İbrahim Kalın'dan F-16 alımıyla ilgili açıklama: Olursa iyi olur, olmazsa alternatiflere bakarız
© AACumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın
© AA
Abone ol
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Biden yönetiminin F-16 programını desteklediklerini belirterek, "Bu program olmazsa biz hava gücünde zafiyet gösteririz gibi bir hava içerisinde değiliz. Böyle bir panik hali içerisinde değiliz. Olursa iyi olur. Ama olmazsa alternatifler üretmeye devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV canlı yayınında, seçimler, Cumhur İttifakı'nın genişlemesi, Kadına Şiddet Yasası tartışması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diploması tartışmaları, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği, ABD ile F-16 görüşmeleri, ile gündeme dair önemli konularla ilgili soruları yanıtladı.
Kalın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Yeniden Refah Partisi'yle ilkeler konusunda anlaşıldı. Belli ilkeler üzerinde müzakereler yapılıp, sonuca varıldı. Kamuoyunda iddia edildiği gibi milletvekilliği pazarlığı ve 6284 yasası gibi konular gündeme gelmedi. Cumhurbaşkanımızın Yeniden Refah Partisi'yle doğrudan bir teması oldu. Müzakereleri sonlandıran ve sonra tekrar başlatan konu 6284 yasası değildi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde taviz asla söz konusu olamaz ve gündeme gelmez. Konu çok yönlü olarak bütünüyle ele alınmalı. Yalnızca yasayla kadına şiddet önlenemez.
Böyle büyük bir depremin ardından seçimlerin 3 ay sonra yapılması Türk demokrasisinin altyapısının güçlü olduğunun kanıtıdır. Bütün siyasi partiler her zaman sandığa sandıkta tecelli eden sonuca saygı duymuşlardır. Dolayısıyla sandık namustur.
Finlandiya baştan beri bu oyuna 1-0 önde başladı. Finlandiya yapıcı bir tutum içerisinde oldu. Bu süre içerisinde de taleplerimiz konusunda daha netice alıcı bir tutum içerisinde oldu. Konuyu tekrar değerlendirdik. İsveç'e kapı kapanmış değil, sürecin nasıl ilerleyeceği İsveç'in atacağı adımlara bağlı.
Her Seçim döneminde bu konu gündeme geliyor. Bu kadar bilgi, belge ortaya konduktan sonra hala bunun tartışılıyor olması eğer siyasi kaygıyla yapılıyorsa siyasi bir kayıptır. Buradan bir yıpratma siyaseti izleyelim, milletin zihnine bir şüphe düşürür müyüz gibi bir niyetle hareket ediyorlarsa bilgiler belgeler ortada Marmara Üniversitesi açıklama yaptı, İletişim Başkanlığı açıklama yaptı. Bu tür hamleler siyasetin seviyesini düşürüyor.
Kongreyi ikna etmesi gereken ABD yönetimi. Biden yönetimi de F-16 programını desteklediklerini söyledi. Bu memnuniyet verici. Kongre ayağında bunu İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğiyle şartlı hale getirmek isteyenler var. Başka formül bulunması gerekiyor, o formül ne olur bilmiyorum ABD'nin kendi iç meselesi. Biz tabii bu programı destekliyoruz. Bu program olmazsa biz hava gücünde zafiyet gösteririz gibi bir hava içerisinde değiliz. Böyle bir panik hali içerisinde değiliz. Olursa iyi olur. Ama olmazsa alternatifler üretmeye devam ediyoruz. F-16 ayarında benzer özelliklere sahip İHA'lar yapılmaya başlandı. Özellikle Kızılelma. Orada muazzam bir gelişme var. ABD'nin nasıl hareket edeceğine bağlı. Olursa iyi olacağı kaanatindeyiz. Senatoda yaptığım görüşmelerde, 'İsveç ve Finlandiya'yı şartlı hale getirirseniz, mantıksal bir hata yaparsınız. Bunların ikisi farklı konu. Bunları birbirinden ayrıştırın. Ama siz bunu Türkiye'ye karşı bir baskı unsur olarak kullanmaya çalışırsanız ben de size karşı teklifle gelirim. Size F-16'ları onaylayana kadar biz de İsveç'i onaylamıyoruz desem o zaman ne yapacaksınız. O zaman cevapsız kalıyorlar. İlgisiz alakasız konuları bir araya getirerek, Türkiye'ye baskı yapmayın. Bu işe yaramaz. Siz baskıyı yaparsınız biz başka çıkış buluruz.
Bir cente muhtaç olduğumuz dönemler geride kaldı. Makul bir zeminde müzakere yapmaya devam ederiz. Doğrudan çıkarlarımızın aleyhine olan bir şeyin altına asla imza atmayız. ABD'nin bunu anladığı kanaatindeyim ama Kongre'nin düşüncesi yanlış. Bunu da kendilerine anlattık. Süreç devam ediyor. Washington'da maalesef savaş yanlısı bir tutum var. Ukrayna savaşının uzamasını istiyorlar. Biz en baştan beri ilkeli bir tutum sergiledik. Savaş karşıtı olduk. Bu yönde de pek çok girişim yaptık. Putin'le bu sabah yaptığı görüşmede bu konuyu yine gündeme getirdi. Burada bir müzakere zemini çıkacaksa, biz buna destek oluruz. Soğuk Savaş 45 yıl sürdü. Neticede yine bir çerçevede anlaşıldı ve o dönem geride kaldı. Şimdi başka dinamiklerin şekillendirdiği bir dünya kuruluyor. Batı'nın Doğu'daki gelişmeleri iyi okuyamadığı kanaatindeyim. Rusya'ya yönelik yaptırımlar, Rusya'yı Çin'e itiyor. En baştan beri hep diyorlardı, 'Rusya ile Çin'i birbirinden ayrıştıralım. Asıl tehlike Çin.' Bu politikada çıkmaza girmiş durumda. Bu açılardan baktığınızda, batı cephesinde yeni bir şey yok ama o cepheyi de boş bırakmamak gerekiyor.
Tarihler üzerinde çalışıyorlar. Dışişleri Bakan yardımcıları düzeyinde ilk defa 4'lü toplantı yapılacak. İran'da dahil olacak. İlk toplantı Moskova'da olmuştu. Onun devamı mahiyetinde Dışişleri Bakanları düzeyinde olacak ama önce Dışişleri Bakan yardımcıları düzeyinde olacak. Bu yola çıkarken 3 temel konumuz var. Terörle mücadele daha hızlı mesafe alabilmek, siyasi sürecin ilerletilmesi-Astana sürecinin devam ettirilmesi ve Suriyeli mültecilerin onurlu bir şekilde evine dönebilmesi. Buralarda mesafe alabildiğimiz sürece bu süreç bizim için anlamlı hale gelir. Rejimden kaynaklı bir direnç var. Süreci sabote eden yaklaşımlar var. Biz bunu daha önce de gördük. Bu toplantıların amacı Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak ama aynı zamanda bizim güvenlik kaygılarımızı dikkate alan bir düzen oluşturmamız. Bunun için de siyasi müzakerenin devam etmesi gerekiyor. Haftalar içinde toplantı trafiği yeniden başlayabilir.