00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:07
13 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
16 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
20:30
15 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
EKSEN
Ceyda Karan'la Eksen
16:05
85 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
YOL ARKADAŞI
MHP neden mıntıka temizliği yapıyor
17:33
87 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
Ukrayna krizi
Batılı ülkelerin Ukrayna'ya silah tedarik etmeye dönük hamleleri ülkede krizi tırmandırdı. Ukrayna ordusu, güçlerinin neredeyse yarısını ülkenin doğusundaki çatışma hattına yığdı. 2021'de Ukrayna'ya 650 milyon dolardan fazla askeri yardım sağlayan ABD, Kiev’e silah göndermeyi sürdürüyor.

Mariya Zaharova: Kiev sadece barış için çabalıyormuş gibi bir görünüm yaratıyor

© Sputnik / Kirill Zykov / Multimedya arşivine gidinRusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharov
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharov - Sputnik Türkiye, 1920, 13.09.2023
Abone ol
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Ukrayna yönetiminin sadece barış için çabalıyormuş gibi bir görünüm yarattığını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu’na katıldı. Sputnik’e konuşan Zaharova, Rusya lideri Vladimir Putin ve Kuzey Koreli mevkidaşı Kim Jong-un arasındaki görüşmeye ilişkin beklentiler, Rusya ve Ermenşistan ilişkilerindeki zorluklar ve İngiltere’nin Rusya topraklarında saldırılar hazırlayan Ukraynalı sabotajcıları eğitmesine Moskova’nın vereceği karşılık gibi konularında bilgi verdi.
- Son günlerin başlıca haberlerinden biri, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un Rusya ziyareti. Önümüzdeki müzakerelerden neler beklenebilir?
- Biliyorsunuz, Doğu Ekonomik Forumu'nun üç saat süren genel kuruluna bakıldığında asıl konunun elbette jeopolitik değişimler olduğunu düşünüyorum, bu gelişmeler sadece teoride kalmayıp, somut hatları da var. Ve dünyanın daha adil olması gerektiğine dair konuşmaların nasıl hayata geçirildiğini görüyoruz. Bu BRICS'in genişlemesidir, dedolarizasyondur, ödemelerin ulusal para birimleri üzerinden yapılmasına geçiştir, bu bir karşı sav, iyi bir şeyin alternatifi olarak değil, ABD'nin içinde bulunduğu bitmek bilmeyen krizlerden bir çıkış yolu olarak. Bugünün ana gündemi bu konulardır. Elbette bu çerçevede ikili temaslar çok önemli. Kore Yarımadası'ndaki durum da elbette bölgenin güvenliği ve istikrarı açısından kritik önem taşıyor.
Ama burada bile denizaşırı yoldaşlarımız olmadan olmuyor. Bu arada, Batı medyası tarafından her zaman olduğu gibi başlatılan tüm bu abartılı reklamın ve kamuya açık kampanyanın arkasında gerçekleri görmemiz gerektiğini defalarca söyleyen Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın, uzmanlarımızın ve diplomatlarımızın analizine minnettar olmalıyız.
Bu kişiler Kuzey Kore etrafında olup bitenlerin etimolojisini defalarca ortaya koydu. Bunun nasıl sunulduğunu ve gerçekte nasıl olduğunu, arada büyük fark olduğunu anlattılar. ABD’nin onlarca yıldır iki Kore'yi birbirine düşürmek ve normal bir anlaşmaya varma fırsatı vermeden kışkırttığı hikayenin tamamını anlattılar, bence ABD olmadan iki ülke bunu yapabilirdi.
Bu arada aynı deneyi Pekin ve Taipei için de uyguladılar. Tam işler yoluna gitmişken Wahsington müdahale etti. Şimdi burada de gerilimin tırmandığını görüyoruz. Ve bu münferit bir olay değil. Bu nedenle Asya-Pasifik bölgesinde bu aşamada ortaya çıkan tablonun elbette en önemli bileşenlerinden biri bu.
– Pandemi nedeniyle kesintiye uğrayan Pyongyang ile ikili etkileşimin ne ölçüde yoğunlaşmasını bekliyorsunuz?
- İkili etkileşim eski haline geliyor. Gerçekten de Kore Yarımadası salgını kolay atlatamadı, çeşitli nedenlerden dolayı Kore Yarımadası'nda olan her ülkenin pandemiyi ve sonuçlarını aşmak için kendine özgü yöntemleri vardı. Fakat yaşam kademeli olarak eski seyrine dönüyor. Hala çözülmesi gereken konular var ama biz, tüm bunları aşmak ve her şeyi karşılıklı saygı çerçevesinde çözmek için diplomatların ve çeşitli düzeylerdeki ülke yetkililerinin bir araya geldiği gerçeğinden yola çıkıyoruz.
Zaharova, İngiltere’nin Rusya topraklarındaki altyapı tesislerine saldırılar hazırlayan Ukraynalı sabotajcıları eğitmesine Moskova’nın nasıl bir tepki vereceği sorusu karşısnda, şunları söyledi:
- Evet, daha önce de yaptığımız gibi, sürekli olarak bu tür faaliyetlere katılmanın kabul edilemez olduğu, hem açık kanallardan kamuoyuna duyurularak hem de diplomatik kanallardan Londra'ya aktarılacak.
Batı'da ‘tahıl anlaşması’ olarak adlandırılan anlaşmanın bizim için bir paket anlaşma olan Karadeniz Girişiminin neredeyse tam bir yıl önce askıya alındığını hatırlatırım. Anımsadığınız üzere bunun nedeni, İngiltere'nin katılımıyla Rus gemilerine yönelik gerçekleştirilen sabotaj ve terör saldırılarıydı. Britanya buna doğrudan dahil oldu. İşte bu nedenle bunun ülkemize karşı hibrit savaş olduğunu söylüyoruz. İşte bu nedenle Ukrayna'yı yalnızca bir araç olarak görüyoruz ve bu konuda herhangi bir yanılsama içinde değiliz.
Mesele şu ki onlar bu yolu seçmiş bulunuyor. Hibrit savaşın, topyekun yıkımın yolunu. Ama bu yoldan artık kendileri de nasibini almaya başlıyor, zira yetiştirip besledikleri bu canavar artık dişlerini göstermeye başlıyor, onlara şimdiden şantaj yapmaya başlıyor. (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy'in The Economist'te alıntılanan açıklamaları da tam olarak bunu gösteriyor. O, eğer bir noktada ödeme yapmamaya, emrettiğiniz tüm cinayetlerin bedelini ödememeye karar verirseniz (bunu kendi sözlerimle aktarıyorum, gerçekte olduğu gibi), Ukrayna vatandaşlarının, Avrupa'daki sığınmacıların köşeye sıkıştırılacağını ve Avrupa’nın sorunlarla karşı karşıya kalacağını söyledi. Bunun Rusça çevirisi, Kiev rejiminin temsilcilerinin AB ve NATO ülkelerinde olduklarıdır ve her ne kadar sığınmacı, yerinden edilmiş kişi statüsünde olsalar da aslında Zelenskiy’in dediği gibi uyuyan hücrelerdir ve gerektiğinde devreye alınacaklar.
- Bu bir tür şantaj
- Bu daha kötüsü. Zelenskiy’in Oscar Ödülleri törenlerinde ya da Cannes Film Festivali’nde, San Remo’da asker kılığında çıkıp para ve siyasi destek talep ettiği şantaj dönemi geride kaldı. Şimdi de bu, terör faaliyetlerinin başlaması ile ilgili kesinlikle net bir taleptir. Terör faaliyetleri sadece patlamalar ve kundaklamalı sabotajlar değildir, bunun önemli bir kısmı enformasyon sabotajıdır.
Bunların aynı El Kaide veya IŞİD'in, yasaklı örgütlerin, (Usame) Bin Ladin'in veya onun yolundan yürüyen kişilerin faaliyetlerine ne kadar benzediğini görüyoruz. Zelenskiy’in bahsettiği köşeye sıkışmış Ukraynalı sığınmacıları bilmem. Sığınmacılar, güvenli olmadığı için kendi evlerini terk etmek zorunda kalan kişilerdir. Bunlar ise, kusura bakmayın ama Rus olan her şeyi ortadan kaldırma, nefretin yolunu kendileri seçti. Bu kişiler sığınmacı değil, Zelenskiy tarafından devreye alınabilecek bir takım hücreler olarak belirlenen kişilerdir. Bunların bazıları terör saldırıları yapacak. Kimileri sokaklara çıkacak, kimileri de hem şantaj, hem de nokta terör saldırısı mantığı ile AB’ ülkelerinin iç siyasi yaşamına aktif olarak katılacak. Batı 10 yıl boyunca bu kişilere bunu öğretti. Ve şimdi tüm hikaye AB’ye taşındı. Zelenskiy tam olarak bundan bahsediyor. Biz bunu anlıyoruz, fakat AB’deki sıradan insanlar anlamıyor. Ne söylediğini, neyi ima ettiğini anlamıyor.
- Yani bu bir tür ‘Maydan’ ihracı mıdır?
- Elbette, tam da budur. Bu harika karşılaştırma için çok teşekkür ederim. Aynen öyle olacak. Ama ne tarafa evrileceğini kim bilir.
Daha önce de Avrupa'da terör saldırıları olmuştu. Yeni yıl kutlamalarında veya kitlesel etkinliklerde bombaların patladığını hatırlarsınız. Tüm bunlar oldu. Bütün bunları kim yaptı? Bunun arkasında kim vardı? Onların ifadesiyle, bir zamanlar besleyip bölgelere sevkettikleri, sonra da oradan geri dönen ılımlı teröristler.
Ancak buradaki durum daha kötü. Artık sözde Ukraynalı sığınmacıların elinde, başta Avrupa Birliği olmak üzere silahlarla ilgili kendi ihraç yükümlülüklerini ihlal ederek Batılı ülkeler tarafından sağlanan silahlar olacak. Bu silahlar zaten onların elinde, çünkü bir buçuk yıldır ‘kara borsalar’ bunlarla dolup taşıyor. Zelenskiy’in satır aralarında söylediği şey budur.
Kuzey Kafkasya örneğini vereceğim. Oraya ilkbaşlarda aynı uluslararası teröristleri gönderdiler, bu kişiler kimi iktidardan, kimi ise ekonomik durumdan memnun olmayan insanları kendi saflarına çekip militana dönüştürdüler. Sonra da oraya silah, para ve iletişim araçları gönderdiler. O zamanlar noktasal teslimatlar söz konusuydu. Fakat Kuzey Kafkasya'daki militanların, uluslararası teröristlerin pek çok iletişim aracı vardı. Ellerinde uydu telefonları, gsm bağlantı, bilgisayar, her şey vardı. Bu insanlara siyasi destek te veriliyordu, aynı Zelenskiy’e verildiği gibi, bir takım ödüller vs. Elbette enformasyon desteği en az Zelenskiy'e şu anda verilen destek kadardı. Ama her şey nasıl bitti? Rusya'nın Kuzey Kafkasya'ya düzen getirmesi ve bize aşılanan bu korkunç hastalığı yenmesiyle Kuzey Avrupa, İngiltere ve Orta Avrupa da onları yine bir tür sığınmacı olarak kabul etmeye başladı. Ve iki yıl sonra, ki buna kendim tanık oldum, Batılı dışişleri bakanları, Kuzey Avrupa ve Orta Avrupa dışişleri bakanları Sergey Lavrov’un gözlerine bakarak, bu yeni oluşan ve ‘kötü davranan’ diasporalarda düzen sağlamak için yardımcı olacak uzman istediler. Lavrov, ‘Bunların bizim demokratik ülkelerimizde neler yaptıklarını biliyor musunz’ sorusuna, “Biliyorum, çünkü aynısını sizin paranızla bizde de yaptılar” yanıtını vermişti.
- ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in açıklamasına ilişkin konuşan Başkan Putin, eğer ABD Ukrayna adına konuşuyorsa, Zelenskiy'in Rusya ile müzakereleri yasaklayan kararnamesini iptal etmeleri gerektiğini söyledi. Ne düşünüyorsunuz, iptal ederler mi?
- Artık hiç kimse bunu trajik, alaycı bir şekilde gülümsemeden tartışamıyor. Görüyorsunuz ki bu, Amerikan diplomasisinin mutlak bir ikilemidir, bu şekilde davranmak utanç verici ve uygunsuzdur. Kendi insanlarının gözlerine nasıl baktıklarını bilmiyorum. Çünkü onlar bir buçuk yıl boyunca bu meselenin savaş alanında çözüleceğini, hiçbir şekilde müzakere olmayacağını, Ukrayna'nın hazır olmadığını, dünyanın hazır olmadığını veya koşulların müzakere sürecine hazır olmadığını bağırarak ve haykırarak ifade ediyordu. Tüm bunları Blinken söylemedi mi? ‘Kararnameyi iptal edebilirler mi’ şeklindeki somut sorunuza yanıt vereyim, bu yönde pratik adımlar atmaksızın barış adına çabalıyormuş gibi göstermek için bu tür safsata ifadeler üreteceklerini düşünüyorum.
Yani çelişkilerden oluşan saçma formüller üretecekler, Zelenskiy'nin barış formülü gibi, orada barışla ilgili hiçbir ifade yok, sadece güç senaryoları dile getiriliyor, ama adı ‘barış formülü’ oluyor, Ukrayna barışa hazırmış gibi bu tür formüller üretecekler.
Zelenskiy'in sözde barışçıl girişimi üzerine Cidde’de bir toplantı yapıldı. Biliyorsunuz, katılımcılar neye uğradıklarını anlayamadı. Bir şeye katıldıklarını, ancak hiç kimsenin neye katıldığını bilmediği bir duruma düştüler. Bunun da ötesinde, birçok katılımcı bir takım çalışma gruplarına katıldığını bile bilmiyordu. Hiç kimse, bu grupların sanal formatta mı, çevirimiçi konferans mı, ne şekilde kurulduğunu, onların dışında kimlerin katıldığını bilmiyordu. Hiç kimse onlara bunun ne olduğunu, neden yapıldığını, ne için yapıldığını ve nihai sonucun ne olduğunu söylemedi bile. Bu bir aldatmaca.
- Başka bir aldatmacayı da size sormak istedim, önce Ukrayna'da, sonra Romanya'da Rus insansız hava araçlarının düştüğünün iddia edildiği mistik bir hikaye. Romanya hükümeti ilk başta ‘hayır, Rus silahları Romanya topraklarını hiçbir şekilde tehdit etmiyor’ dedi, ardından Kiev'in ısrarlı talepleri üzerine tutum değiştirdiler, maslahatgüzarımız Romanya Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve protesto edildi. Bütün bunlara Rusya'nın tepkisi nedir?
- Aslında bizim maslahatgüzarlarımız ve büyükelçilerimiz bu tarzda birçok şey duymak zorunda kalıyor. Eğer Romanya bu gelişme ile gerçekten ilgilenseydi, muhtemelen biraz daha farklı davranırdı. Moldova'daki durumu körüklemezlerdi, kendi bölgelerinde provokasyonlara girişmezlerdi, bölgede istikrar ve güvenliği baltalamaktan başka bir işe yaramayan Zelenskiy rejimini siyasi ve maddi olarak desteklemezlerdi.
En kötü senaryonun gelişmesine izin vermek istemiyorlarsa Kiev rejimiyle çalışmalılar, NATO içinde çalışmalılar, Amerikalılara bölgelerindeki durumun gidişatından endişe duymaya başladıklarını anlatmalılar. Eğer gerçekten Romanya güvenlik konularında endişe duyuyorsa. Oysa bunlar, Polonya'daki hikayeye çok benziyor, hatırlayın, yaklaşık bir yıl önceydi…
- Bir traktöre isabet etmişlerdi…
- Sözde düşmüştü, sonra düşmediği, sonra tekrar düştüğü söylendi, o durumu takip etmeyi bırakmıştım. Buça’yı hatırlar mısınız peki? Ondan önce şehirde olan Rus askeri birlikler kenti terk ettiklerinde ne olduğunu hatırlayın. Buça Belediye Başkanı geldi ve kamera karşısına çıkarak her şeyin normal, şehrin kontrol altında olduğunu, insanların yaşadığını, iletişim olduğunu, altyapının çalıştığını söylemişti. Bir gün sonra Kiev, Buça’nın cesetlerle dolu olduğu şeklinde haber yayınladı, bu görseller anında tüm dünyaya yayıldı, tüm televizyonlarda hit haline geldi, birilerinin kıpırdaması, birilerinin adının olmaması, yüzünün görünmemesi önemsenmedi. Ama görüntüler dünyayı dolaştı. Şunu da söylemek istiyorum, Rusya Federasyonu birçok kez (Kiev rejimine ya da Amerikan hamilerine herhangi bir soru sormanın faydası olmadığı için) BM Genel Sekreterliğine ve bizzat Genel Sekreter’e sordu, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov belki de 30 kez, Buça’da mağdur olanların listesinin ne zaman yayınlanacağı sorusunu yöneltti.
- Listeler yok, belki onları ilgilendirmiyor.
- Listeler ya olur, ya da olmaz. Üçüncü bir alternatif yok. İlk başlarda BM Genel Sekreterliği listelerin beklendiğini söyledi. İki ay sonra listeler bir türlü gelmedi ve birileri onları internette kesin olarak gördüğünü söyledi. Bu da işe yaramadı. Ve en sonunda öyle bir argüman duydum ki nefesim kesildi. Şöyle dediler, görüyorsunuz ki bu konuya kamuoyuna açık bir şekilde değinmiyoruz. Yani bize böyle bir konunun olmadığını, herkesin bu konunun bir düzmece, bir mizansen olduğunu anladığını ifade ettiler. Dediler ki, bu konuyla ilgili bizden başka bir şey duymadığınıza dikkatinizi çekeriz. İşte böyle, işler böyle yürüyor. Bu türden ne çok provokasyon oldu.
- Bu arada Dünya Ekonomik Forumu (WEF) genel kurulunda da tartışılan başka bir konuya geçmek istiyorum: Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki gergin durum. Devlet Başkanı oldukça rahatlatıcı şeyler söyledi. Erivan yetkililerinin Rusya'ya ve şahsınıza yönelik açıklamalarının olduğu dönem bitti mi sizce?
- Kişisel nitelikteki tonaliteye, saldırganlığa ve oradaki kabalıktan ziyade, gerçek dışılığa, yanlışlığa veya gerçekleri yansımalarıyla değiştirme girişimine dayandıkları noktaya dikkat çektik. Bizim tepkimize sebep olan da buydu, bu nedenle büyükelçi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Kabullenemediğimiz şey buydu. Bizlere yönelik günlük kaba açıklamalara yanıt verecek olursak, artık çalışmayı bırakmayı, yalnızca protesto notları yazmalıyız. İkincisi bu tür kabalıklara tepki göstermek bizim tarzımız değil. Bu bizim yöntemimiz değil. Temel öneme sahip kavramları değiştirmenin söz konusu olduğu durumlar dışında, bu günlük çekişmeleri önemsemiyoruz. Ancak protesto notası ve büyükelçiyi çağırma noktasına gelen bu sert tepki, kavramların değiştirilmesinden kaynaklandı. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki haklarını tanıyan Rusya değil, bunu yapan Ermenistan liderliğiydi. Buna nasıl tepki vereceğine karar vermek onlara, yani Ermenistan halkına kalmış. Ancak Erivan'da alınan kararların suçunu ve sorumluluğunu Rusya'ya yüklemeye gerek yok. Rusya hiçbir zaman Ermenistan'ın düşmanı olmadı ve olmayacak. Birçok nedenden dolayı. Bir şeyler yolunda gitmediğinde veya ters gittiğinde suçlayacak birini bulmanın cazip olduğunu anlıyorum, ancak bu özel durumda değil. Çünkü bu çok vahim sonuçlara yol açabilir. Bu Ermenistan için tehlikelidir.
- Avrupa Komisyonu'nun Rusların kişisel eşyalarını yanlarında götürmeyi yasaklaması olayı hangi kategoriye giriyor ve buna yanıt vermeye değer mi? Önemsenmemeli mi, yoksa buna tepki vermemiz mi gerekiyor?
- Bu, ülkemize karşı uygulanan yaptırımların bir tür yeni yorumu ve yaratıcı bir şekilde yeniden değerlendirilmesidir, bu artık saçmalığın sınırında değil, çok ötesinde bir durumdur. Anladığımız kadarıyla bu, bazı temsilcilerin belgeye dayalı biçime sahip öznel vizyonudur. Daha önce de vurguladığım gibi, bu ırkçılığın başka bir tezahürüdür. Birileri çıkıp hayır, ırkçılık başka bir ırkın temsilcilerinin dövülmesi ya da linç edilmesidir diyebilir. Hayır. Irkçılık, bir ırkın diğerine hakim olması yoluyla kendini gösterdi ya da uygulandı: köleleştirme, köle ticareti, emperyalizm, kaynakların sömürülmesi, Nazizm, faşizm, gizli ırkçılık vb. Bu sadece insanların teninin rengine veya ait olduğu ülkeye göre yapılan bir ayrımcılık değil. Bu, özünde acı verici bir tezahürü olan, çok hızlı bir şekilde büyüyen ve herkesin karşısında hizaya girmesi gereken ‘üstün insanların’ olduğu gerçeğine dayanan derin ve sağlıksız bir felsefedir.
- Tepki verecek miyiz?
- Bunun çözüme kavuşturulması gerekiyor. Ve eğer herhangi bir tepki olacaksa bu ancak departmanlar arası mutabakat sonrasında olacaktır. Ancak tüm bunların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini anlamamız gerekiyor. Her zaman sağduyunun bunları tamamen terk etmemesi gerektiği gerçeğinden hareket ediyoruz. Geri adım attıkları ya da yanlış anlaşıldıklarını söyledikleri durumlar da oldu.
– Geçtiğimiz günlerde RIA Novosti muhabirleri ve ülkemizden diğer gazetecilerin G20 zirvesi sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Hindistan'daki basın toplantısına katılmalarına izin verilmedi ve gazetecilerimizin yanında yer aldınız. Bugün Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan buna tepki geldi. Sözlerinizi abartı olarak nitelendirdiler.
– Her zaman Fransa'nın büyük bir güç olduğunu söylerdim. Belki de abartmışım. Ancak Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın bu kesinlikle tuhaf açıklaması karşısında onlara yaratıcı ilhamlar diliyorum. Bunu tüm içtenliğimle diliyorum çünkü daha ilginç bir şeyler bulmaları gerekiyor. Rusya Gazeteciler Konseyi de buna yanıt verdi. Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın tutumu karşısında aşırı şaşkınlık duyduklarını ifade ettikleri bir bildiri yayınladılar. Paris'te doğrudan Russia Today, Sputnik ve RIA Novosti aracılığıyla meslektaşlarınıza yapılanları çok az kişi deneyimledi. Gazetecilerin uzun yıllar boyunca Macron ve diğerlerinin basın toplantılarından dışlanması, kabul edilmemesi ne anlama geliyor? Davetiye gönderiyorlar, gazeteci akreditasyondan alıyor, ancak fiziki olarak içeri giremiyor. Rus gazeteciler Paris'te,uzlaşmayı kabul etmeyince baskılara maruz kalmaya başladılar. Genel olarak iyinin ve kötünün sınırlarını aşan vakalar yaşandı. ‘Sarı yelekliler’ gösterisini takip eden ve gazetecilik rutininden başka hiçbir şey yapmayan RIA Novosti muhabiri Viktoria İvanova'nın kafasına copla vurdular. Şikayette bulundu, kanıtlar sundu ancak birkaç ay sonra kendisine olayın koşullarını belirleyemedikleri için değerlendirmenin reddedildiği söylendi.
– Video görüntüleri ve bunu Fransız kolluk kuvvetlerinden bir görevlinin yaptığına dair hiçbir şüphe olmamasına rağmen.
– Bu nedenle, Russia Today gazetecilerinin Fransa Dışişleri Bakanlığı'na söyleyecekleri sözleri olacağından eminim, çünkü bu sinizmdir. Ama bu aynı zamanda yüzde 100 ırkçılığın da bir tezahürüdür. Bunun ırkçı olduğunun kanıtı nedir? Sonuçta, bazen insanlar hatalı oldukları için ya da kasıtlı ya da kasıtsız olarak kırdıkları için özür dilerler. Bazen insanlar başkaları onlara küstüğü için kırılırlar. Aradaki farkı anlayabiliyor musunuz? Bazen haklı olduğunuz halde özür dilersiniz, Bu özür yoluyla dostluk, yardım ve karşılıklı anlayış elini uzatma fırsatıdır. Bu nedenle, bu olaydan dolayı özür dilemek veya pişmanlığınızı dile getirdikten sonra geleceğe bakmak ve artık birbirimize karşı kin ve öfke beslememeyi öneriyoruz.
- Ve bunu tekrarlamamak.
Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın tam olarak bunu söylemesine engel olan neydi? Sadece bu olaydan duyulan üzüntüyü dile getirmek. Bu kadar. Üstelik bununla bilgelik göstermiş olacaklardı diye düşünüyorum. Ama görünen o ki, öne sürdükleri iddiaları kanıtlayamıyorlar. Ve bu nedenle bu formülasyonları geliştirirken tuhaf ve çılgın bir yol izliyorlar. Ortada gazeteci var ve etkinliğe katılmasına izin verilmediğine dair belge ve deliller var. Elysee Sarayı ve Fransız yetkililerin uzun yıllardır Rus medyasına karşı bu şekilde davrandığına dair belgeli kanıtlar var. Milliyet temelinde mutlak bir ayrımcılık hissi. Neden bir pişmanlık kelimesi bile ağızlarından çıkmıyor? Çünkü bunun da nedeni ırkçılık. Farklı tezahürleri olan içsel ırkçılık.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала