https://anlatilaninotesi.com.tr/20221108/ikinci-bir-ordu-kurdugunuzda-bu-ikinci-bir-devlet-demektir-suriyenin-bolunmesi-demektir-1063222079.html
'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'
'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'
Sputnik Türkiye
Mehmet Ali Güller’e göre, Ankara, Suriye ile normalleşme açıklamalarıyla bir 'kapı aralasa' da 'bunun açılmasına yol vermiyor'. Yine muhaliflerden ordu... 08.11.2022, Sputnik Türkiye
2022-11-08T17:45+0300
2022-11-08T17:45+0300
2022-11-09T12:11+0300
eksen
türkiye
suriye
iç savaş
ordu
radyo
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/10/1063519997_0:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_8a6780f2ec3bdfcbff022f2866e24022.jpg
'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'
Sputnik Türkiye
'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'
Türk hükümetinin birkaç ay önce Suriye yönetimi ile 'normalleşme' çabasına yorulan açıklamaları bir türlü somutlanmazken, Suriye'nin kuzeybatısında dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. BM ve Türkiye tarafından terör örgütü olarak tanınan Suriye el Kaidesi, Heyet Tahrür-üş Şam'ın (HTŞ) Ankara kontrolündeki muhalif silahlı gruplar karşısında etkinliğini artırdığı haberleri geliyor. HTŞ'nin Suriye ordusuna yönelik saldırılarını artırması da misillemelere yol açıyor.Rusya’nın Suriye Uzlaşma Merkezi Başkan Yardımcısı Oleg Yegorov İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde HTŞ'nin kontrol ettiği mevzilerden yapılan saldırılara dikkat çekmişti. Suriye ordusunun misilleme olarak HTŞ'nin eğitim kamplarını vurduğu açıklandı, saldırıyla ilgili görüntüler de yayınlandı. Askeri kampların sivil kampların yanında yer aldığına dikkat çekilirken, bunun sivil kayıplarda etkili olduğu belirtiliyor. Yegorov, "El-Nusra Cephesi’nin (Heyet Tahrir el-Şam), ‘Beyaz Baretliler’ denen sözde insan hakları örgütüyle birlikte İdlib bölgesinde provokasyon planladığına dair bilgiye sahibiz. Militanlar Kafr Dian ve Kafr Jales yerleşim bölgeleri yakınlarındaki kamplara saldırı görüntülerinin olduğu tamamen kurgulanmış ve sahte bir kayıt servis etme hazırlığı içerisindeler” açıklaması yapmıştı.'Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğünün korunması', 'muhalefetin Şam ile uzlaştırılması' vurguları eşliğinde, yeniden 'birleşik ordu' yaratılmaya çalışıldığı haberlerini Cumhuriyet gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller ile konuştuk.‘Suriye ile normalleşme açıklamalar netlik ifade etmiyordu'Mehmet Ali Güller’e göre Türkiye’nin Suriye ile 'normalleşme' anlamına gelen açıklamalarında aslında netlik yoktu. Bu açıklamaların Rusya lideri Putin'in önerilerine karşı geliştirildiğini söyleyen Güller, 'kapı aralanırken açılmasına yol verilmeyen' bir durum oluştuğunu belirtti:“Erdoğan ya da hükümetin diğer üyelerinin Suriye ile normalleşme anlamına gelen açıklamaları bir netlik ifade eden açıklamalar değildi. Hepsinde bir ama vardı. Kuşkusuz bu aşamaya gelmiş olmak bile önemli. Ama bu aşamaya niye gelindiği ve bu amalı açıklamaların niye olduğunu saptamak lazım. Bir normalleşme açıklaması yapmak AKP iktidarının bir tercihi değildi. Daha ziyade mevcut konjonktürde Putin’in PYD’ye karşı bir Ankara-Şam işbirliği önermesi nedeniyle bu normalleşme açıklamaları gündeme geldi. Diğer yandan Ankara’nın açıklamaları bir normalleşme kapısı aralamaktan öteye gitmeyen mesajlarla doluydu. Çünkü her açıklamada bir tuhaflık vardı. Mesela Çavuşoğlu 'Şam rejimi ve Suriye muhalefetini barıştırmalıyız' dedi. Erdoğan’ın Astana’da, ‘Burada olsa görüşürdük ama yine de kendisine büyük yanlış yaptığını söylerdik’ şeklindeki açıklamalarına baktığımızda bütün bunlar aslında Putin’in isteğiyle hep kapıyı açık tutan ama biraz aralayıp daha fazla açılmasına yol veren nitelikte açıklamalar değildi.”'Onlardan askeri bir hiyerarşi çıkarabilmek, 6 saatte Şam’a gitme hayalinden daha zayıf bir hayal'Suriye'nin kuzeyinde sahada durumun karışık olduğunu belirten Güller, HTŞ'nin etkinliği karşısında farklı ittifaklar oluştuğunu anımsattı. Türkiye'nin devreye girmesiyle Gaziantep'de ÖSO komutanlarının katılımıyla bir toplantı yapıldığı haberinin de yayınlandığını aktaran Güller, son 5 yılda sıkça ortaya atılan 'düzenli ordu kurmanın' yeniden gündeme gelmiş göründüğünü belirtti. Güller'e göre, 'ÖSO’dan bir düzenli ordu olmaz':“Saha oldukça karışık. HTŞ içerisinde 15 bin militan olduğu söyleniyor. Bunların Özgür Suriye Ordusu denilen o çatı örgütün içindeki bir grupla son dönemde yaptığı işbirliği var. Buna karşı diğer ÖSO gruplarının bunu dengelemek için kendi aralarında yaptığı ittifaklar var. Bunlar daha ziyade son dönemde Suriye düzleminde Rusya’nın ağırlık merkezini siyaseten de saha açısından da Ukrayna’ya kaydırmış olmasını değerlendirmek isteyen gruplar kendilerine alan hakimiyeti sağlayacak birtakım işler yapıyorlar. HTŞ de mevcut İdlib politikası nedeniyle zaten kendisine bir güvenli alan bulmuştu, onu fırsata çevirerek Türkiye’nin asker bulundurduğu bölgelere birtakım sevkiyatlar yaptığına dair bilgiler geldi. Ardından bu bölgelere Türk tanklarının girmesiyle yer değiştirdiklerine dair bilgiler geldi. Sonuçta Gaziantep’te bir toplantı yapıldığını öğrendik. Bazı ÖSO komutanlarının çağrıldığı, Türk yetkililerle 4 saatlik toplantı yapıldığını öğrendik. Türkiye gazetesi bunu ‘ÖSO düzenli ordu olacak’ başlığıyla haberleştirdi. Toplantıdan böyle bir karar çıktığı söyleniyor. Yalanlanmadı. ÖSO’nun düzenli ordu yapılması noktasında Google’da bir araştırma yaptığımızda son 5 yılda sürekli bu haberlerin düştüğünü görürsünüz. Bunun mümkün olmadığı, bir hayal olduğunu biliyoruz. ÖSO’dan bir düzenli ordu olmaz. ÖSO’nun içindeki grupların kendi aralarında bile sık sık bölündüğü, bir rant kavgasıyla birbirlerine düştükleri durumlar var. Onlardan askeri bir hiyerarşi çıkarabilmek, 6 saatte Şam’a gitme hayalinden daha zayıf bir hayal.”'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'Güller, muhaliflerden düzenli ordu kurmanın Ankara’nın Şam ile normalleşmesini baltalayacağını vurguladı. Ankara’nın ÖSO’dan desteği çekip Türkiye’deki karargahını dağıtması gerektiği görüşünü dile getiren Güller, bu durumda normalleşmenin zaten başlayacağının altını çizdi. Güller'e göre, Suriye ordusunun HTŞ'ye operasyonlarına Ankara'nın tepki göstermesi bile normalleşmenin önünde engel:“Eğer Ankara, Şam ile normalleşme konusunda ciddiyse, hayal bile olsa bu tip ordu kurma girişimleri normalleşmeyi baltalar. Çünkü ikinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir. İkinci bir orduyu desteklediğiniz sürece sağlıklı bir normalleşme yürütmeniz mümkün değil. Çavuşoğlu, Ankara’nın perspektifini sunarken ‘Şam rejimiyle Suriye muhaliflerini barıştıracağız’ dediğinde o nedenle itiraz etmiştik. Olması gereken Ankara’nın ÖSO ile Esad’ı barıştırması değil, tersine ÖSO’yu desteğini çekip Türkiye’deki karargahını dağıtmasıdır. ÖSO’ya desteğini keserse Ankara-Şam normalleşmesi zaten başlar. Düzenli ordu hayali bundan önemli. ÖSO karargahını dağıtmadığınız gibi tersine ÖSO’dan bir düzenli ordu çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bir düzenli ordu hayaliyle Ankara-Şam normalleşmesini sağlamak mümkün değil. Bugün de Türk Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması oldu. HTŞ’nin eğitim kampına yönelik hava harekatına ‘Siviller vuruluyor’ şeklinde tepki gösteriliyor. Sivil kampın hemen dibinde eğitim kampı var. Onun bir askeri kamp olduğu belli ama Suriye ordusunun HTŞ’ye yönelik operasyonlarına Ankara’nın tepki gösteriyor olması bile normalleşmenin önünde engel.”'Şam’ın karşısına koyabileceğiniz biri olsaydı zaten 11 yıl sonra bir yenilgi olmazdı'Ankara'nın muhalifleri Şam ile barıştırma hedefini gerçekçi bulmayan Güller, böyle olsa bile ortaya siyaseten de askeri olarak da bugüne kadar bir muhatap çıkarılamadığını ve çıkarılmasının da mümkün görülmediğini vurguladı:“Ankara’nın Suriye muhalif örgütlerini, Şam rejimiyle barıştırma hedefi velev ki gerçekçi, siyaseten de askeri anlamda da hakikaten masaya kimi oturtacak? Siyaseten bir sürü isim var. 2017’de AKP iktidarı Cilvegözü sınır kapısına yakın bir yerde toplantı yaptı, 435 kişiden oluşan bir Suriye konseyi, meclisi oluşturdu. O sayının içinden de bir süre sonra kendi aralarında Milli Kurtuluş Hükümeti kurdular. Ardından o hükümetin genelkurmay başkanı rütbesi de taşıyan savunma bakanı, başbakanla bir toplantı yaptılar ve ‘Biz ÖSO’yu artık Suriye Milli Ordusu haline getirdik, düzenli bir ordu yapacağız’ dediler. Bu isimlerin hiçbiri özgül ağırlığı olan isimler değil. Türkiye’nin de burada ÖSO içindeki gruplarla ilişkileri bir süreklilik ve eşitlik taşımıyor. Ankara’nın daha büyük destek verdiği Türkmen ağırlıklı gruplar da var, daha Arap İslamcı gruplar var. Biraz daha Rusya açısından terörist görülmeye müsait gruplar var. Bir de uluslararası camia tarafından terör örgütü olarak kabul edilmişler var. Bunların toplamından bir şey çıkmadığı gibi bunların içinden de birilerini seçip Ankara’nın ‘Suriye muhalifi bunlardır, bunları muhatap alın’ diyebileceği kimse yok. Bu da zaten eşyanın tabiatına aykırı. 11 yıldır bir başarı elde edilemediği şartlarda zaten Şam’ın karşısına bir muhatap koyamazsınız. Şam’ın karşısına koyabileceğiniz biri olsaydı zaten 11 yıl sonra bir yenilgi olmazdı. Bunlar dolayısıyla hayal olmaya devam ediyor. "‘Aslında Türkiye, Suriye ile normalleşmeyi öne alması ve onun kolaylaştırıcılığında Mısır'la devam etmesi gerekirdi'Güller, Ankara'nın 'normalleşme' diye andığı sürece tersinden başladığı görüşünde. Mısır, Körfez ve İsrail'le taktik amaçlarla yol alınmaya çalışıldığını belirten Güller, bunun stratejik olarak doğru olmadığı ve öncelikle Suriye ile anlaşma gerektiği görüşünde:"Ankara bir büyük hayalin peşinde devam ediyor. Oysa Türkiye, Ortadoğu’da normalleşme çabaları başlatmışken bu işi bitirmeliydi. Fakat stratejik planda bu normalleşmeler yürütüldüğü için iş bir kere tersinden yürüdü. Aslında Türkiye, Suriye ile normalleşmeyi öne alması ve onun kolaylaştırıcılığıyla Mısır ile devam etmesi gerekirken, Körfez ülkeleriyle başladı ve İsrail ile tamamlandı. Bir anda İsrail ile bütün sorunların çözüldüğü, büyükelçiliklerin karşılıklı atandığı bir duruma dönüştü. Suudiler ile normalleştiniz de ne oldu? Getirisi 3 milyar dolardan fazla olmadı. Diğer yandan esas normalleşmeniz gereken Suriye ile başlamadınız bile. Mısır ile başladınız ama bir noktada ilerlemediği için Mısır hükümeti Libya politikaları nedeniyle normalleşme sürecini kapatmış oldu. Demek ki burada bir stratejik planlamayla değil bir taktik planda ihtiyaçlara kotarılmaya çalışılıyor, temel yanlış da bu. Oysa Türkiye açısından gerek Doğu Akdeniz’deki enerji politik güç mücadelesinde bir kuvvet zemini yaratılmak için gerek sığınmacı sorununa çözüm bulabilmek için gerekse de bir süre sonra daha ciddi terör tehdidine dönüşebilecek grupların etkisizleştirilmesi ihtiyacı nedeniyle Türkiye’nin en başta Suriye ile normalleşmesi gerekiyor. Geciktiğimiz her süreç daha büyük problemlere dönüşüyor.”
https://anlatilaninotesi.com.tr/20220924/suriye-disisleri-bakani-mekdad-baris-surecinin-onundeki-tek-engel-turkiyenin-taahhutsuzlugu--1061578763.html
suriye
ordu
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2022
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e6/0b/10/1063519997_909:0:3640:2048_1920x0_80_0_0_c9a842a74e552342c5a88238ec144ffd.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
türkiye, suriye, iç savaş, ordu, radyo
türkiye, suriye, iç savaş, ordu, radyo
'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'
17:45 08.11.2022 (güncellendi: 12:11 09.11.2022) Mehmet Ali Güller’e göre, Ankara, Suriye ile normalleşme açıklamalarıyla bir 'kapı aralasa' da 'bunun açılmasına yol vermiyor'. Yine muhaliflerden ordu tesisine çalışıldığı haberleri geldiğine dikkat çeken Güller, 'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir' uyarısında bulundu.
Türk hükümetinin birkaç ay önce Suriye yönetimi ile 'normalleşme' çabasına yorulan açıklamaları bir türlü somutlanmazken, Suriye'nin kuzeybatısında dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. BM ve Türkiye tarafından terör örgütü olarak tanınan Suriye el Kaidesi, Heyet Tahrür-üş Şam'ın (HTŞ) Ankara kontrolündeki muhalif silahlı gruplar karşısında etkinliğini artırdığı haberleri geliyor. HTŞ'nin Suriye ordusuna yönelik saldırılarını artırması da misillemelere yol açıyor.
Rusya’nın Suriye Uzlaşma Merkezi Başkan Yardımcısı Oleg Yegorov İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde HTŞ'nin kontrol ettiği mevzilerden yapılan saldırılara dikkat çekmişti. Suriye ordusunun misilleme olarak HTŞ'nin eğitim kamplarını vurduğu açıklandı, saldırıyla ilgili görüntüler de yayınlandı. Askeri kampların sivil kampların yanında yer aldığına dikkat çekilirken, bunun sivil kayıplarda etkili olduğu belirtiliyor. Yegorov, "El-Nusra Cephesi’nin (Heyet Tahrir el-Şam), ‘Beyaz Baretliler’ denen sözde insan hakları örgütüyle birlikte İdlib bölgesinde provokasyon planladığına dair bilgiye sahibiz. Militanlar Kafr Dian ve Kafr Jales yerleşim bölgeleri yakınlarındaki kamplara saldırı görüntülerinin olduğu tamamen kurgulanmış ve sahte bir kayıt servis etme hazırlığı içerisindeler” açıklaması yapmıştı.
'Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğünün korunması', 'muhalefetin Şam ile uzlaştırılması' vurguları eşliğinde, yeniden 'birleşik ordu' yaratılmaya çalışıldığı haberlerini Cumhuriyet gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller ile konuştuk.
‘Suriye ile normalleşme açıklamalar netlik ifade etmiyordu'
Mehmet Ali Güller’e göre Türkiye’nin Suriye ile 'normalleşme' anlamına gelen açıklamalarında aslında netlik yoktu. Bu açıklamaların Rusya lideri Putin'in önerilerine karşı geliştirildiğini söyleyen Güller, 'kapı aralanırken açılmasına yol verilmeyen' bir durum oluştuğunu belirtti:
“Erdoğan ya da hükümetin diğer üyelerinin Suriye ile normalleşme anlamına gelen açıklamaları bir netlik ifade eden açıklamalar değildi. Hepsinde bir ama vardı. Kuşkusuz bu aşamaya gelmiş olmak bile önemli. Ama bu aşamaya niye gelindiği ve bu amalı açıklamaların niye olduğunu saptamak lazım. Bir normalleşme açıklaması yapmak AKP iktidarının bir tercihi değildi. Daha ziyade mevcut konjonktürde Putin’in PYD’ye karşı bir Ankara-Şam işbirliği önermesi nedeniyle bu normalleşme açıklamaları gündeme geldi. Diğer yandan Ankara’nın açıklamaları bir normalleşme kapısı aralamaktan öteye gitmeyen mesajlarla doluydu. Çünkü her açıklamada bir tuhaflık vardı. Mesela Çavuşoğlu 'Şam rejimi ve Suriye muhalefetini barıştırmalıyız' dedi. Erdoğan’ın Astana’da, ‘Burada olsa görüşürdük ama yine de kendisine büyük yanlış yaptığını söylerdik’ şeklindeki açıklamalarına baktığımızda bütün bunlar aslında Putin’in isteğiyle hep kapıyı açık tutan ama biraz aralayıp daha fazla açılmasına yol veren nitelikte açıklamalar değildi.”
'Onlardan askeri bir hiyerarşi çıkarabilmek, 6 saatte Şam’a gitme hayalinden daha zayıf bir hayal'
Suriye'nin kuzeyinde sahada durumun karışık olduğunu belirten Güller, HTŞ'nin etkinliği karşısında farklı ittifaklar oluştuğunu anımsattı. Türkiye'nin devreye girmesiyle Gaziantep'de ÖSO komutanlarının katılımıyla bir toplantı yapıldığı haberinin de yayınlandığını aktaran Güller, son 5 yılda sıkça ortaya atılan 'düzenli ordu kurmanın' yeniden gündeme gelmiş göründüğünü belirtti. Güller'e göre, 'ÖSO’dan bir düzenli ordu olmaz':
“Saha oldukça karışık. HTŞ içerisinde 15 bin militan olduğu söyleniyor. Bunların Özgür Suriye Ordusu denilen o çatı örgütün içindeki bir grupla son dönemde yaptığı işbirliği var. Buna karşı diğer ÖSO gruplarının bunu dengelemek için kendi aralarında yaptığı ittifaklar var. Bunlar daha ziyade son dönemde Suriye düzleminde Rusya’nın ağırlık merkezini siyaseten de saha açısından da Ukrayna’ya kaydırmış olmasını değerlendirmek isteyen gruplar kendilerine alan hakimiyeti sağlayacak birtakım işler yapıyorlar. HTŞ de mevcut İdlib politikası nedeniyle zaten kendisine bir güvenli alan bulmuştu, onu fırsata çevirerek Türkiye’nin asker bulundurduğu bölgelere birtakım sevkiyatlar yaptığına dair bilgiler geldi. Ardından bu bölgelere Türk tanklarının girmesiyle yer değiştirdiklerine dair bilgiler geldi. Sonuçta Gaziantep’te bir toplantı yapıldığını öğrendik. Bazı ÖSO komutanlarının çağrıldığı, Türk yetkililerle 4 saatlik toplantı yapıldığını öğrendik. Türkiye gazetesi bunu ‘ÖSO düzenli ordu olacak’ başlığıyla haberleştirdi. Toplantıdan böyle bir karar çıktığı söyleniyor. Yalanlanmadı. ÖSO’nun düzenli ordu yapılması noktasında Google’da bir araştırma yaptığımızda son 5 yılda sürekli bu haberlerin düştüğünü görürsünüz. Bunun mümkün olmadığı, bir hayal olduğunu biliyoruz. ÖSO’dan bir düzenli ordu olmaz. ÖSO’nun içindeki grupların kendi aralarında bile sık sık bölündüğü, bir rant kavgasıyla birbirlerine düştükleri durumlar var. Onlardan askeri bir hiyerarşi çıkarabilmek, 6 saatte Şam’a gitme hayalinden daha zayıf bir hayal.”
'İkinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir'
Güller, muhaliflerden düzenli ordu kurmanın Ankara’nın Şam ile normalleşmesini baltalayacağını vurguladı. Ankara’nın ÖSO’dan desteği çekip Türkiye’deki karargahını dağıtması gerektiği görüşünü dile getiren Güller, bu durumda normalleşmenin zaten başlayacağının altını çizdi. Güller'e göre, Suriye ordusunun HTŞ'ye operasyonlarına Ankara'nın tepki göstermesi bile normalleşmenin önünde engel:
“Eğer Ankara, Şam ile normalleşme konusunda ciddiyse, hayal bile olsa bu tip ordu kurma girişimleri normalleşmeyi baltalar. Çünkü ikinci bir ordu kurduğunuzda bu ikinci bir devlet demektir, Suriye’nin bölünmesi demektir. İkinci bir orduyu desteklediğiniz sürece sağlıklı bir normalleşme yürütmeniz mümkün değil. Çavuşoğlu, Ankara’nın perspektifini sunarken ‘Şam rejimiyle Suriye muhaliflerini barıştıracağız’ dediğinde o nedenle itiraz etmiştik. Olması gereken Ankara’nın ÖSO ile Esad’ı barıştırması değil, tersine ÖSO’yu desteğini çekip Türkiye’deki karargahını dağıtmasıdır. ÖSO’ya desteğini keserse Ankara-Şam normalleşmesi zaten başlar. Düzenli ordu hayali bundan önemli. ÖSO karargahını dağıtmadığınız gibi tersine ÖSO’dan bir düzenli ordu çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bir düzenli ordu hayaliyle Ankara-Şam normalleşmesini sağlamak mümkün değil. Bugün de Türk Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması oldu. HTŞ’nin eğitim kampına yönelik hava harekatına ‘Siviller vuruluyor’ şeklinde tepki gösteriliyor. Sivil kampın hemen dibinde eğitim kampı var. Onun bir askeri kamp olduğu belli ama Suriye ordusunun HTŞ’ye yönelik operasyonlarına Ankara’nın tepki gösteriyor olması bile normalleşmenin önünde engel.”
'Şam’ın karşısına koyabileceğiniz biri olsaydı zaten 11 yıl sonra bir yenilgi olmazdı'
Ankara'nın muhalifleri Şam ile barıştırma hedefini gerçekçi bulmayan Güller, böyle olsa bile ortaya siyaseten de askeri olarak da bugüne kadar bir muhatap çıkarılamadığını ve çıkarılmasının da mümkün görülmediğini vurguladı:
“Ankara’nın Suriye muhalif örgütlerini, Şam rejimiyle barıştırma hedefi velev ki gerçekçi, siyaseten de askeri anlamda da hakikaten masaya kimi oturtacak? Siyaseten bir sürü isim var. 2017’de AKP iktidarı Cilvegözü sınır kapısına yakın bir yerde toplantı yaptı, 435 kişiden oluşan bir Suriye konseyi, meclisi oluşturdu. O sayının içinden de bir süre sonra kendi aralarında Milli Kurtuluş Hükümeti kurdular. Ardından o hükümetin genelkurmay başkanı rütbesi de taşıyan savunma bakanı, başbakanla bir toplantı yaptılar ve ‘Biz ÖSO’yu artık Suriye Milli Ordusu haline getirdik, düzenli bir ordu yapacağız’ dediler. Bu isimlerin hiçbiri özgül ağırlığı olan isimler değil. Türkiye’nin de burada ÖSO içindeki gruplarla ilişkileri bir süreklilik ve eşitlik taşımıyor. Ankara’nın daha büyük destek verdiği Türkmen ağırlıklı gruplar da var, daha Arap İslamcı gruplar var. Biraz daha Rusya açısından terörist görülmeye müsait gruplar var. Bir de uluslararası camia tarafından terör örgütü olarak kabul edilmişler var. Bunların toplamından bir şey çıkmadığı gibi bunların içinden de birilerini seçip Ankara’nın ‘Suriye muhalifi bunlardır, bunları muhatap alın’ diyebileceği kimse yok. Bu da zaten eşyanın tabiatına aykırı. 11 yıldır bir başarı elde edilemediği şartlarda zaten Şam’ın karşısına bir muhatap koyamazsınız. Şam’ın karşısına koyabileceğiniz biri olsaydı zaten 11 yıl sonra bir yenilgi olmazdı. Bunlar dolayısıyla hayal olmaya devam ediyor. "
‘Aslında Türkiye, Suriye ile normalleşmeyi öne alması ve onun kolaylaştırıcılığında Mısır'la devam etmesi gerekirdi'
Güller, Ankara'nın 'normalleşme' diye andığı sürece tersinden başladığı görüşünde. Mısır, Körfez ve İsrail'le taktik amaçlarla yol alınmaya çalışıldığını belirten Güller, bunun stratejik olarak doğru olmadığı ve öncelikle Suriye ile anlaşma gerektiği görüşünde:
"Ankara bir büyük hayalin peşinde devam ediyor. Oysa Türkiye, Ortadoğu’da normalleşme çabaları başlatmışken bu işi bitirmeliydi. Fakat stratejik planda bu normalleşmeler yürütüldüğü için iş bir kere tersinden yürüdü. Aslında Türkiye, Suriye ile normalleşmeyi öne alması ve onun kolaylaştırıcılığıyla Mısır ile devam etmesi gerekirken, Körfez ülkeleriyle başladı ve İsrail ile tamamlandı. Bir anda İsrail ile bütün sorunların çözüldüğü, büyükelçiliklerin karşılıklı atandığı bir duruma dönüştü. Suudiler ile normalleştiniz de ne oldu? Getirisi 3 milyar dolardan fazla olmadı. Diğer yandan esas normalleşmeniz gereken Suriye ile başlamadınız bile. Mısır ile başladınız ama bir noktada ilerlemediği için Mısır hükümeti Libya politikaları nedeniyle normalleşme sürecini kapatmış oldu. Demek ki burada bir stratejik planlamayla değil bir taktik planda ihtiyaçlara kotarılmaya çalışılıyor, temel yanlış da bu. Oysa Türkiye açısından gerek Doğu Akdeniz’deki enerji politik güç mücadelesinde bir kuvvet zemini yaratılmak için gerek sığınmacı sorununa çözüm bulabilmek için gerekse de bir süre sonra daha ciddi terör tehdidine dönüşebilecek grupların etkisizleştirilmesi ihtiyacı nedeniyle Türkiye’nin en başta Suriye ile normalleşmesi gerekiyor. Geciktiğimiz her süreç daha büyük problemlere dönüşüyor.”