'Çin ve Rusya'yı çevrelemeye kurgulanmış Batı emperyalist dalgasıyla kritik gelişmeler yaşanıyor'
22:27 26.05.2023 (güncellendi: 09:50 29.05.2023)
'Çin ve Rusya'yı çevrelemeye kurgulanmış Batı emperyalist dalgasıyla kritik gelişmeler yaşanıyor'
Abone ol
Hasan Erel’e göre, dünyada ‘hibrit bir üçüncü dünya savaşı’ sürmekte. Batı emperyalist dalgasının Çin ve Rusya’yı çevreleme üzerine kurgulandığını ancak ekonomik krizin şimdiden Avrupa’ya yayıldığını belirten Erel, Küresel Güney’in artık Washington konsensüsü uyarınca devam edemeyeceğini belirtti. Erel’e göre dünya barışı tehlike altında.
Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için sandık başına giderken, küresel planda baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor.
ABD’deki Biden yönetimi, Bakhmut/Artyemovsk’ta alının ağır yenilgi sonrasında Kiev rejimini saldırıya geçmesi için zorlarken, F-16 tedariki açıklamasıyla gerilimi tırmandırıyor.
Diğer yandan Çin’e karşı Asya’da askeri paktlaşma hamleleri devreye sokulurken, ABD bölgede Filipinlerin ardından Papua Yeni Gine ile savunma anlaşması imzaladı.
ABD ve Batı bloğunun küresel hegemonyasının sarsılmakta olduğunun tartışıldığı bir dönemde ‘komplo teorilerine’ konu olan Bilderberg toplantısı ise Portekiz’in Lizbon kentinde yapıldı. Toplantıya ABD’nin dış politika duayeni Henry Kissinger’ın katılması da dikkat çekti.
Gelişmeleri dış politika yazarı Hasan Erel ile konuştuk
‘Dünyada bir hibrit üçüncü dünya savaşı sürmekte’
Hasan Erel’e göre aslında ‘hibrit bir üçüncü dünya savaşı’ yaşanmakta. Batı emperyalist dalgasının Çin ve Rusya’yı çevreleme üzerine kurgulandığını söyleyen Erel, Ukrayna çatışmasında Artyemovsk/Bakhmut’taki son gelişmelere atıfta bulundu. Erel, NATO’nun bir özel güvenlik şirketi tarafından bileğinin bükülmesinin ‘utanç kaynağı’ olduğunu vurguladı:
“Bizdeki seçim telaşı ve heyecanı dünyadaki gelişmeleri biraz örttü. Aslında çok kritik gelişmeler oluyor. Dünyada bir hibrit üçüncü dünya savaşı sürmekte. Bu Soğuk Savaşı da aşan bir durum çünkü bu savaşın konvansiyonel cephesini Ukrayna olarak düşünürsek, potansiyel bir başka cephenin Tayvan üzerinde yoğunlaştığını ama genel olarak Çin ve Rusya’nın etrafını çevreleme üzerine kurgulanmış ve Batı emperyalist dalgasının oluştuğunu düşünürsek, gerçekten kritik gelişmelere şahit oluyoruz. Ukrayna’da Bahmut ya da Artyomovsk sonunda düştü. NATO, bir özel güvenlik şirketi tarafından yenilgiye uğratıldı. Bu şu anda Kiev’de ve Batı başkentlerinde büyük bir utanç kaynağı. Bir ateşkes düşüncesi hala masada yok. Aksine F-16’ların Ukrayna’ya verilmesi için hazırlıklar yapılıyor. Batılı ülkelerde Ukraynalı pilotlar eğitime başladı. Öte yandan Rusya’nın durumu ya da pozisyonu da geri adım atacak gibi değil. Zaten belli bir kazanım sürecine girdiler. Bundan sonra Odessa ve Mykolaiv de mi çerçeveye girecek? Öte yandan Lukaşenko, Belarus’a taktik nükleer silahlar yerleştirildiğini açıkladı.”
‘Hindistan da o tarafa doğru çekiliyor’
Erel, küresel bilek güreşinde arka arkaya düzenlenen zirve ve toplantılara atıfta bulundu. ABD’nin G7 ve AUKUS’la Asya’ya yüklendiğini belirten Erel, buna karşılık bölgede Hindistan gibi büyük bir gücün karşıt safa yakın göründüğünü ekledi:
“Hiroşima’daki G7’de ekonomiden çok Japonya’nın AUKUS’a üye olması yani Avustralya, İngiltere ve Amerika’nın Çin’e karşı kurduğu üçlüye Japonya’nın da katılması konuşuldu. Papua Yeni Gine’ye Amerikan savaş üssü kurulacak, Filipinler’e kuruluyor. Bir savaş hazırlığı sürüyor. Avustralya'nın Amerika’dan nükleer denizaltı alacak olması var. Bütün dünyaya genelleştirebiliriz, Suriye, Irak ve İsrail’deki gerilimleri de katabiliriz. Çin’in Orta Asya ve Rusya, BRICS ile yeni ekonomik bağlantılar, hem fiziki yeni ulaşım nakliye yollarının açılması söz konusu. Xian’daki zirvede Kırgızistan üzerinden yine Türkiye üzerinden gidecek bir demir yolu projelendirildi. Hindistan da o tarafa doğru çekiliyor. Çünkü Rusya’nın sağladığı ucuz petrol, Hindistan’ı Batı’dan Asya cephesine yanaştırdı. Şu anda Rus petrolünün en büyük satıcısı Hindistan. Hindistan şu anda deli gibi Rus tankeri satın alıyor. Rusya petrolü bütün dünyaya Hindistan üzerinden gönderiyor. Gelişmeler çok hızlanıyor.”
‘İyi bir yere doğru gitmediğimiz kesin, barış daha uzakta görünüyor’
Erel, tüm bunlar olurken Avrupa’daki gelişmelerin de hayra alamet olmadığı görüşünde. ABD’deki temerrüt ve bankacılık krizleri konuşulurken, Almanya’da resesyon ilan edilmesine dikkat çeken Erel, AP’de ilk kez Kovid salgınıyla ilgili yapılan ifşaatlara da atıfta bulundu:
“Savaşın biteceğini düşünüyorduk. Ben Çin’in Ortadoğu’daki barış hamlelerinin Ukrayna’da da sonuç alacağını düşünüyordum. Ama sanki yine bir tırmandırma operasyonu gündemde. Burada Avrupa’yı da masaya yatırmak lazım. Orada da çok tartışmalar var. Almanya, Rus gazının kesilmesi yüzünden ciddi bir ekonomik gerilemeye sürüklendi. İlk kez resesyon ilan edildi, Almanya’nın durgunluğa girmesi de kritik bir gelişme. Avrupa’daki bazı mutsuz, şikayetçi seslerin yükseldiğini görüyoruz. ‘Scholz mu, Schröder mi?’ gibi tartışmalar başladı. Scholz tamamen Amerikancı, Yeşiller ile beraber. Temiz enerji derken Almanya kömüre geri döndü. Çok geniş perspektifli bir küresel gerilim var, buna Amerika’yı da katabiliriz. Orada da kriz var. Borç limiti tavanı tartışmaları var. Ayrıca yeniden banka batışları başladı. Fed’in New York One Bankasının mevduatlarıyla ilgili tedbir aldığı haberi geldi. Türkiye’deki seçim gündemi, hibrit üçüncü dünya savaşına ilişkin gelişmeleri örtüyor. AP’de Kovid zirvesi düzenlendi. İlk kez Amerikalı uzman çıkıp Kovid’in Amerika’da laboratuvarda üretildiğini, daha sonra Wuhan’a gönderilip oradan yayıldığını resmi Avrupa Parlamentosu oturumunda açıkça dile getirdi. Bunlar da Kovid aşılarının 12-17 yaşındaki çocuklarda miyokardite yol açtığını resmen ilan etti. Artık çok kutuplu hale gelen dünyada daha fazla saklanamayan şeyler de ortaya çıkmaya başladı. İyi bir yere doğru gitmediğimiz kesin, barış daha uzakta görünüyor.”
‘Türkiye de krizin içine mi çekiliyor?’
Erel, Karadeniz’de TürkAkım’ı koruyan Rus gemisine yönelik saldırıya da dikkat çekti:
“Türkiye’yi ilgilendiren bir olay da boğaza 140 km uzaklıkta TürkAkım’ı koruyan bir Rus savaş gemisine, patlayıcı yüklü İngiliz-Amerikalı-Avrupa menşeli üç drone botla saldırı düzenlendi. Türkler ve Ruslar bunu TürkAkım’a bir saldırı girişimi olarak da yorumladı. Kuzey Akım’ın başına ne geldiğini gördük. Biz de bu arada sanki bir krizin içine çekiliyor muyuz? Bu da ilginç bir durum.”
‘Kissinger, Rusya ile Çin’i aynı anda karşınıza alırsanız bu savaşı kaybedersiniz diyor’
Erel’e göre savaş tehlikesinin sebebi ABD ve Batı hegemonyasının gerilemesi. Küresel Güney’in artık bunu kabul etmez bir noktaya geldiğini belirten Erel, Amerikan dış politika düayeni Kissinger’ın 100’üncü doğum günü vesilesiyle yapılan değerlendirmelere atıfta bulundu:
“Bu savaş tehlikesinin sebebi de bu. Amerikan ya da Batı hegemonyasının gerilemesi, dolara alternatif arayışların başlaması, gerilimi ve savaş olasılığını arttıran bir durum. Daha önce Washington konsensüsüne göre ‘yönetilen dünya’ artık bunu kabul etmez bir noktaya geldi. Dünyanın geri kalanı küresel güney, Avrasya yani Batı’ya karşı olan ya da Batı’nın çıkarlarına karşı olan bir durum var. Kissinger ile ilgili bir makale vardı. 27 Mayıs’ta 100 yaşına giriyor. Makalede, ‘100 yaşına gelecek ama Amerika’nın 100 yılı da neredeyse Kissinger ile beraber sona eriyor’ diyordu. Kissinger’ın uyarılarını ele almışlar. ‘Rusya ile Çin’i aynı anda karşınıza alırsanız bu savaşı kaybedersiniz’ diyor. Makalenin yazarı, ‘Washington’dakiler, Kissinger’ı da dinlemedi’ diyor. Nükleer bir savaşa varabilecek bir çatışmaya gittiler. Kissinger da barış güvercini değildir, eli kanlı bir siyasetçidir. Ama o bile daha sakin olun demek isterken onu bile dinlemiyorlar.”
‘Kissinger’ın bile Bilderberg’e giderken söyledikleri olayların pek iyiye gitmediğini gösteriyor’
Bu baş döndürücü trafikte dünyada ‘komplo teorilerine’ konu olan nüfuzlu kişilerin Bilderberg toplantısı da Portekiz’in başkenti Lizbon’da kapalı kapılar ardında yapıldı. Hasan Erel, yapay zeka ve Kovid gündemi dışında Kissinger’ın da katıldığı bu toplantıya dikkat çekti:
“Bilderberg’in bu sene katılımcıları arasında yine Pfizer CEO’su Albert Bourla var, Kovid’den beri hep var. Yapay zeka ile ilgili uzmanlar var. Kissinger katıldı. Onun katılması hayra mı yorulmalı? Kissinger, ‘Daha önce Rusya değil Amerika’nın yaptıkları veya yapmadıkları yüzünden Ukrayna savaşı çıktı’ diye çuvaldızı kendilerine batırıyordu. En son ‘Ukrayna’nın NATO’ya alınması lazım’ dedi. Bu tam bir savaş olur. Şu anda Ukrayna’nın NATO’ya alınması demek dünya savaşı demek. Medvedev’in Çin’e giderek Şi ile görüşmesi önemli. ‘Ukrayna’nın NATO’ya alınması nükleer savaş olur’ dedi. Böyle bir şeyi Kissinger’ın bile Bilderberg’e giderken söylemesi, olayların pek iyiye gitmediğini gösteriyor. Ukrayna’nın bir kısmının Batı’nın bir kısmının Rusya’nın elinde kalacağı bir formül olabilir.”