Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'yi ihracatta tarihin en büyük başarılarıyla tanıştırdık
15:15 17.06.2023 (güncellendi: 17:32 17.06.2023)
© AA / Arif Hüdaverdi YamanCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
© AA / Arif Hüdaverdi Yaman
Abone ol
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün dünyanın en ücra köşelerinde bile 'Türk Malı' damgalı ürünlerimiz varsa bunda en büyük pay sahibi ihracatçılarımızdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 30. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'ndeki konuşmasında, burada bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, genel kurulun hayırlara vesile olmasını diledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak tüm ihracatçılarla gurur duyduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin ticaret diplomasisinin akıncıları konumundaki siz kardeşlerimle iftihar ediyorum. Sizler sadece birer iş insanı değilsiniz. Aynı zamanda milletimizin yüz akı, övünç kaynağısınız. Her biriniz Türk ekonomisinin üretim kapasitesinin giderek artan sembollerisiniz. Sağladığınız istihdamla yaptığınız ihracatla yerli ve milli tarifimizin adeta vücut bulmuş halisiniz. Bugün dünyanın en ücra köşelerinde bile 'Türk Malı' damgalı ürünlerimiz varsa bunda en büyük pay sahibi ihracatçılarımızdır. Türkiye'ye inandığınız, Türkiye'ye güvendiğiniz, Türkiye'nin potansiyelini değerlendirip ekonomimize omuz verdiğiniz için hepinize minnet ifade ediyorum."
'Ülkemize yatırım çekmek için daha önce gidilmedik yerlere gittik'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gün oldu tır şoförlerimizin karne sorunlarını çözdük. Gün oldu işçilerimizin vize ücretlerini hal yoluna koyduk. Gün oldu firmalarımızın birikmiş alacaklarının tahsilini gerçekleştirdik. Gün oldu gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması için temaslar yürüttük. Gün oldu serbest ticaret anlaşmalarıyla ticaretimizin önündeki engelleri kaldırdık. Gün ordu sizlerle birlikte yeni pazarlar bulmak için ülke ülke dolaştık. Ülkemize yatırım çekmek için daha önce gidilmedik yerlere gittik. Sizlere yardımcı olmak adına uzak yakın gece gündüz demeden koştuk. Çalıştık, ter döktük ve bu yeni dönemde de hiç beklemeden adımlarımızı attık ve süratle ziyaretlerimize başladık."
Erdoğan, deprem felaketi sonrasında dahilde işleme izinlerinde ek süre düzenlemesinden deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneği verilmesine, afet bölgesinde yatırım teşvik belgelerinin süresinin 3 yıl uzatılmasından Cazibe Merkezleri Programı'na dahil edilmesine, KOBİ tanımındaki üst limitin 250 milyondan 500 milyon liraya çıkarılmasından asgari ücret desteğinin uzatılmasına kadar kendilerine iletilen taleplere olumlu cevap verdiklerini aktardı.
Bunların dışında ihracatçılardan gelen ülkenin dış ticaretine ivme kazandıracak her türlü teklifi, yapıcı eleştiriyi hüsnüniyetle değerlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, el ele, gönül gönüle hareket ederek Türkiye'yi ihracatta tarihinin en büyük başarılarıyla tanıştırdıklarını söyledi.
Bundan 21 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye'nin 2001 krizinin ağır şoku altında olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Finans sektörümüz batan bankalar sebebiyle ciddi bir darboğaza girmişti. Esnafından işçisine, sanayicisinden memuruna, emeklisine, ev hanımına kadar toplumumuzun hiçbir kesimi önünü göremiyordu. İhracatıyla altyapısıyla üstyapısıyla istihdamıyla gerçekten kendini güç bela ayakta tutan bir ülke vardı. İş dünyamızla dayanışma içinde çalışarak bu tabloyu tamamen tersine çevirdik. Dünyanın en önemli üretim üslerinden biri haline geldik. Yıllık sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ekonomiye sahiptik, bugün bu rakamı 1,5 ayda gerçekleştiren güçlü bir ekonomiye kavuşturduk."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 senesinin ihracat açısından adeta rekorlar yılı olarak kayıtlara geçtiğini vurgulayarak, "Mal ihracatımız yüzde 12,9 artışla 254,2 milyar dolar oldu. Ülkemizin küresel ticaretten aldığı pay yüzde 1,02, buraya yükseldi. Hizmet ihracatımız yüzde 47,3 artışla 90 milyar doları aştı. Savunma ihracatımız yaklaşık yüzde 37 artışla 4,3 milyar doları buldu. İhracat yapan firma sayımız da önceki seneye göre yüzde 10 yükselerek 114 bin 561'e çıktı." bilgilerini paylaştı.
'Depremin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkileri günden güne azalıyor'
Geçen seneyi böyle tamamladıktan sonra bu yıla çok güçlü bir giriş yaptıklarını ancak 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin, 50 bini aşkın can kaybının yanı sıra 11 ili de derinden sarstığını dile getiren Erdoğan, konutların yanı sıra iş yerleri, fabrikalar, üretim tesisleri ve ticarethanelerin de depremde ciddi zarar gördüğünü anlattı.
Dünyada ancak birkaç ülkenin altından kalkabileceği bu devasa yıkım karşısında devlet olarak süratle harekete geçtiklerini, enkazı kaldırdıklarını, yıkılanın yerine yenisini yapmak için kolları sıvadıklarını anlatan Erdoğan, deprem şehirlerindeki üretim çarklarının dönmeye devam etmesi için iş dünyasına gereken her türlü desteği sağladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirleri eskisinden daha güvenli, dinamik, canlı, bayındır bir hale getireceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Depremin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkileri de hamdolsun günden güne azalıyor. Asrın felaketini yaşamış olmamıza rağmen ihracatımız güçlü seyrini devam ettiriyor. Mayıs ayında ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,4 artarak 18,9 milyar dolardan 21,6 milyar dolara yükseldi. Son 12 ayda ihracatımız 254,4 milyar dolara ulaştı. Bu performansta orta yüksek ve yüksek teknolojili ihracatımızdaki artışın payı bizim için çok çok kıymetli. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payı 2022 yılı genelinde yüzde 37'ydi. Aynı oran 2023'ün ilk 5 ayında yüzde 40,8 seviyesine çıktı."
'Güçlü Türkiye yolunda ihracatımızı rekordan rekora taşıyacağız2
Büyüme tarafında da benzer müjdeli rakamlara şahit olduklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüyerek hamdolsun son 11 çeyrektir büyümesini sürdürüyor. Şubat ayında aylık bazda azalan sanayi üretim endeksi hızlı bir şekilde toparlanarak mart ayında yüzde 5,5 oranında artış sağladı. Gelen öncü veriler diğer büyümenin ikinci çeyrekte de gücünü koruduğuna işaret ediyor. Büyüme ve ihracat rakamları deprem felaketi sonrası ekonomimizin beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor. Salgın, deprem ve seçimlerin yanı sıra küresel ekonomideki sıkıntılara rağmen yakaladığımız bu ivmeyi inşallah kaybetmeyeceğiz. Bir süredir tüm dünya ile birlikte bizim de başımızı ağrıtan enflasyon meselesini tekrar tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Seçim belirsizliğinin de ortadan kalkmasıyla artık bu konuda elimiz daha güçlü. Yeni ekonomik kadromuzun da birinci önceliğini bu meselenin çözümü oluşturuyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme ekseninde hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Dış ticarette en büyük sıkıntımız olan enerji yükünü, Karadeniz gazı, Gabar petrolü, Akkuyu Nükleer Santrali ve yenilenebilir kaynaklarla asgariye indireceğiz. Güçlü Türkiye yolunda sizlerden aldığımız güçlü ihracatımızı rekordan rekora taşıyacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar hep kendileriyle yarıştıklarını, her başarıdan sonra çıtayı sürekli yukarı çıkardıklarını, geriye gidişe tahammülü olmadığı gibi durmaya, duraksamaya, yerinde saymaya da müsamahası olmadığını ifade etti.
'Elektronik ihracatımızın payını yüzde 10'a çıkarmayı hedefliyoruz'
İhracattaki yükselişin olumlu, önemli bir başarı olduğunu ama Türkiye Yüzyılı vizyonu açısından asla yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, "Olumsuz küresel ekonomik görünüme rağmen ihracatımızı bu yıl sonunda 265 milyar dolara, gelecek sene ise 285 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz. 2028 senesi için de hedefimiz 400 milyar dolar ve üstünü yakalamaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla sürdürülebilir artış için yeni nesil desteklerle ihracatı tabana yayarken katma değerli ihracatı güçlendirmek için çalışacaklarına işaret ederek, şunları aktardı:
"Elektronik ticaretin küresel ticaret içindeki rolünün artmasıyla firmalarımızın bu dönüşüme en hızlı şekilde adapte olmaları gerekiyor. 2028 ihracat hedeflerimiz kapsamında ihracatımızdan yüzde 1,5 pay alan elektronik ihracatımızın payını yüzde 10'a çıkarmayı hedefliyoruz. İhracatımızın geliştirilmesi, çeşitliliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için ülke ülke girişimlerimizi arttıracağız. Çok dolaşacağız. Dünyayı gezip onlarla birlikte neler yapacağımızı planlayacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 21 yılda dış politikada attığı adımların ihracatta da çarpan etkisi yaptığını söyledi.
Afrika örneğini veren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mesela Afrika'da büyükelçilik sayımız 12'den 44'e yükselirken, ticaret hacmimiz de 4,3 milyar dolardan 40 milyar dolara çıktı. Latin Amerika'daki büyükelçilik sayımız 6'dan 18'e ulaşırken, ticaret hacmi 800 milyon dolardan 17,4 milyar dolara yükseldi. Yeniden Asya girişimimizi ilan ettiğimiz 2019'dan beri kıtayla ticaretimiz yüzde 40 arttı. Diplomatik ilişkilerimizin kurulduğu veya güçlendiği her coğrafyada aynı durum söz konusudur. Türkiye'nin diplomatik temsil ağı genişledikçe ihracatı da sürekli yukarıya gitmiştir. Göreve Başlama Törenimize iştirak eden devletlerin sayısına, temsil düzeyine ve çeşitliliğine baktığımızda bu gerçeği tekrar görüyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birbiriyle kavga eden hatta çatışan tarafları aynı çatı altında buluşturmanın Türkiye'ye dış ticarette de avantajlar sunduğunu belirterek, "Seçim zaferimiz sonrasında Afrika'dan Asya'ya, Latin Amerika'dan Avrupa'ya geniş bir bölgede sokaklara taşan sevgi seli de şahsımızla birlikte ülkemize ve milletimize yönelik teveccühün ispatıdır." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin yüz milyonlarca insanın gündeminde olan bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"'Demir tavında dövülür.' prensibince bu bilgiyi vakit kaybetmeden ihracat, turizm ve yatırım noktasında fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Fuarlarla ticaret heyetleriyle saha araştırmalarıyla teknolojinin sağladığı imkanlardan da istifadeyle ihracatımızı artırmanın yollarını aramalıyız. Hiç şüphesiz bu gayretlerinizde yurt dışındaki ilk temas noktanız ticaret müşavirlerimiz ve ataşelerimiz olacaktır. Yabancı ortaklara ulaşma, potansiyel pazarlar hakkında bilgi alma ve karşılaştığınız sorunlara çözüm bulma hususunda bu görevlilerimiz her zaman sizlerin emrindedir. Ticaret müşavirliklerimiz ve diplomatik temsilciliklerimiz vasıtasıyla sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Bu konuda ihmali veya kastı olanlardan da kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız."
'Dünyada yıldızı giderek parlayan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız'
İhracatçıların düşük maliyetli finansman imkanlarına kavuşmasının Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasını hızlandıracağına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bakanlığımız yanında Türk Eximbank ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Türk Eximbank, Türk bankacılık sektöründe en büyük kredi hacmine sahip dokuzuncu banka ve Türkiye'nin en büyük alacak sigortası kuruluşudur. Eximbank'ın destek sağladığı ihracatçı sayısı 16 bine ulaşmıştır. Bu yıl Eximbank'ın KOBİ'lerimize sağladığı kredi hacim oranı yüzde 25,8'e yükselecektir. Finansman meselesinde sadece Eximbank ile yetinmiyoruz. 2002 yılının Mart ayında faaliyete geçirdiğimiz İhracatı Geliştirme şirketiyle ihracatçımıza finansman konusunda nefes aldırdık. Türk Eximbank ve İhracatı Geliştirme şirketi kefalet sistemiyle teminat sorununa çözüm getirdik. İhracatçımız artık gayrimenkulünü bankaya ipotek vermek mecburiyetinde kalmıyor. İhracat desteklerine yönelik 'Prefinansman Modeli' sayesinde firmalarımız önce ödeme alıp sonra harcama kolaylığına kavuştular. Bunun yanında biliyorsunuz iki ay önce açılışını yaptığımız İstanbul Finans Merkezi'yle Türkiye'yi finans alanında bir üst lige çıkaracak tarihi bir adım attık. Toplam 65 milyar liralık yatırım değeriyle ülkemizin en prestijli projesini hayata geçirmenin gururunu yaşadık. Yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamalarıyla merkezimiz asıl fonksiyonunu daha etkin icra edecektir. İstanbul Finans Merkezi, uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak yatırım çekme potansiyelimizi arttıracaktır."
İstanbul Finans Merkezi'nin fintek ve katılım finans alanlarında küresel bir çekim merkezi haline geleceğine inandığını aktaran Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Şu an itibarıyla henüz istenen, belirlenen hacme ulaşmış değiliz. Türk ekonomisinin tüm sektörleri gibi ihracatçılarımızın da İstanbul Finans Merkezi'nin oluşturduğu ekosistemden istifade edeceğine inanıyorum. Büyük hedeflerimizin olduğu bir diğer alan sağlık hizmeti ihracatıdır. Sağlık turizminde ülkemizi küresel bir merkez haline dönüştürmeyi arzu ediyoruz. Özellikle şehir hastanelerimizin birer birer devreye girmesiyle yabancı hasta sayımız da her yıl katlanarak artıyor. Şifasını ülkemizde arayan bu hastalar turizmden gıdaya, ulaşımdan bakım hizmetlerine kadar pek çok alanda ciddi katma değer oluşturuyor. Gerek hastanelerimiz gerek termal tesislerimiz gerekse diğer sağlık hizmetlerimizle 10 milyar dolarlık bir sağlık turizmi hedefine şu an itibarıyla sahibiz. İnşallah 2023 yılında 2 milyon sağlık turisti ve 3 milyar dolar ihracata hep birlikte şahit olacağız. Aynı şekilde bu sene lojistik ihracatında 40 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz. Bir diğer markamız olan müteahhitlik ve teknik müşavirlik sektörünün yurt dışındaki başarılarını ileriye götürecek çabaları teşvik edeceğiz. Tüm bu hedeflerimize ulaşacağımızdan asla şüphe duymuyoruz. Millet olarak artık geleceğimize daha güvenle ve umutla bakıyoruz. Dünyada yıldızı giderek parlayan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. İçimizdeki kimi gafiller anlamasa da yurt dışından ülkemizi takip edenler bu hakikati daha net görüyor. 2023 Türkiye'sini halen 80'lerin, 90'ların kalıplarıyla okumaya çalışanlar idrak edemese de ülkemiz gümbür gümbür geliyor."
Erdoğan, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleriyle ihtiyaçları olan azmi, cesareti, kararlılığı ve iradeyi tekrar elde ettiklerini söyledi.
Her iki seçimde de ezici bir zafer kazanarak, yasaması ve yürütmesiyle Türkiye'ye 5 sene daha hizmet etme şerefine nail olduklarını dile getiren Erdoğan, 28 Mayıs gecesi sandıkların kapanmasıyla Türkiye Yüzyılı'nın ilk adımını atmış bulunduklarını ifade etti.
Kabineyi de süratle oluşturarak hedefleri doğrultusunda çalışmaya başladıklarını anlatan Erdoğan, gelecek 5 sene boyunca hiç durmadan çalışarak Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşa edeceklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin, hizmetlerle eserlerle müjdelerle dolu dolu geçireceği ilave bir 5 yıl daha kazandığını, sadece 21 yıllık değil, asırlık kazanımlarını tehlikeye atacak büyük bir kuşatmayı da parçaladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Son seçim sonuçlarının milletimizin istikbal yolculuğu açısından önemini zamanla daha iyi idrak edeceğiz. Milletimizin verilmiş sadakasının olduğunu gün geçtikte çok daha net göreceğiz. Sırf iktidara gelmek uğruna kimlerin kimlerle hangi pazarlıklara giriştiği, kapalı kapılar ardında ne tür sözlerin verildiği, vatanın bekasının 'işporta malı' gibi nasıl tezgaha konulduğu zamanla ortaya saçılacaktır. Hepsinden öte, terör örgütleriyle ne gibi pazarlıklar yapıldığı ortaya çıktıkça gerçekten 'Verilmiş sadakamız varmış.' diyeceğiz. 28 Mayıs'tan bu yana muhalefet cephesinde yaşananlar, ülkemizin nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünü zaten anlatıyor. Güya milleti barıştırmaktan bahsedenlerin seçim akşamı başlayan kavgası o günden bugüne hiç durmadı. Millete demokrasi vadedenlerin, iş koltuktan kalkmaya gelince bir gecede nasıl diktatör oldukları anlaşıldı. Çok daha ilginci, 'Halil İbrahim sofrası.' diyerek demokrasi mücadelesinin yapıldığı yeri böyle bir yemek sofrasına dönüştürmenin de ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıktı. Millete pazarladıkları masanın tam anlamıyla bir kurtlar sofrası olduğu ortaya çıktı. İşte milletimiz, o engin basiret ve ferasetiyle bunların asıl yüzünü görmüş, kendisinin ve evlatlarının geleceğini riske atmamıştır. Aynı tavrı muhalefetten de bekliyoruz. Muhalefetin de hatalarını görüp, kendilerini düzeltmelerini ümit ediyoruz. Millete karşı siyaset yapmak yerine, ülke ve millet için siyaset yapmaları hem kendileri hem de demokrasimiz açısından daha faydalı olacaktır."
'Türkiye yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin geride bırakılan 21 yılda pek çok açığı kapattığını, demokrasiden hak ve özgürlüklere, altyapı yatırımlarından millet iradesinin kullanılmasına kadar nerede bir açık varsa onun üzerine gittiklerini ama ülkenin en kronik sorunlarından olan muhalefet açığını bir türlü kapatamadıklarını ifade etti.
Son seçim sonuçlarının Türkiye'deki muhalefet açığının kapanması için de bir fırsat teşkil ettiğine inandığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye artık her hayırlı işe karşı çıkan, mahkeme kapılarında nöbet tutan, 'istemezükçü' bir muhalefet anlayışını hak etmiyor. Milletimiz iktidara gelebilmek uğruna terör örgütleriyle iş tutacak kadar muvazeneyi yitirmiş bir muhalefet pratiği görmek istemiyor. Evlatlarımız, umut vermek yerine sürekli yalan söyleyen, felaket tellallığı yapan, ülkeyi kötüleyen bir muhalefet söylemine maruz kalmak istemiyor. Parti içi çekişmelerden, baba-oğul arasında yaşanan taht kavgalarından bağımsız olarak, Türkiye'nin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var. Türkiye Yüzyılı'nda inşallah bunun da gerçekleşmesini temenni ediyorum."
Erdoğan, tüm dünyada Türkiye'nin bayrağını dalgalandıran ihracatçılara teşekkür ederek, TİM'in 30. Olağan Genel Kurulu'nun başarılı geçmesini, hayırlı uğurlu olmasını dileyerek, ödül alan kişileri ve firmaları tebrik etti.