Gündem dışı - Sputnik Türkiye, 1920
GÜNDEM DIŞI
Gündelik koşuşturmacada gözden kaçanlar; bilimden sanata, tiyatrodan sinemaya, seyahat alternatiflerinden modaya, festivallerden konserlere her şey Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda.

Yazar Pia Bugay: 'Çocuk sahibi olmak, aynanın arkasına geçip her türlü yetersizliğinle yüzleşmek demektir'

Abone ol
Yazar Pia Bugay, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
İsim değişikliği davası açarak göbek adı Seher ve adı Zeynep’i mahkeme kararıyla değiştirerek Pia adını alan Bugay: “Herhangi bir adaletsizlik veya laubalilik söz konusu olduğunda öfkeleniyorum. Kızdığımda beden dilimden hemen anlaşılır” dedi.
Ebeveynlik hakkında konuşan yazar Pia Bugay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Annenizde eleştirdiğiniz her şeyi yarın çocuğunuzda mutlaka yapıyorsunuz. Çocuk sahibi olmak, aynanın arkasına geçip her türlü aptallığınla ve yetersizliğinle yüzleşmek demektir. Evlat sahibi olanları çok cesur buluyorum. Kişinin kendisiyle yüzleşmesi en büyük hesaplaşma, en büyük adalet dağıtımı."
"Kimsesizlik" kavramını anlaşılamama olarak tanımlayan yazar Bugay, şu ifadeleri kaydetti:
“Kimsesizlik anne baba sahibi olmak ya da olmamakla alakalı değildir. Kimsesizlik, anlaşılmamak, tam olarak sevilmemek, hiçbir zaman kişisel ya da sosyal alanında kimse tarafından tam bir kabulleniş, sahiplenilme ya da koruma görmemek, şefkati kendi kendine vermeye çalışırken berbat bir şekilde köşeli, sert, korkudan delik deşik olmak ama aynı zamanda yaralarının kabuğundan zırh yapmak, tüm acısını da o zırhın ardına saklamış bir ruh olarak tek başına büyümek, yola devam etmek, ummak ve belki de en tatsızı, hiçbir zaman gerçekten yaşayamamak demektir.”
Bugay’ın son kitabı “Kimsesiz Kız Çocuğu” kitabının konusu ise şu şekilde: "Kendi evinde kabul görmemiş, varlığı, istekleri, acıları ya da maruz kaldığı hiçbir türden duygu dalgalanması fark edilmemiş küçük bir kız çocuğunun acının ve hayal kırıklıklarının her türlüsüyle sınanmış yaşamına Gümüşsuyu’nun yokuşları, Kınalıada’nın serin suları, Bebek’in dar sokakları yuva olur. Bu kimsesiz kız çocuğu, kendi evinde âdeta bir otel odasına sığınmış, sesi duyulmayan, varlığı ile yokluğu bir görülen, sıradan, değersiz bir misafir gibidir. Ne yazık ki hiçbir zaman ailesinin bir parçası olamaz ama kendi ailesini kurma hayallerinden, o yalnız ve mutsuz otel odasından kurtulma isteğinden de asla vazgeçmez. Bazen kötü bir rüya olarak düşünmek istediği, bazense hiç unutulmayacak bir masal gibi geçen tüm hayatı boyunca zorluklara inat, ışıl ışıl var olmanın emsalini sergiler."
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала