Eylem Tok ve Timur Cihantimur'un Türkiye'ye iadesi | Adalet Bakanı Tunç: Karar kesinleşince iade gerçekleşir
11:23 12.02.2025 (güncellendi: 18:54 12.02.2025)
© İHA / DOĞAN CAN CESUR - SADIK KAHRAMANEylem Tok

© İHA / DOĞAN CAN CESUR - SADIK KAHRAMAN
Abone ol
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul’da karıştığı ölümlü kaza sonrası annesi Eylem Tok tarafından ABD’ye kaçırılan Timur Cihantimur ile anne Tok’un iade sürecinin temyize açık olduğuna dikkat çekti. Bakan Tunç, ABD mahkemesinin verdiği kararın kesinleşmesiyle birlikte iadenin gerçekleşebileceğini söyledi.
İstanbul'daki ölümlü trafik kazası sonrasında gittikleri ABD'de tutuklanan Eylem Tok ve Timur Cihantimur'un Türkiye'ye iadelerine karar verilmesine ilişkin soru üzerine Tunç, "Bu karar temyize tabi bir karar, ilgililer itiraz edebilir. Kesinleştikten sonra Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığına gönderilir karar. Dışişleri Bakanlığında idari itiraz da yapılabilir, kesinleştiğinde de iadeleri gerçekleştirilmiş olur." yanıtını verdi.
'İtiraz süreçleri devam ediyor'
Bakan Tunç, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Adalet Bakanlığı olarak süreci başından bu yana takip ettiklerini belirten Tunç, "Kaza sonrası olay yerini terk etmekle toplum vicdanında da olumsuz bir durum söz konusu oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Tunç, adli soruşturmanın hızlı şekilde devam ettiğini aktararak, "Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iade yargılaması da uzun sürdü, hemen karar veremedi davaya bakan hakim. Önemli bir aşama iadeye karar verilmiş olması. Amerika Birleşik Devletleri ile suçluların iadesine ilişkin bir anlaşmamız var, uluslararası bir sözleşme. Bu sözleşme kapsamında iadenin gerçekleşmesi gerekiyordu. Mahkeme de yerinde bir karar verdi. İtiraz süreçleri sonuçlandıktan sonra, kesinleştikten sonra Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı bu süreci tamamlamış olacak. Süreci hep birlikte takip ediyoruz." ifadesini kullandı.
CHP kongresinde "şaibe" iddiaları
CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'yla ilgili "şaibe" iddiaları üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmaya ilişkin soru üzerine Tunç, şunları kaydetti:
"CHP'nin 2023 Kasım ayında gerçekleştirilen kurultayıyla ilgili olarak, kurultay sonrasında bir dedikodu başladı, birtakım iddialar... Bu iddiaları ortaya atanlar da yine CHP'nin mensuplarıydı. Bursa'da Cumhuriyet Başsavcılığına bir başvuru söz konusu olunca, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, kongrenin yapıldığı yer Ankara olduğu için yetkili yer olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına dosyayı gönderdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ocak ayında başlattı bu soruşturmayı. Yeni başlayan değil, geçen ay başlayan bir soruşturma. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programındaki ifadelerinden sonra tamamen soruşturma gündeme oturmuş oldu. Birçok partili, sosyal medyadan ve farklı açıklamalarla bu şaibe söylentilerini hep dile getirdiler. Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesine baktığımız zaman, bu tür davranışların suç teşkil edeceğini gösteren bizim mevzuatımız var. Cumhuriyet Başsavcılığının tabii ki bu iddiaları değerlendirmesi gerekir. Şu an soruşturma aşamasında. Bu soruşturma neticesinde eğer somut delil elde edilirse, bu noktada soruşturma devam eder ve yargı gerekli kararı verir."
İddialarla ilgili beyanda bulunmak için başsavcılığa başvuruda bulunanların olduğunu ifade eden Tunç, açık kaynaklardan toplanacak delillerin de bulunduğunu söyledi.
Tunç, somut delilin olması halinde başsavcılığın soruşturmayı derinleştirebileceğini belirterek, "Siyasi Partiler Kanunu'muzun 112. maddesi, oylamaya hile karıştırılmasıyla ilgili bir madde. 112. madde, ön seçimler ile siyasi parti kongrelerinin seçimleri ve kararları için yapılan oylamalarla, her kademedeki her çeşit parti görevlileri ve yedeklerinin seçimi için yapılan oylamalara ve bu oylamaların sayım ve dökümüne hile karıştıranların 1 yıldan 3 yıla kadar cezalandırılacağına yönelik hükmüne amir. Burada tabii işin cezai boyutu. Eğer bu suçu işleyenlerle ilgili bir somut delil tespit edilirse ve dava açılırsa bu bir ceza soruşturmasıdır. Parti kongresiyle ilgili süreç, bunun kongre iptalini gerektirip gerektirmediğine dair ayrı bir yargılama gerektirir." diye konuştu.
'Suç teşkil eden bir fiili olursa yargı bunu soruşturur'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturmalarla ilgili soru üzerine ise Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Makamı, konumu ne olursa olsun yargı önünde, kanun önünde herkes eşittir. Suç teşkil eden bir fiili olursa yargı bunu soruşturur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında devam eden birkaç soruşturma ve dava var. Bu davalarla ilgili, özellikle yargı süreçlerini etkilemeye yönelik, yargı mensuplarını, bu soruşturmaları yürüten hakim ve savcılara yönelik tehditkar ifadeler kullanırsanız bu doğru olmaz. 'Seyyar giyotin' gibi yakışıksız bir ifade Cumhuriyet Başsavcısına karşı kullanıldığında orada yargının susmasını bekleyemezsiniz. Yani 'yargı sopası', 'yargı tacizi' dediğinizde burada elbette ki bu ifadeler sorunlu."
'Siyasi bir operasyonmuş gibi sunmak doğru değil'
Bakan Tunç, Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da arasında olduğu 10 kişinin gözaltına alındığı terör örgütü PKK/KCK soruşturmasıyla ilgili olarak da "Bazı belediye başkan yardımcıları ve belediye meclis üyelerinin, terör örgütü mensuplarıyla irtibatlarının olduğu yönünde bir takım iddialar söz konusu. Bunlar, soruşturma kapsamında ortaya çıkacak hususlar. Gözaltına alınan 2 belediye başkan yardımcısı, 7 belediye meclis üyesi var. Bu soruşturmaları farklı şekilde nitelendirmek, belediyelere yönelik siyasi bir operasyonmuş gibi sunmak doğru değil. Hep beraber soruşturmanın sonucunu bekleyeceğiz." dedi.