https://anlatilaninotesi.com.tr/20241218/1091711927.html
'Filistinliler en kötü zamanını yaşamaya başlayacak’
'Filistinliler en kötü zamanını yaşamaya başlayacak’
Sputnik Türkiye
Gazeteci Musa Özuğurlu’ya göre radikal İslami bir grubun Suriye’de yönetime gelmesi, Arap ülkelerinde tedirginlik yarattı. Körfez ülkelerinin İhvan ile olan... 18.12.2024, Sputnik Türkiye
2024-12-18T16:04+0300
2024-12-18T16:04+0300
2024-12-20T18:06+0300
eksen
radyo sputnik
radyo
radyo
donald trump
ortadoğu
musa özuğurlu
beşar esad
suriye
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e8/0c/13/1091739601_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_28f28d6b9a6c46e69b8a73ca56050bd8.jpg
Ceyda Karan'la Eksen
Sputnik Türkiye
Ceyda Karan'la Eksen
Suriye’de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) örgütünün başını çektiği silahlı gruplar, 8 Aralık tarihinde başkent Şam’a girdi ve yönetime el koyduklarını ilan etti. Devrik lider Beşar Esad’ın ailesiyle birlikte Rusya Federasyonu başkenti Moskova’ya giderek sığınma talebinde bulunduğu öğrenildi.Esad’ın devrilmesinin hemen ardından Suriye’nin eski Başbakanı, HTŞ ile geçici hükümet görüşmelerine başladı ve HTŞ lideri Muhammed el-Cevlani’nin atadığı geçici hükümetin faaliyetleri başladı.Geçici hükümet ilanının ardından İngiltere başta olmak üzere Batılı ülkeler, özel temsilcilerini Şam’a göndererek Cevlani ile görüşmek için adeta sıraya girdi. Suriye’nin yeni döneminde nasıl bir hükümte kurulacağı ve ülkenin kuzeydoğusunda varlığını sürdüren YPG konusunun ne olacağı ise henüz netlik kazanmadı.Ancak Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO), Türkiye’nin PKK’nın Suriye uzantısı ve terör örgütü olarak tanımladığı YPG’ye yönelik iki askeri operasyon yürüterek Tel Rıfat ve Münbiç bölgelerini ele geçirdi. Münbiç’te onlarca YPG militanının teslim olduğu veya etkisiz hale getirildiği görüldü. ABD’nin arabuluculuğu ile çatışmaların Fırat’ın doğusuna sıçramaması için ateşkes ilan edildi ve basında yer alan iddialara göre pazar gününe kadar ateşkes uzatıldı. YPG, SMO ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından operasyona uğramamak için sayfalar dolusu bir mektubu Amerikalı senatörlere göndererek yardım istedi.Öte yandan İsrail, Suriye’de “istikrarsızlık” oluştuğunu iddia ederek Golan Tepeleri’ne asker soktu ve hava harekatına başladı. İsrail Hava Kuvvetleri’nin yüzlerce hedefi yüksek patlayıcı gücüne sahip hassas güdümlü bombalarla vurduğu açıklandı. İsrail ordusunun paylaştığı videolarda, Suriye devletine ait olan hava savunma sistemlerinin, askeri gemilerin, donanma tersanelerinin, uçak pistlerinin, savaş uçaklarının ve askeri helikopterlerin imha edildiği görüldü.Suriye’deki rejim değişikliğini, Arap ülkelerindeki İhvan tedirginliğini, Arap ülkelerinin Türkiye’ye bakış açısını ve İsrail’in İran’a yönelik hazırlıklarını, gazeteci Musa Özuğurlu ile konuştuk‘Cihatçı bir grubun Suriye’de hakim olması edirginliği daha da artırıyor’Suriye’de yaşanan rejim değişikliği sonrasında azınlık grupların ciddi anlamda tedirgin olduğunu kaydeden Özuğurlu, İhvan’ın tekrar yükselişe geçme ihtimaline dikkat çekti. Suriye’deki gelişmelerden en çok etkilenecek Ürdün ve Mısır gibi ülkelerdeki İhvan tedirginliğine değinen Özuğurlu, Körfez ülkelerinin de bundan rahatsız olduğunu sözlerine ekledi:‘Arap ülkelerinin elinden pek bir şey gelmeyecektir’İsrail’in Golan’a girmesinin Arap basınında tepki çektiğini vurgulayan Musa Özuğurlu, devletler bazında özellikle Donald Trump’ın da iktidara gelmesiyle birlikte ciddi bir tepki ortaya koyulmadığını kaydetti:‘Arap ülkelerinin Suriye sahasında Türkiye’ye karşı hamle yapacak gücü yok fakat diplomatik anlamda ses yükseltirler’Arap ülkelerinde Türklere yönelik tarihsel bir refleks olduğunu ve politikaların Osmanlı bağlamında okunduğunu aktaran Musa Özuğurlu’ya göre, Suriye’deki gelişmelerden sonra Arap ülkeleri, Türkiye’ye yönelik daha fazla diplomatik eleştiride bulunabilir:‘İsrail’in ciddi bir biçimde İran’ı vurmaya yönelik hazırlıklar içinde olduğu telaffuz ediliyor’İsrail’in İran’ın nükleer programını vurmaya yönelik çok ciddi askeri hazırlıklar içerisinde olduğu uyarısında bulunan Özuğurlu, Donald Trump göreve geldikten sonra Körfez ülkelerine de İran konusunda baskı uygulanabileceği değerlendirmesinde bulundu:‘Filistinliler en kötü zamanını yaşamaya başlayacak’Musa Özuğurlu’ya göre Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Filistinlileri çok kötü zamanlar bekliyor:
suriye
israil
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2024
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e8/0c/13/1091739601_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_87a560302723f78967ce21ce56475680.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
аудио, radyo sputnik, radyo, radyo, donald trump, ortadoğu, musa özuğurlu, beşar esad, suriye, israil, ihvan, ypg, heyet tahrir şam (htş)
аудио, radyo sputnik, radyo, radyo, donald trump, ortadoğu, musa özuğurlu, beşar esad, suriye, israil, ihvan, ypg, heyet tahrir şam (htş)
'Filistinliler en kötü zamanını yaşamaya başlayacak’
16:04 18.12.2024 (güncellendi: 18:06 20.12.2024) Gazeteci Musa Özuğurlu’ya göre radikal İslami bir grubun Suriye’de yönetime gelmesi, Arap ülkelerinde tedirginlik yarattı. Körfez ülkelerinin İhvan ile olan geçmişini anımsatan Özuğurlu, diğer yandan Suriye sonrası İsrail’in İran’ı hedef alabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) örgütünün başını çektiği silahlı gruplar, 8 Aralık tarihinde başkent Şam’a girdi ve yönetime el koyduklarını ilan etti. Devrik lider Beşar Esad’ın ailesiyle birlikte Rusya Federasyonu başkenti Moskova’ya giderek sığınma talebinde bulunduğu öğrenildi.
Esad’ın devrilmesinin hemen ardından Suriye’nin eski Başbakanı, HTŞ ile geçici hükümet görüşmelerine başladı ve HTŞ lideri Muhammed el-Cevlani’nin atadığı geçici hükümetin faaliyetleri başladı.
Geçici hükümet ilanının ardından İngiltere başta olmak üzere Batılı ülkeler, özel temsilcilerini Şam’a göndererek Cevlani ile görüşmek için adeta sıraya girdi. Suriye’nin yeni döneminde nasıl bir hükümte kurulacağı ve ülkenin kuzeydoğusunda varlığını sürdüren YPG konusunun ne olacağı ise henüz netlik kazanmadı.
Ancak Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO), Türkiye’nin PKK’nın Suriye uzantısı ve terör örgütü olarak tanımladığı YPG’ye yönelik iki askeri operasyon yürüterek Tel Rıfat ve Münbiç bölgelerini ele geçirdi. Münbiç’te onlarca YPG militanının teslim olduğu veya etkisiz hale getirildiği görüldü. ABD’nin arabuluculuğu ile çatışmaların Fırat’ın doğusuna sıçramaması için ateşkes ilan edildi ve basında yer alan iddialara göre pazar gününe kadar ateşkes uzatıldı. YPG, SMO ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından operasyona uğramamak için sayfalar dolusu bir mektubu Amerikalı senatörlere göndererek yardım istedi.
Öte yandan İsrail, Suriye’de “istikrarsızlık” oluştuğunu iddia ederek Golan Tepeleri’ne asker soktu ve hava harekatına başladı. İsrail Hava Kuvvetleri’nin yüzlerce hedefi yüksek patlayıcı gücüne sahip hassas güdümlü bombalarla vurduğu açıklandı. İsrail ordusunun paylaştığı videolarda, Suriye devletine ait olan hava savunma sistemlerinin, askeri gemilerin, donanma tersanelerinin, uçak pistlerinin, savaş uçaklarının ve askeri helikopterlerin imha edildiği görüldü.
Suriye’deki rejim değişikliğini, Arap ülkelerindeki İhvan tedirginliğini, Arap ülkelerinin Türkiye’ye bakış açısını ve İsrail’in İran’a yönelik hazırlıklarını, gazeteci Musa Özuğurlu ile konuştuk
‘Cihatçı bir grubun Suriye’de hakim olması edirginliği daha da artırıyor’
Suriye’de yaşanan rejim değişikliği sonrasında azınlık grupların ciddi anlamda tedirgin olduğunu kaydeden Özuğurlu, İhvan’ın tekrar yükselişe geçme ihtimaline dikkat çekti. Suriye’deki gelişmelerden en çok etkilenecek Ürdün ve Mısır gibi ülkelerdeki İhvan tedirginliğine değinen Özuğurlu, Körfez ülkelerinin de bundan rahatsız olduğunu sözlerine ekledi:
“Öncelikle bir gerçeklik var ama durum oldukça kaotik. Suriye içinde bundan sonra ne olabileceğine dair tahmin yürütebilmek çok da kolay değil. Bir yeni yönetim var fakat hala bu yönetimin bütün halkın onayladığı ve herkesin sevinçle karşıladığı bir yönetim olmadığını ortaya koymak lazım. Eğer şu anda insanlar bir yerlerde seslerini çıkartamıyorsa, bu yaşadıkları korkudan dolayı. Haklı olarak şu soru soruluyor: Bugüne kadar Suriye’de hiç mi Esad yanlısı yoktu? Zaten bariz şekilde Hristiyanlar, Aleviler, Dürziler, İsmaililer gibi azınlıklar var. Bu durum, bütün Ortadoğu ülkeleri içerisinde tedirginlik yaratmış durumda. Bunlardan farklı olarak, tekfirci ve cihatçı bir grubun Suriye’de hakim olması bu tedirginliği daha da artırıyor. Herhangi bir siyasi parti veya ılımlı olarak değerlendirilebilecek bir güç yönetimi ele geçirseydi, meseleye bu kadar endişeyle bakılmayabilirdi. Fakat şu anda Suriye’de cihatçı bir anlayışın zemin bulmaya başlaması, diğer ülkelerde tedirginlik yaratıyor. Örneğin Mısır, iltica gibi konularla ilgili birçok önlem almaya başladı. Mısır tarihinde bir İhvan tedirginliği olduğunu biliyoruz. Suudi Arabistan ise çok net bir açıklama ortaya koymuş değil. Fakat Suudi Arabistan tarihine bakarsak, İhvan ile çok sorun yaşadığını biliyoruz. Suudi Arabistan her ne kadar şeriat devleti olarak görülse de kendine ait bir şeriatı ve kraliyet düzeni olduğunu göz önüne almamız lazım. Cihatçılar dolayısıyla Suudi Arabistan için de tehdit. Mesela daha önce El-Kaide’nin Suudi Arabistan’a sızma girişimleri olmuştu.
Ürdün ise en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Ürdün, Suriye’ye sınır komşusu ve Ürdün’de cihatçı anlayışa ilişkin birtakım problemler olmuştu. Şimdiye kadar eylemler olmadı fakat Ürdün bundan dolayı her daim tedirgindir. Irak’a bakarsak, İran bir tarafa çekildi. Hizbullah kendi içine çekildi. Suriye’nin kendi içerisindeki olaylar da kritik. Suriye bağlantısının kesilmesiyle birlikte Irak’taki yönetim kendine göre bir anlayış geliştirecek. Nasıl bir anlayış olacağına dair tedirginlik yaşanıyor. Birleşik Arap Emirlikler ise Arap ülkeleri arasında ilk olarak Suriye’deki duruma karşı çıktığını açıklayan ülke oldu. BAE, Arap ülkeleri arasında modernleşme için en çok adım atan ülke. Dünya ile entegre olmak istiyorlar. BAE, daha önce Suudi Arabistan ve Mısır ile birlikte İhvan karşıtı bir ittifaka girmişti. Coğrafyada ciddi bir tedirginlik olduğunu söyleyebiliriz. Lübnan’da da tedirginlik var. Suriye’nin Humus tarafı, Lübnan ile bitişik. Lübnan buradan çok çabuk etkilenebiliyor. Trablusşam tarafına bakarsak görebiliriz. Daha önce Cebel Muhsin denilen yerlerde, Suriye yanlısı olduğu ifade edilen Aleviler ile buna karşı olduğu iddia edilen Sünniler arasında çatışmalar çıktı. Bunlar ılımlı Sünni değil. Suudi Arabistanla bağlantıları var. Tekfirci düşünceye yakınlar. Beşar Esad devrildikten sonra Tabbani bölgesinde sevinç gösterileri yapılmıştı. Bu da Lübnan içinde tedirginliği artırıyor. Coğrafyada siyasi belirsizlik olduğu ve doğrudan cihatçı bir anlayış Suriye’de zemin bulmaya başladığı için bir tedirginlik var.”
‘Arap ülkelerinin elinden pek bir şey gelmeyecektir’
İsrail’in Golan’a girmesinin Arap basınında tepki çektiğini vurgulayan Musa Özuğurlu, devletler bazında özellikle Donald Trump’ın da iktidara gelmesiyle birlikte ciddi bir tepki ortaya koyulmadığını kaydetti:
“İsrail’in, Suriye içerisinde tekrar var olmuş olması özellikle dikkat çekiyor. Mesela Filistin meselesine geçmişte Arap ülkeleri nasıl yaklaştıysa, aynı yaklaşımı Suriye için de gösterdiklerini görüyoruz. Bir taraftan evet, yönetimi devirmeye çalıştılar fakat ne olacağını öngöremediler. Şu anda işler hiç de tahmin etmedikleri bir duruma geldi. Onlar da siyasal bir değişim istiyordu ve bu türden grupları destekliyordu. Ancak bu tür grupların iktidarı ele geçirmiş olması beklemedikleri bir durum oldu. İsrail’e bakarsak, İsrail’in Suriye içinde var olması, Arap kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda. Ancak bu daha ziyade basın içinde böyle. Makalelerde bunu görebiliyoruz. Siyasal düzeyde resmi bir tepki yok. Bu da şunu gösteriyor: İsrail ile hala dikkatli ve Donald Trump’ı gözeterek sert bir karşılaşmaya girmekten kaçınıyorlar. Zaten bugüne kadar girmemişlerdi. Biraz daha bekleyeceklerini düşünüyorum. Filistin meselesine bakıp partikte ne yapabileceklerini düşünecek olursak, ellerinden pek bir şey gelmeyecektir. Belirleyici olan küresel dengeler. Burada da yeni seçilen Amerikan Başkanı’nın nerede yer aldığı belli. Suriye ile ilgili birtakım rahatsızlıklar ve İsrail varlığına yönelik rahatsızlık dile getiriliyor. Fakat bunu anti emperyalist kanattaki kalemler yapıyor. Yani hala daha net bir tavır konulmadığını söyleyebiliriz.”
‘Arap ülkelerinin Suriye sahasında Türkiye’ye karşı hamle yapacak gücü yok fakat diplomatik anlamda ses yükseltirler’
Arap ülkelerinde Türklere yönelik tarihsel bir refleks olduğunu ve politikaların Osmanlı bağlamında okunduğunu aktaran Musa Özuğurlu’ya göre, Suriye’deki gelişmelerden sonra Arap ülkeleri, Türkiye’ye yönelik daha fazla diplomatik eleştiride bulunabilir:
“Araplarda tarihsel olarak Türklere karşı bir refleks var. Bunu 1957 krizinde de gördük Suriye’de. Suriye ile araları iyi olmasa da gördük bunu. Libya meselesinde mesela Türkiye’ye karşı birtakım açıklamalar oldu. Tabii daha sonra Suudi Arabistan ve BAE’nin Suriye ile arası düzelmeye başlayınca birtakım açıklamaları oldu. Burada Arapların, Osmanlı üzerinden Türklerin varlığını okuduğunu görüyoruz. Böyle bir refleks var ve nüksetmiş durumda. Türkiye’nin sahada bulunmasına tepkililer. Ayrıca siyasal dengeler ve ülkeler arası rekabet açısından bakarsak, Türkiye’nin alan kazanmasına tepkililier. Suudi Arabistan, BAE gibi ülkelerin artık bu son yıllarda gelişen işbirliği içerisinde birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Bu birlikte hareket, Türkiye’ye yönelik değil ama küresel dengeleri gözeten bir birliktelik. Dolayısıyla Türkiye’nin şu anda Suriye’de olması bu ülkeleri tamamen rahatsız etmiş durumda. Arapların bundan sonra Türkiye’nin oradaki varlığıyla ilgili daha yüksek sesle itiraz geliştireceğini zannediyorum. Suriye’nin kuzeyiyle ilgili tartışmalar olduğunda muhtemelen ABD’nin tarafında yer alacaklardır. Sahada özel bir şey yapamazlar; öyle bir güçleri yok. Ama ne olursa olsun uluslararası tavır alacaklardır. Bütün bu ülkeler ne olursa olsun Suriye coğrafyasında hangi otorite öndeyse, onunla da ilişki geliştirmek isterler. Sonuç olarak çok önemli bir merkez Suriye. Bu denge nasıl sağlanacak? Türkiye’yi nasıl dengeleyecekler? Bence bundan sonra bunun yoluna bakacaklar.”
‘İsrail’in ciddi bir biçimde İran’ı vurmaya yönelik hazırlıklar içinde olduğu telaffuz ediliyor’
İsrail’in İran’ın nükleer programını vurmaya yönelik çok ciddi askeri hazırlıklar içerisinde olduğu uyarısında bulunan Özuğurlu, Donald Trump göreve geldikten sonra Körfez ülkelerine de İran konusunda baskı uygulanabileceği değerlendirmesinde bulundu:
“İran’ın çok zayıflatılma ihtimali olabilir. Çünkü İsrail’in ciddi bir biçimde İran’ı vurmaya yönelik hazırlıklar içinde olduğu yeniden telaffuz edilmeye başlandı. Eğer İsrail bunu başarabilirse, İran’ı çok daha küçültebilir. Bu da İran’ın Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerinde ağır bir karşı aktör olmaktan çıkartıp birtakım şeylere razı olacak konuma getirebilir. Ne kadar sürer bilmiyorum ama İran bu dönemde, karşısındakine uyumlu hareket etmeyi deneyecektir. Şu anda en zayıf olduğu dönemde. Tam da Körfez ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye başlamıştı. Ekonomik açıdan Körfez ülkelerine çok ihtiyacı var. Eğer bu kaybedilirse İran içinde de birtakım değişiklikler olması kaçınılmaz hale gelir. Suudi Arabistan gibi ülkelerin İran ile tarihsel mücadelesi söz konusuydu. Son dönemde yumuşama vardı fakat tabiri caizse sol anahtarı değişti. Artık herkes farklı bir yerden çalmaya başladı. Şu anda İran’ı değil fakat İran yönetimini Suudiler’in olumlu anlayış geliştirme açısından değerlendirdiğini düşünmüyorum. Dolayısıyla İran’la ilgili durumu biraz da İsrail’in İran’a yönelik yapacağı olası saldırı belirleyecke. İkincisi de Donald Trump yönetime geldikten sonra belki çok daha ağır bir şekilde diğer ülkelere İran’la ilgili baskı uygulayacaktır. Bir ay beklemek gerecektir İran’ın durumu için. İran, geleneksel olarak Mursi iktidara geldiğinde de Mısır ile ilişkisini sürdürdü. Hatta Sisi’ye karşı çıkmışlardı darbe sebebiyle. Araları bozulmuştu. İran’ın böyle bir politikası var. Suriye’de yönetimi ele geçiren gruplarla da ilişki oluşturmak için uyumlu davranmaya çalışıyor. Birtakım bağlantılar bulmaya çalışıyor kendince. Bu tabii İran’ın geleneksel politikasına uygun bir durum. Ama İran’ın durumunu İsrail’in tutumu belirleyecek. Diğer taraftan bölgedeki ülkelerin tutumu da ABD’ye bağlı olacağı için o bağlantıların bu faktörlerle birlikte ele alınması gerektiğini düşünüyorum.”
‘Filistinliler en kötü zamanını yaşamaya başlayacak’
Musa Özuğurlu’ya göre Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Filistinlileri çok kötü zamanlar bekliyor:
“Filistinliler en kötü zamanını yaşamaya başlayacak; ki yaşamaya başladılar. Çünkü Suriye’nin düşmüş olması, Filistinliler açısından önemli bir lojistiğin, gücün ve psikolojik faktörün düştüğü anlamına geliyor. Netanyahu şu anda en rahat zamanlarını yaşıyor. Bir şekilde Hamas’ın yapmış olduğu saldırının nelere yol açacağı tartışılıyordu. Bunun sonuçlarından birisini görüyoruz. İsrail açısından bu mesele artık bitmiş durumda. Filistinliler de herhangi bir şekilde kendilerine destek olacak herhangi bir güç olmadığını biliyorlar. Husilerin tek avantajı coğrafya. Yemen’deler. Biraz daha uzaktalar. Ama bu nedenle de etkisizler. Bu ayrıca rahat olacakları anlamına da gelmiyor. Onları ayrı tutabiliriz. Ama dolaylı bir destekleri vardı Filistin için. Onları hiçbir zaman etkili eleman olarak görmemiştim. Filistin’e, Lübnan’a bakarsak, Hizbullah çok büyük darbe yedi. Suriye bağlantısı darbe yedi. Bu, Filistinlilerin artık iyi zamanlar yaşamayacağını gösteriyor. Zaten mevcut durum korunsa da iyi zaman yaşamama olayı devam edecek. Filistinlilerin etkili adım atabileceğini düşünmüyorum. Buna Hamas ve örgütler de dahil.”