'Kiev’de darbeyi yapanlar; finans ve silah sağlayanlar tartışmasız Batı ülkeleriydi'
17:00 23.11.2023 (güncellendi: 13:30 25.11.2023)
Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Okay Deprem’e göre, 21 Kasım 2013’te başlayan Meydan olaylarında darbeyi yaptıranlar tartışmasız Batı ülkeleriydi. Deprem, Donbass’ın direnişi ve 8 yıllık savaştaki can kayıplarını anımsattı. Rusya’nın 2022’de başlayan özel harekatında ise Batı desteğine rağmen Kiev’in başarısızlığı, ağır kayıpları ve çatışmaların Ukrayna’ya bedeline işaret etti.
Dünyanın dikkati Ortadoğu’da İsrail-Filistin kapışmasına çevrilmişken, Ukrayna’da işler kolektif Batı için hiç de yolunda gitmiyor. Kiev’deki Zelenskiy yönetiminin 4 Haziran’da başlattığı taarruzun sonu ilan edilmedi ama tüm cephelerde başarısızlık ortada görünüyor. ABD ve AB’nin savaşın mütemadiyen devamı için ayırabilecekleri askeri kaynakları sınırlandırmak zorunda kalmaları eşliğinde durum Batı medyasında artık açıkça ‘çıkmaz’ olarak nitelendiriliyor. Kiev’de Neonazi banderacıları iktidara getiren sürecin tetiklendiği Meydan Darbesi’nin 10. yıldönümünde sıkıntılı bir görünüm var.
ABD ve AB’nin 21 Kasım 2013’te Kiev’de tetikledikleri ve Donbass’taki Ruslar ve Rusça konuşan nüfusun direnişi eşliğinde başlayan süreç ve sekiz yıl sonra gelen Rusya’nın özel askeri harekatındaki son durumu Donetsk’ten gazeteci ve yazar Okay Deprem ile konuştuk.
‘Batı’ya elini veren kolunu kaptırır. Ukrayna da aynen bunu yaşadı’
Okay Deprem’e göre 2013’te Kiev’de başlayan Meydan kalkışması, ince bir şekilde planlandı ve adım adım büyütüldü. Ukrayna’nın Rusya ile ekonomi dahil derin bağlarına işaret eden Meydan, dönemin başkanı Yanukoviç’in kendisine dayatılan Avrupa seçeneğini kabul etmemesiyle harekete geçildiğini vurguladı:
“Meydan Darbesi 10 yılını geride bıraktı. Hadiseler ilk 2013’ün ekim sonu Kiev’de patlak vermişti. Patlak verme tabiri bile ağır kaçar. Görünüşte çok ufak tefek olaylar zinciri şeklinde başlamıştı. Tırnak içinde öğrencilerin gösterileri, boykotları vs. oldu. Adım adım büyütüldü ve bu noktalara gelindi. Başlangıçta amiyane tabiriyle şunu söylemek isterim: Batı’ya elini veren kolunu kaptırır. Ukrayna da aynen bunu yaşadı.
Her şey görünüşte hakikaten masumane başladı. O dönemde başkan olan Yanukoviç’ten Avrupa Birliği ile bir anlaşma imzalanması isteniyordu. Muhalefet gibi gözüken güçler bu temelde bastırıyordu. Tabii ülkenin Rusya ile ciddi bağları ve ekonomi ve enerji başta olmak üzere her açıdan birçok çıkarı vardı. Ukrayna hükümeti ve devlet başkanı, olayın artılarını ve eksilerini değerlendirdi, Rusya tartışmasız ağır bastı. Her daim olduğu gibi Ukrayna o dönem de ihracatının büyük kısmını Rusya Federasyonu’na yapıyordu. Gazı da çok ucuz temin edebiliyordu. Rusya’nın geri kalan mamullerini de temin etmekte uygun şartlara sahipti. Yanukoviç AB ile ortaklık anlaşmasına karşı olunca, muhalefet bahane etti.”
Her şey görünüşte hakikaten masumane başladı. O dönemde başkan olan Yanukoviç’ten Avrupa Birliği ile bir anlaşma imzalanması isteniyordu. Muhalefet gibi gözüken güçler bu temelde bastırıyordu. Tabii ülkenin Rusya ile ciddi bağları ve ekonomi ve enerji başta olmak üzere her açıdan birçok çıkarı vardı. Ukrayna hükümeti ve devlet başkanı, olayın artılarını ve eksilerini değerlendirdi, Rusya tartışmasız ağır bastı. Her daim olduğu gibi Ukrayna o dönem de ihracatının büyük kısmını Rusya Federasyonu’na yapıyordu. Gazı da çok ucuz temin edebiliyordu. Rusya’nın geri kalan mamullerini de temin etmekte uygun şartlara sahipti. Yanukoviç AB ile ortaklık anlaşmasına karşı olunca, muhalefet bahane etti.”
‘Kiev’de darbeyi yapanlar, yaptıranlar ve destekleyenler; finans ve silah sağlayanlar, tartışmasız Batı ülkeleriydi’
Deprem, darbeyle devrilen dönemin Ukrayna Başkanı Yanukoviç’in maruz kaldığı ciddi baskılara işaret etti. Batı bağlantılı sayısız vakıf ve uluslararası oluşumun yanı sıra doğrudan ABD, İngiliz Fransız, Alman ve Polonya devlet kurumlarının rol oynadıklarını belirten Deprem, AB’nin ise olayları teskin için bizzat altına imza attığı anlaşmayı ertesi günkü darbe ile çöpe attığını anımsattı:
“Muhalefetin arkasındaki güçler, çok kısa süre içerisinde gerçek yüzlerini gösterdiler. Avrupa Birliği ile bağlantılı çok sayıda vakıf, uluslararası oluşum ve doğrudan Amerikan-İngiliz-Fransız-Alman-Polonyalı devlet kurumları vardı arkalarında. Olayların nihai sahnesinden hemen önce çok kritik bir gün yaşandı ve hafızalara kazındı. Ve hala Rusya başta olmak üzere birçok devlet hatırlatıyor bunu. Fransa, İngiltere, Polonya gibi ülkelerin dışişleri bakanlarının devreye girmesiyle, Yanukoviç ve muhalefet arasında görünüşte bir antlaşma imzalandı. Buna taraf olan bizzat Batı’ydı. ABD Büyükelçisi de işin içindeydi. Bu anlaşma neydi? Ülkede bir an önce seçimlere gidilmesi yönünde mutabakata varılmıştı. Buna rağmen, ertesi gün, Kiev’de darbe oldu. Bu darbeyi yapanlar, yaptıranlar ve destekleyenler; finans ve silah sağlayanlar, tartışmasız Batı ülkeleriydi. Onların fonları, vakıfları, dernekleri vs. darbeyi destekledi.”
‘Darbe yönetimi ilk iş Rusçayı yasakladı, Ukrayna ordusu askeri müdahaleye geçti’
Kiev’de iktidarı ele geçiren darbecilerin ilk işinin Rus dilini kamusal dil olmaktan çıkarmak ve Rus kültürüne yönelik baskıcı uygulamalara yönelmek olduğunu anımsatan Deprem, bunun büyük infial yarattığını vurguladı. Deprem, Kırım’da düzenlenen referanduma dikkat çekti:
“Kısa süre içinde Kırım’daki hadiseler başladı. Ve Donbass olayları başladı. Bizzat Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Donbass’a askeri müdahalesi geldi. Ukrayna’da iktidara gelen darbe hükümetinin yaptığı ilk uygulama, Rus dilini, devlet, eğitim ve kamusal dil listesinden çıkartmak oldu. Yani bu alanlarda Rusçanın kullanımı yasaklandı. Ve Rusça, bugün de olduğu gibi, Ukrayna’nın yarısının anadiliydi. İki anadilden biriydi. Bu çok büyük bir infial yarattı. Arkası da geldi. Yine aynı darbe iktidarı, başta Kırım olmak üzere, Rus kültürü aleyhine uygulamalar hayata geçirmeye başladı. Olaylar neden Kırım’da patlak verdi? Çünkü Kırım, etnik Rusların en yoğun yaşadığı yerdi. Rusya’nın askeri üssü de orada ve Rusya kırmızı çizgisi olduğunu belirtti. Ve Rusya, bir şekilde Kırım’ın bağımsızlık sürecini destekledi ve arkasında durdu. Kırım, çok yüksek katılımlı bir referandum neticesinde, çok yüksek bir ‘evet’ oy oranıyla Rusya’ya bağlandı.”
‘Ukrayna ordusu, birçok şehri ve yerleşim birimini vurdu. Birçok çocuk öldü’
Kırım’ın ardından Donbass halkının Kiev’deki darbeyi tanımamasıyla 2014’te hızlanan protestolara atıf yapan Deprem, buna karşılık Ukrayna ordusunun askeri müdahalesinin geldiğini söyledi. Deprem 2022’deki özel harekata kadar pek çok sivilin ve çocukların hayatını yitirdiğini anımsattı:
“Donbass, Kırım’dan sonra, etnik Rusların ve Rusça konuşan nüfusun, yani üst kimliği Rus olan ve Sovyet geçmişi kuvvetli olan bir bölge. Hem Donetsk hem Luhansk... Bugün de öyle. O dönem Donbass’ta çok ciddi gösteriler başladı. Mitingler vardı. 2014 Nisan’ında olaylar sertleşti. Çünkü Lugansk ve Donetsk’te yerel güçler, yerel organları, il ve kent meclisleri, kamu binalarını ele geçirdi. Kiev’deki darbe hükümeti ve darbeyi tanımak istemeyen Donbass’taki yerel yönetim arasında gerginlik had safhaya çıktı. O zaman olmayan devlet başkanının sözde temsilcisi Oleksandr Turçinov devreye girdi. Anayasaya aykırı olarak Turçinov, devlet başkanlığına vekillik yaptı. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Donbass’a silahlı müdahalesi sonrasında çatışmalar tüm bölgeye yayıldı. Çatışmalar mayıs-haziran sürecinde tüm bölgeyi sarmıştı. Sonra Minsk antlaşmaları imzalandı. 2015’te nihayet İkinci Minsk ile ateşkes ilan edildi. Rusya’nın arabuluculuğuyla da çatışmalar biraz durulur gibi oldu. Temenniler bu yöndeydi. Fransa ve Almanya’nın öncülüğünde Normandiya Dörtlüsü ortaya çıktı. Ama Donbass için temel gerçek değişmedi. Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri adlı de fakto bağımsız yapıların sınır boylarında çatışmalar hep devam etti. Bu geniş bölgede Ukrayna ordusu, birçok şehri ve yerleşim birimini vurmaya devam etti. Aradaki dönemde binlerce kişi hayatını kaybetti. Onlarca çocuk öldü. Ve en nihayetinde bugün savaş sürecine geldik.”
‘Ukrayna ordusunun, en iyimser tahminlere göre, ölü, yaralı ve sakat kaybı 1 milyonun üzerinde’
Deprem, Donbass’taki özel harekatın son durumunu da değerlendirdi. Kiev’in 4 Haziran’da keşif ve sızma girişimleri ile başlattığı taarruzun sona erdiğini ve Rusya’nın Avdiivka cephesindeki etkinliğini vurgulayan Deprem’e göre, Kiev güçleri büyük yenilginin eşiğinde. Deprem, çatışmanın Ukrayna’ya hem mali hem nüfus gücü olarak ağır maliyetlerine de dikkat çekti:
“Bulunduğum yer Avdiivka cephesine 25-30 kilometre mesafede. Cephe hattının dibindeyiz. Donetsk, ağırlıklı olarak Avdiivka’dan vuruluyordu. Son 1.5 yılı çok kısaca özetleyecek olursak, Ukrayna için korkunç bir yıkım oldu. Dünya son yıllarda böyle büyük çaplı bir savaş yaşamamıştı. Ukrayna ordusunun, en iyimser tahminlere göre, ölü, yaralı ve sakat kaybı 1 milyonun üzerinde. En az... Bu rakamlar Batılı kimi kaynaklar tarafından da teyitli.
Ukrayna’dan zaten son yıllarda korkunç boyutlarda bir göç olmuştu. Ülke ciddi anlamda boşalmıştı. 2022 Şubat arifesinde 40 milyonlardan 30 milyonlara inmişti. Sonrasında milyonlarca insan daha göç etti. Büyük kısmı Avrupa’ya gitti; önemli bir kısmı çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyor. Kırım ve Donbass’ı çıkarttığımızda, Ukrayna’da 20 milyon insan ya kaldı ya kalmadı. SSCB’nin 1990’daki nüfus sayımına göre Ukrayna’nın 52 milyona yakın nüfusu vardı. O dönemki nüfus yoğunluğu, Türkiye’den bile fazlaydı. Şimdi Batı ülkelerinin Ukrayna’ya yaptığı toplam yardım, askeri başta olmak üzere, 250 milyar doları geçti. Bu savaş, Batı’yı da mali olarak yıprattı. Bu yardımın ezici çoğunluğu ABD’den sağlandı. Tabii İngiltere, Almanya gibi Avrupa devletlerinin de çorbada az tuzları olmadı. Şimdi savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Yüzlerce kilometrelik cephe hattının onlarca noktasında çatışmalar sürüyor. Son dönemde bunların merkezi Avdiivka cephesi ve kısmen Zaporijya eyaleti ve Donetsk’in birkaç noktası. Avdiivka’da aylardır beklenen halka kapanmak üzere. Tarih tekerrürden ibaret midir bilinmez aynı çemberi 2014-2015 süreçlerinde görmüştük.”
Ukrayna’dan zaten son yıllarda korkunç boyutlarda bir göç olmuştu. Ülke ciddi anlamda boşalmıştı. 2022 Şubat arifesinde 40 milyonlardan 30 milyonlara inmişti. Sonrasında milyonlarca insan daha göç etti. Büyük kısmı Avrupa’ya gitti; önemli bir kısmı çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyor. Kırım ve Donbass’ı çıkarttığımızda, Ukrayna’da 20 milyon insan ya kaldı ya kalmadı. SSCB’nin 1990’daki nüfus sayımına göre Ukrayna’nın 52 milyona yakın nüfusu vardı. O dönemki nüfus yoğunluğu, Türkiye’den bile fazlaydı. Şimdi Batı ülkelerinin Ukrayna’ya yaptığı toplam yardım, askeri başta olmak üzere, 250 milyar doları geçti. Bu savaş, Batı’yı da mali olarak yıprattı. Bu yardımın ezici çoğunluğu ABD’den sağlandı. Tabii İngiltere, Almanya gibi Avrupa devletlerinin de çorbada az tuzları olmadı. Şimdi savaş tüm şiddetiyle devam ediyor. Yüzlerce kilometrelik cephe hattının onlarca noktasında çatışmalar sürüyor. Son dönemde bunların merkezi Avdiivka cephesi ve kısmen Zaporijya eyaleti ve Donetsk’in birkaç noktası. Avdiivka’da aylardır beklenen halka kapanmak üzere. Tarih tekerrürden ibaret midir bilinmez aynı çemberi 2014-2015 süreçlerinde görmüştük.”
‘Mariupol’de benzerini gördüğümüz bir süreç yaşanıyor’
Avdiivka’nın da tıpkı Mariupol gibi yeraltı komplekslerine sahip dev bir fabrikaya ev sahipliği yaptığını belirten Deprem, bölgenin alınmasını kaçınılmaz görürken, bu durumda Donetsk’in kuzey hattının Rusya Silahlı Kuvvetleri için açılacağını ifade etti:
“Açıkçası Avdiivka’daki sonuç büyük ihtimalle belli oldu. Sonuç kaçınılmaz. Her şey zaman meselesi. Yalnız birkaç ayı daha bulabilir. Çünkü orada, Mariupol’de benzerini gördüğümüz bir süreç yaşanıyor. Avdiivka’da bölgenin en büyük kimya fabrikası var. Çok büyük bir alana yayılıyor. SSCB döneminde, tıpkı Azovstal’daki gibi, sığınakları ile yeraltına doğru derinlemesine inşa edilmiş bir yapı. Çok ciddi korunakları, beton blokları var. Ukrayna ordusu yıllardır orayı bir kaleye dönüştürmüştü. Orada çok ciddi kayıp verdiler. Avdiivka da çok ufak bir şehir sayılmaz. Hem geniş bir alana yayılıyor hem de etrafında çok fazla yerleşim birimi var. Ukrayna, burada binlerce asker kaybetti. Tabii diğer tarafta da kayıplar var. Fakat kıyasladığınızda hem savaşçı sayısı hem de tüm ağır silah üstünlüğü bakımından Rusya çok ağır basıyor. Ukrayna, çok az uçağı kalmış olsa da arada jetleri kullanıyor. Geçenlerde bir Mig-29 düşürüldü mesela. Fakat hava hakimiyeti Rusya’nın. Sahadaki durumu topçular, yakın mesafe harbi, istihbarat savaşları ve dronlar belirliyor. Bizim SİHA dediğimiz bu araçları iki taraf da sık kullanıyor. Avdiivka, en geç bu kış neticelenecek gibi. Oradakiler ya hayatını kaybedecek ya da büyük ihtimalle Mariupol’deki gibi teslim olacaklar.
Tabii Avdiivka’dan sonra Donetsk’in kuzeyinde ciddi yerleşim birimleri var. Burada ciddi kara savaşları başlamadı. Kramatorsk, Kostantinovka, Krasnarmes gibi birçok kent var. Dolayısıyla Avdiivka’dan sonra cephe hattının çok hızlı bir şekilde oraya ilerlemesi bekleniyor. Avdiivka, 1.5 yıllık savaşın çok önemli kilometre taşlarından biri olacak gibi gözüküyor. Ardından Rusya’nın topyekun karşı taarruzunun başlamasının önemli işaretlerinden biri olacak.”
Tabii Avdiivka’dan sonra Donetsk’in kuzeyinde ciddi yerleşim birimleri var. Burada ciddi kara savaşları başlamadı. Kramatorsk, Kostantinovka, Krasnarmes gibi birçok kent var. Dolayısıyla Avdiivka’dan sonra cephe hattının çok hızlı bir şekilde oraya ilerlemesi bekleniyor. Avdiivka, 1.5 yıllık savaşın çok önemli kilometre taşlarından biri olacak gibi gözüküyor. Ardından Rusya’nın topyekun karşı taarruzunun başlamasının önemli işaretlerinden biri olacak.”
‘Rusya’nın yeniden inşada en çok yoğunlaştığı yer tartışmasız Mariupol’
Ukrayna’daki darbe hükümetinin yıllarca Kırım’ın suyunu ve enerjini kestiğini anımsatan Deprem, Rusya’nın özel harekatıyla bölge için işlerin değiştiğini vurguladı. Donbass’ta çatışmalarda kontrol altına alınan yerlerde bir yandan yeniden inşa çalışmalarının yapıldığını belirten Deprem, en çok yoğunlaşılan yerin Maruipol olduğunu söyledi:
“Kırım Ukrayna’nın ablukası altındaydı. Su ve enerji kesilmişti. Ukrayna 2015’te Kırım’a giden su kanalını tamamen kapatmıştı. Bu kanal Ukrayna ordusunun yaz başında yıktığı Novokahovka barajı tarafından besleniyordu. Tabii Kırım su krizi içindeydi. Kırım köprüsünün açılmadığı dönemde ekonomik ambargo da etkiliydi.
Fakat köprünün devreye girmesi ile durum rahatlamıştı. Geçen yıl Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin Herson’a ilerlemesi ile birlikte, kanal tekrar açıldı ve Kırım’a su ulaştı. Kırım çok rahatladı ve bugün de oldukça iyi durumda. Ayrıca Rusya oraya sıfırdan termik santral inşa etti. Böylelikle Kırım’da işler düzeldi.
Donetsk ve Luhansk şehir merkezlerinde de ciddi bir su krizi vardı. Geçen yıl Rus ordusu ve yerel güçler, Luhansk’ın neredeyse tamamını kontrol eder hale geldi ve su krizi önemli oranda çözüldü. Fakat Donetsk’teki devam ediyor. Donetsk’i besleyen nehirler Ukrayna’nın kontrolü altında. Rusya çözüm için Rostov’dan sıfırdan su borusu projesi inşa etti. Don Nehri’inden beslenen, 100 kilometre uzunluğundaki bu hat, Donetsk şehir merkezi ve çevresine su sağlıyor. Kesintisiz değil ama günün önemli bir kısmında su var. Birkaç ay öncesine kadar, üç günde bir su verilebiliyordu. Elektrik sıkıntısı yok fakat internet sorunlu. Ukrayna ordusu baz istasyonlarını hedef alıyor. Savaş ortamı var.
Onun dışındaki Rusya yollara ciddi bir yatırım yaptı, yolları onarmaya başladı. Tabii personel sıkıntısı da var, bölge çok büyük. İnsan gücü ve uzman gücü yeterli gelemiyor ama Donbas’taki temel yollarda çok büyük bir iyileşme var. Hala yollar genişletiliyor ve otobana dönüştürülüyor. Binaların restorasyonu, sosyal kompleks, hastane tadilatı yapılıyor. Rusya’nın tartışmasız en yoğunlaştığı yer ise Mariupol. Rusya’nın özel bir hassasiyeti var. Mariupol savaşta en çok darbe alan şehir olmuştu. Oradaki yatırımlar kıyasla daha fazla. Durum bu.”
Fakat köprünün devreye girmesi ile durum rahatlamıştı. Geçen yıl Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin Herson’a ilerlemesi ile birlikte, kanal tekrar açıldı ve Kırım’a su ulaştı. Kırım çok rahatladı ve bugün de oldukça iyi durumda. Ayrıca Rusya oraya sıfırdan termik santral inşa etti. Böylelikle Kırım’da işler düzeldi.
Donetsk ve Luhansk şehir merkezlerinde de ciddi bir su krizi vardı. Geçen yıl Rus ordusu ve yerel güçler, Luhansk’ın neredeyse tamamını kontrol eder hale geldi ve su krizi önemli oranda çözüldü. Fakat Donetsk’teki devam ediyor. Donetsk’i besleyen nehirler Ukrayna’nın kontrolü altında. Rusya çözüm için Rostov’dan sıfırdan su borusu projesi inşa etti. Don Nehri’inden beslenen, 100 kilometre uzunluğundaki bu hat, Donetsk şehir merkezi ve çevresine su sağlıyor. Kesintisiz değil ama günün önemli bir kısmında su var. Birkaç ay öncesine kadar, üç günde bir su verilebiliyordu. Elektrik sıkıntısı yok fakat internet sorunlu. Ukrayna ordusu baz istasyonlarını hedef alıyor. Savaş ortamı var.
Onun dışındaki Rusya yollara ciddi bir yatırım yaptı, yolları onarmaya başladı. Tabii personel sıkıntısı da var, bölge çok büyük. İnsan gücü ve uzman gücü yeterli gelemiyor ama Donbas’taki temel yollarda çok büyük bir iyileşme var. Hala yollar genişletiliyor ve otobana dönüştürülüyor. Binaların restorasyonu, sosyal kompleks, hastane tadilatı yapılıyor. Rusya’nın tartışmasız en yoğunlaştığı yer ise Mariupol. Rusya’nın özel bir hassasiyeti var. Mariupol savaşta en çok darbe alan şehir olmuştu. Oradaki yatırımlar kıyasla daha fazla. Durum bu.”