BES-AR temmuz raporu: Açlık sınırı 35 bin 712 lira

Asgari ücretin 22 bin 104 lira olduğu bir ülkede, dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırının 35 bin 712 liraya ulaşması, bu ücretle geçinmenin artık mümkün olmadığını açıkça gösteriyor. Üstelik bu rakam yalnızca gıdayı kapsıyor; içinde kira, ulaşım, eğitim, fatura gibi hiçbir kalem dahil değil. Dört kişilik bir ailede tek bir kişi çalışıyorsa ve bu maaşı alıyorsa, o aile açlık sınırının altında yaşıyor demektir. Böyle bir yaşamın mümkün olmadığını düşünsek de, Türkiye’de hâlâ bu şartlarda geçinmeye çalışan milyonlarca insan var.

BES-AR’ın temmuz ayına ilişkin açlık ve yoksulluk araştırmasına göre yoksulluk sınırı ise 85 bin 969 lira. Bu sınır, bir ailenin barınmadan eğitime, ulaşımdan sosyal etkinliklere kadar tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği asgari yaşam standardını temsil ediyor. Bugün büyük şehirlerde kamu emekçileri sadece barınma ihtiyacı için maaşlarının yüzde 75 ila 80’ini kiraya vermek zorunda kalıyor. Kiraların geldiği seviye zaten başlı başına ciddi bir sorunken, üzerine sağlıklı beslenmenin günlük maliyetinin bin 190 lirayı geçtiğini görüyoruz. Bu koşullar altında insanlar ne tiyatroya gidebiliyor, ne sinemaya, ne de sosyal hayata katılabiliyor. Bekar bir çalışanın yaşam maliyeti 54 bin 115 liraya çıkmış durumda. Bu da demek oluyor ki yalnız yaşayan bir emekçi, sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için asgari ücretin çok üzerinde bir gelire ihtiyaç duyuyor. Bu tabloyu ortaya koyan veriler, kamu çalışanlarının ve emekçilerin geçim mücadelesinin her geçen gün daha da ağırlaştığını ortaya koyuyor. Buna rağmen insanlar ayakta kalmaya, direnmeye ve yaşamlarını sürdürebilmek için mücadele etmeye devam ediyor.