İsrail'in nükleer silahlara sahip olup olmadığına dair uluslararası denetleme mekanizması mümkün mü?
© AFP 2023Atom Bombası
© AFP 2023
Abone ol
Özel
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre Türkiye, İsrail'in nükleer silahlara sahip olup olmadığının doğrulanması için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) başvurmayı planlıyor.
Rusya da, Orta Doğu ülkelerinde nükleer silahların varlığını doğrulamak için bir tür uluslararası denetim mekanizması oluşturma fikrine sıcak bakıyor.
Peki Batı'nın İsrail'e verdiği destek dikkate alındığında böyle bir mekanizmanın oluşturulabilmesi mümkün mü?
Sputnik’e konuşan Rusya Ulusal Araştırma Üniversitesi İktisat Yüksek Okulu Dünya Ekonomisi ve Dünya Siyaseti Fakültesi Öğretim Görevlisi, ve aynı zamanda Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı Grigory Lukyanov, Orta Doğu'da kitle imha silahlarından (KİS) arındırılmış bir bölge yaratma sürecinin ilerletilmesi yolunda mevcut zorluklara dikkat çekti.
Sözlerine, “Erdoğan'ın bu açıklaması Türkiye'nin niyetinin ciddiyetini ortaya koyuyor” diyerek başlayan Lukyanov, aynı zamanda, Orta Doğu'da kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge yaratma sürecinin ilerleyişini büyük ölçüde zorlaştıran sert gerçekler de olduğunun altını çiziyor.
Uzman, ayrıca, bölgenin nükleer silahlardan arındırılması ihtimalini değerlendirdiği konuşmasında, “UAEA'nın fiili yetkileri ve BM Güvenlik Konseyi'nin bu konudaki tutumu dikkate alınmalı. Ortadoğu'da kitle imha silahlarından arınmış bir bölgenin yaratılmasına ilişkin son BM Güvenlik Konseyi kararı, 1995 yılında kabul edildi. Aslında bu, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri arasında bu konuda fikir birliğine varıldığı son toplantıydı. Ve 1995 yılındaki bu karar, Batılı devletler tarafından savunulan İsrail'in spesifik talep ve istekleri dikkate alınarak kabul edilmişti” ifadelerini kullandı.
Şu anda İsrail'in nükleer silahlara sahip olup olmadığını kontrol edecek hiçbir kontrol mekanizmasının bulunmadığına inanan Lukyanov, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Orta Doğu'da KİS'lerden arınmış bir bölge yaratmayı ve kontrol mekanizmalarını uygulamaya koymayı amaçlayan girişimlerin geliştirilmesi için bir konferans düzenlemeye yönelik daha sonraki girişimler, çeşitli aktörlerin uzlaşmaz konumu nedeniyle çıkmaza girerken, bölgedeki birçok çatışmanın çözülmemiş doğasıyla da karşı karşıya kaldı. İsrail'in nükleer silah kontrolü meselesini bölgesel güvenlik meseleleriyle ilişkilendirme arzusu, Rusya ve BM Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerinin bölgede daha öngörülebilir ve anlaşılır bir kontrol sistemi inşa etme yönündeki girişimlerini durma noktasına getirdi. Yani ne böyle bir sistem ne de Ortadoğu'da KİS'lerden arınmış bir bölgenin kurulması söz konusu. Sonuç olarak, UAEA'nın, bu alanda herhangi bir anlaşma imzalamamış olan İsrail'in isteklerine aykırı olarak herhangi bir denetleme önlemi alma konusunda gerçek bir yeteneği yok.”
Rus uzman, böyle bir yetkiye sahip olmayan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, devam eden olaylarla ilgili yalnızca ‘endişeli bir yorumcu’ olarak kendi değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşacağını belirtirken, ancak sürece gerçekten müdahale etmeyeceğinin altını çizdi.
“Dolayısıyla bu gibi durumlarda İsrail'in nükleer silahlar ve kitle imha silahları alanında herhangi bir yükümlülüğünden bahsetmeye gerek yok” diyen Lukyanov, dünya ve bölge siyasetindeki kilit aktörler arasında görülen uzlaşma eksikliğinin, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılmasının önündeki temel engel olduğuna vurgu yaptığı demecini şu şekilde sonlandırdı:
“Bu da bugün İsrail'i bu tür bir denetlemeyi kabul etmeye ve bunun uygulanmasını kolaylaştırmaya zorlayabilecek hiçbir mekanizmanın olmadığı anlamına geliyor. Mevcut durumda, bana öyle geliyor ki Ortadoğu'nun gerçek anlamda nükleer silahlardan arındırılması meselesi uluslararası toplumun gündeminde değil. Çünkü bu alanda somut bir ilerleme yok. Bölgenin üçüncü dünya savaşının eşiğinde olduğu ile ilgili tutkulu beyanlara ve çeşitli tahminlere rağmen, önemli küresel ve bölgesel oyuncuların uzlaşmaya hazır olduğuna inanmak için gerçek bir neden göremiyorum. Uzlaşma eksikliği, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılması yolunda temel bir engeldir.”