortaya koymasında iki önemli sebep görüyorum. Saydığımız gerekçelerin yansımaları oldu. Şüphesiz ki ortaya koyulan uluslararası protestolar, onurlu hükümetlerin aldığı kararlar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı karar vs. Trump ve ekibi üstünde de etkili oldu. Nasıl olmasın ki? Bu mesele Müslüman-Yahudi savaşı olarak gösterilmeye çalışıldı fakat böyle olmadığını gördük. Başta İsrail olmak üzere birçok ülkede on binlerce Yahudi sokaklara döküldü. Onurlu, aydın Yahudiler, Netanyahu ve rejiminin ortaya koyduğu bu katliamları açıkça protesto etti. ABD’de bizzat siyonist sermayenin kontrol ettiği üniversitelerde dahi protestoları engelleyemediler. İkinci önemli bir husus daha var. Trump’ı bu plana iten ve Netanyahu’yu da ikna eden bir sebep var. Netanyahu, bu katliamcı yüzüne rağmen bölgede çok başarılar elde etti. Lübnan’da çok önemli bir direniş örgütü olan, İsrail’in korkulu rüyası haline gelmiş, 2006’da İsrail’e ilk kez yenilgi tattıran Hizbullah’ın askeri ve siyasi kadrolarının önemli bir bölümü tasfiye edildi. Suriye’de çok önemli bölgeleri ele geçirdi ve Suriye’yi arzu ettiği gibi tanzim edebiliyor. İran’ı bölgeden uzaklaştırabildi. Bunun yanı sıra Yemen’deki direnişe de darbe vurdular. ABD, İsrail, İngiltere Yemen’i sürekli vurdu ve direnişin hükmetini, tüm bakanlarla birlikte öldürdüler. Bunlar önemli kazanımlardı. Bir başka kazanım da Filistin sahasında elde edildi. Trump’ın çok önemli bir sözü var Netanyahu’ya: ‘Bibi, tüm dünyayla savaşamazsın’ dedi.”
‘Trump’ın bu bölgede bir çözüm arayışında olduğu da gerçek. Savaşlarla, kavgalarla uluslararası ekonomik sisteme damga vuramayacağını idrak etti’
ABD Başkanı Donald Trump’ın enerji kaynakları ve nadir elementler üstünde hegemonya kurmak istediğini ve bunu savaşlarla yapamayacağının farkına vardığına ifade eden Prof. Dr. Mehmet Yuva, Trump’ın Gazze ateşkesini bu sebeple istediğini belirtti. Öte yandan İsrail’in petrol arama ruhsatları verirken dahi Talmud-Tevrat gibi dini kitaplarda kendileri için kutsal sayılan rakamlara yer verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yuva, bunun Netanyahu rejiminin ideolojisini yansıttığının altını çizdi:
“Peki Trump’ın esas olarak istediği nedir? Öncelikle Trump’ın Gazze planının uygulanması kolay değil. Trump’ın bu bölgede bir çözüm arayışında olduğu da gerçek. Savaşlarla, kavgalarla uluslararası ekonomik sisteme damga vuramayacağını idrak etti. Çin’le savaşarak, Rusya ile savaşarak, İsrail ile uğraşarak kafasında mevcut olan uluslararası ekonomik sistemi inşa etmesi mümkün değil. Trump’ın en çok arzu ettiği şeyler nadir elementler ve enerji kaynaklarıdır. Bu enerji kaynaklarının ya kendisine sahip olmak ister ya da güzergahına. Nadir elementleri de ya anlaşmalar yaparak ya da işgal ettiği topraklardan kendisi çıkartarak elde etmek istemektedir. Önümüzdeki yıllarda Çin’le yapılacak ekonomik mücadelede, Çin’in yanında başka ülkeler de duracak olursa ABD’nin de ekonomik durumunu düzeltmesi ve bu iki kaynakta hegemonya kurması çok önemli. Birkaç gün önce Çin, nadir elementlerin satışına kısıtlama getirdi. Üç trilyon dolar değerinde nadir element var Çin’de. Trump bunları nerede arayacak? Doğu Akdeniz çok stratejik ve ehemmiyetli bir bölge. Doğu Akdeniz’de bugün İngiltere, Fransa, ABD, İsrail ve müttefikleri önemli kazanımlar elde etti. Nedir bu kazanımlar? Gazze’de ateşkes ve barış konuşuluyor. 1993 Oslo Anlaşması’na istinaden Gazze açıklarındaki doğalgazın Filistin yönetimine tabi olduğu ABD ve İngiltere tarafından da onaylanmıştı. İsrail de bunu kabul etmişti. 1996 senesinde Filistin yönetiminin İngiliz petrol şirketi BP ile imzaladığı bir anlaşma vardı. Gazze açıklarında mevcut olan doğalgaz çıkartılacak ve önemli bir payı Filistin yönetimine bırakılacaktı. Ancak İsrail buna müdahale etti. İngiltere’yi diskalifiye ettiler ve ABD de İsrail’in yanında yer alıp İngiltere’yi vazgeçildi. İsrail, 1996’dan sonra Filistin’in mülkü kabul edilen ve anlaşmaya tabi olan Gazze açıklarındaki çok büyük doğalgaz ve petrol rezervlerini çıkarmaya başladı. İsrail sondaja devam ediyor.
Biz Gazze barışını konuşurken Netanyahu, dünyanın en büyük 12 petrol şirketini bir araya getirdi. İtalyan, Hollandalı, İngiliz, Güney Koreli, Amerikalı, Kanadalı petrol şirketlerine Gazze açıklarında arama izni verildi. Önümüzdeki dönemde, İsrail ve Güney Kıbrıs arasındaki anlaşmalarla birlikte belki oralarda da arama yapılacak. Hatta belki de Netanyahu ve 12 dev petrol şirketiyle yapılan anlaşmalar kapsamında benim ‘Şeytan üçgeni doğalgaz sahaları’ olarak adlandırdığım Lübnan-Güney Kıbrıs-Suriye açıklarında çalışmalar dahi önümüzdeki yıllarda başlayabilir. 12 şirketin ismi verildi bu konsorsiyuma. Dikkat edin bu rakama. İsrail’in 12 kabilesine bir gönderme var. Petrol ve doğalgaz kaynakları çıkarılacakken bile 12 sayısını tutturmaya çalışmaktalar. Ayrıca Tony Blair Gazze’ye baş komiser olarak atandı. Mısır’da sağlanan ateşkese odaklandık. Ateşkesi sağladık. Trump çok mutlu. Türkiye mutlu. Filistinliler mutlu. Gazze’ye yardım tırları girdi. İnsanlar belki de bir müddet bombalar olmadan uyuma imkanı bulacak. Ancak Tony Blair oraya bir komiser olarak atandı. Tony Blair, Irak kasabı olarak Gazze’nin geleceğinden sorumlu olacak. Bununla da yetinmediler. Blair’in yanına dört önemli milyarder daha koydular ve onları da Gazze ticaretini ve ekonomisini kontrol edecek bir heyet olarak atadılar. Bunlardan birisi Mısırlı, ikisi Amerikalı Yahudi, birisi de Hollandalı bir hanımefendi. Eski bir diplomat ve zengin birisi. Filistinli birisiyle evli. Dikkat ederseniz Gazze’den sorumlu olacak konsorsiyumda Filistinli yok ve bu dile getirilince ‘Hollandalı hanımefendi ile evli Filistinli’ var denilecek. Bir Arap yok ama ‘Mısırlı var’ denilecek. Bu kişi de 2010’dan beri İsrail-Mısır arasındaki tüm doğalgaz anlaşmalarını yapan adam. Netanyahu da bundan çok mutlu. Trump da mutlu. Çünkü bölgenin iktisadi, ticari ve siyasi tanzimini onlar yapıyor. Ateşkesin ve barışın kime hizmet ettiğini çok net görebiliyoruz.”
‘Netanyahu yarın sözünü tutmazsa, Türk Silahlı Kuvvetleri Gazze’yi savunacak mı?’
Türk ordusunun Gazze gücünde yer alması sonucunda yaşanabilecek muhtemel senaryolara ilişkin bir açıklama olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Yuva, bu tür açıklamaların siyasi getiri maksadıyla yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Yuva’ya göre ayrıca Gazze anlaşması, adeta Filistin için bir Sevr Antlaşması niteliği taşıyor:
“Türkiye’nin Gazze’deki rolünün iki boyutu var. Birincisi Filistin meselesi, dünyada olduğu gibi Türkiye kamuoyunda da hassas bir konu. Dolayısıyla bunun siyasi bir getirisi var. ‘Barışı biz tesis ettik, biz mücadele ettik. İsrail gemilerini limanlarımıza sokmadık. BM’de, uluslararası kuruluşlarda İsrail’e karşı önemli diplomatik faaliyetler yaptık’ denilebilir. Şüphesiz ki bunlar yadsınamaz ama bu çalışmalar sonucunda ateşkes sağlanmadı. Az önce anlattığım sebepler sayesinde ateşkes sağlandı. Netanyahu’nun siyaseten kurtarılması gerekiyordu. Biz Gazze’ye bakarken Netanyahu, Lübnan ve Suriye’de de kazanımlar elde etti. Bunların pekiştirilmesi nasıl sağlanacak? Gazze durunca, Suriye’deki çatışmaların boyutuyla mı uğraşacağız? Tabii Türkiye’ye dönersek işin bir de Gazze gücü var. Türkiye, ‘Oraya gönderilecek Gazze gücünde yer alacağım’ diyor. İsrail ise Türkiye’nin hiçbir şekilde bu güçte yer almaması gerektiğini söylüyor. Belki Trump devreye girer. Belki birileri ‘1917’den sonra, tarihi zihnimizde önemli bir yer işgal etmiş olan Filistin’e Tekrar Osmanlı’nın çocukları olarak asker göndereceğiz’ diyecek. Türk askeri, gittiği her yerde; Afganistan’da, Somali’de, Bosna-Hersek’te, Kosova’da vs. bölgeye en çok uyum sağlayan, bölge halkıyla en iyi geçinen asker olarak görülüyor. Lübnan’da da, Irak’ta da böyle. ‘Bunu neden Filistin’de de yapmayalım’ diyebilirler. Ama çok önemli bir sorun var: Eğer bölge, ABD, İsrail, Fransa ve İngiltere tarafından tanzim edilecekse, Güney Kıbrıs’ta büyük bir askeri yığınak varsa, bu yığınak enerji kaynakları için bulunuyorsa, o zaman Netanyahu yarın öbür gün sözünü tutmayıp katliamları tekrar başlatırsa, Gazze gücünün bir parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri ne yapacak? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yanında birileri olacak mı? Hala daha Pakistan, Endonezya, Suudi Arabistan, BAE, Mısır vs. asker gönderme yönünde karar almış değil. TSK olarak biz orada yalnız mı olacağız? İsrail, Gazze halkına saldırdığında, oranın güvenliğini İsrail’e karşı sağlayacak mıyız? Savaşacak mıyız? Tüm bu soruların cevabı muğlak. O sebeple bu açıklamaların hiçbir nesnel sonucu yok. Şimdilik ateşkesten ne kadar siyasi getiri elde edilebilir konusu gündemde. Trump da, Netanyahu da, Türkiye de, AB de, Arap Ligi de bunu yapıyor. Arap basınında bu ateşkes Ürdün, Suudi Arabistan, Katar vs. sayesinde olmuş gibi yazılıyor yani herkes zaferi kendi hanesine yazma derdinde. Eğer Hamas silahsızlandırılacaksa, Hamas bölgeden çıkarılacaksa, bölge de Trump’ın arzusu çerçevesinde tanzim edilecekse burada barıştan söz edemeyiz. Ancak Sevr Antlaşması’na benzeyen bir Gazze anlaşmasından söz edebiliriz. Sevr nasıl milli mücadeleyi gerektirdiyse aynı şeyin Filistin’de de yaşanacağı görülmektedir.”