Mehmet Perinçek: Avrupa Ukrayna’da kaybeden konumunda
15:00 22.04.2025 (güncellendi: 13:36 23.04.2025)
Mehmet Perinçek: Avrupa Ukrayna’da kaybeden konumunda
Abone ol
Doç. Dr. Mehmet Perinçek, Amerikan şirketlerinin yeniden Rusya pazarına dönmek ve Kuzey Akım-2 boru hattını çalıştırmak istediklerini ifade etti. Avrupa’nın doğalgaz tedarikini askıya almasının sanayisini zor duruma düşürdüğünü belirten Perinçek Avrupa’nın Ukrayna’da kaybeden olduğunu bildirdi.
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Akademisyen Mehmet Perinçek konuk oldu. Programda Rusya-ABD görüşmelerinde Avrupa’nın itirazlarını ve Avrupa ekonomisini değerlendiren Perinçek, şu mesajları verdi:
‘ABD-Rusya görüşmelerinde ekonomik ilişkiler de masada’
“Diplomatik temaslar devam ediyor. Ekonomi alanında da ciddi görüşmelerin olduğunu söyleyebiliriz. Rusya’nın yatırım komisyonunun başkanı Amerikalılarla sıkı görüşmeler içerisinde. Amerikan Ticaret Odası’na bağlı 200’e yakın şirketle bir toplantı da yaptı. Dmitriyev’in Suudi Arabistan’daki Ukrayna meselesine dair toplantılara da en başından beri katılıyor olması, Suudi Arabistan’daki görüşmeler bir yandan Ukrayna çatışmasına son vermeye yönelik ama diğer taraftan iki ülke arasındaki ekonomik bağların da tekrardan kurulmasını da kapsıyor. Bu açıdan yatırım komisyonu başkanının o toplantılarda bulunması ve o toplantılar sonrasında teşriki mesai yapıyor olması bu açıdan dikkat çekici. Amerikan şirketlerinin yeniden Rus pazarına dönmek istediğini görüyoruz.”
‘Kuzey Akım-2’yi ABD çalıştırmak istiyor’
“Hatta Kuzey Akım-2 Projesi’ni Amerika üstlenmek istiyor. Avrupa öyle bir duruma düşüyor ki Biden’ın peşinden sürüklenerek Kuzey Akım-2 Projesi’nden oldular. Bu güvenli, ucuz gazdan olmak demek. Bu da tabii Avrupa sanayisinin zor duruma düşmesi, hayat pahalılığı demek. Bunu kaybettiler. Buna yönelik bir sabotaj da gerçekleşti. Belki bu sabotajların içerisinde Avrupalı istihbarat servisleri de yer aldı. Döndü dolaştı bu işin üzerine ilk atlayan Amerikalılar oldu. Avrupalılara da “Kuzey Akım-2’yi biz alacağız, işleteceğiz. Size de gaz satacağız” diyorlar. Kendi yatırım yaptıkları, vanasının kendi ellerinde olduğu Kuzey Akım-2’yi alıp, üzerine de kâr koyup Almanlara, Avrupalılara satmak istiyor. Yine Avrupa burada bu çatışmanın en büyük kaybedenlerinden biri olduğunu da bize göstermiş oluyor.”
‘Alman ekonomisinde alarm çalıyor’
“Almanya, Avrupa’nın hatta dünyanın motoru sayılabilecek bir üretim deviydi. Fakat özellikle Ukrayna çatışması sonrası takındıkları tavır, Rusya ile düşmanlık, Kuzey Akım-2’den vazgeçmek, Rusya pazarını kaybetmek ve tabii sistemsel bazı köklü problemler de bunlara dahil olunca Alman ekonomisi eski parlak günlerini kaybetmiş durumda. Alarm çalıyor. Bu bizim tespitimiz değil, Batı basınına, Avrupa basınına baktığımızda her gün Alman ekonomisinin ne kadar zor durumda olduğunu okumanız mümkün.”
‘Almanya yeni başbakanının sözleri herkesi ürpertti’
“Merz’in sözleri herkesin içini ürpertti. Çünkü Almanların Avrupa’ya son kez tırnak içerisinde liderlik yapmaya kalktıklarında olanları hepimiz biliyoruz. Hatta o olanların bitiş tarihi de yaklaşıyor; 9 Mayıs. 80. Yıldönümü de olacak. Almanların kendi liderliklerini silah gücüyle, her türlü zorbalıkla, vahşetle dayattıkları o liderlik bütün dünyayı bir savaşa sürüklemişti. Dolayısıyla bu sözün herkesin içini ürperttiğini söyleyebiliriz. Bu sözün rahatsızlık yaratması çeşitli olgulara dayanıyor. ‘Alman biri böyle bir şey dedi de hemen aklımıza Nazi Almanya’sı, Hitler geldi’ değil. Almanya çok ciddi bir silahlanma içerisine girdiği ve ekonomisinden tutalım da sağlık alanına kadar, toplumsal düzenlemelere kadar çok ciddi bir silahlanmaya, askerileşmeye, militarizasyona gittiği için bu sözler söylediğimiz çağrışımları yapıyor.”
‘Avrupa, ABD-Rusya anlaşmasına köstek oluyor’
“Almanya’nın inatla Ukrayna’ya destekten vazgeçmemesi, savaşın bitmesini istememeleri, Amerika ile Rusya arasındaki bu süreci desteklememeleri, tam tersine köstek olmaları… bütün bunları alt alta koyduğumuzda Merz’in o sözleri haklı olarak bizi bir ürpertmiş oluyor.”
‘Avrupa Güvenlik Sistemi Rusya karşıtı’
“Avrupa Güvenlik Sistemi diye yeni bir kavram geliştirdiler. Trump’ın iktidar olmasından sonra Amerika’nın Rusya ile uzlaşma yoluna girmesi ile birlikte bu süreç aslında Avrupa’yı çok sevindirmeliydi. Çünkü onları Biden’lar bu işe zorlamışlardı. Şimdi bağlanmış olan elleri açılmış olacak ve rahatlayacaklardı. Rusya’ya yaptırımları kaldıracaklardı, Rusya’ya ticarete başlayacaklardı, gazlarını alacaklardı, yer altı kaynaklarını alacaklardı. Onlarla ürettiklerini Rusya’ya tekrar satacaklardı, onun yarattığı iklimle bir gevşeme, rahatlama olacaktı. Ukrayna’dan gelen göçmen sorununu belki bir miktar çözeceklerdi. Fakat tam tersi bir tavır takındılar. Bu süreci engellemeye çalışan ve Biden’ın politikalarını sürdürmekte ısrar eden bir çizgi izliyorlar. Bunun da bugünkü adı Avrupa Güvenlik Sistemi. Bu sistem ‘ABD olmadığı zaman biz Rusya’ya karşı kendimizi nasıl koruruz?’ fikrine dayanıyor. Burada tabii Türkiye’ye de özel roller verilmek isteniyor. Baktığımız zaman Avrupa’nın ekonomisi kırılgan ama yine de gücünü kaybetmiş değil. Ama buna karşın askeri anlamda da Rusya’nın gerişindiler. Bütün Avrupa’yı toplayın belki bir tane Rusya etmiyor olabilir.”
‘Avrupa’da ‘demokrasi’ palavralarının sonuna gelindi’
“Almanya ekonomik krizle birlikte toplumsal bir krizin de eşiğine gelmiş durumda. Buna karşı bir tepkinin doğmaması da mümkün değildi. AfD’nin sloganlarına veya açıklamalarına baktığımızda ‘Rusya ile tekrar iyi ilişkiler kuracağız, bu sürece son vereceğiz, yaptırımları kaldıracağız, Kuzey Akım-2 Projesi’ni tekrar hayata geçireceğiz’ gibi vaatleri var. Le Pen de aynı şekilde. Sadece Almanya ve Fransa’da değil. Avrupa’nın neredeyse her ülkesinde bir tane AfD, bir tane Le Pen var. Avusturya’ya bakıyorsunuz, FPÖ de birinci parti çıktı fakat hükümet kurmasına izin vermediler, Macaristan’da Orban iktidarda, Romanya’da Cumhurbaşkanı seçimleri kazandı, iptal ettiler, Le Pen’e yapılanları görüyoruz. Yani demokrasinin beşiği, isteyen burada istediğini söyler gibi Avrupa’daki hikayeler de, demokrasi palavraları da bitti. Bütün bunların tepki yaratması doğal.”
‘Ukrayna askeri sıkıntı içinde’
“Ukrayna’nın askeri gücü azalıyor. Hatta seferberliği 18 yaşına kadar indirmek üzerine adımlar da attılar. 18 yaşındaki çocukları savaşın içine çekmek için özel reklamlar hazırlıyorlar. Bu da tabii insan gücünün azaldığını gösteriyor. Teçhizatlar, silahlar azalıyor. Amerika çekilmiş durumda, Rusya ile anlaşıyor ve bunun ötesinde de Ukrayna’ya ve Zelenskiy yönetimine karşı oldukça sert bir tavır sergiliyor. Amerika’nın çekildiği bir Ukrayna’nın savaşı sürdürme ihtimali de düşük. Sadece Avrupa’nın desteği ile ayakta kalması da kolay olmayacaktır. Bu bir taraftan askeri anlamda maddi çöküntü ve ciddi bir moral çöküntüsüne yol açıyor. Desteğin zirvede olduğu zaman yaptıkları karşı harekât başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Şimdi böyle bir durumda askeri hareketliliğin zayıflaması oldukça doğal."
‘Savaş biterse Zelenskiy de biter’
“Ukrayna’nın gücü bir yerde tükenecek. Ukrayna’nın iradesi de yok, bunu da bilelim. Diğer taraftan da Zelenskiyler şunu da iyi biliyorlar; savaş bittiği an onlar da bitiyor. Savaş bittiğinde içeride Zelenskiyleri çiğ çiğ yerler. Çünkü büyük bir başarısızlık var, büyük yolsuzluklar var. Kaçabilirseniz kaçarsınız, ama bitiyorsunuz. Kişisel çıkarları açısından da savaş onlar için vazgeçilemez bir şey ve Avrupa da kışkırtmaya devam ediyor.”