'Çin ABD hegemonyasını hiç olmadığı kadar hedef alıyor, çok kutupluluk vurgusu yapıyor'
23:45 27.02.2023 (güncellendi: 13:04 01.03.2023)
'Çin ABD hegemonyasını hiç olmadığı kadar hedef alıyor, çok kutupluluk vurgusu yapıyor'
Abone ol
Gökhun Göçmen’e göre Çin’in Ukrayna çatışması için 12 maddelik önerisi bir çerçeve. Göçmen, Pekin’in ABD hegemonyasını sorgulayan metinine atıf yaparken Rusya ile ‘çok kutupluluk’ vurgularına dikkat çekti. “Çin’in Rusya’ya silah vereceği iddiaları niyet okuma” diyen Göçmen, ABD’nin Ukrayna faslı bitmeden Çin için benzer senaryolar yaptığı görüşünde
ABD öncülüğündeki Batı bloku, Ukrayna üzerinden yürüttükleri vekalet savaşa silah ve paralar dökerken, Çin Halk Cumhuriyeti, müzakereli çözüme temel teşkil eden ve küresel düzeyde ilkeleri de içeren 12 maddelik bir yol haritası açıkladı. Pekin yönetimi öncesinde de Küresel Güvenlik Girişimi ortaya koydu.
Ancak ABD ve Batı ülkeleri Pekin’in girişimine ‘burun bükerken’, Çin’in ‘güvenilmez olduğu’ iddiasında bulundu. Çin yönetiminin önerilerini duyurması öncesinde de Batı medyasında yoğun kampanya eşliğinde Çin’in Rusya Federayonu’na ‘silah sağladığı yahut sağlayacağı’ iddialarının ortaya atılması dikkat çekti. ABD yönetimi Pekin’i bu nedenle ‘ciddi sonuçları olur’ diye tehdit ederken, Çin Dışişleri Bakanlığı bu söylemleri reddetti. Pekin, Çin-Rusya ilişkilerine yönelik böylesi müdahalelerin kabul edilmeyeceğini duyurdu.
Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’daki özel askeri operasyonunun birinci yıldönümünde Çin’in ortaya attığı öneri ve ABD’nin tepkisini gazeteci Gökhun Göçmen ile konuştuk.
‘Bu maddeler bu zamana kadar aslında bu çerçeveyi çizemeyen Batı’ya da bir mesaj’
Gökhun Göçmen’e göre, Çin’in açıkladığı 12 maddelik öneriler Ukrayna çatışmasının çözümü için bir çerçeve sunuyor. Pekin’in bunun öncesinde Dışişleri’nin internet sitesinde yayımladığı ‘ABD Hegemonyası ve Tehlikeleri’ adlı metinde de ABD’nin hiç olmadığı kadar doğrudan hedef alındığını belirten Göçmen, Rusya ile Çin arasında üst düzey temaslarda da ‘çok kutuplu dünya’ vurgusunun yer almasına dikkat çekti:
“Sizin de bahsettiğiniz gibi bu bir çerçeve sunuyor. Zaten Çin genellikle diplomaside bu yolu tercih ediyor. Genellikle ortaya koyduğu önerileri, yol haritalarını inisiyatif olarak adlandırmasının sebebi de bu. Küresel inisiyatifini de geçen hafta açıkladı. Bunlar, zamanla içi doldurulacak maddelerdir. Bu noktaya nasıl gelindi? Çin, küresel güvenlik inisiyatifini duyurdu. Ardından Çin Dışişleri Bakanlığı, ‘ABD Hegemonyası ve Tehlikeleri’ isimli bir metin yayımladı, 4 bin kelimelik. Burada ABD’nin siyasi, askeri ve ekonomik hegemonyasından, teknolojik ve kültürel hegemonyalarından bahsedildi. Bu metinde hiç olmadığı kadar doğrudan Amerikan hegemonyası hedefe koyuluyor ve çok kutupluluğun altını çiziyor. Wang Yi, Moskova’yı ziyaret etti, Lavrov ile de buluştuğunda çok kutuplu dünyaya dair önerilerini yineledi. Bu 12 maddelik çözüm çerçevesi de Ukrayna krizinin birinci yıldönümü vesilesiyle kamuoyuna duyuruldu. Ülkelerin egemenliğine saygı gösterilmesi, Soğuk Savaş zihniyetinin terk edilmesi, ateşkes müzakerelerin devamı, insani krize çözüm, esirlerin korunması, nükleer santrallerin güvenliği, stratejik risklerin azaltılması, tek taraflı yaptırımların sona erdirilmesi, tedarik zincirlerinin devamı ve savaş sonrasında yeniden yapılanma. Bu maddeler bu zamana kadar aslında bu çerçeveyi çizemeyen Batı’ya da bir mesaj.”
‘Çin’in şu vurgusu da önemli; karmaşık sorunların basit çözümleri yoktur’
Göçmen’e göre Soğuk Savaş zihniyetinin terk edilmesi maddesi oldukça önemli. Bunun içinde aslında gelecekteki barışın nasıl tesis edilmesi gerektiğinin ipuçlarının yer aldığını belirten Göçmen, Ukrayna çatışmasının birinci yılında bu noktaya nasıl gelindiğinin ve NATO’nun genişleme siyasetinin de sorgulandığını dile getirdi. Göçmen’e göre Çin açısından ‘karmaşık sorunların basit çözümleri yok’:
“Soğuk Savaş zihniyetinin terk edilmesi maddesi oldukça önemli. Bu maddenin içerisinde aslında gelecekte barışın nasıl tesis edilmesi gerektiğinin ipuçlarını veriyor. Çin Dışişleri Bakanlığı, ‘Bir ülkenin güvenliği başka ülkelerin güvenliği pahasına tesis edilemez. Askeri kamplarla güçlendirilemez’ diyor. Ukrayna krizinin birinci yılında bir kez daha tekrarlayalım. Biz bu noktaya nasıl geldik? AB burun kıvırıyor ama gelinen noktanın altında yatan neden de bu. Çünkü NATO genellikle Doğu’ya genişlemesini güvenlikle gerekçelendirdi, Rusya sınırlarına doğru beş kez genişledi. Nihayetinde Rusya aksiyon aldı. O zaman biz güvenliğin bölünemezliği ilkesine dönüyoruz. Zaten müzakerelerde Sovyetler’in dağılmasının ardından -ki müzakerelerde de güvenliğin bölünemez ilkesi gerek NATO ile Rusya ilişkilerinde gerek diğer platformlarda sıklıkla dile getirildi- Avrupalı muhataplar, ‘Çin’in sözlerine değil eylemlerine bakacağız’ diyor. Eylemlerine bakmakta fayda var, sorunun aslını işaret etmekte fayda var. Çin’in şu vurgusu da önemli; karmaşık sorunların basit çözümleri yoktur. O sorunların nedenine eğilmek ve parça parça ilerlemek zorundayız. Dolayısıyla çözüme gidilecekse zor bir yol.
‘Çin genellikle statükonun bozulmamasından yana’
Pekin yönetiminin tutumunun dünyanın her yerinde aynı olduğunu söyleyen Göçmen, bunun Türkiye-Suriye ilişkilerine yahut Asya-Pasifik’e de uyarlanabileceğini belirtti. Göçmen’e göre 12 madde içinde ‘bütün ülkelerin egemenlik hakları’ vurgusu Rusya’nın Donbass hamlelerinin meşru görülmeyeceği anlamına geliyor:
“Rusya da bunu bugün teyit etti. Ama bir yere gelinecekse, bir noktadan hareket edilecekse o da şüphesiz Çin’in ısrarla dile getirdiği ki kendisinin buluşu değil sadece taraflara bir anımsatma, o da bu noktadan işaret etmek zorunda. Hem Rusya için hem Asya Pasifik hem Türkiye için bu böyle. Bir ülkenin güvenliği başka bir ülkenin güvenliği pahasına tehdit edilemez. Bunu Türkiye-Suriye ilişkilerinde de yaşadık, Rusya ve NATO ilişkisinde de yaşadık. Tüm ülkelerin egemenliğine karşı saygı gösterme, bu da önemli. Buradan Çin’in özellikle Rusya’nın Donbass bölgesindeki hamlelerini meşru biçimde tanımayacağı anlamını çıkartıyorum. Daha önceden Abhazya, Kırım örneğinde de bunu yaşamıştık. Çin genellikle statükonun bu anlamda bozulmamasından yana. Bu noktanın altını çizmesi de dikkate değer.
‘ABD 400 askeri müdahalede bulundu’
Göçmen, Çin’in yayımladığı 4 bin kelimelik belgenin de Amerikan hegemonyasını doğrudan hedefe koyduğunu ve bunun ‘günahlarının bir dökümü’ olduğunu vurguladı:
“Askeri hegemonya bölümünde şu söyleniyor; ABD 400 askeri müdahalede bulundu. Birleşmiş Milletler içerisinde sadece üç ülkeyi ya işgal etmedi ya da askeri ilişkiye girmedi. 4 bin kelimelik belge Amerikan hegemonyasını doğrudan hedefe koyan belge zaten Washington yönetiminin de bu zamana kadar yaptığı işlerin bir dökümü, günahlarının bir dökümü niteliğindedir. Tahıl anlaşmasının uygulanmasının devam etmesi, Türkiye ve Rusya da bu konuda hemfikir. Nükleer santrallerin güvenliği önemli. Stratejik risklerin azaltılması önemli, savaş sonrası yeniden inşa da gündemde. Burada müzakerelerin devamı, Soğuk Savaş zihniyetinin terk edilmesi ama bunun Rusya’nın güvenlik endişelerini dikkate alarak yapılması ve egemenlik vurgusunun önemli olduğunu düşünüyorum.
‘Çin, Rusya’ya silah verecek iddiası niyet okumadan ibaret’
Çin’in diplomasiye hız vermeye çalıştığı dönemde Rusya’ya silah vereceği iddialarının ortaya atıldığına işaret eden Göçmen’e göre, bu iddialar niyet okumadan ibaret. Göçmen, ABD’nin bunu daha önce de yaptığını anımsattı. Göçmen ABD’nin burada asıl amacının Çin’i radikal hale getirmek. Göçmen, ‘Ukrayna faslı kapanmadan paralel olarak da Çin’e karşı benzer senaryoların devreye sokulacağı yorumunu yaptı:
“Bu çatışmalar patlak verdikten sonra hızlıca bir makaleler serisini kitap haline getirmiştik, ‘Ukrayna’yı tarih yapan savaş’, orada Çin bölümünü kaleme almıştım. Aynı silah verme iddiaları o zaman da vardı. Çin yine devreye girmeye çalışmıştı. Minsk’i işaret etmiş, ‘Burayı temel alalım, Rusya’ya güvenlik garantileri verilsin’ demiş. Yani diplomatik anlamda kendi gövdesiyle bir şeyler yapmaya çalışırken, bir yanda Rusya’nın operasyonu daha yeni başlamış, ABD spot ışıklarını Çin’in üzerine tutmuş ve ‘Rusya’nın silaha ihtiyacı var, onu da Çin verecek’. Gerçekten çatışmaların başlamasından üç ay sonra Rusya’nın silah sıkıntısı çekebileceğini düşünüyor musunuz? Şimdi, Biden ya da Amerikan yetkilileri de bunu kabul ediyor. Somut bir adım yok ama hareketlilik bunu gösteriyor. Bunun adı niyet okuma. ABD önünde fanus var galiba, eliyle fanusu siliyor, ‘Şu anda böyle bir adımı yok. Çin’in bu zamana kadar yol haritası böyle bir hamleye girişeceğini göstermiyor. Ama niyetini okuduğumuz zaman da böyle bir işe kalkışacağını tahmin ediyoruz’ diyor.”
‘Benzer bir senaryoyu Çin üzerinde tatbik etmek istiyorlar’
Göçmen, Çin’in Rusya’ya silah vermesi temasının Pekin’i ‘radikal’ göstermek ve Ukrayna ve Rusya’daki benzer senaryoyu Çin üzerinde tatbik etme senaryolarına işaret ettiği görüşünde:
“Bunun arkasındaki asıl amaç Çin’i burada radikal hale getirmek ki zaten Ukrayna faslı kapanmadan paralel olarak da Çin’e karşı benzer senaryoların devreye konulduğunu görüyoruz. Çin Dışişleri ‘Batı Ukrayna’ya silah boca ediyor, başkası neden Rusya’ya veremiyor’ sorularına dair bir video yayımladı. (Video) Deyim yerindeyse ‘ateşin üzerine benzini kim döküyor?’ gibi... Çin’in böyle bir niyeti yok. Rusya’nın böyle bir talebi olduğuna dair de ben bir beyanat görmedim. Ama 100 milyar doların üzerinde silahı oraya boca eden ABD. Benzer bir senaryoyu da yine Çin üzerinde tatbik etmek istiyorlar.”
‘ABD, Japonya'yı da Almanya’yı dönüştürdüğü gibi bir savaş aygıtına dönüştürmek istiyor’
Göçmen’e göre Ukrayna tarafında gerilim devam ederken Asya-Pasifik’te de paralel bir süreç izleyecek. Göçmen, ABD’nin Almanya’yı Ukrayna üzerinden bir savaş aygıtına dönüştürmesi gibi burada da Japonya’ya aynısını yapmak istediği görüşünde:
“ABD’nin hegemonyası erozyona uğrarken fazla bekleyebileceğini düşünmüyorum. Bir taraftan Ukrayna devam edecek, diğer tarafta Asya-Pasifik’te gerilimi yükseltecekler, yani birbirine paralel süreç ilerleyecek. Ukrayna faslı kapandıktan sonra olmayacak gibime geliyor. ABD, nasıl İkinci Dünya Savaşı’nın ardından pasifize ettikleri Almanya’yı bugün Ukrayna üzerinden devasa bir savaş aygıtına dönüştürmek istiyor, benzer bir durumda Asya-Pasifik’te Japonya için geçerli. Japonya’da anayasayı revize ettiler. Her gelen iktidar daha fazla şahin tutumuyla ön plana çıkıyor. Bu da yetmezmiş gibi Japonya’yı NATO toplantısına çağırdılar. Asya-Pasifik özelinde Japonya’nın AUKUS’a katılımı tartışılıyor. Böyle olursa nükleer denizaltıların da sahibi olacak. ABD siyasi olarak Temsilciler Meclisi Başkanı’nı gönderecek, askeri anlamda da devriye uçuşları ya da seyrüsefer serbestliği altında bu gerilimi yükseltecek diye düşünüyorum.”