https://anlatilaninotesi.com.tr/20230126/turkiyede-nato-tartismasi-yeniden-gundem-ittifak-ile-ankaranin-cikarlari-birbiriyle-uyusuyor-mu--1066220410.html
Türkiye’de NATO tartışması yeniden gündem: İttifak ile Ankara’nın çıkarları birbiriyle uyuşuyor mu?
Türkiye’de NATO tartışması yeniden gündem: İttifak ile Ankara’nın çıkarları birbiriyle uyuşuyor mu?
Sputnik Türkiye
Türkiye’de hem iç hem de dış politikada sık sık gündemler değişse de NATO tartışmaları her zaman yerini koruyor. “NATO’dan çıkalım” imza kampanyasının... 26.01.2023, Sputnik Türkiye
2023-01-26T16:21+0300
2023-01-26T16:21+0300
2023-01-26T16:58+0300
görüş
türkiye
nato
abd
ankara
avrupa
rusya
recep tayyip erdoğan
beyaz saray ulusal güvenlik danışmanı john bolton
ethem sancak
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/104073/70/1040737025_0:148:3113:1899_1920x0_80_0_0_19bba09c5102c3fc2431540cc9ce5ac9.jpg
Türkiye’nin NATO üyeliği, ABD’de Donald Trump yönetiminin 2018-19'daki Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton’un, Türkiye’nin NATO üyeliğinden atılmasına yönelik önerilerinin ardından yeniden gündeme geldi.Halihazırda baktığımızda da Türkiye, 18 Şubat 1952'de katıldığı NATO’da 71’inci yılına girerken bugüne kadar pek çok anlaşmazlık ve bazı zamanlar kriz boyutuna varan sorunlarla karşı karşıya kaldı.İttifakın en büyük ikinci ordusuna sahip olan ve harekatlara en fazla katkı veren ilk 5 ülke arasında yer alan Türkiye’nin ABD’nin başını çektiği NATO ile gerginliğinin ilki Kıbrıs’ta oldu.Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi engellemek için yazılan ‘Johnson Mektubu’ ile başlayan gerginlik, Kıbrıs Barış Harekatı’nda Türkiye’nin yalnız bırakılmasıyla devam etti. Harekatın ardından 1975-1978 yılları arasında ABD tarafından silah ambargosuna maruz kalan Türkiye’nin buna cevabı ise ülkedeki ABD ve NATO üs ve askeri faaliyetlerini yasaklamak oldu.Ancak Türkiye, uygulanan bu ambargoyu uzun vadede kendi lehine çevirebilecek adımlar da attı. Zira, ambargonun başladığı yıl ülkenin savunma sanayisi için gelişim yolunu açan ASELSAN kuruldu ve ittifaktan bağımsız bir şekilde Ege Ordusu oluşturuldu. Halen varlığını sürdüren Ege Ordusu’nun, Kıbrıs üzerinden Yunanistan’la gerilimin arttığı bir dönemde NATO’dan bağımsız olarak kurulması da Türkiye ile ittifak arasındaki zedelenen güven bağının bir kanıtı olarak tarihe geçti.Bunun ardından Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini ‘önleyemediği’ gerekçesiyle Yunanistan, ittifakın askeri kanadından çıktı. Geri dönmek istemesi de 1980’e kadar Türkiye’nin vetosuna takıldı. Yunanistan, Kenan Evren’in askeri darbesinin ardından ancak ittifaka dönebildi.1992 yılında, Ege’de gerçekleştirilen Kararlılık Gösterisi-92 adlı NATO tatbikatı sırasında ise Türk muhrip gemisi Muavenet, ABD uçak gemisi Saratoga’nın ateşlediği 2 adet Sea Sparrow hava savunma füzesiyle vurulmuş, olayda 5 Türk askeri hayatını kaybetti. Bu olay da Türkiye-NATO-ABD ilişkilerindeki şaibeler arasında yerini aldı.Türkiye, NATO tarafından hava savunmasında yalnız bırakıldıTürkiye’nin NATO ile yaşadığı sorunların bir diğeri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ve Irak’ta terör örgütleri ile mücadele verdiği zamanda oldu.NATO üyesi olan Türkiye, Suriye'deki savaşın sınırı geçerek Türkiye’ye sıçraması üzerine NATO anlaşmasının 4. Maddesi çerçevesinde 21 Kasım 2012’de müttefiklerinden hava savunma takviyesi talep etti.4 Aralık 2012'de Brüksel'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, Türkiye’nin bu talebi kabul edildi.Ocak 2013'ten sonra ABD, Almanya, Hollanda, İtalya ve İspanya Türkiye’nin talebine cevap vererek Patriot sistemlerini geçici olarak gönderdi.Ocak 2013'te ABD’den gelen ilk Patriot sistemi Gaziantep'e konuşlandırıldı. Ancak o dönemde terör örgütü YPG ile işbirliğini genişleten ABD, Ağustos 2015'te Gaziantep'te konuşlu Patriot füzelerini "tehdit algısının değişmesi sebebiyle" geri çekme kararı aldı, sistem Ekim ayıldı Türkiye’den çıkarıldı.Bunun dışında Kahramanmaraş’a 2 adet sistem gönderen Almanya da sistemlerini ABD ile aynı yıl çekme kararı aldı. İtalya’nın SAMP-T’leri ise 2019’da ülkeden çıkarıldı. Adana’ya gönderilen Hollanda Patriot’ları da 2015’te geri çekildi.Şu anda sadece İspanya’nın bir sistemi aynı zamanda İncirlik Üssü’nün bulunduğu Adana’da kaldı.Böylece Türkiye, NATO tarafından hava savunmasında yalnız bırakıldı.Öte yandan Türkiye’nin Suriye’de YPG’ye yönelik harekatlarının ardından NATO müttefiki olan Almanya, Hollanda, Kanada gibi birçok ülke tarafından savunma sanayii alanında ambargolara maruz bırakıldığını da hatırlatmak gerekiyor.Patriot vermediler, S-400’e yaptırım uyguladılarTürkiye bu dönemde aynı zamanda kendi hava savunma sistemini tedarik etmek için de harekete geçti.2013 yılında Türkiye, NATO müttefiki ABD’den Patriot füzesi almak için başvuruda bulundu. Türkiye’nin teknoloji transferini de içeren başvuru talebi, ABD’de karşılık görmedi.Bunun üzerine Türkiye yine 2013 yılında T-LORAMIDS (Türk Uzun Menzilli Hava ve Füze Savunma Sistemi) ihalesini açtı.İhaleye, Fransa-İtalya ortaklığı Eurosam SAMP-T için Çinli firma CPMIEC FD-2000 için ve Amerikan firmaları Lockheed Martin ve Raytheon Patriot için teklif verdi.İhaleyi Çinli şirket CPMIEC’in FD-2000 sistemi, 3 milyar 400 milyon dolarlık bir anlaşmayla kazandı.İhalenin Suriye, İran ve Kuzey Kore’yi ilgilendiren ‘nükleer silahların yaygınlaştırılması anlaşmalarını’ ihlal ettiği gerekçesiyle 2013 yılında ABD tarafından yaptırım listesine alınan CPMIEC’e verilmesi ABD-Türkiye ilişkilerinde gerginliğine yol açtı. Türkiye ise Batı’nın baskı ve şantajları karşısında ihaleyi 2015 yılında iptal etti.Acil hava savunma sistemi ihtiyacını gidermek isteyen Türkiye, 2017 yılında Rusya’yla iki adet S-400 hava savunma sistemi için 2 milyar 500 milyon dolarlık anlaşma yaptı. İlk sistem 12 Temmuz 2019’da Türkiye’ye gönderilmeye başlandı. S-400’ün tüm hazırlıkları tamamlanarak kullanıma hazır hale getirildiği biliniyor.Bu hamle ‘S-400’lerin NATO sistemlerine entegre olmaması’ ve ‘NATO faaliyet ve teknolojik kabiliyetlerinin Rusya tarafından casusluk yolu ile elde edileceği endişesi’ gerekçesiyle ABD ve NATO tarafından gelen sert tepkilere neden oldu.Türkiye’nin S-400 tedarik etmesi üzerine ABD, Savunma Sanayii Başkanlığı ve bazı isimlere karşı ABD'nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası’nı (CAATSA) uyguladı. Türkiye, üretim ortağı oldu F-35 savaş uçağı programından atıldı.NATO tatbikatında Atatürk ve Erdoğan hedefteNATO ve Türkiye arasındaki en net krizlerden biri de Norveç’teki Trident tatbikatında yaşandı. Müşterek Harp Merkezi’nde 8-17 Kasım 2017’de düzenlenen ‘Trident Javelin’ adlı NATO tatbikatının son safhasında ‘Karşıt Kuvvet’ ülke lideri fotoğrafları arasına Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi, tatbikat içerikli sosyal medya çevrimi içinde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına sahte hesap açılarak Karşı Kuvvet liderini destekleyici ifadelere yer verildi. Durumun Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tarafından tespit edilmesi üzerine NATO, askeri makamlar nezdinde yazılı ve sözlü olarak uyarıldı. Ardından Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tatbikattan geri çekildi. Bu olay da “NATO’nun gözünde Türkiye” konusunda bir örnek olarak tarihe geçti.NATO ve ABD’nin Yunanistan ile işbirliğiTürkiye’nin deniz politikasını şekillendiren Mavi Vatan hedefleri kapsamında, hak iddia ettiği karasularında sondaj çalışmaları yapması da NATO üyeleri ile ülkeyi karşı karşıya getirdi.Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz krizi, 21 Temmuz 2020’de Oruç Reis araştırma gemisinin Meis’in güneyine hareketiyle başlayan süreçte iki ülke sıcak çatışmanın eşiğinden döndü.Bu doğrultuda, Türkiye gibi NATO’da olan Yunanistan, bir başka üye Fransa tarafından tam destek gördü. İttifak ise defaatle Türkiye ile ilgili olarak ‘Doğu Akdeniz ve S-400’ gibi konularda ciddi endişeleri olduğunu açıkladı.Tüm bu süreçte ABD ve NATO, Yunanistan’la olan işbirliğini genişletti. ABD, NATO tatbikatı bahanesiyle Türkiye sınırına yakın konumdaki Dedeağaç’a askeri yığınak yaptı. Ülkede 9 adet askeri üs ve tesis kurdu. Ankara ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seviyesinde defalarca bu üs ve yığınakların Türkiye’ye karşı yapıldığını açıkladı.NATO’da İsveç ve Finlandiya kriziÖte yandan NATO ittifakı üyeleri Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PYD ve YPG’yi açıktan destekliyor, silah gönderiyor ve ülkenin ‘terör tehdidi’ olarak kabul edilmesi gerektiği talebine olumlu yanıt vermiyor. Paktın en büyük üyesi olan ABD, yine Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği FETÖ’nün liderini ülkesinde barındırıyor ve iade taleplerini cevapsız bırakıyor.Türkiye ve NATO arasındaki son uyuşmazlıklardan biri de bu sebeple çıktı. Rusya’nın Ukrayna operasyonunun ardından İsveç ve Finlandiya, ittifaka katılma talebinde bulundu. Ancak bu talep Ankara’nın şartlarına takıldı.Nihayetinde 28 Haziran 2022 tarihinde NATO Madrid Zirvesi’nde Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de katılımıyla üçlü mutabakat imzalandı. Bu mutabakatla iki ülke PYD/YPG ve FETÖ’ye destek sağlamayacakları konusunda çeşitli taahhütler verdi. Ancak gelinen süreçte, taahhütlerin büyük kısmının yerine getirilmemesi, özellikle İsveç’te gerçekleştirilen eylemler ve İsveç’in bunları engellememesi süreci tıkadı. Türkiye, iki ülkenin şartları sağlamadığı sürece üyeliklerini TBMM’ye onay için göndermeyeceğini beyan ediyor. Bu konuda ABD ve NATO tarafından Türkiye’ye yoğun baskı uygulanıyor.Öte yandan Türkiye’nin Ukrayna krizinde tarafsız kalması, Rusya’ya yaptırımlara katılmaması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uygulayarak NATO gemilerini boğazdan geçirmemesi de Brüksel merkezli ittifakta rahatsızlık yaratıyor.Bolton’dan öneri: Batı, Erdoğan'ı durduracaksa, seçime çökmesini önlemek için NATO'dan atmakla tehdit etmeliTürkiye’nin NATO üyeliğini son tartışmaya açan ve hem hükümetten hem de muhalefetten tepki alan son isim ise Donald Trump yönetiminin 2018-19'daki Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton oldu. Bolton, The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde yayımlanan makalesinde, "Türkiye'nin Rusya'nın S-400 füze savunma sistemlerini satın alması, kavgacı saldırganlığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşan seçimlere karışma girişimi, NATO üyeliğini sona erdirmek için yeterli sebepler" iddiasında bulundu.Bolton, "Türkiye'yi yeniden 'Avrupa'nın hasta adamı' yapan Erdoğan'ın hükümeti aracılığıyla muhalifleri kovuşturarak ve bağımsız medyayı daha da kapatarak seçimlere müdahale etmesi, Türkiye'nin NATO'ya ait olmadığının bir başka kanıtı olur" diyerek "Yine de, eğer Batı, Türkiye'de muhalefetin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eşit ve adil fırsata sahip olmasını sağlamak için cesur adımlar atarsa, Erdoğan'ın durdurulması şansı var. Bunun için ittifakın Ankara'nın üyeliğini topun ağzına koyması gerekiyor" ifadelerini kullandı.Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Bolton'a tepki göstererek, "Türk milletinin demokratik iradesini vesayet altına almaya çalışmak beyhude bir çabadır. Sömürge valiliği oynadığınız günler geride kaldı" açıklamasında bulundu.Türk halkı NATO'ya güvenmiyorTürk halkının NATO ittifakına bakışı da anketlere yansıyor. 2022 yılında Areda Survey tarafından yapılan bir anket bunu ortaya koyuyor. 26-28 Şubat 2022’de 2 bin kişinin katılımı ile gerçekleştirilen ankette katılımcılar ‘NATO’nun Türkiye’yi koruyabileceğini düşünüyor musunuz?’ sorusuna yanıt veren katılımcıların yüzde 90.8’i ‘hayır’ cevabını verdi. Haziran 2021’de yapılan ve ‘Türkiye’nin NATO dışı bir ülke ile olası savaşında NATO’nun Türkiye’nin yanında yer alacağına inanıyor musunuz?’ sorusun sorulduğu ankette ise yüzde 21.7 ‘evet’, yüzde 78.3 ise ‘hayır’ demişti. Böylelikle Türkiye’de NATO’ya olan güveni iki anket arasında yani 8 ay içinde yüzde 12.5 azalmış oldu.‘NATO’dan çıkalım’ imza kampanyası düzenleniyorTürkiye’de NATO tartışmaları sürerken Vatan Partisi tarafından da “Vatan Bütünlüğü ve Üretim Devrimi için NATO'dan Çıkalım” imza kampanyası başlatıldı. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, bu konuda Sputnik’e yaptığı açıklamada, “Vatan Partisi olarak yurt çapında başlattığımız NATO’dan Çıkalım kampanyasında 6 günde, bizzat açtığımız masalara gelen ve internet üzerinden atılan imza sayısı 100 bine yaklaştı ve devam ediyor” diyerek şunları ekledi:Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ethem Sancak da geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin NATO’dan 5-6 ay sonra çıkacağını ifade etmişti. Sancak, "NATO bizi yaptıkları provokasyonlarla bu eylemlere zorluyor. Son olarak komşumuz Yunanistan ile bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyor" uyarısında bulunmuştu.‘Türkiye ve NATO’nun çıkarları birbirine uyuşmuyor’Peki, bugün Türkiye’nin NATO ile çıkarları uyuşuyor mu? Bu soruyu yönelttiğimiz Marmara Üniversitesi öğretim üyesi ve Cumhuriyet yazarı Prof. Dr. Barış Doster, şöyle yanıtladı:
https://anlatilaninotesi.com.tr/20230118/bolton-bati-erdogani-durduracaksa-secime-cokmesini-onlemek-icin-natodan-atmakla-tehdit-etmeli-1065869656.html
ankara
rusya
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2023
Turan Salcı
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/1d/1063968283_0:16:787:803_100x100_80_0_0_387a309ad057f292b54c4dbdabaf3452.jpg
Turan Salcı
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/1d/1063968283_0:16:787:803_100x100_80_0_0_387a309ad057f292b54c4dbdabaf3452.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/104073/70/1040737025_191:0:2922:2048_1920x0_80_0_0_fe739185cfa0487c8a236143b3e24584.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Turan Salcı
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/1d/1063968283_0:16:787:803_100x100_80_0_0_387a309ad057f292b54c4dbdabaf3452.jpg
türkiye, nato, abd, ankara, avrupa, rusya, recep tayyip erdoğan, beyaz saray ulusal güvenlik danışmanı john bolton, ethem sancak
türkiye, nato, abd, ankara, avrupa, rusya, recep tayyip erdoğan, beyaz saray ulusal güvenlik danışmanı john bolton, ethem sancak
Türkiye’de NATO tartışması yeniden gündem: İttifak ile Ankara’nın çıkarları birbiriyle uyuşuyor mu?
16:21 26.01.2023 (güncellendi: 16:58 26.01.2023) Özel
Türkiye’de hem iç hem de dış politikada sık sık gündemler değişse de NATO tartışmaları her zaman yerini koruyor. “NATO’dan çıkalım” imza kampanyasının düzenlendiği şu günlerde Sputnik, Türkiye ve NATO arasında geçmişte yaşanılan sorunları ve günümüzdeki durumu derledi.
Türkiye’nin NATO üyeliği, ABD’de Donald Trump yönetiminin 2018-19'daki Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton’un, Türkiye’nin NATO üyeliğinden atılmasına yönelik önerilerinin ardından yeniden gündeme geldi.
Halihazırda baktığımızda da Türkiye, 18 Şubat 1952'de katıldığı NATO’da 71’inci yılına girerken bugüne kadar pek çok anlaşmazlık ve bazı zamanlar kriz boyutuna varan sorunlarla karşı karşıya kaldı.
İttifakın en büyük ikinci ordusuna sahip olan ve harekatlara en fazla katkı veren ilk 5 ülke arasında yer alan Türkiye’nin ABD’nin başını çektiği NATO ile gerginliğinin ilki Kıbrıs’ta oldu.
Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi engellemek için yazılan ‘Johnson Mektubu’ ile başlayan gerginlik, Kıbrıs Barış Harekatı’nda Türkiye’nin yalnız bırakılmasıyla devam etti. Harekatın ardından 1975-1978 yılları arasında ABD tarafından silah ambargosuna maruz kalan Türkiye’nin buna cevabı ise ülkedeki ABD ve NATO üs ve askeri faaliyetlerini yasaklamak oldu.
Ancak Türkiye, uygulanan bu ambargoyu uzun vadede kendi lehine çevirebilecek adımlar da attı. Zira, ambargonun başladığı yıl ülkenin savunma sanayisi için gelişim yolunu açan ASELSAN kuruldu ve ittifaktan bağımsız bir şekilde Ege Ordusu oluşturuldu. Halen varlığını sürdüren Ege Ordusu’nun, Kıbrıs üzerinden Yunanistan’la gerilimin arttığı bir dönemde NATO’dan bağımsız olarak kurulması da Türkiye ile ittifak arasındaki zedelenen güven bağının bir kanıtı olarak tarihe geçti.
Bunun ardından Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini ‘önleyemediği’ gerekçesiyle Yunanistan, ittifakın askeri kanadından çıktı. Geri dönmek istemesi de 1980’e kadar Türkiye’nin vetosuna takıldı. Yunanistan, Kenan Evren’in askeri darbesinin ardından ancak ittifaka dönebildi.
1992 yılında, Ege’de gerçekleştirilen Kararlılık Gösterisi-92 adlı NATO tatbikatı sırasında ise Türk muhrip gemisi Muavenet, ABD uçak gemisi Saratoga’nın ateşlediği 2 adet Sea Sparrow hava savunma füzesiyle vurulmuş, olayda 5 Türk askeri hayatını kaybetti. Bu olay da Türkiye-NATO-ABD ilişkilerindeki şaibeler arasında yerini aldı.
Türkiye, NATO tarafından hava savunmasında yalnız bırakıldı
Türkiye’nin NATO ile yaşadığı sorunların bir diğeri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ve Irak’ta terör örgütleri ile mücadele verdiği zamanda oldu.
NATO üyesi olan Türkiye, Suriye'deki savaşın sınırı geçerek Türkiye’ye sıçraması üzerine NATO anlaşmasının 4. Maddesi çerçevesinde 21 Kasım 2012’de müttefiklerinden hava savunma takviyesi talep etti.
4 Aralık 2012'de Brüksel'de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, Türkiye’nin bu talebi kabul edildi.
Ocak 2013'ten sonra ABD, Almanya, Hollanda, İtalya ve İspanya Türkiye’nin talebine cevap vererek Patriot sistemlerini geçici olarak gönderdi.
Ocak 2013'te ABD’den gelen ilk Patriot sistemi Gaziantep'e konuşlandırıldı. Ancak o dönemde terör örgütü YPG ile işbirliğini genişleten ABD, Ağustos 2015'te Gaziantep'te konuşlu Patriot füzelerini "tehdit algısının değişmesi sebebiyle" geri çekme kararı aldı, sistem Ekim ayıldı Türkiye’den çıkarıldı.
Bunun dışında Kahramanmaraş’a 2 adet sistem gönderen Almanya da sistemlerini ABD ile aynı yıl çekme kararı aldı. İtalya’nın SAMP-T’leri ise 2019’da ülkeden çıkarıldı. Adana’ya gönderilen Hollanda Patriot’ları da 2015’te geri çekildi.
Şu anda sadece İspanya’nın bir sistemi aynı zamanda İncirlik Üssü’nün bulunduğu Adana’da kaldı.
Böylece Türkiye, NATO tarafından hava savunmasında yalnız bırakıldı.
Öte yandan Türkiye’nin Suriye’de YPG’ye yönelik harekatlarının ardından NATO müttefiki olan Almanya, Hollanda, Kanada gibi birçok ülke tarafından savunma sanayii alanında ambargolara maruz bırakıldığını da hatırlatmak gerekiyor.
Patriot vermediler, S-400’e yaptırım uyguladılar
Türkiye bu dönemde aynı zamanda kendi hava savunma sistemini tedarik etmek için de harekete geçti.
2013 yılında Türkiye, NATO müttefiki ABD’den Patriot füzesi almak için başvuruda bulundu. Türkiye’nin teknoloji transferini de içeren başvuru talebi, ABD’de karşılık görmedi.
Bunun üzerine Türkiye yine 2013 yılında T-LORAMIDS (Türk Uzun Menzilli Hava ve Füze Savunma Sistemi) ihalesini açtı.
İhaleye, Fransa-İtalya ortaklığı Eurosam SAMP-T için Çinli firma CPMIEC FD-2000 için ve Amerikan firmaları Lockheed Martin ve Raytheon Patriot için teklif verdi.
İhaleyi Çinli şirket CPMIEC’in FD-2000 sistemi, 3 milyar 400 milyon dolarlık bir anlaşmayla kazandı.
İhalenin Suriye, İran ve Kuzey Kore’yi ilgilendiren ‘nükleer silahların yaygınlaştırılması anlaşmalarını’ ihlal ettiği gerekçesiyle 2013 yılında ABD tarafından yaptırım listesine alınan CPMIEC’e verilmesi ABD-Türkiye ilişkilerinde gerginliğine yol açtı. Türkiye ise Batı’nın baskı ve şantajları karşısında ihaleyi 2015 yılında iptal etti.
Acil hava savunma sistemi ihtiyacını gidermek isteyen Türkiye, 2017 yılında Rusya’yla iki adet S-400 hava savunma sistemi için 2 milyar 500 milyon dolarlık anlaşma yaptı. İlk sistem 12 Temmuz 2019’da Türkiye’ye gönderilmeye başlandı. S-400’ün tüm hazırlıkları tamamlanarak kullanıma hazır hale getirildiği biliniyor.
Bu hamle ‘S-400’lerin NATO sistemlerine entegre olmaması’ ve ‘NATO faaliyet ve teknolojik kabiliyetlerinin Rusya tarafından casusluk yolu ile elde edileceği endişesi’ gerekçesiyle ABD ve NATO tarafından gelen sert tepkilere neden oldu.
Türkiye’nin S-400 tedarik etmesi üzerine ABD, Savunma Sanayii Başkanlığı ve bazı isimlere karşı ABD'nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası’nı (CAATSA) uyguladı. Türkiye, üretim ortağı oldu F-35 savaş uçağı programından atıldı.
NATO tatbikatında Atatürk ve Erdoğan hedefte
NATO ve Türkiye arasındaki en net krizlerden biri de Norveç’teki Trident tatbikatında yaşandı. Müşterek Harp Merkezi’nde 8-17 Kasım 2017’de düzenlenen ‘Trident Javelin’ adlı NATO tatbikatının son safhasında ‘Karşıt Kuvvet’ ülke lideri fotoğrafları arasına Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi, tatbikat içerikli sosyal medya çevrimi içinde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına sahte hesap açılarak Karşı Kuvvet liderini destekleyici ifadelere yer verildi. Durumun Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tarafından tespit edilmesi üzerine NATO, askeri makamlar nezdinde yazılı ve sözlü olarak uyarıldı. Ardından Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tatbikattan geri çekildi. Bu olay da “NATO’nun gözünde Türkiye” konusunda bir örnek olarak tarihe geçti.
NATO ve ABD’nin Yunanistan ile işbirliği
Türkiye’nin deniz politikasını şekillendiren Mavi Vatan hedefleri kapsamında, hak iddia ettiği karasularında sondaj çalışmaları yapması da NATO üyeleri ile ülkeyi karşı karşıya getirdi.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz krizi, 21 Temmuz 2020’de Oruç Reis araştırma gemisinin Meis’in güneyine hareketiyle başlayan süreçte iki ülke sıcak çatışmanın eşiğinden döndü.
Bu doğrultuda, Türkiye gibi NATO’da olan Yunanistan, bir başka üye Fransa tarafından tam destek gördü. İttifak ise defaatle Türkiye ile ilgili olarak ‘Doğu Akdeniz ve S-400’ gibi konularda ciddi endişeleri olduğunu açıkladı.
Tüm bu süreçte ABD ve NATO, Yunanistan’la olan işbirliğini genişletti. ABD, NATO tatbikatı bahanesiyle Türkiye sınırına yakın konumdaki Dedeağaç’a askeri yığınak yaptı. Ülkede 9 adet askeri üs ve tesis kurdu. Ankara ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seviyesinde defalarca bu üs ve yığınakların Türkiye’ye karşı yapıldığını açıkladı.
NATO’da İsveç ve Finlandiya krizi
Öte yandan NATO ittifakı üyeleri Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği PYD ve YPG’yi açıktan destekliyor, silah gönderiyor ve ülkenin ‘terör tehdidi’ olarak kabul edilmesi gerektiği talebine olumlu yanıt vermiyor. Paktın en büyük üyesi olan ABD, yine Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği FETÖ’nün liderini ülkesinde barındırıyor ve iade taleplerini cevapsız bırakıyor.
Türkiye ve NATO arasındaki son uyuşmazlıklardan biri de bu sebeple çıktı. Rusya’nın Ukrayna operasyonunun ardından İsveç ve Finlandiya, ittifaka katılma talebinde bulundu. Ancak bu talep Ankara’nın şartlarına takıldı.
Nihayetinde 28 Haziran 2022 tarihinde NATO Madrid Zirvesi’nde Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de katılımıyla üçlü mutabakat imzalandı. Bu mutabakatla iki ülke PYD/YPG ve FETÖ’ye destek sağlamayacakları konusunda çeşitli taahhütler verdi. Ancak gelinen süreçte, taahhütlerin büyük kısmının yerine getirilmemesi, özellikle İsveç’te gerçekleştirilen eylemler ve İsveç’in bunları engellememesi süreci tıkadı. Türkiye, iki ülkenin şartları sağlamadığı sürece üyeliklerini TBMM’ye onay için göndermeyeceğini beyan ediyor. Bu konuda ABD ve NATO tarafından Türkiye’ye yoğun baskı uygulanıyor.
Öte yandan Türkiye’nin Ukrayna krizinde tarafsız kalması, Rusya’ya yaptırımlara katılmaması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uygulayarak NATO gemilerini boğazdan geçirmemesi de Brüksel merkezli ittifakta rahatsızlık yaratıyor.
Bolton’dan öneri: Batı, Erdoğan'ı durduracaksa, seçime çökmesini önlemek için NATO'dan atmakla tehdit etmeli
Türkiye’nin NATO üyeliğini son tartışmaya açan ve hem hükümetten hem de muhalefetten tepki alan son isim ise Donald Trump yönetiminin 2018-19'daki Ulusal Güvenlik Danışmanı olan John Bolton oldu. Bolton, The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde yayımlanan makalesinde, "Türkiye'nin Rusya'nın S-400 füze savunma sistemlerini satın alması, kavgacı saldırganlığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşan seçimlere karışma girişimi, NATO üyeliğini sona erdirmek için yeterli sebepler" iddiasında bulundu.
Bolton, "Türkiye'yi yeniden 'Avrupa'nın hasta adamı' yapan Erdoğan'ın hükümeti aracılığıyla muhalifleri kovuşturarak ve bağımsız medyayı daha da kapatarak seçimlere müdahale etmesi, Türkiye'nin NATO'ya ait olmadığının bir başka kanıtı olur" diyerek "Yine de, eğer Batı, Türkiye'de muhalefetin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eşit ve adil fırsata sahip olmasını sağlamak için cesur adımlar atarsa, Erdoğan'ın durdurulması şansı var. Bunun için ittifakın Ankara'nın üyeliğini topun ağzına koyması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Bolton'a tepki göstererek, "Türk milletinin demokratik iradesini vesayet altına almaya çalışmak beyhude bir çabadır. Sömürge valiliği oynadığınız günler geride kaldı" açıklamasında bulundu.
Türk halkı NATO'ya güvenmiyor
Türk halkının NATO ittifakına bakışı da anketlere yansıyor. 2022 yılında Areda Survey tarafından yapılan bir anket bunu ortaya koyuyor. 26-28 Şubat 2022’de 2 bin kişinin katılımı ile gerçekleştirilen ankette katılımcılar ‘NATO’nun Türkiye’yi koruyabileceğini düşünüyor musunuz?’ sorusuna yanıt veren katılımcıların yüzde 90.8’i ‘hayır’ cevabını verdi. Haziran 2021’de yapılan ve ‘Türkiye’nin NATO dışı bir ülke ile olası savaşında NATO’nun Türkiye’nin yanında yer alacağına inanıyor musunuz?’ sorusun sorulduğu ankette ise yüzde 21.7 ‘evet’, yüzde 78.3 ise ‘hayır’ demişti. Böylelikle Türkiye’de NATO’ya olan güveni iki anket arasında yani 8 ay içinde yüzde 12.5 azalmış oldu.
‘NATO’dan çıkalım’ imza kampanyası düzenleniyor
Türkiye’de NATO tartışmaları sürerken Vatan Partisi tarafından da “Vatan Bütünlüğü ve Üretim Devrimi için NATO'dan Çıkalım” imza kampanyası başlatıldı. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, bu konuda Sputnik’e yaptığı açıklamada, “Vatan Partisi olarak yurt çapında başlattığımız NATO’dan Çıkalım kampanyasında 6 günde, bizzat açtığımız masalara gelen ve internet üzerinden atılan imza sayısı 100 bine yaklaştı ve devam ediyor” diyerek şunları ekledi:
“Kampanyamıza büyük bir ilgi var. Türk halkı NATO’ya isyan ediyor. ABD ve NATO’nun Türkiye’ye yönelik tehdidin esas kaynağı olduğu biliniyor. Bu koşullarda bir tek Vatan Partisi, diğer partilerden farklı olarak, Türkiye’nin güvenliği ve üretim ekonomisi için NATO’dan çıkmayı savunuyor. Türkiye ve NATO’nun uzlaşmaz çelişkileri var. Bu önümüzdeki dönem daha da kuvvetlenecek ve Türkiye NATO’dan ayrılıp, gerçek dostlarıyla kucaklaşacak.”
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ethem Sancak da geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin NATO’dan 5-6 ay sonra çıkacağını ifade etmişti. Sancak, "NATO bizi yaptıkları provokasyonlarla bu eylemlere zorluyor. Son olarak komşumuz Yunanistan ile bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyor" uyarısında bulunmuştu.
‘Türkiye ve NATO’nun çıkarları birbirine uyuşmuyor’
Peki, bugün Türkiye’nin NATO ile çıkarları uyuşuyor mu? Bu soruyu yönelttiğimiz Marmara Üniversitesi öğretim üyesi ve Cumhuriyet yazarı Prof. Dr. Barış Doster, şöyle yanıtladı:
“Türkiye ve NATO’dan çıkarları birbirine uyuşmuyor. Çünkü NATO, ABD emperyalizminin işgal aygıtıdır. ABD’nin müttefiki olan ülkeleri ABD’nin hizasında tutmak, bu ülkelerin sadece dış politikasını ve ulusal güvenliğini değil, iç siyasetini de şekillendirmek ve ABD ile uyumlu hale getirmek için kurulmuş bir örgüttür. Dolayısıyla ABD ve NATO’nun Türkiye ile çıkarları ne dün örtüşmüştür ne bugün ne de yarın örtüşebilir. NATO; Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliğine en büyük tehdittir. PKK, PYD, YPG ve FETÖ terör örgütleri, darbelere verilen destek ve Türkiye’nin Yunanistan gibi ülkelerle sorunları söz konusu olduğunda NATO hep karşı taraftadır. Tarafsız bile kalmaz. Bu yüzden kesinlikle Türkiye, NATO ittifakından ayrılmalıdır.”