https://anlatilaninotesi.com.tr/20250305/1094224622.html
‘Trump ne yaptığını bilmeyen bir lider değil’
‘Trump ne yaptığını bilmeyen bir lider değil’
Sputnik Türkiye
Prof. Hasan Ünal’a göre Trump ‘ne yaptığını bilmeyen bir lider değil’. Ukrayna krizinde Avrupalıların irrasyonelliğine işaret eden Ünal, uygulanan... 05.03.2025, Sputnik Türkiye
2025-03-05T16:05+0300
2025-03-05T16:05+0300
2025-03-07T12:07+0300
eksen
radyo
avrupa
donald trump
çin
rusya
ortadoğu
nato
bm
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/03/07/1094280768_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_e54294db70272dccc560b8b017342b02.jpg.webp
Ceyda Karan'la Eksen
Sputnik Türkiye
Ceyda Karan'la Eksen
ABD’deki Trump yönetimi; Ukrayna krizi ‘stratejik yenilgi’ görüntüsü yaratmadan anlaşma masasına çevirmek için kolları sıvarken, karşısında militarist Avrupa’yı buluyor. Trump’ın savaşın artık durması gerektiği yönünde üst üste açıklamaları eşliğinde Oval Ofis’te Vladimir Zelenskiy’yi ağırlaması ‘epik dramaya’ dönerken, savaşı devam ettirmekte kararlı Avrupalılar zirve üzerine zirve topluyor.Avrupa Komisyonu ise Transatlantik’in ötesindeki müttefiki yitirmişlik hissiyatıyla AB’nin Ukrayna’yı ve Avrupa savunmasını desteklemesi için 800 milyar avro’luk planlar ortaya koymuş durumda.İngiltere ve Fransa ikilisi, Avrupa’daki bölünmüşlük karşısında ‘gönüllülük temelinde’ ve ‘barış gücü’ anlatısı altında savaş planları peşinde koşarken, Trump yönetimini de sonunda ikna edecekleri umudunda. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron işleri Rusya’yı ve dünyayı ‘nükleer savaş’ ile tehdit etmeye kadar vardırdı.Avrupa, en önemli müttefikinin kendisini terk edeceği paniğiyle hareket ederken, ABD Başkanı Donald Trump Kongre’nin iki kanadına hitap ettiği ilk başkanlık konuşmasında farklı bir ton tutturdu. Trump, temelde ABD iç siyasetine odaklı hitabında, Ukrayna’dan sadece Zelenskiy’den aldığı ‘barışa hazır olduğu’ iddiasını içeren mektuba yer verdi. Trump’ın gümrük savaşlarının ötesinde Çin’le de hiç ilgilenmemesi dikkat çekti.Ukrayna krizinde belirginleşen 'Transatlantik çatlağını, Trump'ın Kongre mesajlarını, Avrupalıların 'savaş zirvesini' ve Trump'ın Ortadoğu hamlelerini Prof. Hasan Ünal ile konuştuk.‘Trump çok kutuplu dünya düzeninin nasıl işleyeceğinin işaretlerini veriyor’Prof. Hasan Ünal’a göre Trump çok hızlı ve kapsamlı işlere soyunurken, çok kutuplu dünya düzeninin nasıl işleyeceğine dair işaretler veriyor:‘Trump ülkesinin çıkarlarını düşünüyor’Ünal, Trump’ın liberal çevrelerin tabir ettiği gibi ‘ne yaptığını bilmeyen bir lider’ olmadığı görüşünde. Soğuk Savaş’ta ABD ile SSCB’nin diplomasiyi ve temasları sürdürerek önemli krizler atlattığını anımsatan Ünal, Trump’ın rakibi liberallerin ve Avrupa’daki uzantılarının Rusya politikalarını ise ‘ideolojki ve ırkçı’ diye niteledi:‘Avrupa’da liberal elitin tasfiyesi gerekiyor’Prof. Ünal, Avrupa’nın ABD’yi de dengeleyerek Rusya ile ilişkilerini düzeltmesinin tek çıkış yolu olduğu görüşünde:‘Hiçbiri de dönüp biz bir yerlerde yanlışlar yaptık demiyor’Trump’ı barış istiyor diye eleştiride bulunanların krizi bu hale getirmekteki rollerine atıfta bulunan Prof. Ünal, özellikle Avrupa liderlerinin kendi politikaları yüzünden ülkelerinin zarar gördüğünü vurguladı. Ünal, “hakikaten bu Liberal elit zekâ özürlü mü, jeopolitik özürlü mü bunu anlamakta zorlanıyorum. İkisi de olabilir. Saplantılı insanlar çok tehlikelidir” diye konuştu:‘Türkiye Avrupa’nın aklına son dakikada geliyor’Türkiye’nin son dönemde askeri bağlamda anımsanmasına Türkiye’nin davete icabet ederek bir mesaj verdiğini söyleyen Prof. Ünal, şu değerlendirmede bulundu:‘Devleti oluşturan temel kurumlarda ideolojik olarak Rusya düşmanlığı yapıyorlar’Ünal’a göre Almanya ve İngiltere gibi ülkeler Rusya ile ekonomik işbirliğinden kazanabilecekken, kendi kendilerine zarar veren politikalar izliyor. Ünal, bunun nedeninin ‘Rus düşmanlığı’ olduğu görüşünde:‘Trump’ın bu süreci askerileştirme ihtimali zayıf’Trump’ın Çin’e karşı Rusya’yı yanına çekme ihtimalinin çok zayıf olduğunu ifade eden Prof. Ünal, ABD Başkanı’nın Çin ile de yatıştırma politikasına yöneleceği değerlendirmesinde bulundu:‘Trump Ortadoğu’da hem savaş istemiyor ama İsrail’de aklı başında hükümet yok’Diğer yandan Trump’ta söylem tutarlılığı bakımından sorunlar bulunduğunu vurgulayan Prof. Ünal, bu durum Ortadoğu meselesinde daha belirgin:
çin
rusya
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_a20bd7f52b97c15c51ce0876585947a5.jpg.webp
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_a20bd7f52b97c15c51ce0876585947a5.jpg.webp
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e9/03/07/1094280768_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_13d1895418aa8ced54cfc037ef575d8c.jpg.webpSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_a20bd7f52b97c15c51ce0876585947a5.jpg.webp
аудио, radyo, avrupa, donald trump, çin, rusya, ortadoğu, nato, bm, ab
аудио, radyo, avrupa, donald trump, çin, rusya, ortadoğu, nato, bm, ab
‘Trump ne yaptığını bilmeyen bir lider değil’
16:05 05.03.2025 (güncellendi: 12:07 07.03.2025) Prof. Hasan Ünal’a göre Trump ‘ne yaptığını bilmeyen bir lider değil’. Ukrayna krizinde Avrupalıların irrasyonelliğine işaret eden Ünal, uygulanan politikaların Rus düşmanlığı ve liberal elitlerden kaynaklandığını söyledi. Ünal, ‘Bu liberal elit zeka özürlü mü, jeopolitik özürlü mü, anlamakta güçlük çekiyorum’ dedi.
ABD’deki Trump yönetimi; Ukrayna krizi ‘stratejik yenilgi’ görüntüsü yaratmadan anlaşma masasına çevirmek için kolları sıvarken, karşısında militarist Avrupa’yı buluyor. Trump’ın savaşın artık durması gerektiği yönünde üst üste açıklamaları eşliğinde Oval Ofis’te Vladimir Zelenskiy’yi ağırlaması ‘epik dramaya’ dönerken, savaşı devam ettirmekte kararlı Avrupalılar zirve üzerine zirve topluyor.
Avrupa Komisyonu ise Transatlantik’in ötesindeki müttefiki yitirmişlik hissiyatıyla AB’nin Ukrayna’yı ve Avrupa savunmasını desteklemesi için 800 milyar avro’luk planlar ortaya koymuş durumda.
İngiltere ve Fransa ikilisi, Avrupa’daki bölünmüşlük karşısında ‘gönüllülük temelinde’ ve ‘barış gücü’ anlatısı altında savaş planları peşinde koşarken, Trump yönetimini de sonunda ikna edecekleri umudunda. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron işleri Rusya’yı ve dünyayı ‘nükleer savaş’ ile tehdit etmeye kadar vardırdı.
Avrupa, en önemli müttefikinin kendisini terk edeceği paniğiyle hareket ederken, ABD Başkanı Donald Trump Kongre’nin iki kanadına hitap ettiği ilk başkanlık konuşmasında farklı bir ton tutturdu. Trump, temelde ABD iç siyasetine odaklı hitabında, Ukrayna’dan sadece Zelenskiy’den aldığı ‘barışa hazır olduğu’ iddiasını içeren mektuba yer verdi. Trump’ın gümrük savaşlarının ötesinde Çin’le de hiç ilgilenmemesi dikkat çekti.
Ukrayna krizinde belirginleşen 'Transatlantik çatlağını, Trump'ın Kongre mesajlarını, Avrupalıların 'savaş zirvesini' ve Trump'ın Ortadoğu hamlelerini Prof. Hasan Ünal ile konuştuk.
‘Trump çok kutuplu dünya düzeninin nasıl işleyeceğinin işaretlerini veriyor’
Prof. Hasan Ünal’a göre Trump çok hızlı ve kapsamlı işlere soyunurken, çok kutuplu dünya düzeninin nasıl işleyeceğine dair işaretler veriyor:
“Trump’ın mesajları beklediğimden çok farklı değil. Ama çok hızlı geldi ve çok kapsamlı şeyler söylüyor ve yapmaya çalışıyor. Söylediklerini yapma konusunda da kararlılık gösteriyor. Bu çerçevede baktığımızda çok kutuplu dünya düzeninin bundan sonra yerleştiğini, Amerika’nın buna bir itirazı olmadığını, ama Amerika’nın bir süper güç olarak belki en büyük süper güç olma özelliği ile bu yeni dünya düzeninin içinde yerini alacağını ve bundan rahatsızlık duymadığını söylüyor gibi.
Öte yandan Birleşmiş Milletler sistemine dayalı dünya düzenini zaten Amerika bu kurallara dayalı düzen diyerek aslında bozmuş durumdaydı. Onun üzerine Trump’ın getirdiği şey bir düzensizlikten ziyade çok kutuplu dünya düzeninin nasıl işleyeceğine dair işaretler veriyor bize. Yani bu ille de birebir Birleşmiş Milletler sisteminin getirdiği bir düzen olmayabilir veya onun bir kısmı bu işin içinde olabilir ve diğer konularda da uluslararası hukuk devletlerin davranışlarına göre epeyce değişikliğe yatkın bir hukuk olduğuna göre bu alanlarda birtakım değişiklikler de beklemek mümkün. Çok kutuplu bir dünyada zaten Birleşmiş Milletler gibi bir örgüt iki kutuplu veya tek kutuplu dünya düzenindeki gibi aynen ayakta kalabilecek ve aynı etkileri sağlayabilecek dersek belki de yanılmış oluruz. Çünkü mutlaka çok kutuplu dünya düzeninin sert etkileri bu Birleşmiş Milletler gibi evrensel bir örgütü veya Avrupa Birliği’ni, NATO’yu bunları mutlaka etkileyecektir.”
‘Trump ülkesinin çıkarlarını düşünüyor’
Ünal, Trump’ın liberal çevrelerin tabir ettiği gibi ‘ne yaptığını bilmeyen bir lider’ olmadığı görüşünde. Soğuk Savaş’ta ABD ile SSCB’nin diplomasiyi ve temasları sürdürerek önemli krizler atlattığını anımsatan Ünal, Trump’ın rakibi liberallerin ve Avrupa’daki uzantılarının Rusya politikalarını ise ‘ideolojki ve ırkçı’ diye niteledi:
“Amerika açısından, Trump’ın söyledikleri açısından baktığımızda da bana sorarsanız gayet patriotik, yurtsever ve kendi içinde tutarlı şeyler söylüyor. Liberal çevrelerin göstermeye çalıştığı gibi ne dediğini bilmeyen, deli bir adam değildi. Söylediklerinin hepsinde Amerika’nın çok ciddi çıkarları var; Grönland’ı istiyor, Kanada’yı istiyor, Panama Kanalı’nı istedi, Çin’i Kanal üzerinde etkisizleştirince bundan vazgeçti, Rusya ile çok kapsamlı müzakere ettiklerine şüphe yok. Bunlar gayet mantıklı.
Soğuk savaşın en zor krizleri zamanında bile 1948 Berlin Krizi’nden 58 Berlin Krizi’ne, 60’daki U-2 Krizi’nden 62’deki Küba Füzeler Krizi’ne hepsinde Amerika ile Sovyetler Birliği düzenli olarak müzakere ederdi. Mesela Küba Füzeler Krizi dünyayı ilk defa ‘Eyvah, galiba bir nükleer savaşa giriyoruz, mahvolduk’ duygusuna yöneltirken aynı anda liderler birbirlerine mektup yazıyor, Dışişleri Bakanları düzenli olarak görüşmelere başlıyor ve perde arkasında da Kennedy’nin kabinedeki kardeşi Adalet Bakanı ile de Moskova’nın Washington’daki Büyükelçisi arasında yoğun müzakereler oluyordu. Bu yoğun müzakerelerin sonunda 3 hafta içinde Küba krizi aşıldı.
Biden yönetiminin ve kendini Liberal diye tanımlayan bu grupların Rusya politikasının anlaşılabilir bir yanı yok. İdeolojik, ırkçı, garip bir şey. Öyle bir ideoloji ki şöyle bir tavır içindeler Avrupa ülkelerinin söylediklerine de baktığımızda; ‘Bunlar ilelebet durmaksızın Rusya ile savaşmak zorundalar. Böyle bir şey içinde tanımlıyorlar kendilerini ve Rusya ile müzakere edilmesini kendi davaları neyse o davaya ihanet gibi görüyorlar. Yoksa Amerika’nın ve Trump’ın yaptıkları kendisi açısından gayet mantıklı şeyler.”
‘Avrupa’da liberal elitin tasfiyesi gerekiyor’
Prof. Ünal, Avrupa’nın ABD’yi de dengeleyerek Rusya ile ilişkilerini düzeltmesinin tek çıkış yolu olduğu görüşünde:
“Bence Avrupalılar Amerika’ya kısa vadede karşı çıkamazlar fazlaca, Ukrayna’daki gidişatı da değiştiremezler. Bunu yapabilmeleri için Avrupa’daki bence bu liberal elitin ve onların oluşturduğu bu hükümetlerin tasfiyesi gerekiyor. Aslında Avrupa çok da fena değil. Örneğin Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, buna biraz İspanya’yı da katalım, bu ülkeler yanlarına Türkiye’yi de alsalar, Rusya ile de yeni bir güvenlik sistemi müzakere etseler bambaşka bir şey olur. Ama bunu yapabilmeleri için ilk önce liberal saçmalıklardan kurtulmalılar. Bunlar liberal falan değil, bir tür ırkçı, faşist, garip bir grup. Bunların bu ideolojik takıntılarından çıkmadan da Amerika’yı dengelemeleri, Rusya ile mantıklı ilişki kurmaları, kendi içlerinde tutarlı olmaları pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla hakikaten ne olacağını heyecanla bekliyorum. Laf çok ama iş yok.”
‘Hiçbiri de dönüp biz bir yerlerde yanlışlar yaptık demiyor’
Trump’ı barış istiyor diye eleştiride bulunanların krizi bu hale getirmekteki rollerine atıfta bulunan Prof. Ünal, özellikle Avrupa liderlerinin kendi politikaları yüzünden ülkelerinin zarar gördüğünü vurguladı. Ünal, “hakikaten bu Liberal elit zekâ özürlü mü, jeopolitik özürlü mü bunu anlamakta zorlanıyorum. İkisi de olabilir. Saplantılı insanlar çok tehlikelidir” diye konuştu:
“Şimdi siz Turmp’a, Amerika’ya ‘Ukrayna’yı, Zelenskiy’i sattı’ diye kızıyorsunuz. Tamam, peki siz alın o zaman. Ukrayna sanki açık artırmaya çıkmış gibi. Buyurun siz alın, NATO’nun 5. maddesinin korumasından faydalanmadan ne yapabiliyorsanız yapın. Çünkü Rusya’yı bu kadar tahrik ettiniz, bu kadar uğraştınız ve hala ‘Rusya’dan ucuz enerji alalım’ diyeni yok. Son zamanlarda haberler okuyorum; hakikaten bu Liberal elit zekâ özürlü mü, jeopolitik özürlü mü bunu anlamakta zorlanıyorum. İkisi de olabilir. Saplantılı insanlar çok tehlikelidir.
Mesela Kuzey Akım-2 şirketini Amerikalı bir şirketin almasından bahsediyorlar. Ne güzel bir şey. Amerika bunlara bin bir türlü ekonomik kazık atıyor. O zaman orayı da Amerikalı bir şirket işletsin, Amerika ile Rusya anlaşsın, gaz oradan gelsin, o şirket karını bol bol eklesin, bunlara satsın falan… Yani Türkiye olarak biz bile ne güzel para kazanıyoruz, yani halka yansıyan bir tarafı yok belki ama Rusya’dan iskontolu petrol alıyoruz, bunu rafinerilerimizde benzin, dizel vs. çeviriyoruz, sonra aynı Avrupa’ya bir-iki misline, para kazanacak şekilde satıyoruz. Yani akıl alır bir şey değil bunların yaptıkları. Hiçbiri de dönüp ‘Arkadaşlar biz bir yerlerde birtakım yanlışlar yaptık. Demek ki biz bu Rusya politikasını gözden geçireceğiz’ demiyor.”
‘Türkiye Avrupa’nın aklına son dakikada geliyor’
Türkiye’nin son dönemde askeri bağlamda anımsanmasına Türkiye’nin davete icabet ederek bir mesaj verdiğini söyleyen Prof. Ünal, şu değerlendirmede bulundu:
“Son dakikada akıllarına geliyor, Türkiye’yi toplantıya çağırıyorlar. Maalesef bizimkiler de gidiyorlar. Ama şöyle iyi; Yunanistan gibi, Kıbrıs Rumları gibi sanki Avrupa Birliği babalarının çiftliğiymiş gibi düşünen devletlere de bir mesaj oluyor bu. ‘Siz dış kapının dış mandalısınız. Avrupa Birliği’nde de böyle. Yarın işler bu raddeye geldiğinde Türkiye size dönüp ‘Nerede kalmıştık?’ falan diyecek. Bu çok kutuplu dünya düzeninde ona göre davranın’ diyecek.”
‘Devleti oluşturan temel kurumlarda ideolojik olarak Rusya düşmanlığı yapıyorlar’
Ünal’a göre Almanya ve İngiltere gibi ülkeler Rusya ile ekonomik işbirliğinden kazanabilecekken, kendi kendilerine zarar veren politikalar izliyor. Ünal, bunun nedeninin ‘Rus düşmanlığı’ olduğu görüşünde:
“Ama bu Liberal Avrupa’dan benim bir beklentim yok. Hala NATO diyorlar. Bütün bunların olabilmesi için dünyanın geçirdiği transformasyona ayak uydurmanız lazım. Avrupa’yı bırakın bütününü sadece Almanya ve Rusya yoğun bir ekonomik ilişkiler ağı geliştirsinler olağanüstü bir güç haline gelirler. Rusya’nın yeraltı kaynakları, teknolojisi; Almanya’nın parası, teknolojisi, buna Türkiye de katılır. Yüzyıllar boyunca bu coğrafyada birbiriyle sürekli savaşmış olan bu üç milletin oluşturacağı sinerji öyle az buz da olmaz. Ama gelin de anlatın bunlara.
Yeni seçilen ve şansölye olması beklenen Merz’in söyledikleri akıl almaz şeyler. Almanya’nın çıkarlarına da bir şey göremiyorum orada. Almanya’daki o işi takip eden arkadaşlar da ‘bu hükümet en fazla iki sene gider falan’ diyorlar. Starmer hükümeti de öyle. Al birini vur Merz hükümetine hesabı. Onlar da ayrı hikâyeler. Bir yandan Amerika’sız hiçbir şey yapamayacaklarının farkındalar. Çünkü İngiltere’de bir devlet var, ama devleti oluşturan temel kurumlarda ideolojik olarak Rusya düşmanlığı yapıyorlar.”
‘Trump’ın bu süreci askerileştirme ihtimali zayıf’
Trump’ın Çin’e karşı Rusya’yı yanına çekme ihtimalinin çok zayıf olduğunu ifade eden Prof. Ünal, ABD Başkanı’nın Çin ile de yatıştırma politikasına yöneleceği değerlendirmesinde bulundu:
“Trump bu işi Çin ile de yatıştırmaya çalışacaktır. Ben askeri bir tırmanma henüz görmüyorum. Biden yönetimi gibi, derin devletin uzantısı olan yönetimler gibi bir askeri çatışmayı kışkırtacak şeyler yapacağını pek zannetmiyorum. Rusya’yı o konuda tam olarak yanına çekebileceğini de zannetmiyorum. Rusya’nın bir anda Trump’ın dediklerine kanarak Çin karşıtı bir politikaya sürüklenmesi ihtimali çok çok zayıf. Rusya’nın ticari ilişkileri özellikle enerji satışı bu bölgeye olağanüstü rakamlara ulaştı, aralarındaki ticaret büyük, stratejik ilişkiler de öyle, ortada garip bir Avrupa var. Benim dediğim gibi ayaklarının üzerinde duran, Rusya ile doğru dürüst konuşan, güvenlik çatısı ve ticari ilişkilerinde Türkiye de yer alan bir Avrupa olsa o zaman Rusya açısından daha farklı şeyler konuşabiliriz. Ama şimdi Rusya’nın bu aşamada Çin’i karşısına alacak Amerika ile bir anlaşmaya gitmesi bence zayıf ihtimal.
Öbür taraftan Trump’ın bu süreci askerileştirme ihtimali zayıf. Hatta ‘Hep beraber Savunma harcamalarında falan indirimlere gidelim’ demesi özellikle nükleer silahlar ile ilgili olarak bir detanta da götürebilir. Çin bu seçeneklerin tamamına hazır. Çinli uzmanların genel olarak söyledikleri şu; ‘Biz her tür rekabete hazırız. Bu rekabet tatlı bir ticari rekabet olabilir, yapıcı olabilir, içinde iş birliği alanları da vardır. Bu rekabet sert karakterli de olabilir. Yine içinde iş birliği alanları barındırabilir. Bu rekabet hasmane de olabilir. İçinde çok az iş birliği alanı barındırır. Ama sonuç itibariyle ticari bir rekabettir ve savaş anlamına gelmez’ Kaldı ki Çin’in açıklamasında da gördük; ‘Biz her türlü rekabete varız’ diyorlar. Onlar diyor ki ‘Trump’ın Amerika’yı yeniden büyük yapmaya fazlasıyla hakkı var. Biz de Çin’i yeniden büyük yapacağız. Türkiye de kendisini yeniden büyük yapsın’
‘Trump Ortadoğu’da hem savaş istemiyor ama İsrail’de aklı başında hükümet yok’
Diğer yandan Trump’ta söylem tutarlılığı bakımından sorunlar bulunduğunu vurgulayan Prof. Ünal, bu durum Ortadoğu meselesinde daha belirgin:
“Ortadoğu’da hem Trump hem de Arap ülkeleri açısından bazı çıkmazlar var. Trump açısından çıkmaz şu; aslında savaş istemiyor, mevcut savaşlar dursun istiyor, fakat öbür taraftan da İsrail’e tam destek vermesi lazım. İsrail’deki hükümet bir soykırım yapacak kadar cüretkâr bir hükümet. Bundan sonra yeni savaşlar da başlatabilir. Bunun yerine gelecek akıllı, uslu bir hükümet bulmak da mümkün değil artık. Dolayısıyla bu Trump’ın politikalarındaki sorunlardan birisi olacak. Hem İsrail’e destek vermek zorunda hem de barış ortamı sağlayacak.
Sadece Gazze değil, İran çelişkisi de var bu işin içinde. Mesela İran’ın ne kadar üzerine gideceklerini görmemiz lazım. Arap devletleri açısından da sorun şu; bunlar aslında büyük ölçüde Abraham Anlaşmaları çerçevesinde İsrail ile anlaşmaya, uzlaşmaya razılar. Bunu Mahmud Abbas yönetimine de kabul ettirebilirler.
Fakat bu Hamas meselesi ne olacak? Aynı zamanda Arap devletleri de Hamas’ı sevmiyor, istemiyor. Çünkü Hamas da onları sevmiyor, istemiyor. Sürekli olarak Körfez monarşileri aleyhine, Mısır’daki yönetim aleyhine, Ürdün’deki krallık aleyhine sürekli olarak konuşan bir örgütten bahsediyoruz. Hamas kendi açısından haklı, öbür devletler kendi açılarından haklı ve tam bir Nasreddin Hoca meselesine dönüyor. Onlar bir yandan Hamas’ın kolu kanadı kırılsın istediler, ama bu hale de gelsin istemediler. Çünkü bu hale gelince kendi kamuoylarında infial yaratıyor durum. Ama onu da bir şekilde şu ana kadar kontrol ediyor gözüküyorlar. Olaylar bu tür çıkmazların içinde gelişecek.”