https://anlatilaninotesi.com.tr/20250912/cin-abd-buyukelcisinin-batiya-demirleme-sozune-karsin-turkiye-kuresel-guneyin-parcasidir-dedi-1099318431.html
‘Çin, ABD Büyükelçisinin ‘Batı’ya demirleme’ sözüne karşın ‘Türkiye, Küresel Güney’in parçasıdır’ dedi’
‘Çin, ABD Büyükelçisinin ‘Batı’ya demirleme’ sözüne karşın ‘Türkiye, Küresel Güney’in parçasıdır’ dedi’
Sputnik Türkiye
Dr. Barış Adıbelli'ye göre Ankara'nın önünde bir Avrasya seçeneği var. ŞİÖ'de Çin lideri Şi Çinping'in "Türkiye, Küresel Güney'in parçasıdır" çıkışının tarihi... 12.09.2025, Sputnik Türkiye
2025-09-12T12:44+0300
2025-09-12T12:44+0300
2025-09-12T12:44+0300
eksen
radyo sputnik
radyo
jeff flake
barış adıbelli
hakan fidan
abd
i̇srail
şanghay i̇şbirliği örgütü (şi̇ö)
ab
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/12/1063605477_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_08823ba80482581cd95af3d89dfacfeb.jpg
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyareti ve Tianjin’de gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi, Türkiye’nin dış politika yöneliminde tarihi bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Zirvede ilk kez “Avrasya” kavramı resmi bildiriye girdi, “Büyük Avrasya Ortaklığı” tanımı yapıldı ve çok kutupluluk temelinde adil ve eşit temsile dayalı yeni bir dünya düzeni çağrısı öne çıktı. Çin lideri Şi Cinping, Batı’nın sahiplendiği demokrasi kavramına atıf yaparak Birleşmiş Milletler’in reform edilerek güçlendirilmesini istedi; böylece ŞİÖ, bölgesel bir örgütten küresel ölçekte yeni düzenin koordinatörüne evrilmiş oldu.Zirvede Erdoğan’ın samimi temasları, özellikle Hindistan Başbakanı Modi ile tokalaşması, ŞİÖ’de Türkiye’nin konumunun giderek daha doğal ve “aile içi” bir çerçevede algılandığını gösterdi. Türkiye’nin tam üyeliği konusundaki tartışmalar sürerken, ABD’nin Eski Türkiye Büyükelçisi Jeff Flake’in “Türkiye Batı’ya demirlemiştir” yorumlarına karşı Çin’den “Türkiye de Küresel Güney’in parçasıdır” açıklaması geldi.İsrail’in Doha saldırısını, ABD’nin Ortadoğu politikasını, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinin sonuçlarını, Şi Çinping’in Türkiye mesajlarını ve Türkiye için Avrasya’nın önemini, Dr. Barış Adıbelli ile konuştuk.‘ABD’nin Körfez için güvenlik garantisi İsrail’i kapsamıyor. İktidarları kendi halkına karşı korumayı içeren bir güvenlik garantisi bu’İsrail'in Doha saldırısının diplomasi tarihinde görülmemiş bir saldırganlık olduğunu ifade eden Dr. Adıbelli, yaşanan gelişmelerin ABD'nin bölgedeki büyük stratejisinin bir parçası olduğunun altını çizdi. Körfez ülkelerine sağlanan ABD güvenlik garantilerinin onları İsrail'den korumayı değil, sadece kendi halklarına karşı koruyarak iktidarlarını sürdürmeyi kapsadığını dile getiren Adıbelli, şu değerlendirmede bulundu:‘Trump alındı’Dr. Adıbelli’ye göre Trump, Pekin’deki zafer kutlamalarına davet edilmediği için alınganlık gösterdi:‘ŞİÖ tarihi bir misyon üstlendi’Tianjin'deki ŞİÖ zirvesinin sıradan bir toplantı olmadığını, çok kutuplu yeni bir dünyanın inşasında tarihi bir dönüm noktası olduğuna atıfta bulunan Dr. Adıbelli'ye göre ŞİÖ, Küresel Güney'in yükselişini temsil eden, eşitlik ve adalet temelli yeni bir dünya düzeninin kurucu aktörü olarak öne çıkmaya başladı:‘Çin, ABD Büyükelçisinin ‘Batı’ya demirleme’ sözüne karşın ‘Türkiye ve Çin, Küresel Güney’in parçasıdır’ dedi’Şanghay İşbirliği Örgütü'nün Türkiye için daha samimi bir platform olduğunu vurgulayan Dr. Barış Adıbelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ŞİÖ liderleriyle yakın ilişkilerine değindi. Dr. Adıbelli öte yandan Batı basınının ve Batı'ya bağlı aktörlerin Türkiye'deki ŞİÖ algısının bir kara propaganda olduğunu dile getirdi. Dr. Adıbelli, Çin lideri Şi Çinping'in Türkiye'yi ve Çin'i Küresel Güney'in ayrılmaz bir parçası olarak tanımladığını da sözlerine ekleyerek şu değerlendirmeyi yaptı:‘Şu anda Ankara’nın önünde bir seçenek var’Türkiye'nin Avrupa Birliği yerine Şanghay İşbirliği Örgütü'ne ve Avrasya merkezli yeni dünya sistemine yönelmesi gerektiğini ifade eden Dr. Adıbelli, şunları kaydetti:
abd
i̇srail
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/12/1063605477_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_aa1ef2ed718cfec417e3582a1e9020b6.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
radyo sputnik, radyo, jeff flake, barış adıbelli, hakan fidan, abd, i̇srail, şanghay i̇şbirliği örgütü (şi̇ö), ab, brics
radyo sputnik, radyo, jeff flake, barış adıbelli, hakan fidan, abd, i̇srail, şanghay i̇şbirliği örgütü (şi̇ö), ab, brics
‘Çin, ABD Büyükelçisinin ‘Batı’ya demirleme’ sözüne karşın ‘Türkiye, Küresel Güney’in parçasıdır’ dedi’
Dr. Barış Adıbelli'ye göre Ankara'nın önünde bir Avrasya seçeneği var. ŞİÖ'de Çin lideri Şi Çinping'in "Türkiye, Küresel Güney'in parçasıdır" çıkışının tarihi öneme sahip olduğunu vurgulayan Adıbelli, Türkiye'nin sadece AB eksenli bir dış politika vizyonu izlememesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyareti ve Tianjin’de gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi, Türkiye’nin dış politika yöneliminde tarihi bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Zirvede ilk kez “Avrasya” kavramı resmi bildiriye girdi, “Büyük Avrasya Ortaklığı” tanımı yapıldı ve çok kutupluluk temelinde adil ve eşit temsile dayalı yeni bir dünya düzeni çağrısı öne çıktı. Çin lideri Şi Cinping, Batı’nın sahiplendiği demokrasi kavramına atıf yaparak Birleşmiş Milletler’in reform edilerek güçlendirilmesini istedi; böylece ŞİÖ, bölgesel bir örgütten küresel ölçekte yeni düzenin koordinatörüne evrilmiş oldu.
Zirvede Erdoğan’ın samimi temasları, özellikle Hindistan Başbakanı Modi ile tokalaşması, ŞİÖ’de Türkiye’nin konumunun giderek daha doğal ve “aile içi” bir çerçevede algılandığını gösterdi. Türkiye’nin tam üyeliği konusundaki tartışmalar sürerken, ABD’nin Eski Türkiye Büyükelçisi Jeff Flake’in “Türkiye Batı’ya demirlemiştir” yorumlarına karşı Çin’den “Türkiye de Küresel Güney’in parçasıdır” açıklaması geldi.
İsrail’in Doha saldırısını, ABD’nin Ortadoğu politikasını, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinin sonuçlarını, Şi Çinping’in Türkiye mesajlarını ve Türkiye için Avrasya’nın önemini, Dr. Barış Adıbelli ile konuştuk.
‘ABD’nin Körfez için güvenlik garantisi İsrail’i kapsamıyor. İktidarları kendi halkına karşı korumayı içeren bir güvenlik garantisi bu’
İsrail'in Doha saldırısının diplomasi tarihinde görülmemiş bir saldırganlık olduğunu ifade eden Dr. Adıbelli, yaşanan gelişmelerin ABD'nin bölgedeki büyük stratejisinin bir parçası olduğunun altını çizdi. Körfez ülkelerine sağlanan ABD güvenlik garantilerinin onları İsrail'den korumayı değil, sadece kendi halklarına karşı koruyarak iktidarlarını sürdürmeyi kapsadığını dile getiren Adıbelli, şu değerlendirmede bulundu:
“İsrail’in Doha’ya yaptığı saldırıyı, diplomasinin 11 Eylül’ü olarak değerlendiriyorum. Diplomasi tarihinde hiç böyle bir şey görmedik. Masadaki taraflardan birisi, müzakere yaptığı tarafı ortadan kaldırmaya yönelik harekete girişiyor. Dünyanın hiçbir yerinde görülmüş bir olay değil. Doha’da 2020 yılında ABD, Taliban ile masaya oturduğunda, karşısındaki adamların başında milyonlarca dolar ödül vardı. Ama ABD tutup da bunu bahane edip masadaki insanları öldürmedi. ABD bile bu noktada diplomasiye riayet ederken İsrail de diplomatik heyeti hedef aldı, arabuluculuk yapan Katar’ı küçük düşürdü ve diplomasiyi katletti. Tom Barrack’ın bir beyanı var. ‘İsrail için Sykes-Picott’un anlamı yok dolayısıyla İsrail her istediği yere gider’ diyor. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye özel temsilcisi bunu söylerse gerisini siz düşünün. ‘O anlaşmayı biz takmayız’ derlerse o zaman biz de ‘Sykes-Picott topraklarımı hedef alıyor, ben de Misak-ı Milli’yi devreye sokarız’ deriz. Tüm bunlar bölgeyi yatıştırmak yerine bölgedeki aktörleri provoke edici söylemler.
Barrack’ın açıklaması İsrail’i korumaktan da öte başka bir amaca sahip; bölgeyi provoke ederek Sykes-Picott’a karşı kendi haritalarını ortaya koymak istiyorlar. Haritayı yeniden çizmek istiyorlar. Peki bunun jeopolitik yansıması nedir? ABD ile İsrail birlikte hareket ediyor. İsrail kendi hedefleri için uğraşırken ABD’nin hedefi daha büyük. ABD, Rusya ve Çin’i Ortadoğu’dan uzaklaştırmak için yapıyor bunları. Daha düne kadar Çin, Ortadoğu’da yükselişteydi. Suudi Arabistan ile İran’ı bir araya getirdi. Husiler meselesi çözülmek üzereydi. 14 Filistinli örgüt Pekin’e gitti. Yani Çin, Ortadoğu’nun parlayan yıldızıydı. ABD bu olaylarla Ortadoğu’yu şiddet sarmalına soktu ve Çin’i uzakta tutuyor. Bana göre İsrail değil, ABD vuruyor. Körfez için ABD güvenlik şemsiyesi işe yaramıyor mu? Yarıyor. ABD’nin güvenlik şemsiyesi ‘sizi kimse vurmayacak’ anlamına gelmiyor. ‘Her şeye rağmen tahtta ve iktidarda kalacaksınız’ anlamına geliyor. Yani İsrail vursa dahi her zaman tahtlarında oturacaklar.
Trump, Kral Selman’a ne dedi Suudi Arabistan’da? ‘Biz olmasak tahtta oturamazsınız’ dedi. Bu önemli bir şey. Kimilerine göre 5 trilyon dolar parayı neyin karşılığında topladı Trump? Güvenliğin karşılığında. Amerika kime karşı güvenlik sağlıyor? İsrail’e karşı değil. Bu yönetimlerin halklarına karşı güvenlik sağlıyor. Ortadoğu’da Körfez’de halklarla yönetimler arasında Amerika var. ABD olmasın mesela bakın Arap Baharı’nda Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta olanları gördük. Aynısı Körfez’de de olur. Bu güvenliği iktidarlar için sağlıyor ABD. İsrail gelip vurur. Bahreyn, BAE protesto ediyormuş. İbrahim Anlaşmaları’ndan çekilin, biz de samimi olduğunuza inanalım. Katar ‘barış görüşmelerini askıya alıyorum’ dedi, doğru yaptı. Ama aynı Katar BM’ye başvurmadı, Güvenlik Konseyi’ni çağırmadı, BM 51. Maddeyi kullanıp meşru müdafaa uygulamadı.
Orada devletler olduğu zannediliyor ancak masa başında harita üzerinde Sykes-Picott ile yaratılmış devletçikler bunlar. ABD ile İngiltere’nin ağzına bakan, onların himayesindeki devletler bunlar. 1. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’nun nasıl şekillendiğine bakarsak bunu görebiliriz. İsrail bu büyük tezgahı tek başına yapabilecek bir ülke değil. ABD bunu İsrail üzerinden yapıyor. Trump da bunu ifşa etti. Biden rengini belli etmiyordu. Trump açıkça ‘İran hava sahası bizim, Tahran’ı boşaltın’ dedi. Adam sahip çıktı. Sonra Gazze’ye plan getirdi. İsrail’den daha hevesli bir Gazze uygulayıcısı oldu. Netanyahu bu Gazze’nin boşaltılmasıyla ilgili planı Beyaz Saray’da duyduğunda şaşkınlıktan küçük dilini yuttuğu söyleniyor. Çünkü onda öyle bir cesaret yoktu. Batı Şeria için ne dediler? İsrail ilhak ederse egemenliğini tanıyacağını söylediler.”
Dr. Adıbelli’ye göre Trump, Pekin’deki zafer kutlamalarına davet edilmediği için alınganlık gösterdi:
“Ancak her şeye rağmen Trump, Kim Jong Un’a el sallıyor. Truth Social’da Çin Zafer Bayramı hakkında ‘Japonların mağlup edilmesinde Amerikan askerlerinin de katkısı oldu’ dedi. Ama onlar milliyetçi Kuomintang’a yardım etti. Komünistlere değil. Bu bayramda komünistler kendi zaferini kullanıyor. Trump ‘Beni niye çağırmadınız’ diyor. Aslında çok istedi ama çağırmadılar. ‘Amerika’nın adını unutmayın. Size ABD’ye karşı komplo kurmakta başarılar’ dedi.”
‘ŞİÖ tarihi bir misyon üstlendi’
Tianjin'deki ŞİÖ zirvesinin sıradan bir toplantı olmadığını, çok kutuplu yeni bir dünyanın inşasında tarihi bir dönüm noktası olduğuna atıfta bulunan Dr. Adıbelli'ye göre ŞİÖ, Küresel Güney'in yükselişini temsil eden, eşitlik ve adalet temelli yeni bir dünya düzeninin kurucu aktörü olarak öne çıkmaya başladı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyareti, sıradan bir habermiş gibi görüldü medyada. Halbuki Tianjin zirvesi çok tarihi bir zirveydi. Alınan kararlar tarihiydi. Şanghay İşbirliği Örgütü ilk defa bölgesel bir örgüt olmanın ötesinde, yeni bir dünyanın kuruluşunda görev alacak misyon sahibi bir yapı olarak önümüze çıktı. Yeni dünya çağrısında bulunuldu. Çok kutupluluk üzerinden yeni bir dünyanın yükseldiğini hep konuşuyorduk. Bu BRICS ile olacak gibi görünüyordu ancak dönüp dolaştı ŞİÖ’ye geldi bu. ŞİÖ, tarihi bir misyon üstlendi. Yeni bir dünya çağrısı yapılıyor. Sonuç bildirisi adeta bir manifesto niteliğinde. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne coğrafya tanımı yapıldı. Avrasya ilk defa örgütün bildirisinde yer aldı. Büyük Avraya Ortaklığı adı altında yeni bir ortaklık türü ortaya konuldu. Ukrayna ve Ortadoğu’ya barış çağrısında bulunuldu. Daha önemlisi ise çok kutupluluk esasında adil, eşitlik ve demokratik kurumların güçlendirilmesi çağrısında bulunuldu. Şi Çinping ilk defa Batı’nın anladığı anlamda demokrasinin güçlendirilmesini söyledi. Çinliler normalde kendi demokrasi kavramlarının farklı olduğunu söylerdi fakat Batı kendi demokrasisine sahip çıkmadığı için Çin, bu değere sahip çıkma kararı aldı. Birleşmiş Milletler, ABD’nin çocuğudur. Bu zirvede Çin sahip çıktı. ‘Güçlendirilmiş, reforme edilmiş bir BM’ vurgusu yapıldı. Çin’i 20 yıl BM’ye almadılar.
Çin şimdi intikam almaya çalışmıyor. Mevcut BM’yi güçlendirmek istiyor. Şi Çinping öte yandan küreselliğin temelinde güçlü bir BM, uluslararası hukuk, kurallar ve çok kutupluluk olması gerektiğini söyledi. Küresel meseleleri yönetecek bir mekanizmanın eksikliğine değindi. Çin, BM ortadan kaldırılırsa diplomatik bir anarşinin başlayabileceği uyarısında bulunuyor. Çin, ‘Güvenlik Konseyi devam etsin, daimi üyelikle veto hakkım olsun’ demiyor. ‘Zayıf-güçlü, küçük-büyük her devletin eşit bir şekilde temsil edildiği, egemen eşitlik prensibi’ olsun diyor. Çin’in tarihsel bir bakış açısı vardır. Çin, Vestfalya’yı kabul etmiyor. Bunun yerine Çin, hiyerarşik devletler sistemini kabul ediyordu. Yani ulus devletlerin egemen eşitliği yerine tepede Çin’in olduğu, altında başka devletlerin bulunduğu bir piramiti kabul ediyordu.
Ancak bugün Çin diyor ki her egemen devlet eşittir, BM’de eşit temsil hakkı vardır diyor. Bu anlattıklarımın hepsi, ABD’nin tepesinde oturduğu sistemin altını oyuyor. O yüzden Rusya, Çin ve Küresel Güney önemli. Küresel Güney artık ayağa kalktı. ŞİÖ, hem Kuşak ve Yol’dan, hem yeni dünyadan hem de Küresel Güney’den sorumlu bir yapı. Ben yirmi beş yıldır ŞİÖ’yü takip ediyorum. Uluslararası örgütler olağan olarak toplanırlar, önceki yılın muhasebesini yaparlar, gelecek yılın yol haritasını hazırlarlar. NATO dahil böyledir. Ancak ŞİÖ’nün bu seneki zirvesi böyle olmadı. Bambaşka bir şey yapıldı. ŞİÖ, yeni bir dünyayı kurmak için görevlendirilmiş bir yapı olarak öne çıktı. ŞİÖ’nün yeni bir misyonu var. Gözlemci ve Diyalog ortaklıklarını ortadan kaldırıp birleştirdiler. Adı ŞİÖ Ortaklığı oldu. Kafa karışıklığı oluyordu önceden.”
‘Çin, ABD Büyükelçisinin ‘Batı’ya demirleme’ sözüne karşın ‘Türkiye ve Çin, Küresel Güney’in parçasıdır’ dedi’
Şanghay İşbirliği Örgütü'nün Türkiye için daha samimi bir platform olduğunu vurgulayan Dr. Barış Adıbelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ŞİÖ liderleriyle yakın ilişkilerine değindi. Dr. Adıbelli öte yandan Batı basınının ve Batı'ya bağlı aktörlerin Türkiye'deki ŞİÖ algısının bir kara propaganda olduğunu dile getirdi. Dr. Adıbelli, Çin lideri Şi Çinping'in Türkiye'yi ve Çin'i Küresel Güney'in ayrılmaz bir parçası olarak tanımladığını da sözlerine ekleyerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir diğer mesele de Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Çin-Hindistan ilişkilerindeki olumlu havayı yansıtması. Buraya ileride Pakistan’ın da ekleneceğini söyleyebiliriz. Erdoğan’la Modi’nin gülümseyerek samimi bir şekilde tokalaştığını da gördük. Türkiye-Hindistan arasındaki soğukluğun da ortadan kalkmaya başladığını söyleyebiliriz. Türkiye çok alıştı bu işe. Gelecek yıl bizi davet etmezlerse büyük bir diplomatik kriz olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işi sevdi. Yabancılık da çekmiyor. Avrupa Birliği toplantısı mı bizim için aileden, ŞİÖ mü? Herkes aynısını söyler: Şanghay daha aileden, daha samimi bir toplantı. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7/24 görüştüğü liderler orada. Kimsenin gizli Türkiye hedefleri ve gündemleri yok. Herkesin birbiriyle samimi olduğu ve aynı kaderi paylaştığı bir toplantı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın beden dilinden anladığım kadarıyla orada çok rahat ettiğini söyleyebilirim. Türkiye tabii buradaki ŞİÖ Ortaklığı’nı, tam üyeliğe çevirecek mi? Asıl mesele bu. Bu toplantıda Türkiye’de basın, ‘ilke kararı’ diye bir şey ortaya attı. ŞİÖ ‘ilke kararı’ almış, ‘farklı ekonomik sistemlere üye ülkeler ŞİÖ üyesi olamazmış. Türkiye AB üyeliği beklediği için ŞİÖ’ye giremezmiş’ diye yazıyorlar. Kaynak neresi? BBC Türkçe. BBC tabii ŞİÖ’nün aktredite basını, İngiltere de tam üye, onlar söylerse doğru(!). Türkiye’de provokasyon ve kafa karışıklığı ortaya atıyorlar. ŞİÖ’ye nasıl üye olunacağı resmi belgelerde yazıyor. ŞİÖ, Türkiye tam üye olsun diye 2017’de enerji kulübünün başına geçirdi. Türkiye biraz beklemeye aldı bu süreçleri. Jeff Flake falan gelip ‘Türkiye Batı’ya demirlemiştir, bir yere kımıldayamaz’ dedi. Çin’den Jeff Flake’e yanıt geldi bu zirvede. Şi Çinping, ‘Türkiye de Çin de Küresel Güney’e aittir’ dedi. Amerikan büyükelçisi Jeff Flake’e bir yanıttı bu. Wang Yi ve Hakan Fidan, BRICS’e başvurulacağını söylemişti. Fidan oradan Kırım’a geçmişti. Jeff Flake, BRICS hakkında ‘Memnun olmayız ama Türkiye Batı’ya demirlemiştir, bir yere kımıldayamaz’ demişti o süreçte. ‘Demirleme’ lafını ilk kez duyduk. Deniz taşıtını bir yere demirlediğiniz zaman dalga da gelse fırtına da gelse kımıldayamaz. Jeff Flake bunu kasıtlı söyledi. İşte geçen yıl bu mevzudan sonra Hakan Fidan, BRICS’e başvurulmadığını açıklamıştı. Jeff Flake’e cevap biraz gecikti ama Tianjin’den geldi. Şi Çinping, ‘Batı’ya demirlemeyi bırakın. Küresel Güney’in parçasıyız hepimiz. Çin de Türkiye de bağımsızlık ve özgüven ruhuna sahiptir’ dedi. Çin bugün dünya gücüyse, bağımsızlığa ve özgüvene sahip olduğu için. ‘İnanırsanız bu mucizeyi siz de başarabilirsiniz’ dedi Şi.”
‘Şu anda Ankara’nın önünde bir seçenek var’
Türkiye'nin Avrupa Birliği yerine Şanghay İşbirliği Örgütü'ne ve Avrasya merkezli yeni dünya sistemine yönelmesi gerektiğini ifade eden Dr. Adıbelli, şunları kaydetti:
“Şu anda Ankara’nın önünde bir seçenek var. Avrasya denilen coğrafyanın adı konuldu. Atlaslar’daki coğrafya haritası değil bu tabii. Siyasi bir coğrafya. Pasifik’i de kapsıyor. Kuzey Kore Avrasya’nın parçası değil ancak Putin geçen yıl ‘Avrasya’nın güvenliğine katkıda bulunuyorsunuz’ dedi. Kim Jong Un’u bu sene Pekin’de gördük. Seneye ŞİÖ’de göreceğiz. Vietnam için de aynısı geçerli. Türkiye, Avrasya’nın göbeğinde. Filistin de Küresel Güney’in bir parçasıdır. Gazze, Avrasya’nın bir parçasıdır. ŞİÖ, Rusya ve Çin bu sebeple Arap ülkeleri kadar Filistin meselesiyle ilgilenecektir. Tanım şu: Küresel Güney’in olduğu her yer Avrasya’dır. Türkiye’nin önündeki seçenek şu: İnsanlığın üçte ikisine hitap eden bir yapıdan bahsediyoruz. ŞİÖ, AB veya NATO değil. Yeni dünyanın koordinatörü olan bir yapı. Türkiye hep ‘tarihi iyi okuyoruz, gelmekte olanı iyi okuyoruz’ diyor ya hani, biz de diyoruz ki tarihin doğru tarafında yer alalım. Bu işlere temelden girersek onlarla birlikte biz de büyür ve zenginleşiriz. ŞİÖ de aynısını diyor bize. Avrupa Birliği yaşlandı, ölmek üzere. Türkiye hala daha AB’nin kapısını aşındırıyor. Ukrayna meselesi yarın öbür gün AB’yi dağıtacak. Ukrayna krizi çıkmadan önce Polonya, AB ile anayasa krizi yaşadı. Polonya, AB mevzuatını kendi anayasasından üstün görmüyordu. Doğudaki yeni dünya bizi başının üstünde tutuyor. Ankara bu seçeneği değerlendirmeli. Tabii biz coğrafi olarak sırtımızı hiçbir tarafa dönemeyiz ancak neden ŞİÖ’deki fırsatı değerlendirmeyelim? Neden sadece AB’ye odaklanalım? Üstelik AB bizi istemiyor bile.”