Rusya-ABD temaslarında son durum: 'Nihayet orada aklı başında insanlar ortaya çıktı'
22:05 14.04.2025 (güncellendi: 04:48 15.04.2025)

© Sputnik / Рамиль Ситдиков
Abone ol
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya-ABD temasları hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında Lavrov, "Biden tarafından atanan bazı kişilerin görevden alınması ya da etkisiz hale getirilmesinin ardından, nihayet orada aklı başında insanlar ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ve ABD'nin Ukrayna'da çözüme ilişkin anlaşmanın temel parametreleri üzerine anlaşmaya henüz varmadıklarını söyledi. Lavrov, Rusya-ABD temaslarının anlaşmanın ana parametrelerini formüle edip edemediği sorusuna 'hayır' yanıtını verdi.
Lavrov, Kommersant gazetesine verdiği röportajda, ABD yönetiminde artık Rusya ile büyükelçiliklerin işleyişine dair konuları görüşebilecek “aklı başında” kişilerin yer aldığını söyleyerek, şöyle konuştu:.
"Biden tarafından atanan bazı kişilerin görevden alınması ya da etkisiz hale getirilmesinin ardından, nihayet orada aklı başında insanlar ortaya çıktı. Bu kişiler, diplomatik ilişkilerin kesilmediği bir ülkede, diplomatik misyonların günlük işleyişi gibi temel konuları bizimle ele alıyor"
Lavrov, Batı ile yürütülen herhangi bir çözüm planı tartışmasında Ukrayna’nın dürüstlüğünün mutlaka test edilmesi gerektiğini vurguladı.
Lavrov, “Prensip olarak, Ukraynalı komşularımızın dürüstlüğünün sınanması; Batı’nın sunduğu ve sözde 'çözüm sürecine katkı' amacı taşıyan tüm planların müzakeresinde ısrarla üzerinde durduğumuz bir konudur” dedi
Lavrov, bu duruma çarpıcı bir örnek olarak 2014 yılında Sendika Binası'nda meydana gelen trajediyi göstererek, şöyle konuştu:
“Ukrayna bu olayı soruşturacağını söylemişti, fakat kimse hiçbir şey soruşturmadı. Avrupa Konseyi ise, biz hâlâ üyesiyken, trajediden bir yıl sonra soruşturmaya yardımcı olmayı teklif etti ve mütevazı bir karar aldı. Ukrayna hükümetine bu korkunç trajediyi araştırmada destek sunmaya hazır olduklarını belirttiler. Ancak bizim tabirimizle, sessizce 'ortadan kayboldular'. Herkes bu olayı unuttu, kimse hatırlamıyor"
Lavrov, benzer bir örnek olarak da Buça olayını işaret etti:
“İki gün boyunca Buça’da yerel yetkililer dışında kimse yoktu. Kasabanın belediye başkanı, BBC kameraları karşısında küçük vatanlarının kontrolünü yeniden ele geçirdiklerini duyurdu. Ancak bundan iki gün sonra, aynı BBC bir sansasyon eşliğinde – ne bodrumlarda ne de kuytularda değil – geniş bir ana caddede, yol kenarına düzgünce dizilmiş onlarca cesedi gösterdi. Hemen ardından bunun bir 'Rus vahşeti' olduğu ve Ukrayna halkından bu şekilde intikam aldığımız yönünde iddialar ortaya atıldı. Biz, ve özellikle ben şahsen, BBC’de ve sonrasında diğer tüm kanallarda gösterilen bu cesetlerin kimliklerini öğrenmeye çalışıyoruz. İnsan Hakları Konseyi'ne resmi bir başvuruda bulunduk: 'Orada ne olduğunu anlayabilir miyiz?' dedik. Buça olayının üzerinden üç yıl geçti. En azından isimleri paylaşın dedik. Ancak hiçbir yanıt alamadık. Üstelik bu, resmi bir belgedir"
Avrupa, Ukrayna'nın en azından bir bölümünde Nazi rejimini sürdürmek istiyor
Lavrov, Avrupa’nın Ukrayna’da en azından bir kısmında Nazi rejimini sürdürmek istediğini ve bunun için 'yeni bir yarı Führer' arayışında olduğunu belirtti.
Lavrov, “Macronlar ve Starmerler tarafından ortaya atılan tüm bu barış planları, Minsk anlaşmalarında olduğu gibi, açıkça Rusofobik, Rusya’ya karşı yeni bir savaş hazırlığı için yapılandırılmış Nazi rejimini sürdürmek adına en azından bir toprak parçasını elde tutma gerekliliğinden yola çıkıyor.” dedi.
Ayrıca Lavrov, Avrupa'da kimsenin Ukrayna'daki seçimlerden bahsetmediğine dikkat çekerek, “Gerçi şu anda Amerikalılar seçim yapılması gerektiğini söyledi. Ama Avrupa, bu rejimin özünde değişmemesi için her şeyi yapacaktır.” ifadelerini kullandı.
Bakan, Avrupalı liderlerin 'çeşitli maddelere daha az bağımlı olacak yeni bir yarı-führer' arayışına girebileceğini kaydetti. Rus Bakan, ancak bu durumda rejimin özünün Vladimir Zelenskiy döneminde olduğu gibi kalacağını da sözlerine ekledi.
ABD'nin Rusya ile diyalog kurmaması Biden'dan miras kalan aptallık
Lavrov, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Moskova ile diyalog eksikliğine 'önceki Başkan Joe Biden’ın ekibinden miras kalan bir aptallık' olarak baktığını söyledi.
Lavrov, “Gelen insanlar bize şunu söylediler: Sizinle aramızda birçok sorun ve çelişki var, ama sizinle konuşmuyor olmamız geçmiş yönetimden kalan bir aptallıktır" dedi.
Bakan, bu yaklaşımın Trump ve ekibinin sağduyusunu yansıttığını belirtti. Lavrov ayrıca, Rusya ve ABD'nin uluslararası arenada sorumlu aktörler olarak, çıkarlarının örtüşmediği durumlarda bunun çatışmaya dönüşmesine izin vermemeleri gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bu çıkarlar örtüştüğünde – ki bu tür durumlar daha azdır – Rusya ve ABD, bu örtüşmeyi kaçırmamak ve karşılıklı faydaya dayalı maddi, ekonomik, teknolojik, ulaştırma ve lojistik projelere dönüştürmek için ellerinden geleni yapmak zorundadır"
Daha önce Trump, Ukrayna'da savaşın başlamasına neden olan kötü politikaları nedeniyle Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve önceki başkan Joe Biden’ı suçlamıştı.
Lavrov, Rusya’nın, ABD Başkanı Donald Trump ile kendisini tuzağa düşürebilecek bir anlaşma yapmaktan kaçınmayı bildiğini söyledi.
Lavrov, verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi, Donald Trump’ın da belirttiği gibi, bize makul anlaşmalar teklif edildiğinde bunu olumlu karşılıyoruz. Karşılıklı faydaya dayanan bir anlaşmanın neye benzediğini ve bizi yeni bir ‘tuzağa’ çekebilecek bir anlaşmanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu konuda her zaman net olduk.”
Bakan Lavrov, Trump’ın dış politikasının, Amerikan ulusal çıkarlarını savunmaya dayandığını, ancak bu çıkarlar örtüştüğünde diğer ülkelerle diyaloğa açık olduğunu belirterek, bu yaklaşımın pragmatik olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Aynı zamanda Lavrov, Washington ile ilişkiler iyileştikten sonra Moskova'nın ekonomik, teknik, askeri ve diğer alanlarda yeniden bağımlı hale gelmesine kesinlikle izin verilmemesi gerektiğinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
“Siyasi elitimizde hakim görüş şudur: Ekonomi ve diğer alanlarda ilişkilerin yeniden kurulması, ülkemizin refahı ve genel istikrarı açısından önemli olan tüm alanlarda bizi yeniden dışa bağımlı hale getirmemelidir. Bu; askeri, gıda ve teknolojik güvenlik gibi konuları kapsar. Bu dersin unutulmayacağına yüzde 100 eminim"
Rusya’ya ABD’den stratejik ilişkileri görüşme teklifi gelmedi
Lavrov, ABD'den ikili formatta stratejik ilişkileri görüşmeye yönelik herhangi bir teklif almadıklarını, ancak böyle bir teklif gelirse Moskova'nın stratejik istikrarın sağlanmasına yönelik eşit koşullarda bir diyaloğu nasıl gördüğünü açıklayacağını belirtti.
Lavrov, “Donald Trump yönetimi, ABD, Rusya ve Çin’in yer aldığı üçlü formatta stratejik ilişkileri görüşmekle ilgilendiklerini söyledi. Ancak Çin bu konuya ilgi göstermedi. Bize ikili bir teklif sunulmadı. Eğer böyle bir teklif gelirse, elbette biz de gerçekten eşit şartlarda nasıl bir diyalog ve müzakere yürütülmesi gerektiğini açıklarız. Ama bu noktaya henüz çok uzağız. Biz ‘gelin burada oturalım, konuşalım’ diye yalvaran bir tutum içinde değiliz” dedi.
Lavrov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in daha önce defalarca dile getirdiği bir hususu da hatırlattı:
“Rusya hiç kimseye kendini zorla kabul ettirmeye çalışmaz. Eğer bizimle konuşmak istemiyorsanız, biz de buna göre davranır ve gereken sonuçları çıkarırız. Eğer tekrar görüşmek istiyorsanız, bize neyle gelmek istediğinizi açıklayın, biz de bunun bize uygun olup olmadığını değerlendiririz"
Lavrov, ABD’nin Moskova’daki büyükelçiliğinin faaliyetlerine başlaması ve örneğin vize verme gibi işlevlerini yeniden yerine getirmeye başlamasının belirli bir tarihe bağlanamayacağını söyledi.
Lavrov, “Yine mi üç yılda beş yıllık planı gerçekleştirmek istiyorsunuz? İstemekte sorun yok. Mesele şu ki, herhangi bir süreci belli bir tarihe bağlamak mümkün değil" dedi.
Rusya savunma yeteneğini nasıl sağlayacağını biliyor
Lavrov, dünyadaki stratejik durumun değişmemesi durumunda Rusya’nın savunma kapasitesini nasıl sağlayacağını bildiğini söyledi.
Lavrov 2026 Şubat’ında sona erecek olan Yeni START Anlaşması sonrasına dair bir soruya:
“Bizim kendi politikamız var ve dünyadaki stratejik durum değişmezse devletimizin savunma kabiliyetini nasıl sağlayacağımızı çok iyi biliyoruz. Amerikalılarla ilişkiler normalleşse bile, ABD ve NATO’nun doktrin belgelerinde hâlâ düşman olarak anılıyoruz, resmi yetkililer de bunu açıkça söylüyor"
Lavrov, Rusya'nın, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de belirttiği gibi, yeni bir silahlanma yarışına girmeyeceğini vurguladı.
Lavrov, “Sadece START-3 Anlaşması’nı değil, BM Tüzüğü’nü de bağlamından koparamazsınız: ‘İşte biz nükleer tesisinizi denetlemek istiyoruz, bu da toprak bütünlüğüdür’ diyemezsiniz. Belgenin başında, bu anlaşmayı karşılıklı saygı, eşit güvenlik ilkesi ve stratejik saldırı ile savunma sistemleri arasındaki bağlantının tanınması temelinde imzaladığımız yazıyor. Bu bağlantı, ABD’nin Orta ve Kısa Menzilli Füzeler Anlaşması’ndan çekilmesiyle çoktan bozuldu" dedi.
Bakan ayrıca, ABD'nin daha önce Anti-Balistik Füze Anlaşması'ndan da çekildiğini, ardından da dünya genelinde konuşlandırmak üzere füze savunma sistemleri ile orta ve kısa menzilli füzeler geliştirmeye başladığını hatırlattı.
Lavrov, “Donald Trump yönetimi bu konuda Çin’i de kapsayacak şekilde üçlü görüşme önerdi. Bize bir teklif sunulmadı. Biz de kimseye teklif götürmeyeceğiz. Çünkü silah kontrolü araçlarını, START-3 anlaşmasını biz bozmadık. Bu anlaşmanın temel ilkelerinden vazgeçen, Joe Biden yönetimiydi. Donald Trump yönetimi şu anda bu ilkelere dönmüş değil, ama birçok konuda diyalog devam ediyor" diye ekledi.
Diyaloğun yeniden başlaması
Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesi süreci, 18 Şubat’ta Riyad’da yapılan heyetler arası görüşmeyle başlamıştı. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 18 Mart'ta ABD lideri Donald Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
Taraflar, ikili iş birliğinin tam anlamıyla yeniden başlaması için gerekli koşulların oluşturulması, büyükelçiliklerin faaliyetlerine yönelik kısıtlamaların kaldırılması ve Ukrayna’daki krizin çözüm sürecinin başlatılması konularında uzlaşmıştı.
Nisan ayı başında, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev ABD’yi ziyaret ederek, Beyaz Saray yönetiminden temsilcilerle bir dizi görüşme gerçekleştirmişti. Dmitriyev, birçok konuda üç adım ileri gidildiğini ve kayda değer ilerleme sağlandığını belirtmişti. Ancak, mevcut tüm anlaşmazlıkların giderilmesi için hâlâ çeşitli toplantılara ihtiyaç olduğunu da vurgulamıştı.
Geçtiğimiz hafta, iki ülke heyetleri Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda yeniden bir araya geldi. Görüşmelerde, ABD makamları tarafından el konulan ve mülkiyeti Rusya’ya ait olan altı diplomatik taşınmazın iadesi gündeme geldi.
Taraflar, bu konuda gerekli yol haritasının hazırlanması konusunda anlaşmaya vardı. Ayrıca, diplomatlara yönelik vize işlemlerinin kolaylaştırılması ve bulundukları ülkede serbest dolaşımlarının sağlanmasına ilişkin çalışmaların devam ettiği bildirildi.
Kremlin, ABD Başkanı'nın Ukrayna'daki çatışmanın taraflarının karşılıklı olarak enerji altyapı tesislerine 30 gün süreyle saldırı düzenlememesi yönünde bir öneri sunduğunu, Putin'in de bu girişimi desteklediğini bildirmişti.
Vladimir Zelenskiy, Ukrayna'nın enerji altyapısına yönelik saldırıların durdurulması önerisini destekleyeceğini söylemişti. Ancak ertesi gün Rusya Savunma Bakanlığı Kiev rejiminin Kuban bölgesindeki bir petrol deposuna insansız hava araçlarıyla saldırdığını açıklamıştı.
Peskov, Kiev'in ihlallerine rağmen Rus Silahlı Kuvvetlerinin Ukrayna'nın enerji altyapısını vurmaktan kaçındığını belirtmişti.

