Fransa'da tır şoförlüğü yapan Zengin: Depremi duyunca 4 bin 400 kilometre yol yaparak bölgeye gittim
© AADeprem ve çadır
© AA
Abone ol
Fransa’da TIR şoförü olan Gülfem Zengin, 4 gün hiç mola vermeden 4 bin 300 km yol kat edip gurbetçilerin topladığı 420 koli yardımı depremzedelere ulaştırdı. Gösterdiği çabayla da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 8 Mart’ta Galata Kulesi’ne yansıttığı ‘Kahraman kadınlar’ fotoğraf serisine girdi.
Fransa’da işçi bir ailenin kızı olan 24 yaşındaki Gülfem Zengin, Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin ardından, yardım etmenin yollarını aradı.
Gülfem Zengin ile konuşan Hürriyet yazarı Ece Çelik, tır şoförü Zengin'in ifadelerini şu şekilde aktardı:
“Fransa’da yaşayan tüm Türkler depremi duyunca büyük bir üzüntü yaşadık. Ağabeyim, ablam zarar görmüş gibi hissettim. Nasıl yardım edebilirim diye düşünürken, çok sevdiğim bir şoför arkadaşım bana, yüzlerce koli yardım toplandığını ancak bunu götürecek TIR bulunamadığını söyledi. Geçiş için gerekli tüm belgeleri almışlardı, ben de yükümü boşaltıp bir an önce bölgeye gitmek istiyordum. Depremin 5’inci günü temas kurduk. Altıncı günü kolileri alıp yola çıktım. Normalde biz TIR şoförleri 9 saat yol gider, 9 saat dinleniriz. Bu zorunludur. Ama bu kuralları hiçe saydım. Gerekirse ceza yerim ama mutlaka bu yardımları hızlıca ulaştırırım diye düşündüm. Allah da güç verdi. 4 gün boyunca hiç uyumadan yol yaptım. 2.5 günün sonunda Kapıkule’den Türkiye’ye girdim. 1.5 günün sonunda da Kahramanmaraş’a ulaştım. Zorunda kalmadıkça durmamaya, dinlenmemeye çalıştım. Tek hedefim çok hızlı bir şekilde bölgeye ulaşmaktı.”
'Tırda yattığım için utandım'
400’ü aşkın yardım kolisini AFAD merkezine götüren Zengin burada büyük bir dayanışmaya şahit olmuş:
“Hiçbir şey kalmamıştı ve her şeye ihtiyaç vardı. Yardımları dağıtmak için çalışmaya başladım. Anneme hemen döneceğime dair söz vermiştim ama birkaç gün bölgede kalarak yardımlara devam ettim. Acı, üzüntü ne demek orada gördüm. Bizi babam ‘Türkiye’deki herkes senin kardeşin’ diyerek büyüttü. Kardeşlerim zarar gördü. Karmakarışık duygular içerisindeydim. Maraş’ta herkes çadırlarda yatıyordu. Ben TIR’cı olduğum için araçta yatağım var. Burada uyumaktan bile utandım.”