- Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘BRICS, Türkiye için bir ihtiyaç değil zorunluluktur’

Abone ol
Siyaset Bilimci Umur Tugay Yücel'e göre Batı'nın ödeme sistemindeki tekelini silah olarak kullanması sebebiyle BRICS, Türkiye için bir zorunluluk haline geldi. BRICS zirvesinde farklılıkların bir kenara bırakıldığına ve ortak anlayış geliştirildiğine dikkat çeken Yücel, Batı'nın umduğunu bulamadığını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen 17. BRICS Liderler Zirvesi kapsamında “Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi, Ekonomik ve Mali Meseleler ile Yapay Zeka” oturumuna katılarak konuşma yaptı.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Fidan, dün Brezilya'nın ev sahipliğinde Rio de Janeiro kentinde düzenlenen 17. BRICS Liderler Zirvesi kapsamında düzenlenen "Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi, Ekonomik-Mali Meseleler ve Yapay Zeka" başlıklı oturumda konuştu.
Fidan, çok taraflılıktan geri adım atmanın göze alabilecekleri bir seçenek olmadığını söyleyerek, bunun uzun süredir ilerlemenin itici gücü olduğunu; sivil havacılıktan halk sağlığı sistemlerine, adil ticaretten dijital alandaki standartlara kadar günlük yaşamı etkilediğini dile getirdi.
İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırımın bölgede onlarca yıl boyunca kaydedilen kalkınmayı tersine çevirdiğine dikkati çeken Fidan, "Filistin halkının yaşadığı dram, bugün çok taraflılık üzerine tartışmalarımızın merkezinde yer almaktadır. Bu durum, uluslararası barış ve güvenliği sağlamakla yükümlü kuruluşların meşruiyeti açısından ciddi bir krizdir. İsrail’in saldırganlığı ve yayılmacılığı kontrol altına alınmazsa, sonuçları küresel ölçekte hissedilecektir." diye konuştu.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin de BRICS Liderler Zirvesi'nde yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
"BRICS ülkeleri siyaset ve güvenlik, ekonomi ve finans gibi temel alanlarda, kültürel ve insani temaslarda işbirliğini derinleştirmeye devam ediyor. BRICS, satın alma gücü paritesi açısından G7 gibi bazı diğer birlikleri önemli ölçüde geride bırakıyor. BRICS, yalnızca dünya kara alanının üçte birini ve dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda dünya ekonomisinin yüzde 40'ını oluşturuyor. Küresel Güney ve Doğu ülkelerinden pek çok kişi BRICS ile benzer düşünceye sahiptir. Bu kişiler birlik içinde gelişen açık ortaklık ve işbirliği kültüründen, karşılıklı saygıdan etkileniyor."
BRICS'in Brezilya'da düzenlenen 17. Liderler Zirvesi'ni, zirveden çıkan sonucu, bildiride değinilen konuları, Trump'ın BRICS tehdidini ve Türkiye'nin BRICS'e duyduğu ilgiyi, Siyaset Bilimci Umur Tugay Yücel ile konuştuk.
‘Dünyanın yarısını oluşturan ülkeler artık küresel sistemde söz sahibi olmak istiyor’
BRICS’e bakış açısındaki hatalara değinen Yücel, “Batı karşıtı kuruluş” nitelendirmesinin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. BRICS’in küresel sistemde reformu ve sürdürülebilir kalkınmayı hedeflediğii kaydeden Umur Tugay Yücel, şu ifadeleri kullandı:

“Maalesef BRICS’e iki yönden sorunlu bir bakış açısı var. Ya çok şey bekleniyor, ya da ‘hiç’ yerine konuluyor. Halbuki BRICS genç bir oluşum. Daha 16 senelik bir mekanizmadan söz ediyoruz. Genişleme süreçlerini de içinde barındırıyor. Farklı coğrafyalardan, medeniyetlerden ve uluslardan bahsediyoruz. Yani ne coğrafi, ne kültürel, ne dilsel ne de dinsel bütünlükten bahsedebiliyoruz. BRICS’i değerlendirirken biraz şans vermek gerekiyor. Bu sürece gelinmesi kolay olmadı. Birçok defa dağılma süreci ve beklentisi gözlemlendi Batı’da. Bolsonaro dönemi, Modi’nin ilk dönemi vs. BRICS’te çatırdama beklendi ama yaşanmadı. Şunu söylemek lazım: Bugün zirveye baktığımızda bazı liderlerin katılamadığını görüyoruz. Gayet doğaldır. Öncelikler var, jeopolitik çıkarlar, iç politika durumları var. Ama buna rağmen 10 üyeli BRICS, ortak bir bildiriye imza attı. BRICS’in başarılarından birisi bu. Buna ek olarak yeni üyeler var. Vietnam, ortak ülke olarak daveti kabul etti. Yeni Kalkınma Bankası’nın içerisinde bir sigorta fonu oluşturuluyor. Özel yatırım ve şirketler için düşünülüyor bu. Herhangi bir jeopolitik sorun ihtimaline karşı. Yerel para ticareti arttırılacak. BRICS içindeki iç ticaret 600 milyar dolraı geçti bugün. Yeni üyeler ve yapılandırmalar ile bunun artacağını düşünüyorum. Bildirgenin önemi şu: Genişlemeden sonraki ilk bildirge. Üye sayısı iki kat artmış bir platformdan bahsediyoruz.

Son dönemlerdeki çatışmalar, İsrail-İran savaşı, Pakistan-Hindistan çatışması, Gazze vs. çok fazla olay var dünyada. Her ülkenin kendi vizyonu ve jeopolitik çıkarları var. Buna karşın ortak noktada buluşmayı, ortak tutum takınmayı başardılar. Bu çok kıymetliydi. Batı medyası, Hindistan’dan ve Şanghay İşbirliği Örgütü’nde yaşanan sorunlardan dolayı bildiri bile çıkamayacağını düşünüyordu. Tam tersi oldu. Hindistan’daki terör saldırısı kınandı. İsrail’in İran’a yaptığı saldırılar kınandı. Ukrayna’nın Rusya’da sivil altyapıya yaptığı saldırılar kınandı. Bence kıymetliydi. Gazze’deki durum fazlasıyla ele alındı. Hem Filistin’in devlet ilan edilmesi, BM’ye üye yapılması, tam egemen olması, Gazze ve Batı Şeria’nın birleştirilmesi vurgulandı. Ayrıca Trump’ın zorunlu göç planına tepki koyuldu ve bunun kabul edilmeyeceği söylendi. Bildirge aslında bir ülkeyi, kişiyi, coğrafyayı, medeniyeti veya farklı örgütlenmeleri düşmanlaştırmadı. O yüzden kıymetliydi. Bir sistem eleştirisi vardı ama bu eleştiri yapıcıydı. Neden? IMF’deki kotaların artırılması, Dünya Bankası’ndaki hissedarların payının artırılması, Dünya Ticaret Örgütü’nün daha iyi işlemesi için yeni ticaret kurallarının getirilmesi vurgulandı. Sistemin yıkılması değil tam tersine reforme edilmesi vurgulandı. Bu zamana kadar dışlanan, dünya nüfusunun yarısını ve ekonomisinin yüzde 40’ını oluşturan ülkelerin de artık masada söz sahibi olması gerektiğini dile getiren bir bildiriydi.”

‘BRICS gerçekten çok çeşitli bir topluluk’

Umur Tugay Yücel’e göre BRICS, gerçek anlamda çeşitliliği yanısıtıyor. Alışılageldik kurumsal bir hiyerarşiye sahip olmayan BRICS’in kendi yöntemleri ile kurumsallaştığına dikkat çeken Yücel, BRICS’e karşı Batılı siyasi elitlerin sert tavrının sebebinin, BRICS zirvelerinin güçlü bir etkiye sahip olması olduğunu söyledi:
“Aslında BRICS gerçekten dediğiniz gibi Batılıların hayal ettiği liberal bir topluluğu yansıtıyor. Niye? Çünkü tek tipçi değil. O masada Arap kültürü, Fars kültürü, Çin medeniyeti, Hint medeniyeti, Ruslar, Afrikalılar var. Aklınıza gelen dünyadaki tüm toplulukları, ilk medeniyetleri kurmuş kültürleri ve ulusları görüyoruz. Bunu Batı’da maalesef görmüyoruz. BM’den sonra en çok çeşitliliğe sahip yapıdan bahsediyoruz. Evet, resmi bir örgütlenme değil. Tüzüğü, sekreteryası ve bütçesi yok. Ama buna rağmen bu ülkeler, kendi içlerinde kurumsallaşmayı da yaratıyor. Sürdürülebilir kalkınmayı devam ettirmek için Kalkınma Bankası, ekonomik şoklara karşı döviz rezervi kuruldu. Batılılar da şöyle: Evet, yönetici kadrolarında ve elitlerinde BRICS’e karşı önyargı ve düşmanlık var. Ancak düşünce kuruluşlarında ve gençlerde BRICS’e karşı bir ilgi var. Şu anki Avrupalılar özellikle bu konuda oldukça sertler. Trump da hemen açıkladı, BRICS ülkelerine gümrük vergisini artıracağını söyledi. Demek ki bu bildiriden ve zirveden anlıyoruz ki BRICS başarılı bir yolda yürüyor ve zirve etkili olmuş. Trump’ın hemen bu açıklamayı yapması, bazı noktalara dokunulduğunu gösteriyor.”

‘Batılı ülkeler, farklı ödeme sistemlerini kabul etmeyecek çünkü bu hegemonyalarının düşüşünü yansıtıyor’

Batı’nın liberallikten tamamen uzaklaştığını ve tek tipleştiğini aktaran Yücel, BRICS’in tek tip ödeme sistemine, tek döviz rezervine ve tek bara birimine karşı çıkarak ticarette ve ekonomide çeşitliliği hedeflediğini vurguladı:
“Aslında bu tek Trump’ın sözü değil. BRICS daha önce de Batı ve ABD Karşıtı olarak görülüyordu. Maalesef Türkiye’de de okumuş yazmış, hoca diyebileceğimiz insanlar da BRICS’i devamlı Batı karşıtlığı ile niteliyor. Bu kesinlikle doğru değil. Ya bilinmemesinden kaynaklı ya da art niyetli. Lula Da Silva da aslında dolardan öte bir şey diyor. 7 milyar insan, tek bir para birimine, tek bir döviz rezerv sistemine ve tek bir ödeme sistemine mahkum ediliyor. Tek doları rezerve edip tek ödeme sistemiyle yaşamak zorunda mıyız? Hem liberal dünya düzeni, hem çok taraflılık diyorlar. Ama küresel sistemde ‘çok’un ç’sini’ görmüyoruz. Her şey tek tipçi. Yeme içme alışkanlıkları, diziler, giyim kuşam, kültür... Her şey tek tipçi. Bunun ne liberallikle ne de başka anlayışlarla nitelendirilmesi imkansız. Devamlı söyledikleri ‘kurallara dayalı liberal düzen’ lafının da gerçek olmadığı ortaya çıkıyor. İran bombalanırken, nükleer santraller vurulurken, oradaki Türklerin, Farsların, Arapların ölmesi, sarı saçlı mavi gözlülerin ölümü kadar önemli değil onlar için. Zaporijya Nükleer Santrali’ne küçücük bir dron çarpıyordu, Batılı müttefiklerimiz tüm dünyayı ayağa kaldırıyordu. Burada nükleer tesisler ağır şekilde bombalanıyor, Batılı dostlarımızdan tık yok. Hem BM sözleşmesine, hem Atom Enerjisi sözleşmesine aykırı bu saldırılar. Çifte standart var. Trump’ın da bunu kaybetmemek istemesi yüzünden böyle devam ediyor. Yerel paralarla ticaret, farklı ödeme sistemlerinin geliştirilmesi otomatik olarak Amerika’ya ve dolara zarar veriyor. Bu doğal. Ama bu bir düşmanlık değil. Neden başka bir para birimini, başka bir ödeme sistemini kullanmayalım? Bundan daha doğal ne olabilir? Ama Batılı müttefiklerimiz bunu kabul etmeyecek çünkü hegemonyalarının düşüşünü yansıtıyor.”

‘BRICS, Türkiye için bir ihtiyaç değil zorunluluktur’

Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik yaptırımlarını ve Rus malvarlıklarına el koymasını hatırlatan Umur Tugay Yücel, Türkiye’nin yakın geçmişte Suriye’de terörle mücadele harekatları düzenlerken yaşadığı sıkıntılara da değindi. Rusya’ya yapılanın bir benzerinin Türkiye’ye yapılmasının mümkün olduğunu kaydeden Yücel, BRICS’in Türkiye için bir ihtiyaç değil, zorunluluk olduğunu ifade etti:

“Biz, partner üye statüsü gelmeden önce üyelik bekliyorduk. İki taraf için de kıymetli olacak bir şey. Bir NATO üyesi ve AB hedefi olan bir ülkenin BRICS üyesi olması, küresel kırılmalara yol açabilir. Hem Batı hem BRICS açısından farklı değerlendirilebilir. BRICS’e katacağı değer de olacaktır bunun. Türkiye’nin de faydalanacağı birçok şey var. En basitinden yerel paralarla ticaret. Yeni Kalkınma Bankası, yerel paralarla ticareti ve yatırımı hedefliyor. Türkiye’nin döviz rezervlerindeki sıkıntı, dolar sıkıntısı sebebiyle yerel parayla ticarete yönelmesi oldukça kıymetli. Bu da bizim için oldukça kolaylaştırıcı bir şey olacak. Beklendiği gibi olmadı. Aslında pek çok ülke için böyle oldu. Birçok ülke üyelik bekliyordu. Birçok üye alıp BM gibi etkisiz bir yapıya dönüşmek de var işin ucunda. BRICS’in kurucuları da bunun farkındaydı. O yüzden böyle bir statü getirdiler. Cezayir ile birlikte biz hala daha bu daveti cevaplandırmadık. Değerlendirme sürecinde olduğu söylendi. Benim gördüğüm kadarıyla BRICS ilgisi devam ediyor hala. BRICS bugün bir zorunluluğa dönüşüyor. Batı, Rusya’nın parasına el koydu. Yaptırımlar uyguladılar, SWIFT’ten çıkardılar. Bunları Batılı dostlarımız yaptı. Yarın Suriye’de operasyon yaparsak, İsrail ile karşı karşıya gelirsek, böyle şeyler yaşamayacağımızın garantisi yok. O yüzden BRICS bir tercih değil, Türkiye için bir zorunluluk. Tabii farklı nitelendirmeler olabilir.

BRICS üyelerinin kimisiyle aramızda sıkıntı da olabilir. Normaldir. Doğal bir süreç bu. BRICS’in bizim için faydalı olacağını düşünüyorum. Tabii süreç dengeli yürütülüyor. Küresel dengeler de gözetiliyor. ABD ve Trump ilişkileri de hassasiyet gerektiren bir durum. BRICS üyesi olursak belki Trump’ın yüzde 500 gibi gümrük vergilerine maruz kalabiliriz. Böyle açıklamaları var. Ekonomimizin hassas olduğu, küresel ekonomik sistemin de kritik seviyede olduğu bir dönemde hassas bir adım atma süreci yaşadığımızı düşünüyorum. Şu anda Türk Dışişleri Bakanlığı’nda tamamen BRICS için kurulmuş bir mekanizma yok mesela Yeniden Asya Girişimi gibi bir mekanizma yok. Bu konuda ekipler var tabii bunlar çalışıyor. Gelecekte BRICS üyeliği ciddileşirse, ortak üye statüsünden sonra Dışişleri Bakanlığı bünyesinde BRICS genel müdürlüğü kurulabilir. BRICS’in özel çalışılması gerek. Hem statüsü, hem konumu hem de barındırdığı gücüyle BRICS, bürokrasinin ilgisini hak ediyor diyebiliriz. Şanghay İşbirliği Örgütü için de bu geçerli. Bizim vizyonumuz da şu şekilde: Hem geçen yıl Kazan’da, hem bu sene Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın katılımıyla Rio’da, Türkiye’nin çok kutupluluk vurgusu tekrarlandı. Türkiye’nin de hedeflerinden birisi bu. Çok kutupluluk vizyonu bu. Türkiye ekseni diye tartışılan dış politika vizyonunun ayaklarından birisi bu. Hem siyasi liderlik hem de dış politika ekipleri taraıfndan bu kabul edilmiş durumda.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала