https://anlatilaninotesi.com.tr/20230609/abden-iltica-reformu-turkiyeden-gidenler-de-hapishane-benzeri-merkezlerde-gozaltinda-tutulacak-1072237433.html
AB'den iltica reformu: Türkiye'den gidenler de hapishane benzeri merkezlerde gözaltında tutulacak
AB'den iltica reformu: Türkiye'den gidenler de hapishane benzeri merkezlerde gözaltında tutulacak
Sputnik Türkiye
AB'nin hem hukuk hem etik açısından hayrete şayan iltica reformunun Türkiye'yi ilgilendiren pek çok yönü var. Alman medyasının mercek altına aldığı anlaşmaya... 09.06.2023, Sputnik Türkiye
2023-06-09T21:45+0300
2023-06-09T21:45+0300
2023-06-09T22:14+0300
dünya
ab
almanya
avrupa
göçmen
sığınmacı
mülteci
iltica
türkiye
hapishane
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0c/10/1064676815_0:154:3000:1842_1920x0_80_0_0_485d7c1ef547c5abde94f4992c08a671.jpg
Eski sömürgeci oldukları ülkelerin kalkınmasında sorumluluk üstlenmelerinin üstüne ABD'nin peşine takılıp Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Libya'ya çok sayıda ülkeye müdahale edip kaos yaratan Avrupa ülkeleri, göçmen-sığınmacı sorununu çözmek için kökten politika değişikliğine gitmek yerine görünmeyen duvarlarla ilticaya kapıyı kapatma yoluna gitti. AB içişleri bakanlarının 8 Haziran 2023'te Lüksemburg'da yaptıkları toplantıda üzerinde anlaştıkları Ortak Avrupa İltica Sistemi'nde (CEAS) reform, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayıp uluslararası sözleşmeleri çiğneyen maddeleriyle Türkiye'yi de yakından alakadar ediyor. Avrupa iltica prosedürünü son derece sıkılaştıran anlaşma, sığınma haklarını o kadar kısıtlıyor ki, Türkiye'den AB’ye iltica başvurusunda bulunmak neredeyse imkansız hale geliyor.Anlaşma uyarınca kara ve deniz yoluyla AB’nin sınır ülkelerine gelenler için hapishaneye benzeyen sığınmacı merkezleri kurulacak. Gelenlerin iltica başvuruları bu merkezlerde alınacak ve en fazla 12 hafta içinde karar verilecek. Başvuruları kabul edilmeyenler geldikleri ya da 'güvenli' ilan edilen üçüncü ülkelere sınırdışı edilecek. Böylece sığınmacıların Yunanistan, İtalya, İspanya gibi Akdeniz ülkelerinden diğer AB ülkelerine geçmeleri engellenecek. Reform, en çok, iltica başvuru kabul oranı yüzde 20’nin altında olan Türkiye, Hindistan, Tunus, Sırbistan ve Arnavutluk vatandaşlarını etkileyecek. Zira AB 'güvenli' gördüğü bu ülkelerin vatandaşlarını kısa zamanda sınırdışı edebilecek.Almanya'nın Deutschlandradio'ya bağlı haber odaklı radyo kanalı Deutschlandfunk, reformun ana hatlarını şöyle analiz etti:* CEAS reformu, ilk kez AB'nin dış sınırlarında sığınma prosedürlerinin yürütülmesini mümkün kılıyor. Sınır yakınında sığınma merkezleri kurulacak ve burada sığınma talebinde bulunanların kimlikleri kontrol edilecek. Bu taramayla kabul edilme şansı çok düşük göçmenlerin AB'den içeri adım bile atmamasını sağlamak amaçlanıyor.* Başlangıçta, bu dış sınır prosedürü yalnızca AB'de iltica başvuru kabul oranı yüzde 20’nin altında olan ülkelerden gelen kişiler için kullanılacak. Yani Türkiye, Hindistan, Tunus, Sırbistan, Arnavutluk gibi ülkelerden gelenler için geçerli olacak. Bu ülkelerden gelenlerin iltica başvuruları sınır yakınında kurulacak sığınma merkezlerinde incelenecek. * Türkiye'nin dahil olduğu kategorideki ülkelerden gelenler, sınır sığınma merkezlerinin hapishaneye benzer koşullarında 12 haftaya varan süre boyunca tutulabilecek. Sığınma başvurusunun kabul edilmesi ihtimali olmadığı tespit edilen herkes derhal geri gönderilecek. * Suriye, Afganistan veya Sudan gibi çatışmaların sürdüğü ülkelerden Avrupa'ya geçmeye çalışanların çoğuna, bir AB ülkesinde normal prosedür hakkı tanınmaya devam edilecek. Güvenli ülke tanımı genişliyor* Gelgelelim AB'nin dış sınırlarındaki iltica prosedürleri için üçüncü ülke yönetmeliği uygulanacak. Bu, 'güvenli' diye tanımlanan üçüncü bir ülke aracılığıyla AB sınırına seyahat eden herhangi birinin, siyasi zulüm nedeniyle sığınma hakkını ileri sürmesinin pek olası olmadığı anlamına geliyor. Güvenli ülkeden geçen yandı* Aynı zamanda 'güvenli' diye tanımlanan üçüncü ülkeler için kriterler değiştirilecek ve önemli ölçüde genişletilecek. Böylece 'güvenli' olarak sınıflandırılan ülkelerin sayısı büyük oranda artacak. Dolayısıyla ülkelerinden kaçan insanların 'güvenli' addedilen üçüncü ülkelerden geçmesi ihtimali de artırılacak.Cenevre Sözleşmesini imzalamasa da güvenli * 'Güvenli' üçüncü ülkelerin yeniden tanımlanması, örneğin, 1951 tarihli Cenevre Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme'yi imzalamak zorunda olmamalarını da içeriyor. Bununla birlikte sahadaki durum yalnızca özünde Cenevre Mülteci Sözleşmesi (CMS) standartlarına uygun olmalı. Yanısıra bir ülkenin bazı bölümleri güvenli değilse, ilgili bölge dışında, ülke yine de güvenli bir üçüncü ülke olarak kabul edilebilecek.Güvenli ülkelere 'rüşvet'* İtalya, Yunanistan ve Avusturya, reddedilen göçmenleri 'güvenli' üçüncü ülkelere sınır dışı edebilme taleplerini kabul ettirdi. Bunlara Tunus ve Arnavutluk gibi ülkeler dahil. Bu kapsamda AB üyesi olmayan ülkelerle geniş kapsamlı işbirliği projeleri planlanıyor.* 'Güvenli' üçüncü ülkelere sınırdışı etmede gönderilecek kişinin bu ülkeyle bir bağının olması şartı aranacak. Ama bunun nasıl değerlendirileceği ilgili iltica prosedüründen sorumlu olan AB üye devletlerinin takdirine bırakılacak. Bu hüküm, örneğin, Tunus'taki hükümet kabul ederse, İtalya'nın Akdeniz üzerinden gelen göçmenleri Tunus'a geri göndermesine izin verecek. (İtalya, Tunus’a IMF borçlarını ödemede yardımcı olmayı teklif etmişti.)İçeri almamak için 'kafa parası' ödenecek* Gelecekte, AB ülkeleri bir 'dayanışma mekanizmasının' parçası olarak gönüllü, ama bağlayıcı şekilde kabul yapacak. (Suriye, Afganistan ve Sudan'daki) Çatışmalardan kaçan ve korunma arayan belirli sayıda kişi, kota bazında belirlenecek. Hiç veya az sayıda mülteciyi kabul eden devletler ya ayni yardım - prosedüre yardım gibi - sağlayacak ya da para ödeyecek. Lüksemburg'da mülteci başına 20 bin euro ödenmesi üzerinde uzlaşıldı. Macaristan ve Polonya para da ödemek istemiyor* Ancak bu uygulamaya itiraz eden ve para vermeye niyetli olmayan Macaristan ve Polonya, konuyu 29-30 Haziran’daki AB zirvesine getirmeye hazırlanıyor.* Bir fonda toplanacak bu para, sığınmacıların tutulduğu ülkelere harcamalar için verilecek. Bu yardımlardan en fazla yararlanması beklenen ülke İtalya. * 2015 Suriyeli sığınmacı akınında zorunlu dağıtım kotası işi yürümediğinden, sığınmacıların dağıtımı için zorunlu bir mekanizma sadece bir kriz durumunda devreye girecek.* İltica başvuruları kabul edilmeyenlerin rahat bir şekilde takip edilmesi için bilgileri kaydedilecek. Başka bir AB ülkesinde iltica başvurusunda bulunduklarında bu durum hemen görülebilecek.Almanya için 'tarihi başarı'* Almanya hükümeti, refakatsiz çocuklar ve çocuklu kadınların AB ülkeleri arasında paylaştırılması önerisinin diğer üye ülkeler tarafından reddedilmesine rağmen, anlaşmayı 'tarihi başarı' ilan etti.2024 Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi varılan anlaşma, Avrupa Parlamentosu'ndaki oylamada kabul edilirse yürürlüğe girecek.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20230609/ab-yillar-suren-cikmazin-ardindan-yeni-goc-ve-iltica-kurallari-uzerinde-anlasti-1072205876.html
https://anlatilaninotesi.com.tr/20230609/abde-uzlasmaya-varilan-ortak-goc-ve-iltica-kurallari-almanyada-tartismalara-neden-oldu-1072236923.html
almanya
suriye
sudan
afganistan
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2023
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0c/10/1064676815_170:0:2831:1996_1920x0_80_0_0_e1ed7f5b4055b8dec62a62d7f931a147.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
ab, almanya, avrupa, göçmen, sığınmacı, mülteci, iltica, türkiye, hapishane, gözaltı, suriye, sudan, afganistan
ab, almanya, avrupa, göçmen, sığınmacı, mülteci, iltica, türkiye, hapishane, gözaltı, suriye, sudan, afganistan
AB'den iltica reformu: Türkiye'den gidenler de hapishane benzeri merkezlerde gözaltında tutulacak
21:45 09.06.2023 (güncellendi: 22:14 09.06.2023) AB'nin hem hukuk hem etik açısından hayrete şayan iltica reformunun Türkiye'yi ilgilendiren pek çok yönü var. Alman medyasının mercek altına aldığı anlaşmaya göre örneğin Türkiye'den gidenler AB sınırlarında kurulacak hapishane benzeri sığınma merkezlerinde 12 haftaya varan süre tutulabilecek. Başvurusu reddedilen derhal geri gönderilecek.
Eski sömürgeci oldukları ülkelerin kalkınmasında sorumluluk üstlenmelerinin üstüne ABD'nin peşine takılıp Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Libya'ya çok sayıda ülkeye müdahale edip kaos yaratan Avrupa ülkeleri, göçmen-sığınmacı sorununu çözmek için kökten politika değişikliğine gitmek yerine görünmeyen duvarlarla ilticaya kapıyı kapatma yoluna gitti.
AB içişleri bakanlarının 8 Haziran 2023'te Lüksemburg'da yaptıkları toplantıda üzerinde anlaştıkları Ortak Avrupa İltica Sistemi'nde (CEAS) reform, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayıp uluslararası sözleşmeleri çiğneyen maddeleriyle Türkiye'yi de yakından alakadar ediyor. Avrupa iltica prosedürünü son derece sıkılaştıran anlaşma, sığınma haklarını o kadar kısıtlıyor ki, Türkiye'den AB’ye iltica başvurusunda bulunmak neredeyse imkansız hale geliyor.
Anlaşma uyarınca kara ve deniz yoluyla AB’nin sınır ülkelerine gelenler için hapishaneye benzeyen sığınmacı merkezleri kurulacak. Gelenlerin iltica başvuruları bu merkezlerde alınacak ve en fazla 12 hafta içinde karar verilecek. Başvuruları kabul edilmeyenler geldikleri ya da 'güvenli' ilan edilen üçüncü ülkelere sınırdışı edilecek. Böylece sığınmacıların Yunanistan, İtalya, İspanya gibi Akdeniz ülkelerinden diğer AB ülkelerine geçmeleri engellenecek. Reform, en çok, iltica başvuru kabul oranı yüzde 20’nin altında olan Türkiye, Hindistan, Tunus, Sırbistan ve Arnavutluk vatandaşlarını etkileyecek. Zira AB 'güvenli' gördüğü bu ülkelerin vatandaşlarını kısa zamanda sınırdışı edebilecek.
Almanya'nın Deutschlandradio'ya bağlı haber odaklı radyo kanalı Deutschlandfunk, reformun ana hatlarını
şöyle analiz etti:
* CEAS reformu, ilk kez AB'nin dış sınırlarında sığınma prosedürlerinin yürütülmesini mümkün kılıyor. Sınır yakınında sığınma merkezleri kurulacak ve burada sığınma talebinde bulunanların kimlikleri kontrol edilecek. Bu taramayla kabul edilme şansı çok düşük göçmenlerin AB'den içeri adım bile atmamasını sağlamak amaçlanıyor.
* Başlangıçta, bu dış sınır prosedürü yalnızca AB'de iltica başvuru kabul oranı yüzde 20’nin altında olan ülkelerden gelen kişiler için kullanılacak. Yani Türkiye, Hindistan, Tunus, Sırbistan, Arnavutluk gibi ülkelerden gelenler için geçerli olacak. Bu ülkelerden gelenlerin iltica başvuruları sınır yakınında kurulacak sığınma merkezlerinde incelenecek.
* Türkiye'nin dahil olduğu kategorideki ülkelerden gelenler, sınır sığınma merkezlerinin hapishaneye benzer koşullarında 12 haftaya varan süre boyunca tutulabilecek. Sığınma başvurusunun kabul edilmesi ihtimali olmadığı tespit edilen herkes derhal geri gönderilecek.
* Suriye, Afganistan veya Sudan gibi çatışmaların sürdüğü ülkelerden Avrupa'ya geçmeye çalışanların çoğuna, bir AB ülkesinde normal prosedür hakkı tanınmaya devam edilecek.
Güvenli ülke tanımı genişliyor
* Gelgelelim AB'nin dış sınırlarındaki iltica prosedürleri için üçüncü ülke yönetmeliği uygulanacak. Bu, 'güvenli' diye tanımlanan üçüncü bir ülke aracılığıyla AB sınırına seyahat eden herhangi birinin, siyasi zulüm nedeniyle sığınma hakkını ileri sürmesinin pek olası olmadığı anlamına geliyor.
Güvenli ülkeden geçen yandı
* Aynı zamanda 'güvenli' diye tanımlanan üçüncü ülkeler için kriterler değiştirilecek ve önemli ölçüde genişletilecek. Böylece 'güvenli' olarak sınıflandırılan ülkelerin sayısı büyük oranda artacak. Dolayısıyla ülkelerinden kaçan insanların 'güvenli' addedilen üçüncü ülkelerden geçmesi ihtimali de artırılacak.
Cenevre Sözleşmesini imzalamasa da güvenli
* 'Güvenli' üçüncü ülkelerin yeniden tanımlanması, örneğin, 1951 tarihli Cenevre Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme'yi imzalamak zorunda olmamalarını da içeriyor. Bununla birlikte sahadaki durum yalnızca özünde Cenevre Mülteci Sözleşmesi (CMS) standartlarına uygun olmalı. Yanısıra bir ülkenin bazı bölümleri güvenli değilse, ilgili bölge dışında, ülke yine de güvenli bir üçüncü ülke olarak kabul edilebilecek.
Güvenli ülkelere 'rüşvet'
* İtalya, Yunanistan ve Avusturya, reddedilen göçmenleri 'güvenli' üçüncü ülkelere sınır dışı edebilme taleplerini kabul ettirdi. Bunlara Tunus ve Arnavutluk gibi ülkeler dahil. Bu kapsamda AB üyesi olmayan ülkelerle geniş kapsamlı işbirliği projeleri planlanıyor.
* 'Güvenli' üçüncü ülkelere sınırdışı etmede gönderilecek kişinin bu ülkeyle bir bağının olması şartı aranacak. Ama bunun nasıl değerlendirileceği ilgili iltica prosedüründen sorumlu olan AB üye devletlerinin takdirine bırakılacak. Bu hüküm, örneğin, Tunus'taki hükümet kabul ederse, İtalya'nın Akdeniz üzerinden gelen göçmenleri Tunus'a geri göndermesine izin verecek. (İtalya, Tunus’a IMF borçlarını ödemede yardımcı olmayı teklif etmişti.)
İçeri almamak için 'kafa parası' ödenecek
* Gelecekte, AB ülkeleri bir 'dayanışma mekanizmasının' parçası olarak gönüllü, ama bağlayıcı şekilde kabul yapacak. (Suriye, Afganistan ve Sudan'daki) Çatışmalardan kaçan ve korunma arayan belirli sayıda kişi, kota bazında belirlenecek. Hiç veya az sayıda mülteciyi kabul eden devletler ya ayni yardım - prosedüre yardım gibi - sağlayacak ya da para ödeyecek. Lüksemburg'da mülteci başına 20 bin euro ödenmesi üzerinde uzlaşıldı.
Macaristan ve Polonya para da ödemek istemiyor
* Ancak bu uygulamaya itiraz eden ve para vermeye niyetli olmayan Macaristan ve Polonya, konuyu 29-30 Haziran’daki AB zirvesine getirmeye hazırlanıyor.
* Bir fonda toplanacak bu para, sığınmacıların tutulduğu ülkelere harcamalar için verilecek. Bu yardımlardan en fazla yararlanması beklenen ülke İtalya.
* 2015 Suriyeli sığınmacı akınında zorunlu dağıtım kotası işi yürümediğinden, sığınmacıların dağıtımı için zorunlu bir mekanizma sadece bir kriz durumunda devreye girecek.
* İltica başvuruları kabul edilmeyenlerin rahat bir şekilde takip edilmesi için bilgileri kaydedilecek. Başka bir AB ülkesinde iltica başvurusunda bulunduklarında bu durum hemen görülebilecek.
Almanya için 'tarihi başarı'
* Almanya hükümeti, refakatsiz çocuklar ve çocuklu kadınların AB ülkeleri arasında paylaştırılması önerisinin diğer üye ülkeler tarafından reddedilmesine rağmen, anlaşmayı 'tarihi başarı' ilan etti.
2024 Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi varılan anlaşma, Avrupa Parlamentosu'ndaki oylamada kabul edilirse yürürlüğe girecek.