CHP’li Bülent Kerimoğlu: CHP hiç kimsenin kariyer planlarına alet edilecek bir araç değildir
‘Programı değil kişileri tartışıyoruz’
“Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi’nde ilkelerin, programın, söylemin tartışılması yerine uzun süreden beri sadece kişiler tartışılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi 3 yıl önce ‘Cumhurbaşkanı adayımız kim olacak?’ tartışmasını yaşadı, yerel seçimlerden birinci parti olarak çıktık, hemen akabinde ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?’ kısır tartışmasının içine hapsolduk. 3-4 yıl sonra yaşanacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini tartışmaya açmak Cumhuriyet Halk Partisi’nin Türkiye’nin gündemini hapsetmesi anlamına gelir. Cumhuriyet Halk Partisi hiç kimsenin kariyer planına alet edilecek bir araç değildir. Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarında kurulmuştur. Hiç kimse bu anti-emperyalist, milletini, vatanını seven kadroların önüne kendi kariyer planını dayatamaz. Bugün halk, Cumhuriyet Halk Partisi’nden içinden geçtiğimiz bu ağır sürecin tedavisini beklerken biz kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı konusunu tartışmaya açamayız. O yüzden bugün Cumhuriyet Halk Partisinde bir takım ayrışmalar yaşanıyor. Bu ayrışma Cumhurbaşkanı adaylığı temelinde bir ayrışmadır. Bizim gibi partinin kurumsal saygınlığını, ilkelerini, programını ve değerlerini önemseyen insanlar açısından da bu tartışmaların ve kişilerin hiçbir önemi yoktur. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine ve değerlerine bağlılıktır. Biz Türkiye’nin sorunlarını konuşmalıyız. Bu tartışmalar yurttaşları da derinden üzüyor. Cumhuriyet Halk Partisi hepimizin üstünde bir değerdir. Dolayısıyla kişisel tartışmaları doğru bulmuyorum.”
‘Bürokratlar daha özenli olmalı’
“Yapılan bu iş ve işlemlerde bir usülsüzlük, yolsuzluk vs. yok. Bunlar olmasa da kamuoyunun vicdanını rahatsız eden bir özensizlik var. Piyasa araştırması yeterince yapılmamış, herhalde bürokratlar yeterince titiz davranmamış ama biz Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ın kamuoyunda bilinen ve tasarruf yapmadaki titizliğiyle topluma güven veriyor. Mansur Yavaş Beyin belediye içinde herhangi bir savunsuzluğa, yolsuzluğa, usülsüzlüğe asla müsade edeceğini düşünmüyorum. ABB’nin binlerce işinin arasında yetki ve sorumluluğu olan bürokratların daha özenli olması gerekir, tasarrufu öne çıkaran, belediyenin kaynaklarını en iyi şekilde kullanan çalışanlar olması gerekir.”
‘CHP’ye siyasetsizleşme sirayet etti’
“Maalesef ideolojik, siyasi söylemlerin geri planda kaldığı, siyasetsizleşmenin öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Aynı şekilde kültür sanat insanlarının değer görmeyip yerine popüler kültüre teslim olmuş insanların değer gördüğü bir dönemden geçiyoruz. Belediyecilikte üste düşen görev hem Türkiye’yi uluslararası seviyede temsil edebilecek kültür sanat hayatına katkı sunmak hem de orada genç insanların yetişmesine olanak sağlamaktır. Hem de kültür sanat insanlarının daha çok kendini ifade edebileceği alanlar için onlara fırsat vermek. Yoksa magazinel insanları getirmek işin kolaycılığıdır. Ama dediğim gibi Türkiye’de son yıllarda nasıl bir siyasetsizlik varsa kültür sanat alanında da bir kolaycılığa kaçmak var.”
‘CHP erken seçim istemek zorundadır’
“Hemen, ötelenemez, ertelenemez şekilde Cumhuriyet Halk Partisi erken seçim istemek zorundadır. Çünkü halk Cumhuriyet Halk Partisi’ne yüksek kredi açmıştır. Türkiye’nin içinden geçtiği bu çoklu kriz ortamında Cumhuriyet Halk Partisi’ne yine milli mücadele yıllarından sonra olduğu gibi görev düşmüştür. Gün o gündür. Halk Cumhuriyet Halk Partisi’ni yeniden göreve çağırmıştır. Dolayısıyla erken seçim kaçınılmazdır. Erken seçimden kaçanların kendi kişisel ikbaliyle kaçacaksa zaten o Cumhuriyet Halk Partili değildir.”
‘Yumuşama ve DEM Parti otobüsü üstüne çıkmaya CHP içinden tepki var’
“Olağanüstü bir kongre olabilir. Cumhuriyet Halk Partisi bir Kurultaylar partisi olarak bilinir. Sayın Özgür Özel eğer geçen yıl 4 Kasım 2023 Kurultayı’nda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıktığında ‘Ben seçilirsem Tayyip Erdoğan ile el sıkışacağım. Ben AKP iktidarı ile, Sarayla mücadele etmek yerine müzakere edeceğim’ deseydi bu Kurultayı kazanabilir miydi? Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde bu yumuşamaya, müzakereye, iyi niyetle de olsa AKP ile karşılıklı atılan adımlara yönelik bir eleştiri var. DEM Partisi’nin otobüsünün üstünde çıkma ile ilgili olarak eleştiriler var. Hal böyleyken siyasette bir değişiklik yaşıyor isek partimizin programında ve söyleminde, pratik uygulamasında bir farklılaşma içine gittiysek bunun Kurultayda onanması gerekir. Delegasyonumuz eğer ‘mücadele yerine yumuşamayı tercih ediyoruz. Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü, üniter yapısını, Misak-ı Milli değerlerini savunurken aynı zamanda DEM otobüsünün üstüne çıkmayı uygun görüyoruz’ dediyse bunda hiçbir sakınca yok. Bizim en üst organımız olan Kurultay’da alınan karar başımızın üstündedir. Biz bunu saygın bir şekilde kabul ederiz ve bundan sonraki siyasi hayatımıza ve söylemlerimize de Kurultay kararı ile devam ederiz.”
‘Zamanında parti yönetimini Esenyurt Belediye Başkanı konusunda uyarmıştım’
“Esenyurt’ta uzun yıllar doktorluk yaptım, 2009’da Belediye Başkan adayı oldum, hatta ben aday olduğumda bugün DEM’in genel başkanı Tuncer Bakırhan da Esenyurt’ta Belediye Başkan adayıydı, onunla yarıştım. Dolayısıyla Esenyurt’u çok iyi bilirim. Yerel seçimler sürecinde hem İmamoğlu’nu hem parti merkez yönetimini televizyonlarda da nezaketle de uyardım. Bu adayın Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı olması konusunda bir kez daha düşünmeleri gerektiğini ifade ettim. Neticede partimizde birçok Kürt kökenli arkadaşımız var, hepsi de çok değerlidir. Ama Kent uzlaşısı adı altında, yazdığı yazılarla kendince bir ideolog olarak Cumhuriyetin temel değerleri olan Anayasa’nın ilk dört maddesinin tartışılmaya açılması gerektiğini ifade eden birisinin aday yapılmasının yanlış olacağını ifade etmiştim. Kayyumlar asla kabul edilemez, asla doğru bulmuyorum ama bunları nasıl yanlış buluyorsam aday belirlerken de daha özenli davranmamız gerektiği yönünde de partimizin özel hassasiyet göstermesi gerektiğine de inanıyorum.”