00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
6 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
12:30
9 dk
HABERLER
13:00
7 dk
HABERLER
14:00
6 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
5 dk
HABERLER
18:00
7 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
12:30
9 dk
HABERLER
13:00
6 dk
HABERLER
14:00
6 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
15:00
1 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
16:00
1 dk
GÜNDEM DIŞI
Serhat Sarısözen'le Gündem Dışı 1. bölüm
16:01
51 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:00
1 dk
GÜNDEM DIŞI
Serhat Sarısözen'le Gündem Dışı 2. bölüm
17:01
47 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Ulusal egemenliğe saygı duyan yeni bir uluslararası ilişkiler sistemi gelişiyor’

Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
St. Petersburg Ekonomik Forumu'nun ikinci gününde Brezilyalı gazeteci Pepe Escobar, Ceyda Karan'la Eksen'e konuk oldu. Escobar, değişen jeopolitik rüzgarı ve Türkiye'nin BRICS ilgisini değerlendirdi. Escobar’a göre Türkiye’nin Avrasya ile ilişkileri geliştirmesi, gerileyen Avrupa Birliği ile yakınlaşmaya kıyasla daha fazla potansiyel taşıyor.
Dünyanın önde gelen platformu St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu'nun (SPIEF-2024) ikinci günü, BRICS ve Kuzey Deniz Yolu gibi kritik jeopolitik meselelerle ilgili panellerle öne çıktı. ASEAN ülkelerinin yoğun ilgi gösterdiği oturumlarda Avrasya Ekonomik Birliği ve ASEAN arasında işbirliğini ve ticaret hacmini geliştirmek gibi birçok konu ele alındı. Öte yandan BRICS ile ilgili toplantılar ve Türkiye'nin gösterdiği ilgi de gündemdeydi.
St. Petersburg Ekonomik Forumu'nda düzenlenen panelleri yakından takip eden Brezilyalı gazeteci Pepe Escobar ile Kuzey Deniz Yolu projesini, ASEAN ve Avrasya Ekonomik Birliği arasındaki işbirliğini, Türkiye'nin BRICS üyeliğiyle ilgili açıklamasını ve Avrasya blokunun Türkiye'ye sağlayabileceği katkıları konuştuk.

‘Kuzey Deniz Yolu, Yeni bir Süveyş Kanalı olacak. Esasında, Süveyş Kanalı’nın ana rakibi bu yol’

Kuzey Deniz Yolu projesine verilen önemin, St. Petersburg Ekonomi Forumu’nda düzenlenen oturumda net bir şekilde görülebildiğini kaydeden Escobar, bu büyük yatırım sonucunda Süveyş Kanalı’na alternatif ve dış müdahaleye izin vermeyen yeni bir ticaret rotasının oluşabileceğini belirtti:

“Bugün 6 Haziran, ikinci gün. Sabah art arda üç oturuma katıldım. Size fikir vermesi için anlatıyorum. İlk oturum muhteşemdi çünkü Rusya’nın dışında, Avrasya’nın belli kesimleri hariç kimsenin tartışmadığı ve bilmediği bir konu hakkındaydı. Kuzey Deniz Yolu, Yeni bir Süveyş Kanalı olacak. Esasında, Süveyş Kanalı’nın ana rakibi bu yol. Gelecek 5-6 yıl içinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Rusya’nın en önde gelen sanayicileri, taşımacılık sektörü ve iş dünyası Kuzey Deniz Yolu’na doğrudan dahil oldu. Murmansk Valisi ve Rus Ticaret Bakan Yardımcısı da projeyle ilgili konuştu. Çok önemli bir paneldi. Ardından Başkan Putin’in bir danışmanıyla görüştük. Bu, projenin ve söz konusu oturumun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Projenin zorluklarından da bahsettiler tabii ki. Daha fazla buzkıran gemi gerektiğini söylediler. ‘Başlık şu: Daha fazla buzkıran lazım’ dediler. Aslında bu gemilerden daha fazlasını inşa ediyorlar ve üç ile beş yıl içinde hazır olacaklar.

Genel fikir, 2030’dan önce ticaretin Avrasya’ya kayması, Avrasya’nın diğer bölgelerine de yayılması ve Süveyş Kanalı’nın terk edilmesi gerektiği yönündeydi. Masraflara da değindiler. Çok daha ucuz olacak. Süveyş Kanalı’na göre bu rota, en az iki hafta kısa sürecek. Yabancı müdahaleye karşı bağışıklığı var. Önemli. Tabii bu rota için altyapı inşası ve gerekli yatırımlar devasa olacak. Ama gerisi kendiliğinden gelecek. Bu, ancak bu tarz forumlarda görebileceğiniz bir tartışma.”

‘Birkaç yıl içinde Avrasya Ekonomik Birliği ve ASEAN arasında tüm ülkeleri kapsayacak bir serbest ticaret anlaşması imzalanabilir’

ASEAN ülkelerinin St. Petersburg Ekonomik Forumu 2024’e yoğun katılım gösterdiğini ifade eden Escobar’a göre, 700 milyonluk nüfusu ile ASEAN halihazırda dünyanın en büyük dördüncü ekonomik blokunu teşkil ediyor. Escobar’ın değerlendirmesine göre Avrasya ve Güneydoğu Asya coğrafyası arasında serbest ticaret ve gelişmiş işbirliği anlaşmalarının imzalanması çok uzak değil:

“Bunun ardından BRICS konulu bir panele katıldım fakat çok retorikti. BRICS’in beş üyesinin temsilcisi vardı. On üyenin değil. Dinleyiciler arasında İranlılar veya Suudiler yoktu. Bu, beş BRICS üyesi arasında bir oturumdu. Çok retorikti. Zorluklardan bahsedildi ama her konuya değinilmedi. Üçüncü panel, ilki kadar güzeldi. Avrasya Ekonomik Birliği ve ASEAN yani Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ASEAN ile alakalıydı. Endonezya’dan, Malezya’dan, Filipinler’den ve Myanmar’dan temsilciler vardı. ASEAN’ın neredeyse yarısı oradaydı. Dinleyiciler arasında Vietnamlı temsilciler de vardı. ASEAN ve Avrasya Ekonomi Birliği arasındaki ticareti artırma yolları konuşuldu. ASEAN, 700 milyon nüfusuyla de-facto olarak dünyadaki en büyük dördüncü ekonomik blok. ASEAN bölgesinde 30 yıla yakın yaşadım. Evim sayılır. Singapur ve Tayland’da yaşadım. ASEAN ile hep etkileşimim oldu.

Brüt büyüme oranlarına bakarsanız dikkat çekici olduğunu görürsünüz. ASEAN ülkeleri orta-gelirli ülkeler haline geliyor. Hatta bir kısmı yüksek gelirli ülkelere dönüşüyor. Tabii sosyal farklılıklar ve kalkınmada eşitsizlikler mevcut. Ama bütün olarak bakarsanız, ASEAN’ın büyümesi inanılmaz. Vietnam’a giderseniz, Tayland’ın 30 yıl önceki haline benziyor. Yani Vietnam, ekonomik büyüme olarak 30 yıl öncesinin Tayland’ı. Endonezya da yirmi birinci yüzyılın en büyük ekonomik güçlerinden biri olma yolunda. Bu sebeple ASEAN’ın Avrasya Ekonomik Birliği ile etkileşim halinde olması çok önemli. Avrasya Ekonomik Birliği ile alakalı makro ekonomi ve altyapı konusu konuşuldu. Halihazırda Vietnam’la serbest ticaret anlaşmaları var. Endonezya ile de bir serbest ticaret anlaşması imzalamaya yaklaşıyorlar. Çok önemli. Bu yıl gerçekleşmesi bekleniyor.

Hatta birkaç yıl içinde Avrasya Ekonomik Birliği ve ASEAN arasında tüm ülkeleri kapsayacak bir serbest ticaret anlaşması imzalanabilir. Birlikte mega bir bloka dönüşürler. Avrasya ve Güneydoğu Asya birleşmiş olur. Bu, yine ancak böyle bir forumda tartışılabilecek bir konuydu ve forum bu yüzden çok önemli.”

‘Ulusal egemenliğe saygı duyan yeni bir uluslararası ilişkiler sistemi gelişiyor’

Türkiye’nin haricinde Cezayir, Kazakistan ve Vietnam gibi stratejik konumdaki yahut ekonomisi yükselişe geçen ülkelerin de BRICS’e ilgi duymaya başladığını aktaran Escobar’a göre, St. Petersburg Ekonomik Forumu’ndaki BRICS oturumları haricinde bilhassa gelecek hafta yapılacak BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı kritik önem arz ediyor. Pepe Escobar, BRICS için en önemli değerlerin ulusal egemenlik ve ülkeler arası diyalog olduğunu belirtti:

“Gelecek hafta Nizhny Novgorod şehrinde BRICS dışişleri bakanları buluşması olacak. Bu, BRICS’in Kazan’da yapılacak toplantısın gündeminin hazırlanması konusunda çok önemli. Bazı dışişleri bakanları gözlemci olarak davet edildi. Türkiye de buna dahil. Bu çok mühim. Bu forumda BRICS ile ilgili çok fazla oturum oldu. Bugün ilerleyen saatlerde bir tanesi, diğerlerine göre daha uygulamaya dönük olacak. Öncekiler retorikti. BRICS tarım sektörü, BRICS iş dünyası, BRICS iş danışmanlığı gibi her konuda toplantılar var. Çok önemli. Listede 40’tan fazla ülke var. Şunu söyleyebiliriz ki en üst seviyede adaylar var. Çok güçlüler. Mesela Cezayir, Endonezya, Kazakistan, Vietnam listede.

Her hafta yeni bir ülke BRICS üyesi olmak istiyor. Son olarak Yemen de talepte bulundu. Olağanüstü. Ocak ayında delege gönderdiler. Dışişleri Bakanlığı ile görüştüler. Yemen Başbakanı’nın bir danışmanı ile iletişim halindeyim. BRICS’e katılma kistediklerini, Rusya ve Çin’in bunu memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Bu muhteşem. Uygulama gücüne sahip, paralel bir Birleşmiş Milletler’in kurulması gibi. Herkes aynı masaya oturacak. Ayrım gözetilmeyecek. Kimseye yaptırım uygulanmayacak. Kimse şeytanlaştırılmayacak. Veto olmayacak. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bu yıl şubat ayında benim de aralarında bulunduğum ufak bir grup gazeteciyle konuştu. Kuralları, genel sekreteri olmayan, kapısı açık bir kulüp kurmak istediklerini söyledi. Herkesin aynı masaya oturacağını, fikirlerini belirteceğini, devletler arası sorunların masada konuşulup arabuluculukla çözüme kavuşturulacağını belirtti. Bu harika çünkü ulusal egemenliğe saygı duyan yeni bir uluslararası ilişkiler sistemi gelişiyor.

BRICS için en önemli değer, her üyenin ulusal egemenliği ve diyalog kurabilmek. Böyle buluşmalarda bu tür konular gelişiyor. Çok önemli. Tabii ki Rus hükümetinin temsilcisi burada ve diğer ülkelerin temsilcileriyle görüşüyor. Gelecekte BRICS üyesi olabilirler. Bu forumun pozitif bir yönü de, diyalogun ve etkileşimin böyle gelişmesi. Bu forum dediğin gibi sadece ekonomik değil: özünde inanılmaz derecede jeopolitik bir forum. Avrasya’nın tamamını, İran Körfezi’ni, Batı Asya’yı, Güney Asya’yı ve Güneydoğu Asya’nın tamamını görebiliyorsunuz. Gözünüzün önünde yeni bir dünya şekilleniyor. Olağanüstü.”

‘Eğer Türkiye üye olursa, en üst seviyelerde olacak’

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmeden sonra Türkiye’nin BRICS üyeliği konusundaki açıklamasını yorumlayan Pepe Escobar, Türkiye’nin yeni jeopolitik rüzgarı okuyabildiğini kaydetti. Atlantik blokunun sadece savaş çığırtkanlığı yaptığının altını çizen Escobar, Türkiye’nin gerileyen Avrupa Birliği yerine yükselen BRICS’e katılması durumunda lider ülke konumuna yükselebileceği görüşünde:

“Bu soruyu benim sana sormam gerekirdi Ceyda zira benim de kafam en az seninki kadar karıştı. Eminim Türkiye’deki birçok insan da aynı durumdadır. Bu harika çünkü bir noktaya yaklaşıyoruz. Ankara, Novorusya’daki savaş alanında olanlara bakıyor. Batı Asya’daki süren soykırımı görüyor. Türkiye bunun nereye gittiğini ve Atlantikçilerin planının ne olduğunu sorguluyor. Daha sonra bunu, St. Petersburg Forumu’yla, gelecek hafta 10 BRICS üyesinin buluşacağı toplantıda belirlenecek gündemle kıyaslayacak. Türkiye, üye olmak isteyen kırk civarında ülkeyi ve rüzgarın ne yönde estiğini görüyor, değil mi? Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, onun danışmanları da görüyor. Aptal değiller. Olup bitenden bir sonuç çıkarıyorlar. Tabii ki bu yeni ilgilerini, yani er ya da geç BRICS’e katılmayı, Batı ile yeni bir pazarlıkta koz olarak kullanabilirler. Fakat Avrupa Birliği’nin Türkiye için sunabileceği ne var? Samimi olarak soruyorum. Kanaatimce hiçbir şey yok çünkü.

NATO’nun Türkiye’ye sunabileceği ne var? Savaş çığırtkanlığı hariç bir şey göremiyorum. Peki, Avrasya entegrasyonu, küresel çoğunluk ve Türkiye’nin küresel çoğunlukta önde gelen liderlerden biri olması? Tamamen farklı. Bu, Türkiye’nin konumunu tüm dünyada değiştirir. Türkiye’nin kazanabileceği çok şey var. Türkiye bu ekim ayında BRICS üyesi olacak demiyoruz. Olay o değil. Esas konu şu: Türkiye, halihazırda Şanghay İşbirliği Örgütü’nde gözlemci üye statüsünde. Tam üye olmayacaklar. BRICS’te de gözlemci üye olurlarsa, er ya da geç tam üye olurlar. Hepimiz biliyoruz ki bu tür uluslararası organizasyonların gidişatı neticesinde, BRICS ve ASEAN’ın bir birleşimi ortaya çıkacak. Eğer Türkiye üye olursa, en üst seviyelerde olacak. Ankara’da Cumhurbaşkanı’nın çevresindekilerin bu yönde hareket ettiğini düşünmek istiyorum. Tabii siz benden iyi bilirsiniz.”

‘Türkiye bunun bir parçası olabilir ve Batı yaptırımlarına karşı dokunulmaz hale gelir’

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ankara’ya yönelik açıklamalarını değerlendiren Escobar, Türkiye’nin Avrasya ile ortaklığından ciddi kazanımlar elde edebileceğini vurguladı. Pepe Escobar’a göre Türkiye, Batı hegemonyasının aksine ulusal egemenlik ve devletlerin eşit statüsü ilkelerine dayanan bir ortaklığın parçası olursa, Batı yaptırımlarına karşı dokunumaz hale gelebilir:
“Bu, Ankara’ya yönelik çok diplomatik ve kibar bir mesaj. Batı ile yaptığınız anlaşmalara dikkat edin. Onlar sadece bir şeyler almaya gelir. Putin ise özetle bizimle iyi enerji ilişkileriniz, iyi nükleer ilişkiniz var. Sizin için nükleer santral inşa ediyoruz. Rusya ve Orta Asya ile serbest piyasa ticareti yapabilirsiniz. Güvenilir ticaret ortaklarıyız. Sizi dışlamayız, ayrımcılık yapmayız, yaptırıma tabi tutmayız. Eşit düzeyde ülkelerin ilişkisi olur diyor. Eğer Türkiye, kendisine sunulan teklifleri karşılaştırırsa, Batı’nın teklifinin tam bir kabus olduğunu görür. Bunu asla ödeyemezsiniz. Bu, bütün küresel güney için geçerli aslında. Eğer Rusya ve BRICS’in tartıştığı konulara bakarsa, farklı bir ödeme sisteminin, yerel kurların veya altına dayalı yeni bir para biriminin konuşulduğunu görebilirsiniz. Türkiye, bunun bir parçası olabilir ve Batı yaptırımlarına karşı dokunulmaz hale gelir. Ankara’nın açısından, orta ve uzun seviye düşünmek gerekiyor. Ve tüm imkanlar burada, Avrasya’da.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала