Pompeo: Ankara'da Erdoğan ile Pence baş başa görüşürken kilitli kapıyı kırmaya kalkıştım
13:04 25.01.2023 (güncellendi: 20:18 25.01.2023)
Abone ol
Trump'ın CIA Direktörü ve Dışişleri Bakanı, anılarında Türkiye'ye de yer verdi. 2019'da Ankara'da Erdoğan'ın birkaç dakika baş başa görüşmek istediği Pence'in uzun süre çıkmaması üzerine kilitli kapıyı kırmaya kalkıştığını anlatan Pompeo, 2017'de Beyaz Saray'da SDG ile işbirliği tercihini söylediklerinde Kalın ve Fidan'ın öfkesini aktardı.
Önceki ABD Başkanı Donald Trump'ın önce CIA Direktörü, sonra Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun 'Never Give an Inch: Fighting for the America I Love' (Asla en ufak taviz vermeden: Sevdiğim Amerika için mücadele ederek) isimli anı kitabı dün yayımlandı.
2024 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olmak için yarışmak isteyen Pompeo'nun kitabından özellikle Türkiye'nin bulunduğu bölgeyle ilgili çarpıcı anılara yer verildi.
Pompeo's memoir has also discussed the 2020 US killing of Iranian general Qassem Soleimani, who he compared to a Rembrandt painting, and the assassination of Saudi journalist Jamal Khashoggi, which he claimed was an overblown crisishttps://t.co/ZGQOeq7ThM
— Middle East Eye (@MiddleEastEye) January 25, 2023
Kitaptan Trump'ın Türkiye'ye Suriye'de Barış Pınarı Harekatı'nın ardından ateşkes anlaşması imzalatmak için dönemin Dışişleri Bakanı Pompeo'yu dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence ile birlikte Ankara'ya gönderdiğinde yaşananlar gündem oldu.
Pompeo'nun Ekim 2019'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beklenenden daha uzun bir baş başa görüşme yapan Pence'e ulaşmak için kilitli bir kapıyı kırmaya çalıştığını anlatması dikkat çekti:
"Erdoğan, Pence ile ‘birkaç dakika’ baş başa görüşmek istedi. Yaklaşık yarım saat sonra ev sahiplerimize başkan yardımcısını görmem gerektiğini söyledim. Nafile. Yirmi dakika daha geçti ve artık kararlıydım. İzin almadan koridorda yürüdüm ve Erdoğan ile Pence'in buluştuğu odanın kapısını iterek açmaya çalıştım. Kilitliydi. Bunun üzerine muhatabıma kapıyı kıracağımızı söyledim."
'Darbe girişiminin 3 saatlik videosunu izlettiriyorlar diye korktum'
Pompeo, bu hareketini, '2017'de CIA Direktörü olarak Türkiye'yi ilk ziyaretinde izlemeye zorlandığı Temmuz 2016 darbe girişiminin üç saatlik videosunun aynısını izlemeye maruz bırakılmasından duyduğu endişeyle' açıklayarak ekledi:
"Video o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki, bunun bir akıl sağlığı sorunu olduğunu düşündüm!"
Sorunsuz atlatıldı
Pompeo'nun bariyeri yıkmak için fiziksel çabası, Türk korumaların agresif tepki vereceğini düşünen güvenlik ekibini korkuttu. Ancak Türk güvenliği hızla geçmesine izin verdi ve ABD'li yetkililer Erdoğan'ın Pence ile görüşmesine katıldı.
O dönemde telefon görüşmesi sırasında Erdoğan tarafından İŞİD'in yenildiğine ve Türkiye'nin Amerikalılar tarafından boşaltılan bölgeleri koruyabileceğine ikna edilen Trump, Suriye'den çekilme emri vermişti. Ancak Türkiye'nin operasyonunun Pentagon ve ABD güvenlik çevrelerinin yanısıra Amerikan kamuoyunu kızdırması üzerine Trump, Pence ile Pompeo'yu bir çıkış yolu görüşmek üzere Ankara'ya göndermişti. Sonuçta külliyedeki görüşmede taraflar, Türkiye'nin Suriye'de ABD'nin kontrol ettiği sınır bölgesinin çoğuna erişmesine izin veren geçici bir ateşkes anlaşmasına vardı.
'SDG'nin PKK'den farkı olmadığını vurgulamak için defalarca aradılar'
Türkiye karşıtlığıyla tanınan Pompeo, kitapta, 2017'de Trump yönetimi ile üst düzey Türk yetkililer arasında Suriye'nin kuzeydoğusundaki Rakka'yı IŞİD'den kurtarmaya yönelik yol haritası oluşturmak üzere yürütülen müzakerelere de el attı.
Pompeo'ya göre Washington'ın iki seçeneği vardı: Ya Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ya da Türk ordusuyla çalışmak. Ankara, SDG'yi ABD, AB ve Türkiye tarafından terör örgütü olarak tanımlanan PKK'nın bir parçası olarak görüyor.
Pompeo “Erdoğan ve MİT Başkanı Hakan Fidan, SDG'nin PKK'den hiçbir farkı olmadığını vurgulamak için beni defalarca aradı. ABD'nin SDG'yi desteklemesinin Türkiye ile ilişkilerini bozacağını iddia ettiler" diye yazdı.
'Mattis ve Dunford ikna olmadı'
“(Dönemin Savunma Bakanı) Jim Mattis ve (dönemin Genelkurmay Başkanı) Joe Dunford’un farklı bir endişesi vardı: Türkiye’nin ordusu IŞİD’i yenme kapasitesine sahip değildi. Dunford, Türkiye içinde eğitim gören 'Türk işgal gücünü' görmeye gitti. Türkler bu ziyareti defalarca erteledikten sonra, nihayet birlikleri gözden geçirmesine izin verildi. Gördükleri onu, Türklerin yoğun ABD desteği olmadan IŞİD’i yenme şansının sıfır olduğuna ikna etti."
'Kalın ve Fidan bağırıp çağırarak odadan çıktı'
Dolayısıyla Pentagon'un Türkiye'nin Suriye için eğittiği kuvvetlerin IŞİD'i yenmek için yeterli güce sahip olduğuna ikna olmadığından ikinci seçeneği tercih ettiğini aktaran Pompeo, "Artık sıra Türklere diplomatik yolla bu haberi vermeye gelmişti. Toplantı kötü geçti" diyerek şöyle devam etti:
“Bir odada hiç bu kadar hızlı patlayan bir öfke görmemiştim. (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı) İbrahim Kalın ile Fidan bağırıp çağırdı ve ardından hızla odadan çıktı. İlişki için harika olmadı."
Kaşıkçı cinayeti: 'Medyanın abarttığı kriz'
Anılarında IŞİD'in yenilmesinde anahtar rol oynayan İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'ye Ocak 2020'de Trump'ın emriyle Bağdat'ta düzenlenen suikastı 'Rembrandt tablosuna' benzeten Pompeo, Suudi Arabistan'da İhvan yanlısı olduğu için muhalif konumuna düşen gazeteci-köşe yazarı Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'nda vahşi şekilde öldürülmesi meselesini için de 'abartılı kriz' ifadesini kullandı.
Wow! Pretty bleak.
— Louis Massie (@LouisMassie) January 25, 2023
Pompeo calls Saudi ties after Khashoggi 'middle finger' to media https://t.co/VtCMt6lxvU via @RFI_En
"Medyayı mezbahadaki bir vegandan daha deliye çeviren şey, Suudi Arabistan ile olan ilişkimizdi" tasvirini yapan Pompeo, cinayetin ortaya çıkması üzerine Trump tarafından Riyad'a gönderilmesiyle ilgili "Başkan'ın gerçeklikten bihaber The Washington Post, The New York Times ve diğer altını ıslatanlara orta parmak gösterenin ben olmamı bir şekilde kıskandığını düşünüyorum" yorumunda bulundu.
'Ortadoğu için rutin acımasızlık'
Trump'ın halefi Joe Biden tarafından sonradan yayımlanan CIA raporunda Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın sorumlu tutulmasına itiraz getirmeyen Pompeo, "Bu grotesk kasaplık çirkin, kabul edilemez, korkunç, üzücü, aşağılık, şeytani, vahşi ve tabii ki hukuka aykırıydı. Ama hiçbir şekilde şaşırtıcı değildi" diye yazarak ekledi:
"Bu tür bir acımasızlığın dünyanın o bölgesinde fazlasıyla rutin olduğunu bilmeme yetecek kadar Ortadoğu'yu gördüm."