TÜSİAD’dan "Halkın menfaatini öncelikli kılıyoruz" mesajı
07:06 19.02.2025 (güncellendi: 12:19 19.02.2025)
TÜSİAD’dan "Halkın menfaatini öncelikli kılıyoruz" mesajı
Abone ol
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras Hakkında soruşturulması başlatılmasının ardından açıklama yayımladı.
TÜSİAD, yaptığı açıklamada; bağımsız ve tarafsız şekilde Türkiye’nin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündeme aldıkları vurguladı.
“TÜSİAD olarak tüzüğümüzdeki amaçlar doğrultusunda, her zaman ülkemizin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle, doğru olduğuna inandığımız tespit ve önerilerimizi demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla paylaşıyoruz.
Ülkemiz için çalışan, üreten, istihdam sağlayan iş insanları ve sanayicilerin gönüllü birlikteliğini temsil eden TÜSİAD olarak; bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye'nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz.
Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye'de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir. Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur”
Gazeteci Ali Çağatay, Radyo Sputnik’te yayınlanan Seyir Hali programında TÜSİAD’ın yayımladığı açıklama hakkında konuştu.
Çağatay, konuya ilişkin şunları söyledi:
“TÜSİAD, geçtiğimiz hafta genel kurul toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’ın yaptığı konuşmaların ardından savcılık soruşturma başlattı. Bu soruşturma sonrasında TÜSİAD’ın akil insanları Rahmi Koç ve Bülent Eczacıbaşı gibi isimlerinde aralarında bulunduğu isimler bir araya gelerek açıklama yayımladılar. Açıklamayı Türk medyasında geri adım olarak yorumlayanlar var. Fakat ben açıklamayı geri adım olarak yorumlamıyorum. TÜSİAD, biz bu açıklamanın arkasındayız diyor. Açıklamada mutedil bir dil kullanılmış. Kullanılan mutedil dil tatmin etmiyor çünkü bizler yüksek perdeden konuşulmasına, sert sözlere, hakaretlere alışmışız. TÜSİAD, tüm üyeleri açıklamaya imza attılar. Yayımlanan açıklamada TÜSİAD, geri atım atmamıştır, tüm üyelerinin arkasındadır. Yerinde ve zamanında bir açıklama yapmıştır. TÜSİAD, açıklama yapmak için 22 yıl kadar geç kaldı. 22 yıl önce Türkiye’de işlerin yolunda gitmediği an devreye girmiş olmaları gerekirdi. Elbette ilk etapta muhalefet partilerinin devreye girmiş olmaları gerekir. Türkiye’de son 22 yıldır CHP başta olmak üzere muhalefet partileri görevini yapmıyor. Muhalefet partilerinden seçilen milletvekilleri gününü gün ederek, bir sonraki dönemde de seçilmeyi garanti etmek için uğraşan paralı askerler gibi davranıyorlar. Bu yüzden parlamentonun bizlere zerre kadar faydası yok. Geride sahip çıkmak istediğimiz değerlere sahip çıkan insanlarla dayanışma içerisinde olmak kalıyor. TÜSİAD, şu an için bu dayanışmayı temsil ediyor. TÜSİAD’ın iş ve burjuva örgütü olması bu açıklamanın değerini azaltmıyor, aksine arttırıyor. Sınıfsal bir bağlamda ele alanlar, TÜSİAD’ın kendi çıkarları için açıklama yaptığını düşünenler var. Haklılık paylarının olmasının yanı sıra TÜSİAD’ın yaptığı açıklamada halk, vatandaş, yoksulluk, toplumun karşı karşıya kaldığı enflasyon var. Açıklamanın daha sert bir dille olmamasında fayda var. Daha sert bir açıklama tüm TÜSİAD üyelerini topluca mahkemeye çıkarmaya neden olabilirdi. TÜSİAD’ın en büyükleri olan Koç Holding, Sabancı Holding, Tekfen Holding, Enka Holding, Eczacıbaşı Holding gibi holdingler yer alıyor. Ak Parti, iktidara geldiği ilk yıllarda bu ülkeyi nasıl daha iyi bir hale getirebiliriz, birlikte çalışalım demiş olsaydı şu an Türkiye, Güney Kore’yle yarışabilir bir durumda olabilirdi. 22 yıldır patinaj yapıyoruz. Koç Grubu; üretimin yüzde 10’unu, istihdamın yüzde 10’unu, katma değerin yüzde 10’unu, ihracatın yüzde 10’unu ve verginin yüzde 10’unu oluşturuyor. Ülkemizde Koç Holding gibi bir değer varken bu değer istismar ediliyor. Ülkenin TÜSİAD’a sahip çıkması gerekirdi. İşçi ve iş veren bir bütündür. Diyalektik bize bunu söylüyor. İkisi bir arada olduğu zaman anlamlanır. Üretim araçlarının sahiplerinin de üretim yapanlarla bir arada olması lazım."