Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Tonbul: Hükümet masada avucu açık oturmalı

“Enflasyonun yüksek çıkması istediğimiz bir şey değil. Biz zam istemiyoruz aslında, enflasyon karşısında gelirimizin korunmasını istiyoruz. Ortamda bir enflasyon var, memurlar toplu sözleşme pazarlığına giriyor ve zam istiyorlar. Şimdi bunun adına zam mı diyelim, kendimizi koruma mı diyelim? Adlında biz kendimizi korumak istiyoruz. Şu an Ankara’da simit 10 lira.”

“Biz bu sene taleplerimizi dönüştürdük. Enflasyon miktarı kadar verilen zam zam değildir. Bu bir sıfırdır. Biz insanız, insanlar gelişiyorlar, ihtiyaçları farklılaşıyor zaman göre. Dolayısıyla o farklılaşan dünyada onların da refah seviyesinin artırılması ve büyümeden pay alması lazım. Onun için biz 3 aylık dilimlere böldük. İlk 3 ayda yüzde 25 talep ediyoruz. Enflasyonu hiç tutturamadınız, tahminleriniz de, hedefleriniz de tutmuyor. Artı 10 puan refah payı istiyoruz. Sonraki 3 ay eğer enflasyon yüzde 35’i geçerse enflasyon farkını ödeyin. Geçmezse ödemiyorsunuz. İkinci 3 ay da yüzde 10 istiyoruz. Bunun da makul olduğunu görüyoruz. 2023’ün hedefi 58 olarak açıklandı zaten. Enflasyonu buraya getirmek çalışanların suçu değil.”

“Bir diğer konu da bu zamların emekliye yansıması lazım. Cumhurbaşkanının seçimlerden hemen önce Mayıs ayında vermiş olduğu bir söze istinaden 8077 lira bir seyyanen zam ve yüzde 17’lik de zam yapıldı. Bu emeklilere yüzde 25 olarak yansıdı. Siz diyelim ki bir memursanız, görev aylığı 22-23 bin lira alıyorsanız emekli olduğunuzda yüzde 60 kesiliyor, yüzde 40’ı yani 9-10 bin lira civarında bir ücret alıyorsunuz. Eskiden emekliye yüzde 75’i kadar aylık bağlanırdı. Ama sistemin dışına çıkarıldı. Bir diğer konu da sosyal yardımlar. Bunlar da emekliye yansıtılmıyor.”

“Çarşı pazarın enflasyonuyla TÜİK verilerinin enflasyonu arasında da baya fark var. Bir güven sarsılması da vardı. Bugün enflasyonun bu kadar açıklanması bu güveni tekrar yerine getirdi. Olanı vatandaşı anlatmak ona göre de tedbir almak lazım. Vatandaş çarşıya, pazara çıkıyor.”

“Memur-Sen olarak bu sene diyoruz ki ‘Evet, ülkemiz savaşlardan, depremden etkileniyor. Elbette yaraları saracağız. Ama bunları kalkındırırken diğer yerlerdeki insanlarımızı da ölüme veya açlığa terk etmemiz mümkün değil. Kamu kesimindeki arkadaşların ücretlerini makul bir seviyeye çekeriz, ondan sonra sıkı para politikası uygulayacaksak uygularız. Önce adaleti sağlayalım, biz adalet istiyoruz. Kamuda çalışan iki farklı statüdeki arkadaşlara birine kepçeyle, birine çay kaşığı ile verildiği zaman burada adalet sağlanmaz.”