Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık: 6 yaşındaki bir evliliği bizim hukukumuz kabul etmez
10:41 09.12.2022 (güncellendi: 11:20 09.12.2022)
© DHADerya Yanık
© DHA
Abone ol
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in 6 yaşında kızı H.K.G.'yi 29 yaşındaki Kadir İstekli ile dini nikahla evlendirdiği iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Yanık, A Haber yayınında 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi iddiasına dair konuştu.
“6 yaşındaki bir evliliği bizim hukukumuz kabul etmez” ifadelerini kullanan Yanık'ın açıklamaları şöyle:
Çok tatsız ve hiç duymak istemediğimiz haberlerden birisi. Bakanlık olarak biz uzun yıllardır düzenli olarak erken yaşta evlilikle mücadele noktasında çalışmalarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Hala özellikle pilot bölgelerde çalışmalarımız devam ediyor. Ancak bu konu erken yaşta evlilik başlığında bile değerlendirilemeyecek kadar tatsız bir konu. Biz açılan ceza davasına bakanlık olarak müdahil olduk. Dolayısıyla süreç içerisinde delillerin toplanması hakikatin ortaya çıkması ile birlikte biz de mağdura gereken desteği bu süreç içerisinde vermiş olacağız. Bu işin hukuki tarafı.
'Mağdura gereken her türlü desteği vereceğiz'
Mağdurun ihtiyacı olduğu taktirde her türlü sosyal, ekonomik, sosyal hizmet anlamında barınma ve benzeri her türlü desteği sağlamak da yine bakanlığımızın sorumluluklarından birisi. Nitekim daha önce olduğu gibi bundan sonra da ihtiyacı olursa ve talep ederse mağdur bu destekleri sağlarız.
'Çocuğun cinsel istismarı kabul edilemez onaylanamaz meşru gösterilemez'
Ancak meseleye biraz daha derinlikli bir perspektiften bakarak birkaç şey söylemek istiyorum. Çocuğun cinsel istismarı söylerken bile bizi rahatsız eden tüylerimizi diken diken eden bir mesele. Çocuğun cinsel istismarı hangi sebeple olursa olsun hengi gerekçeyle olursa olsun hangi meşruiyet arayışıyla olursa olsun kabul edilemez onaylanamaz meşru gösterilemez. Bir defa bunu çok net bir biçimde altını çizelim. Biz bakanlık olarak bu meseleyle ve kadına yönelik şiddetle istismarla mücadele etmeyi varlık sebebi kabul eden bir bakanlığınız. Bizim varlık sebebimiz kuruluş sebebimiz bu. Sayın Cumhurbaşkanımızın da hassasiyetiyle 20 yıldır aralıksız devam eden bir mücadele var. Şiddetle mücadele var istismarla mücadele var ihamalle mücadele var çocukların korunması noktasında verdiğimiz mücadele var. Kim olursa olsun hangi sebeple olursa olsun çocukların cinsel istismarı kabul edilemez ihmali kabul edilemez. Çocukların en güzel bir biçimde geleceğe hazırlanması, eğitime sağlığa sosyal hizmetlere erişimi güvenlik ihtiyacının karşılanması gibi her türlü ihtiyacın tam ve tekemmül etmiş bir biçimde çocuklarımıza sunulması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
'Bunun üzerinden siyasi salvo yapılmaması gereken bir durumdan bahsediyoruz'
Gerek kolluk sürecinde gerek sosyal hizmet ve güvenliğin barınma ihtiyacının temini noktasında. Bunun özellikle altını çizmek istiyorum. Kaldı ki bu vakada zaten davaya müdahil olduğumuzu açıkladık. Bundan sonra da bu süreç hukuki anlamda tamamlanıp bitinceye kadar da içinde olacağız. Gerekli araştırmaların, hakikatin ortaya çıkması mağdurun korunması bir de çocuğu var biliyorsunuz ve küçüğün korunması noktasında üzerimize düşen bütün sorumlulukları bize tanımlanan hukuki çerçevede yerine getireceğiz.
(Mağdur ve çocuk bakanlığın kontrolünde bir yere alınması söz konusu mu?) Olabilir gayet tabii talep ederse mağdur bu yönde. Çünkü artık 24 yaşında reşit biliyorsunuz dolayısıyla kendisinin talebi olursa gayet tabii ki biz o tür destekleri sağlarız.
Çok açık ve net şekilde söylüyorum. Kadına şiddet ve çocuk istismarı çocuğa yönelik ihmal ve istismar vakaları siyaset konusu değildir. Üzerinden siyaset üretilecek, siyaset tartışmaları yapılacak konular değildir. Bunlar son derece insani maalesef her zeminde ve her toplumda karşılaşılabilecek meseleler. O zaman yapmamız gereken bunu ortak bir mesele kabul edip bununla birlikte nasıl mücadele ederiz? Buna bakmamız lazım. Yapılan araştırmalar, bizim tecrübelerimiz bize şunu söylüyor; istismar ve şiddet vakalarında bir sosyal sınıfı, kültürel sınıfı, bir ekonomik sınıfı ayırıp burada şiddet ya da istismar olmaz diyemiyorsunuz. Her yerde ve her zeminde olabilir. O yüzden çok daha dikkate alınması gerekiyor. Bunun üzerinden siyasi salvo yapılmaması gereken bir durumdan bahsediyoruz. Siyasi partilerin kendi bakış açıları çerçevesinde tartışmalar yapabilir, bu konu ayrı bir şeydir.
'Siyaset yapalım, birbirimizle tartışalım ama çocuklar üzerinden bu olmaz'
İnsan söz konusu olduğunda insana ilişkin temel hak ve özgürlüklerin korunması söz konusu olduğunda bunu bir siyaset malzemesi haline dönüştürdüğünüzde meselenin esasının konuşamıyorsunuz. Ben bu işin sivil toplum çalışmaları içerisinden gelen biriyim. Dolayısıyla meselenin siyasi kimliklerinin dışında bir mesele olduğunu bilen biriyim. Siyaset yapalım, birbirimizle tartışalım ama çocuklar üzerinden bu olmaz. Bir çocuğun istismarı üzerinden bu olmaz. Bunun üzerinden elde edilecek siyasi kazanç, kazanç değildir. Bu topluma verilebilecek en büyük zararlardan bir tanesidir. Biz bunun altını çiziyoruz. Yoksa eleştiriler yapılabilir. Siyasi partiler de zaten bunun için var. Ama çocuk istismarı o alan değil. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Diyelim ki bir mağdur, burada tabi reşit olması yaşını geçen birinden bahsediyoruz, bunun altını çizmek gerekiyor. Ancak 18 yaş altı olduğunu varsayalım hukuken çocuk olarak kabul edilir. Burada basına yansıyan kısmından bahsedeyim. Halihazırda bir dava konusu ve hassas bir konu. Burada takdir edilecek ki mahrem sayılabilecek bilgileri paylaşmak uygun olmaz. Basına yansıyan haberler içerisinde farklı bir takım yaşlar var. 6 yaş var, 7-8 yaş var. 13'te nişanlanıp 14'te evlendiğine dair yaşlar var. Ortada bir çocuğun istismarı var. 16 yaşında hakim kararıyla olağanüstü şartlarda, 17 yaşında ebeveyn rızasıyla, 18 yaşında reşit olduğu için kendi rızasıyla evlenir. 16 yaşın altında hukukun kabul ettiği evlilik söz konusu olmaz. 15 yaşın altı çocuğun istismarıdır. Buradaki mesele, evlilik başlığı altında konuşuluyor. Hukuken bir evlilik birliği kurulamadığı çok açık. Daha sonra taraflar boşanmışlar. Bizi ilgilendiren tarafı burada çok erken yaşta cinsel istismarın vuku bulup bulmadığı.
'Erken yaşta zorla evlilik tek başına kalmıyor, fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti getiriyor'
Erken yaşta ve zorla evlilikler bir defa şunu ifade etmek istiyorum. Erken yaşta ve zorla evlilik dediğimiz konu 16 yaşın altındakilerden bahsetmek istiyoruz. 16 yaş evlenme yaşı. Bunun altı zorlanarak yapılan evliliklerden bahsediyoruz. Mücadelemiz aralıksız devam ediyor. Burada şunu da ifade etmem gerekiyor. Erken yaşta zorla evliliklerle niye hassasiyetle uğraşıyoruz. Erken yaşta zorla evlilik tek başına kalmıyor. Fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti getiriyor. Erken yaşta evlendirilmiş bireyin beraberinde yoğun şiddet örüntüsüne girmesi söz konusu.
'Eğitime erken başlayan çocuğun okulda kalma süresi uzuyor'
Yaptığımız çalışmalar şükürler olsun ki sonuç veriyor. Erken yaşla evlilik mücadelesinde 18 yaş altı 16-17 yaş grubundaki evlilik oranları 7.3'tü yanılmıyorsam 2000'lerin başında şu anda 2 küsürlerde. Farkındalık eğitimlerimiz devam ediyor. Kamu kurum kuruluşları, eğitim ve sağlık kurumlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Kız ve erkek çocukları için de eğitime erişimin kolaylaştırılması çok önemli. Bizim bu geçtiğimiz 2021-2022 öğretim yılında başlattığımız anaokulu desteğimiz var. Gelir desteği düşük olan çocukların anaokulu aidatını biz ödüyoruz. Bu erken dönemde eğitime erişen çocukların eğitim kurumlarında kalma sürelerini uzatıyor. Erken başlayan çocuğun okulda kalma süresi uzuyor.
'Eğitimini tamamlayan bir çocuk kız ya da erkek çocuğun hayatını kendisinin idame ettirme kabiliyeti daha kolaylaşmış oluyor'
Bu da çocuğun eğitimini tamamlaması demek. Eğitimini tamamlayan bir çocuk kız ya da erkek çocuk hele de dar gelirli ailelerin çocukları ise istihdama erişimi, hayatını kendisinin idame ettirme kabiliyeti daha kolaylaşmış oluyor. Dolayısıyla birbiriyle etkileşim içerisindeki örüntüyü de çok dikkatli biçimde kurarak çocuklarımızı desteklemeye çalışıyoruz. Eğitime erişim bu anlamda çok önemli. Sağlığa erişim çok önemli ki özellikle kız çocukları ve gebelik sürecini takip noktasında yine sosyal yardım programlarımız var. Şartlı eğitim yardımlarımız var. Şartlı sağlık yardımlarımız var. Erken yaştaki grupları destekleme noktasında bizim için çok önemli.
Sağlık desteği ve sağlık hizmetinin yaygınlaşması ve erişimin kolaylaşması gayet tabi ki çok önemli bir fark oluşturuyor. Dolayısıyla erken yaşta zorla evlilikle mücadele noktasındaki çabamız başladığımız noktadan 2002'den bugüne baktığımızda çok önemli bir mesafe aldık. Bu konuda hiçbir ara vermeden taviz vermeden bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Öbür taraftan kişilerin kendileri eğitim, istihdam benzeri süreçlerini tamamladıktan sonra hayatlarına ilişkin kararları verip yollarına devam edebilirler. Hatta bu anlamda nüfusun yaşlanması konusunda nüfusun artması gerektiği açıklamalarımız var. Biz ailenin korunması ailenin desteklenmesi nüfusun artması noktasında çalışmalarımızı da öbür taraftan sürdüren bir bakanlığız. Ancak erken yaşta zorla evlilik bir aile kurmuyor. Bunu herkesin görmesi lazım. Bir aile değil tam tersi aile kavramını da toplumsal sağlığı da olumsuz etkileyen bir halden bahsediyoruz. İşte bununla mücadele ediyoruz.
'Bizim için 1 sayısı bile yüksek'
Bizim için 1 sayısı bile yüksek. Şu anki rakamlar bizim görmek istemediğimiz rakamlar. Kadına yönelik şiddette sıfır tolerans diyoruz. Bizim mücadelemiz bir tek kadın, kadın kimliğinden dolayı şiddete uğramayıncaya kadar devam edecek. Mücadele ettiğinde sonuç alınıyor. Ortaya çıkan rakamlar var ve bunlar bize bunu söylüyor. Çaba gösterdiğimizde sonuç aldığımız bir başlıktan bahsediyoruz. O yüzden daha çok çalışacağız ve çaba göstereceğiz.
'İnsan faktörünün devreye girdiği bir başlıkta 84 milyon nüfusuz, parametreleri çok farklı meseleden bahsediyoruz'
Çaba gösterdiğimizde sonuç aldığımız bir başlıktan bahsediyoruz. Bu anlamda mevzuat mı eksik. İnsan faktörünün devreye girdiği bir başlıkta 84 milyon nüfusuz. Parametreleri çok farklı meseleden bahsediyoruz. Toplumsal kabullerin değiştirilmesinden, şiddetin çözüm olarak onaylanmamasına kadar, mağdurların öğrenilmiş çaresizliğinin yok edilmesine kadar. Kadın çalışmalarının aktivizminden gelen biri olarak söyleyeyim, bizim çalışmalarımız ciddi düzenlemeler içeren yasalar. Genel olarak çocuk istismarında hürriyeti bağlayıcı cezalar oldukça yüksek. Mayıs'ta çıkan yasa değişikliğiyle çok önemli parametre değişikliği yapıldı. Bugüne dek kadın cinayetleri ve şiddet genel şiddet vakaları içinde değerlendirildi. Kadın kimliğinden dolayı bir kadının uğradığı şiddetin ya da cinayetin ağırlaştırıcı sebep olması Mayıs'taki değişiklikle girdi yasaya. 2004'te töre ve namus cinayetlerinin kaldırılması ağırlaştırılmış sebep haline gelmesiyle etki oluşturacak.
Mahkemelerimiz faillerle alakalı sağlık tedbiri kararı verebiliyor. Failin sağlık tedbiri kapsamında rehabilitasyonunu tamamlaması gerekiyor. Sağlık Bakanlığımızın sorumluluk alanındaysa da faillerin tedbir sağlık süreçlerini tamamlayıp, tamamlamadıklarını takip ediyoruz. Fail odaklı bakışın özeti, failin iyileştirilerek şiddet riski taşımaktan uzaklaştırılması.
Öncelikle 25 Kasım 2022'de Cumhurbaşkanımızın eylem planından bahsetmek isterim. Bizim 4'üncü Ulusal Eylem Planımız 2021-2025 dönemini kapsayan bir plan. 2023 yılına ilişkin faaliyet planını Cumhurbaşkanımız açıkladı. Toplumsal farkındalık hiç değişmeyen başlık. Adalete erişim, veri ve istatistik, politika ve koordinasyon geliştirilmesi, koruyucu ve önleyici hizmetler. Ne yapılmadı da bundan sonra yapılacak. Şiddetle mücadele bir süreç gerektirir. Bir kereye mahsus sihirli değnekle dokunduğunuzda alacağınız sonuç yok. Mücadele ve mücadele araçlarını çeşitlendirdiğimiz süreçten bahsediyoruz. Bunu özellikle ifade etmek isterim.