Avukat Sefa Karcıoğlu: ‘Yargıtayın kararına göre eşler arasında sadakat yükümlülüğü vardır’
16:00 06.06.2025 (güncellendi: 11:14 07.06.2025)
Avukat Sefa Karcıoğlu: ‘Yargıtayın kararına göre eşler arasında sadakat yükümlülüğü vardır’
Abone ol
Ali Çağatay’la Seyir Hali Bayram Özel programının konuğu Avukat Sefa Karcıoğlu oldu. Karcıoğlu, kişisel verilerin hukuki tanımı, korunma yolları, yasal düzenlemeler ve karşılaşılan güncel sorunlar hakkında konuştu.
Kişisel verilerin yalnızca kimlik bilgileriyle sınırlı olmadığını vurgulayan Sefa Karcıoğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Gerçek kişiyi tanımlamaya yarayan her türlü veri kişisel veridir. Adı, soyadı, TC numarası, telefon numarası gibi bilgiler dışında, tespit edilebilir her veri de bu kapsamdadır. Örneğin bulunduğunuz sitede yalnızca bir kişi tarafından kullanılan kırmızı bir spor arabayı tarif ettiğinizde, o da kişisel veri sayılır. Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü'nden (GDPR) esinlenerek Türkiye’de 2016’da yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun (KVKK), gecikmeli bir adım. Avrupa 1981’de bu alanda düzenlemelere başlamışken, biz ilk adımı 2016’da attık.”
Özel nitelikli verilerin taşıdığı hassasiyete dikkat çeken Karcıoğlu, şunları söyledi:
“Sağlık verileri, biyometrik veriler, dini inanç bilgileri, ceza mahkumiyeti, genetik veriler gibi bilgiler için açık rıza gereklidir. Bu verilerin alınması, saklanması, aktarılması özel prosedürlere tabidir. Bu nedenle işverenlerin, personelin kan grubunu listelemesi dahi hukuka aykırıdır."
Karcıoğlu, birçok kurumda artık ad-soyad bilgilerinin maskelenerek kullanıldığını, bunun da kişisel verilerin korunması açısından olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Kimliklerde yer alan din bilgisinin kaldırılmasını da aynı çerçevede değerlendirdi. “Avrupa’da hiçbir kimlikte din bilgisi yer almaz. Bu gereksiz ve ayrımcılığa açık bir bilgidir” ifadelerini kullandı.
‘Kimin borcu olduğu alenen ifşa edilemez’
Günlük yaşamda sıkça rastlanan uygulamaların da hukuka aykırı olabileceğini belirten Karcıoğlu, “Apartman girişine asılan aidat borcu listesi kişisel verilerin hukuka aykırı ifşasıdır. Kimin borcu olduğu alenen ifşa edilemez” dedi.
Karcıoğlu, kişisel veri ihlallerine ilişkin para cezalarının ciddi rakamlara ulaşabildiğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“2025 yılı itibarıyla aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyen veri sorumlularına 68 bin TL’den başlayarak 1 milyon 362 bin TL’ye kadar ceza kesilebiliyor. Veri güvenliği ihlallerinde bu rakam 13 milyon TL’yi bulabiliyor. Bu cezalar, özellikle büyük şirketler için yeterli caydırıcılığa sahip değil. Avrupa’da veri ihlali yapan şirketlere 130 milyon Euro’ya kadar ceza verilirken, bizde üst sınır 13 milyon TL. Bir şirketin tek günlük cirosuna denk gelebilecek bu rakam, sistemi korumaya yetmiyor.”
Avukat Sefa Karcıoğlu, para cezalarının yanı sıra Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen hapis cezalarına da dikkat çekerek, “Kişisel verileri hukuka aykırı kaydedenler 1 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası alabiliyor. Hukuka aykırı olarak bu verileri ifşa edenler ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle yargılanabilir” diye konuştu.
‘Eşlerin birbirinin telefonunu kontrol etmesi, kişisel veri ihlali sayılmaz’
Karcıoğlu, kişisel verilerin özel hayatla kesiştiği noktalarda dikkatli olunması gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Yargıtay’ın kararına göre eşler arasında sadakat yükümlülüğü vardır. Aynı evde yaşayan eşlerin birbirinin telefonunu kontrol etmesi, kişisel veri ihlali sayılmaz. Ancak farklı cihazlar kullanılarak takip yapılması suç teşkil eder.”
Son yıllarda gündeme gelen unutulma hakkına da değinen Karcıoğlu, şöyle konuştu:
“Bir kişi hakkındaki haberin üzerinden uzun zaman geçmişse, kişi artık kamuya mal olmuş biri değilse ve içerik güncelliğini yitirmişse, bu içeriğin internetten kaldırılmasını talep edebilir. Bu hakkın Avrupa Adalet Divanı kararlarıyla başladı. Türkiye'de de Anayasa Mahkemesi ve yerel mahkemeler tarafından tanındı.”
Sosyal medya platformlarının Türkiye Cumhuriyeti yasalarına yeterince saygı göstermediğini ve bu firmaların Türkiye’de yalnızca sanal ofisler aracılığıyla temsil edildiğini vurgulayan Karcıoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Global şirketler, temsilcilik açmadan, vergi vermeden faaliyet göstermek istiyor. Türkiye de bu şirketlerin gücüne karşı net bir duruş sergileyemiyor. Bu konudaki yasal boşluklar giderilmediği sürece egemenlik zedelenir.”