00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
19:15
HABERLER
10:00
10 dk
HABERLER
12:00
11 dk
TARİHTE BUGÜN
12:15
3 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
12:35
9 dk
HABERLER
13:00
10 dk
HABERLER
16:00
9 dk
HABERLER
17:00
6 dk
HABERLER
18:00
17 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
21:02
53 dk
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
8 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
10 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
9 dk
HABERLER
12:00
6 dk
90 SANİYE
13:28
2 dk
HABERLER
15:00
6 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
12 dk
HABERLER
19:00
10 dk
BÖLGENİN KALBİ
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi
19:10
79 dk
Live
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Yenilmez Batı blokunun dağılışına şahitlik ediyoruz ve bunda çok kutupluluk etkili’

Ceyda Karan'la Eksen
00:00
1
  • 0,8
  • 1
  • 1,5
  • 2
iBölüm hakkında
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen - RS FM'nin Dış Haberler Programı Eksen
Tüm bölümleri izle
Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Hukukçu ve Yazar Onur Sinan Güzaltan’a göre Batı’nın ilerleyişinin sonlandığı nokta Ukrayna krizi. Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasının ardından ABD-Avrupa arasındaki bağların kopma noktasına geldiğini dile getiren Güzaltan, Batı blokunun dağılış sürecine girdiği görüşünde.
ABD’de neocon Biden yönetiminin ardından iktidara gelen Donald Trump, Amerika’nın dış politikasında kendi ajandasına uygun değişikliklere giderken, adımlarının etkisi küresel çapta hissediliyor. Trump özellikle Ukrayna çatışmasının üçüncü yılında artık belirginleşen Batı yenilgisini durdurma çabasına girişirken, en başta ABD’nin Avrupa’daki müttefikleriyle ilişkileri sarsılıyor.
Transatlantik hattında mesele salt Ukrayna krizi de değil. Trump’ın Avrupa’ya da eksik etmeyeceği anlaşılan gümrük tarifeleri şimdiden Avrupa kanadında sinirlerin gerilmesine yol açıyor.
Ukrayna krizinin üçüncü yıldönümünde Batı blokunda ortaya çıkan yarılmayı Rusya üzerine kitaplarıyla da tanınan hukukçu yazar Onur Sinan Güzaltan ile konuştuk.

‘Batı Ukrayna’da ağır bir mağlubiyet yaşadı’

Onur Sinan Güzaltan’a göre, Batı bloku birçok alanda uyguladığı türlü yaptırımlar ile Rusya’yı yıpratmaya çalıştı. Ancak Batı açısından Ukrayna’da ağır bir mağlubiyet resminin ortaya çıktığını belirten Güzaltan yaşananlarda çok kutupluluğun belirginleşmesinin etkili olduğu görüşünü dile getirdi:

“Öncelikle şunu net bir şekilde görüyoruz; Batı bloku, kolektif Batı, nasıl ifade ederseniz edin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’dan oluşan blokun Ukrayna meselesi sonrasında uğradıkları ağır bir mağlubiyet var. Dağıldığını görüyoruz. Avrupa’nın içinde farklı sesler var, Trump’ın gelişi ile beraber ABD ile Avrupa arasındaki bağların iyiden iyiye zayıfladığını, hatta kopma noktasına geldiğini görüyoruz. Bunların arkasında da çok kutupluluk süreci var.

Ukrayna meselesi de aslında bu çok kutupluluk sürecinin doğum sancılarından bir tanesiydi. Batı bloku Rusya’nın hamlesi ile ortak bir cevap vermeye çalıştı, oraya asker, lojistik, para gönderdi, Rusya ekonomisini çökertmek için, Rusya’yı yıpratmak için çok sert yaptırımlar uyguladı. Fakat geldiğimiz noktada Batı açısından Ukrayna sahasında ağır bir mağlubiyet yaşandığını görüyoruz. Her mağlubiyetten sonra mağlup olan tarafta dağılmalar yaşanır. Biz bugün ‘çok muktedir, yenilmez Batı blokunun’ dağılışına şahit oluyoruz.”

‘Avrupa ABD olmadan Rusya ile mücadelesini sürdüremez’

Avrupa’daki mevcut siyasi elitlerin oluşturduğu yönetimi ‘eski Avrupa’nın kalıntıları’ olarak niteleyen Güzaltan’a göre bu yönetimler Rusya ile mücadelelerinde boşa kürek çekiyor:

“Avrupa’daki mevcut yönetimler ABD’nin Trump öncesi, Biden döneminin, Obama döneminin bir izdüşümü, amiyane tabirle eski Avrupa’nın kalıntıları. Dolayısıyla Avrupa’daki siyasi elitler ve sermayenin de bir kısmı varlıklarını sürdürebilmek için tuttukları bir hat vardı. Bu hat mağlup oldu. Sadece Ukrayna sahasında değil, Trump’ın gelişi ile birlikte ABD’nin içerisinde de. Washington’da Trump’ın gelişi ile beraber başka bir stratejik bakış, başka bir dünya okuyuşu egemen oldu.

Şimdi Trump’ın Amerika’nın içinde mücadele ettiği gruplar, bunların iz düşümleri Avrupa’da hala yönetimdeler. Dolayısıyla bu eski dönemin yönetimleri iktidarlarını sürdürebilmek için hamleler yapmaya çalışıyorlar. Bu ‘ABD olmasa da biz Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğiz. Rusya’ya kafa tutacağız’ ısrarının altında bu yatıyor. Fakat bu tarihin gerçekliğine, akıntıya karşı kürek çekiyorlar ve başarılı olmalarına imkân yok.

Avrupa açısından enerji çok büyük bir problem, arkalarında Amerika Birleşik Devletleri olmadan Rusya’ya karşı bu savaşı sürdürmeleri mümkün değil. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Avrupa’da iktidar değişikliklerine şahit olacağız. Yeni döneme uygun iktidarlar gelecek. Genel duruma baktığımız zaman Avrupa açısından bu şekilde sürdürülemez zaten.”

‘Rusya-ABD görüşmelerinde Ukrayna yalnızca alt başlıklardan bir tanesi’

Güzaltan, Ukrayna krizinin temelinde yalnızca Ukrayna bulunmadığını, asıl amacın Rusya’yı yıpratma ve Rusya’nın Avrupa ile ilişkilerini koparmak olduğunu anımsattı. Güzaltan, bugün ABD ile Rusya yönetimleri arasında ilişkilerin normalleştirilmesi bağlamında da salt Ukrayna değil ikili alanları ilgilendiren pek çok başlık bulunduğunu vurguladı

“Rusya-ABD görüşmelerini Ukrayna’ya indirgeyenler oldu fakat anladığımız kadarıyla Ukrayna buradaki alt başlıklardan bir tanesi. Ruslar ve Amerikalılar burada yeni düzenin kurallarını, kaidelerini, sınırlarını konuşuyorlar. İki devletin de etkin olduğu alanlar var, bunların başında Avrupa geliyor, keza Ortadoğu var. Birincil olarak benim anladığım kurallar konusu. Hangi temelde ilişki kuracaklar? Ekonomi vurgusu da var. Rusya tarafından Yatırım Fonu’nun Başkanı katıldı, bu önemli. Öncelikli ikili ilişkiler, karşılıklı tansiyonun düşürülmesi. İlişkileri bir raya oturtacaklar.

İkinci olarak bu yeni denklemin kuralları ne olacak? Örneğin Avrupa konusunda en azından ideolojik alanda Trump da Putin de büyük benzerlikler gösteriyor. Trump da şu anda Avrupa’daki siyasi elite karşı bir pozisyonda keza Putin’in de görüşlerini uzun yıllardır gördük. Şu anda Avrupa’yı yöneten mevcut liderlerle bir problem yaşıyor. Dolayısıyla Avrupa’yı tartışacaklardır. Avrupa’nın nereye doğru evrileceği önemli bir mesele. Çünkü Ukrayna meselesinin başlangıcının temelinde sadece Ukrayna hadisesi yoktu. Burada birincil olarak Rusya’yı yıpratma stratejisi, ikincil olarak da Rusya ve Avrupa ilişkilerini kopartmak vardı. Başından beri temel mesele Avrupa’ydı. Avrupa’yı coğrafi, kültürel, ekonomik olarak doğal akışına bıraktığınız zaman Rusya ile entegre olduğunu zaten tarihte de görüyorsunuz.

Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri bu entegrasyonu Avrupa’nın özellikle enerji alanında ekonomik olarak, siyasi, kültürel olarak Rusya ile yakınlaşmasını engellemek için bu Ukrayna meselesini kışkırttı. Belli oranda da başarılı oldu. Fakat şimdi Ukrayna’da bütün cephe yenildi. Amerika’nın içinde bu savaşı destekleyenler şu anda yenilmiş durumdalar. Dolayısıyla Avrupa’nın kaderi ne olacak?”

‘Avrupa bir illüzyonun içinde’

Avrupa’nın barış masasından dışlanmasına atıfta bulunan Güzaltan, Trump’ın meseleyi doğrudan Putin ile ‘çözmek’ niyetinde göründüğünü belirtti. Avrupalı liderlerin ise bir illüzyon içerisinde olduklarını belirten Güzaltan, önümüzdeki dönemde Avrupa’da olası iktidar değişiklikleri öngördü:

“Mevcut koşullarda Trump Avrupa’yı masaya getirmez. Eski dönemin yönetimleri var, Trump’la pek çok noktada çelişiyorlar. Dolayısıyla Trump direkt Putin ile bütün meseleyi halletmek ister. Fakat bir pazarlık süreci yeni bir süreç olacak. Sadece Ukrayna meselesinde değil, bütün Avrupa’nın dizaynına karar verilecek. Sadece Avrupa’nın değil Ortadoğu’nun gidişatının nasıl olacağını da Rusya ve Amerika tarafının konuşacağı, aslında belki pazarlık yapacağı bir süreç. Fakat mevcut koşullarda Avrupa bunun dışında.

Avrupa gazetelerinin yazdıkları, liderlerin açıklamalarına bakıldığında Avrupa şu anda bir illüzyonun içinde yaşıyor. Ortada kaybedilmiş bir savaş var, bedelini kim ödeyecek? Mevcut yönetimler bedelini ödemek istemiyorlar. İşin dayandığı nokta bu. Dolayısıyla önümüzdeki dönem Avrupa’da iktidar değişikliklerinin yaşanacağı bir süreç olacak.”

‘Avrupa’da trajikomik bir süreç yaşandı’

Ukrayna krizinden sonra Avrupa’nın Ruslara yönelik yaptırımlara ve kültürel yasakları hatırlatan Güzaltan söz konusu süreci ‘trajikomik’ olarak nitelendirdi. Güzaltan, tüm bu baskılara rağmen Rusya’nın mevcut sistemden kopmadığını kaydetti:

“Aslında Ukrayna meselesinin başlangıcından itibaren Avrupa açısından trajikomik bir süreç yaşandı. Rusya’ya yönelik yaptırımlar, kültürel yasaklar vs. Bunlar Avrupa’nın çözülüşünü, çürümesini gösteriyordu. Tarihe bakıldığında Rusya Avrupa ile iş birliği yaptığı ama aynı zamanda karşı karşıya geldiği pek çok dönem var. Napolyon seferlerinden tutun, Hitler’in Sovyetler’e yönelik işgal girişimi vs. Ruslar bunlara alışıklar. Rusların Avrupa’dan kopuşu geniş bir konu. Kültürel anlamda değil de ekonomik anlamda bütün bu yaptırımlara, savaşa, diplomatik açıklamalar, kültürel baskılar vs. Rusya’nın hala Batı merkezli ekonomi hattından, sisteminden tam olarak kopuş yaşamadığını gördük. Bu önemli bir nokta.

Önümüzdeki süreçte Putin-Trump görüşmesi, Putin-Şi Cinping ilişkilerinde şunu göreceğiz; Atlantik sisteminin de kopuşu ile beraber Rusya’da da ekonomik anlamda büyük değişikliklere şahit olabiliriz. Kültürel değişiklikler de bunun bir sonucu olacak. Rusya hala Avrupalı hissediyor. Yapılan açıklamalarda ‘Asıl Avrupa’yı biz temsil ediyoruz’ iddiasını görüyorsunuz. Fakat ekonomik alt yapıda değişiklikler olursa (çünkü şu an Atlantik merkezli ekonomik sistem zayıflıyor) öyle bir dönemde Rusya’nın bu sistemden uzaklaşması belki gerçekleşebilir. Bunun da kültürel alanda yansımalarına şahit olabiliriz. Önümüzdeki dönemin en kritik konusu yeni kurulacak Atlantiksiz ekonomik modelleme, ikincisi de Rusya-Çin ilişkileri. Rusya-Çin ilişkilerinin gidişatı küresel anlamda belirleyici olacaktır.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала