‘Yenilgiyi yönetemeyen bir Avrupa ile karşı karşıya gelebiliriz’
‘Önemli sorunlar halı altına itiliyor’
“Tuhaf bir seçim döneminden geçiyoruz. Eskilerin sath-ı maili dedikleri eğik bir düzlem. Ama o sath-ı mailide somut, gerçek sorunlar masaya konulmuş değil. Belki sığınmacılar sorunu somut bir gerçek yani ciddi, maddi bir sorun olarak tartışmaya açılabilir. Ama bu konuda da pek bir şey yok. Tuhaf bir seçim diyorum, çünkü burada 2 milyona yakın üyesi olan Hizmetler Sendikası’nın bir gösterisine dalan, polis tarafından da bilinen bir Afgan olayı tamamen başka bir yöne çekti. Şu anda saatler başka türlü çalışmaya başladı. Ama bu seçimlerde onların yasa dışı, düzensiz göçmen dedikleri sığınmacılarla ilgili çekişmelerin dışında bir şey göremedik.
Çok somut, çok açık sorunlar var. Bunların sadece biri endüstrideki, imalat sanayiindeki gerileme. Buna biz sanayisizleşme diyoruz ve artık literatüre de girdi. Bu tür meselelerde ciddi, derinlemesine bir tartışma yok. Gerçek bir şaşkınlık var. Avrupa’daki şaşkınlık yeni boyutlar alıyor.
Şunu söyleyebiliriz; Der Spiegel’in kurucusundan sonraki efsane yöneticilerinden Stefan Aust, şimdi iyice sağa geçti. Die Welt grubunun yöneticilerinden biri. O bu sabah gelişmelerden sonra ‘Almanya yakında Avusturya koşullarına giriş yapabilir’ dedi. Koalisyon müzakerelerinden olumlu sonuç çıkmadı ama Avusturya’da şu anda aşırı sağ dediğimiz, faşizan kanalların olduğu bir parti hükümet kurmaya çalışıyor. Almanya da o doğrultuya girebilir. Bu sabahki mesele onu değiştirdi.”
‘Küçük oda ve iki beyaz fil’
‘Alman siyaseti Amerika’daki iki partili oyunun bir versiyonu’
“Sahnede göstermelik iki parti var. Amerika’daki iki partili oyunun bir versiyonu çok parçalı olarak burada da yapılıyor. AfD’nin bugün söylediği tek bir farklı şey var; ‘Bizim sanayimiz tehlikeye giriyor. Rusya’dan enerji alalım. Bu bölgede bir barış olsun’ birincisi bu, ama bunu da çok fazla söylemiyor. Şunu açıkça belirtmem lazım; çok yakın olduğumu söyleyemem, ama uzak olduğumu da söyleyemem. Sadece Sahra Wagenknecht ekibi seçim afişlerinde dev puntolarla ‘Barış. Acil barış’ çağrılarında bulunuyorlar. Şu anda Ukrayna’da barış çağrısında bulunan ve sahnede bir şansı olan bir parti yok.
Aslında AfD’nin çok önemli bir çıkış gösterdiğini görmüyoruz. Çünkü çok net semitik bir parti, İsrail’e toz kondurmayan bir parti. Filistin konusunu tartışamıyorsunuz. Oda 30 metrekarelik küçük bir oturma odası, herkes odanın içerisinde ve iki tane beyaz fil var ve kimse fillerden söz etmiyor. Bu tabii çok komik bir durum. Ama komiğin ötesinde kanlı bir yere doğru gidiyor.”
‘Yeşiller Partisi bir savaş partisidir’
“Dünya çapında büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiliyor ve bunu engelleyen tek şey barış çağrıları değil, nükleer silahların o korkunç imha gücü. Yoksa 1914 koşullarındayız. Çok açık söylüyorum. Bu koşullarda Almanya’nın şöyle bir şeyi var; tarihin en büyük sosyal demokrat hareketine sahip. Ama bu hareket geçen yüzyılın başında ve sonunda kendi içinden iki büyük olay çıkardı: I. Dünya Savaşı, sosyal demokratların tarihsel ihanetiyle gündeme geldi. İkincisi, sosyal demokrasinin içinden çıkan Yeşiller Avrupa’daki sosyalist devletlerin ortadan kaldırılmasında ‘akıncı’ rolü oynadılar ve çok başarılı oldular. İki büyük siyasi dolandırıcılık söz konusu, kuruluş gerekçelerini tamamen yadsıyan. Bugün kim şunu söylese haklıdır; Yeşiller Partisi bir savaş partisidir ve Elon Musk’ın söylediği Alman savaşçılara övgüsünde bu Yeşiller’e övgüde bulunuyor.
Durum çok vahim. Almanya bir sendika gösterisine giren ve çok sayıda insanı yaralayan 26 yaşındaki Afganın yarattığı sahneden 23’ünde bugünkünden bile çok farklı, çok daha sağa çeken bir siyasi sahne bekleyebiliriz. Çünkü iş ciddi.
Hüsnü Mahalli’nin Suriye olaylarında söylediği şey şimdi Avrupa’ya geldi. Binlerce ruh sağlığı bozuk, ağır hasta ellerine silah verilerek o coğrafyaya yönlendirildi. Şimdi onların bir bölümü muhtemelen Avrupa’da dolanıyor. Bu iki beyaz filin bir küçük özeti diyebiliriz.”
‘Yenilgiyi yönetemeyen bir Avrupa ile karşı karşıya gelebiliriz’
“Alman siyasetindeki Amerikan faktörünü gören biri var. Bence son derece dolu bir politikacı olan Sahra Wagenknecht. Ama daha önemlisi Oskar Lafontaine. Geçen gün ‘Kiev’deki faşist yönetimi desteklemeye devam ediyorsunuz. Bunun sonu çok ağır olacak’ dedi.
Burada Afgan genç olayından sonra yüzde 22 bandına yaklaşan AFD belki yüzde 25-26’lere ulaşabilir Hristiyan demokrat ekibini de aşağı çekerek eşitlik yaratabilir. Belki bu iki gerici parti koalisyon oluşturabilecek. Şu anda herkes dışlıyor. İstenen SPD’nin ikinci parti olarak CDU/CSU ile büyük koalisyon kurması. Burada ciddi bir tıkanma var. Çünkü ciddi bir yoksullaşma var. Reel gelirler artık karşılayamıyor. Artık istatistiklere bakmak da gerekmiyor. Siyasetteki tıkanma çok ilginç. Filleri görmek istemeyen ve bunun siyaset olduğunu düşünen ve Türkiye’deki durumdan çok da farklı değil. Bunlar birbirinin parçası.
23 Şubat gecesi sandıktan ne çıkacağını bilmiyoruz. Onlar da bilmiyorlar. Ama şunu diyorlar; Hristiyan demokratlar önde çıkar, sosyal demokratlar 14-15 bandında. Üçüncü sırada AfD. ‘AfD gerçekten sağcı bir partidir ve içinde açık bir biçimde faşizan kanallar vardır, ama buna oy veren milyonlarca insanı faşist Nazi diye damgalayamazsınız’ diyen solcular da var. Onlar da haksız değiller. Halkları biraz farklı tutmak lazım.
Dikkat edin; Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya ve sonra da Almanya. Avrupa’nın ortasında büyük bir yüklenme var. Yenilgiyi yönetmek en zor iş. Belki de yenilgiyi yönetemeyen bir Avrupa ile karşı karşıya geleceğiz.
Alman basınına da düştü; ‘Rusya kazandı’ diyorlar. Buradan ne çıkacağını bilmiyoruz. Fakat bu kaotik bir durum. Siz bunu görmezlikten geldiniz. Hala şöyle trajik bir durum var; şu anda Almanya’da hala halkın büyük bir bölümü ‘Biz Ukrayna’ya silah gönderelim’ noktasında. Bu halkların manipüle edilebilirliğine yönelik tespitlerin hiç de yanlış olmadığını gösteriyor. 80 yıl önce bu ülke alt üst olmuşken bile adım adım Nazizmi koruyan bir Alman halkını biliyoruz. Diğer halklar da bundan çok farklı değil tabii.”
‘23’ünden sonra ciddi sorunlar bekliyoruz’
“Birtakım ruh hastalarını toplayıp bunların toplu ölümlere yol açacak eylemler gerçekleştirmesine toplum tepki gösterir. Bu tepki de makul olmaz. Dolayısıyla bu ülkenin yüzde 29 küsuru göç arka planına sahip insanlardan. Her 3 kişiden 1’i biyolojik Alman değil. Neyin üzerine gitmeye çalışırsanız buradan bir enfeksiyon çıkar. Dolayısıyla öyle istedikleri gibi hareket edemezler. Bu nedenle 23’ünden sonra ciddi ciddi sorunlar bekliyoruz. Avrupa’nın ortasında çok ciddi bir faşizan gelişme var. Buradan şu sonucu mu çıkarmalıyız; ‘Trump faşisttir. Trump’ın her söylediği yanlıştır’ sonucunu mu çıkarmalıyız?
Çok açık yaralar var ve bu yaraları uzun yıllar görmek istemediler. Alman sanayiciler çok açık bir şekilde gerilediklerini söylüyor. Çünkü çok ciddi bir sermaye kaçışı var. Avrupa’nın en çok istihdam rakamına sahip bir ülke burası. Almanya’da 200-300 binlik AfD karşıtı olarak sunulan kitlesel protestolar var. Bu protestoların önünü daha çok solcular çekiyor. Kendi dünyalarında da ciddi hesaplaşmalara başladılar.”