00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
7 dk
HABERLER
11:00
8 dk
DÜNYA HABERİ
11:09
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:20
8 dk
HABERLER
12:00
6 dk
90 SANİYE
13:28
2 dk
HABERLER
15:00
8 dk
DEYİM YERİNDEYSE
15:12
2 dk
MÜZİĞİN EFSANELERİ
15:44
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
7 dk
HABERLER
18:00
12 dk
TARİHTE BUGÜN
18:19
3 dk
HABERLER
19:00
8 dk
BÖLGENİN KALBİ
19:10
80 dk
HABERLER
07:00
7 dk
SEYİR HALİ
Putin, İstanbul'daki görüşmelerde yer alacak heyeti onayladı
07:07
113 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
09:00
1 dk
YERİ VE ZAMANI
Güçlü Özgan'la Yeri ve Zamanı
09:05
115 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
11:00
1 dk
YAZI - YORUM
Fethi Yılmaz'la Yazı - Yorum
11:05
55 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
12:00
1 dk
GÜN ORTASI
Okan Aslan'la Gün Ortası
12:05
83 dk
90 SANİYE
Türkiye ve dünya gündemi
13:28
1 dk
HABER MASASI
Selin Yazıcı, Ebru Dönmez ve Serkan Baştımar'la Haber Masası
13:30
35 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
Serhat Ayan'la Yapay Zeka Günlüğü
14:05
55 dk
ANKARA FARKI
İsmet Özçelik'le Ankara Farkı
15:01
58 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:01
89 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Dünyada Avrupa’ya yer kalmadı’

Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Gazeteci ve belgeselci Sedat Aral'a göre Avrupa için dünya jeopolitiğinde yer kalmadı. Avrupa Birliği'nin şirketler ve politikacılar aracılığı ile emperyalizmi sürdürmek istediğine dikkat çeken Aral, diğer yandan Avrupa'nın böyle bir gücü olmadığı gerçeğine de vurgu yaptı.
ABD Başkanı Trump, İtalya Başbakanı Georgia Meloni'yi Beyaz Saray'da ağırladığı görüşmede, Kiev ile nadir toprak elementlerine yönelik bir anlaşmayı gelecek hafta imzalayabileceklerini kaydetti.
Diğer yandan Alman haftalık Zeit gazetesine konuşan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeni jeopolitik düzlemde Avrupa'nın önemli bir rol alabileceğini iddia etti. Avrupa'nın silahlanması için 800 milyar euroyu aşkın bütçe ayrıldığına dikkat çeken von der Leyen, Avrupa'nın tarihi yeniden yazabileceği iddiasını yineledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlaması ile "bildiğimiz Batı'nın artık var olmadığını" ifade eden von der Leyen, ayrıca AB'nin ABD dijital hizmetlerini düzenleme konusundaki tutumunu savundu ve “kuralları koyan kardeşlerimiz ya da oligarklarımız yok” dedi. Leyen, kritik savunma malzemeleri konusunda Avrupa'da daha fazla üretim yapma ve satın alma çağrısında bulundu.
Trump karşıtı Avrupa'nın emperyalist politikalarını, yeniden silahlanma tezlerini, nazizm ve aşırı sağ tartışmalarını, Avrupa'nın jeopolitik hamlelerini ve etkilerini gazeteci ve belgeselci Sedat Aral ile konuştuk.

‘Dünyada Avrupa’ya yer kalmadı’

Avrupa’nın şirketler ve politikacılar tarafından yönetildiğinin altını çizen Sedat Aral, dünyada etkinliği azalan Avrupa’nın, emperyalist gücüne geri kavuşmak için savaşları desteklediğini ifade etti:
“Üç Avrupa var. Yani Avrupa’nın içinde üç tane Avrupa var. Birincisi şirketler Avrupası. Kendilerini önemli görüyorlar. Onların yönettiği politik Avrupa var. Siyasilerin oluşturduğu Avrupa bu. Bir de gariban halk var. Halk, bunların ikisini de istemiyor. Avrupa, yeni bir dönemde kendisini tanımaya başladı. Politikacılar ve şirketler Avrupası, kendisini yeniden keşfetti. Savaşsız dünyada esamelerinin okunmadığını gördüler. Biz Amerika’nın savaşsız duramadığını sanıyorduk ama meğerse aslında Avrupa böyleymiş. Yumurtanın içinden Avrupa çıktı. Çünkü yeni dünya düzeninde Avrupa’ya yer kalmadı. Çin üretimi eline geçirdi. İngiltere’nin 1800’leri gibi oldu. Çin, her 100 maldan 85 tanesini üreten bir güç haline geldi. Kapitali elinde tutuyor. Amerika, üretim ve piyasa potansiyeli çok yüksek bir dengeleyeci haline geldi. Rusya, büyük kaynaklara sahip bir alan haline geldi. Hindistan, eğitilmiş insan gücü yüksek, nüfusu yüksek bir topluluk haline geldi. Avrupa’ya yer kalmadı. Avrupa, yerini tekrar tahkim etmek istiyor. Bu yüzden savaşlarla uğraşmaya başladılar. Ortadoğu’da bağlantılı oldukları her ülkenin bu çatışmaların ortasına düşme ihtimali var. Birçok ülkenin bir an önce Avrupa ile bağını koparması gerekiyor. Çünkü Avrupa, 1700’ler ve 1800’lerdeki hezeyanını tekrar yaşamaya başladı. Yani düşünün: İngiltere, emperyal rüyasında hala daha Rusya’yı bir savaşta yenebileceğini görüyor. Böyle bir ihtimal yok. Matematiksel olarak da yok. Rusya, Avrupa’dan gaz alıp Rusya’ya ateş edebilir hale gelemez. Akıllı olanlar var. Macaristan, Slovakya, Romanya, Bulgaristan var. Bunlar tartışmasız Avrupa’nın yeni ve en akıllı üyeleriydi bunlar. Savaşta tarafsız kalmaya çalıştılar. Bir şekilde güçlerini ve kendilerini toparladılar. Fakat Batı Avrupa, çok affedersiniz akılsız bir yönetime sahip ve CIA tarafından seçilmiş moronlar tarafından yönetiliyorlar. Kendilerini hala bir güç olarak ortaya koymak istiyorlar. Ne orduları, ne donanmaları, ne silah sistemleri var. Hala daha kendilerini ‘en büyük filo’ sanıyorlar. Değiller. Hiçbir şey değiller. Bugün Almanya dahi orta ölçekli ülke sınıfına gelmeye başladılar. Belki de on yıl içinde Vietnam’ın üretimi ve para kapasitesi Almanya’yı geçecek. Bütün Doğu Asya ülkeleri ve Güney Amerika ülkeleri, karşılarındaki ülkelere tehdit oluşturmuyorlar. Bu yüzden ticareti daha kolay yapıyorlar. Çin, Afrika’ya girdiğinde Afrika ülkeleri, Çin’in savaş getireceğini düşünmedi. Ticaret yapacağını düşünüyor. Yani Kuzey Afrika’daki bir ülke, Fransa ile ticaret yapınca en büyük korkusu kendi ülkesinde darbe yapılması örneğin.”

‘Avrupa çok geride kaldı’

Gazeteci Sedat Aral’a göre Avrupa, emperyalist ve sömürgeci anlayışını sürdürmek için kendisini bir tehdit unsuruna dönüştürmek istiyor:
“Avrupa, kendisini tehdit haline getirerek varlığını sürdürmeye çalışıyor. Çünkü kaynağı ve üretimi yok. Aslında kendilerine verilen rolü oynamış olsalar çok müreffeh bir hale gelirlerdi. Fakat eski imtiyazlı havalarından vazgeçmek istemiyorlar. Avrupa çok geride kaldı. Bunu kabul etmeleri gerekiyor. Avrupa bugün gelişmekte olan ülkelere know-how, tasarım ve teknoloji satarak zengin kalabilir. Ama hala daha kendilerini dünyanın sahibi sanıyorlar. Avrupalı stratejistler, Avrupa’nın Gürcistan’da işi olmadığını bilmiyor mu? Tiflis Havalimanı kapandğı anda Avrupa ile Gürcistan’ın bağı kopuyor. Sınır değiller. Gidip gelebilecekleri bir yer de değil. Etki alanları, nefret edilen liberaller. Avrupa bağlantılı liberaller tüm dünyada nefret objesine döndü. Türkiye’de de öyle. Aynen bunu konuşuyoruz. Bir şey yapmamışlar. Sadece bir etki alanı çizmişler. Bu etki alanında tüm projeler ve politikalar, bir şey yapmamak üzerine kurulu. Adam bir sistem kuruyor. Bu sistem, kendi ülkesinde bir şey yapmamak üstüne kurulu. Gidip Türkiye’ye, Moldova’ya ‘Sen de bir şey yapma’ diyor. Para döngüsünden hala sömürgeci görüyorlar kendilerini. Angola’da adam bezelye üretecek. Sen markette bir sterline alacaksın. Bunu üreten adam aç kalacak. Sri Lanka’daki adam organik tarım yapıp aç kalacak. Tamam da böyle yürümez. Dünya bunu kaldıramaz. Dünya, Avrupa’yı kustu. Avrupa da bunu hazmedemiyor. Bugün ne Fransa’nın ne başkasının etkisi var. Kalan etkisini de oralarda oyun oynayarak masaya oturma şansı elde etme şeklinde kullanmaya çalışıyorlar. Soğuk Savaş döneminde sıcak çatışma isteyen eğitimli ajanlar gibiler.”

‘Avrupa’nın ordu kurma çabaları East India Company’yi hatırlatıyor’

Avrupa Birliği’nin medya ve enformasyon alanında da güvenilirliğini yitirdiğini aktaran Aral, Batı’nın silahlanma planının sömürge döneminin şirketi “East India Company”yi hatırlattığına da dikkat çekti. Sedat Aral’a göre Avrupa’nın anlatısına artık Avrupa halkları dahi inanmıyor:

“Rusya buna hazırdı. Sergey Lavrov’un konuşmalarında da görüyoruz ki Rusya, Trump Amerikası ile bir şekilde uzlaşma noktası bulabileceklerini düşünüyordu. Fakat diplomatik anlamda Avrupa satranç oynamaya alışkındır. Karşılarına poker oynayan birisi çıktı, darmaduman oldular. Elini artırıyor sürekli. Yüzde 200 yaptım diyor vergileri. Uzlaşma noktası da var, adam uzlaşıyor. Avrupa’nın asıl katlanamadığı hikaye, hegemonyasının bitmesi. Avrupa’nın hegemonyası, ABD, Çin ve Rusya üzerinde bitiyor. Bizim algılamadığımız, zamanında üzerinde düşünmediğimiz bazı şeyler var. Mesela dünya ticareti ve deniz yolları. Dünya ticaret yolları yeniden şekillenmeye başladı. Bugün Rusya ile Amerika arasında, Kuzey Deniz Yolları açıldı ve o yolların tasnifi yapılıyor. Çin ile ABD’nin herkes kavga ettiğini sanıyor ama çok fazla ticaret yolu açılıyor. Savaşsız bir 10 yıl, dünyaya çok iyi gelirdi aslında. Herkes belini doğrultuldu. Tüm dünya, şirketler Avrupası’nın yarattığı kabız noktada yaşıyor. İnsanlar sadece birbirinin mezarına çiçek bırakıyor. Ne demokrasi var, ne insan hakları var. Moldova diyoruz. Benim bildiğim kadarıyla Moldova’da son 30 yıldır hiçbir problem yok. Gürcistan’ın Batı bağlantısı olmasaydı, Kafkas Savaşları etkisi vardı. Enerji yolları vardı. Bitti gitti aslında, anlaştılar. Ama yine orada sorun çıkartıyorlar. Gürcistan ile Avrupa Birliği’nin ne kadar ilişkisi olabilir? Rusya sabah filosunu indirip Ukrayna ile deniz savaşına girse, deniz trafiği bitti.

Boğazlar’dan çıkacak Avrupa gemilerine izin vermezse iş bitti. Ulaşımları yok. Dikkat edin, kendilerini ordu kurmaya verirken yine ‘East India Company’ gücüyle ordu kurmak istiyorlar. Şirketlerden para alıp, şirketlere silah ürettirip birtakım ülkelerden deforme olmuş adamları almak istiyorlar. Mesela Türkiye’nin ordusunu istiyor ama Avrupa’ya sokmak istemiyor. Amerika da Grönland’ı alıp güvenlik parametresini daraltmak isteyince ona kızıyorlar. Rusya da Çin de aynı mantığı izliyor. Avrupalı politikacılar çok öfkeli çünkü yaptıkları hamleleri artık kimseye yutturamıyorlar. Kimseye cihatçıları ‘özgürlük savaşçısı’ diye yutturamıyorlar. Yaptıkları haberlerin fonlandığı biliniyor. Afrika’da etkileri kalmadı. Bunu güçle sağlayabiliyorlardı artık o güç de yok. Avrupa’da biz milliyetçi yükselişle birlikte kendi kabuğuna çekilip tekrar düşünen bir Avrupa görebiliriz. Neoliberal ve neo-muhafazakar Avrupa’nın etkinliği bitmeye başladı. Biz, bu bitme noktasını izliyoruz. Bu satrançta hiçbir taşlarını oynatamıyorlar. Çünkü oynattıkları hiçbir taşın, yaptıkları hiçbir hamlenin etkisi olmadığını görüyorlar. Ukrayna’yı yıktılar ama neden yıktıklarını bile bilmiyorlar. Burada Moldova ile ilgili çok haber çıkmıyor. Çünkü millet artık yemiyor. Avrupa’da gaz fiyatları yükseldi, gelir adaletsizliği artmaya başladı. Neyle savaşacağını soran olmasın diye saklamaya başladılar. Avrupa halkı hala daha Colani’nin Suriye’nin başına nasıl geldiğini anlamış değiller. Avrupa istihbarat servislerinin oynadığı birçok satranç taşı, çoktan sahanın dışına atılmış taşlar. Yakında Ortadoğu halkı da Avrupa’yı yeniden tanımlayacak. O zaman göreceğiz. Türk halkı Avrupa’nın ikiyüzlülüğünü tanıyınca Edirne’nin ötesini farklı düşünebiliriz. Tabii Avrupa batmaz. Hala daha önemli bilgi üreticileri var. Ama duvara çarpmış durumdalar ve ayağa kalkıp toparlanmaları gerekiyor.”

‘Avrupa’da Nazizm değil ama milliyetçilik yükselecek’

Avrupa’da yükselen trendin ulusalcılık olduğunu kaydeden Sedat Aral, şunları söyledi:
“Avrupa’da bütün ülkelerde aynı şey yaşanıyor. Halk ile hükümetlerin arası kopuk durumda. Hükümetlerin bazı olaylarını çok tepki çektiği için medya yazmıyor. Sıradan halk görmüyor bile. Görseler tepeleri atacak. İnsanlar birçok yerde milliyetçiliğin neden yükseldiğini soruyor ama aslında nazizm yükselmiyor. Ulusalcı değerler yükseliyor. Her halkın kendi ulusal değerleri yükseliyor. Halkta nazizm değil, mikro faşizm yükselmeye başladı. Ama halkın bu kadar aptal liberal yöneticilere karşı yapabileceği başka bir şey yok. Adamlar bir tarafta Rusya ile kavga ediyor, bir yandan da Libyalı cihatçıların Avrupa’da yaşaması için para ödüyorlar. Avrupalılar da Rusların hiçbir yeri havaya uçurmadığını ama cihatçıların her yeri patlattığını düşünüyor. Bu politikaların sebebini anlamıyor. Şu anda Avrupa’daki hükümetlerin çürümesine ve içten içe çökmesine tanıklık ediyoruz. Nazizm tekrar gelir mi Avrupa’ya? Bence gelmez. Ama ben inanıyorum ki kasaba kasaba, köy köy faşizmin yükseldiğini, ulusal çıkarları koruyan insanların yönetime geleceğini ve bunların da Trump şeklinde savaş yerine ticareti tercih edeceğini düşünüyorum. Ama anladığım kadarıyla bu süreç Amerika’da hızlı oldu ama Avrupa’da yavaş olacak. Bu dönem değişecek. Avrupa direnmeye çalışıyor ama direnemeyecek. Artık Avrupa kıtasının Asya kıtasının bir parçası olduğunu kabullenmek zorunda kalacaklar.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала