'ÇKP'nin önümüzdeki dönem hedefi Çin'i modern sosyalist güçlü bir devlet haline getirmek'
22:58 17.10.2022 (güncellendi: 11:46 19.10.2022)
'ÇKP'nin önümüzdeki dönem hedefi Çin'i modern sosyalist güçlü bir devlet haline getirmek'
Abone ol
Gökhun Göçmen’e göre Çin'deki 20. Ulusal Kongre'de iç siyasette 'modern ve güçlü sosyalist devlet' ile bölüşüm ilişkilerinin 'yeni gelir dağılımı modelleriyle desteklenmesi' hedefi dikkat çekiyor. Şi Jinping'in Tayvan'la ilgili yeni bir söylemi olmadığını belirten Göçmen, Çin'in yeni dünya inşası için kullandığı kavramların öne çıktığını belirtti.
Çin Halk Cumhuriyeti'nde ülkenin gelecek 5 yılda siyasi doğrultusunun belirlendiği Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 20. Ulusal Kongresi başladı. Devlet Başkanı ve partinin Genel Sekreteri Şi Jinping, Merkez Komite Çalışma Raporu’nu kongreye sunarken, geçmişin muhasebesi ve gelecek hedeflerini ortaya koymuş oldu. 'Çin karakteristiğinde sosyalizmin bayrağını yukarı taşımak ve her açıdan modern sosyalist bir toplum inşa etmek için birlik içinde çabalamak' başlıklı raporda, parti yönetiminin değerlendirme ve hedefleri yer aldı.
Şi, raporu kongreye sunduğu konuşmasında, 2021'deki 100. kuruluş yıldönümünde mutlak yoksulluğu sona erdirme hedefine ulaşıldığını ve 'ortalama refaha sahip toplumun' yaratıldığını söylerken, bundan sonrası için 'her açıdan modern sosyalist toplum inşa etmeye' odaklanacaklarını kaydetti.
Çin lideri, son dönemde ABD başta olmak üzere Batı dünyasında öne çıkarılan Tayvan meselesinde 'barışçı birleşme' hedefini bir kez daha tekrarlarken, 'ayrılıkçı hareketleri durdurmak için güç kullanmayı dışlamadan her tür tedbirin alınacağının' da altını çizdi. Şi, Tayvan'ın Çin halkının meselesi olduğunu söylerken, dış müdahalenin kabul edilemeyeceği mesajı verdi.
22 Ekim'e kadar devam eden olan 20. Ulusal Kongre ile Devlet Başkanı Şi'nin konuşmasıyla verdiği mesajları gazeteci yazar Gökhun Göçmen ile konuştuk.
'Önümüzdeki döneme ait hedef Çin'i modern sosyalist güçlü bir devlet haline getirmek'
Gökhun Göçmen’e göre, Çin'de KP'nin 5 yılda bir yaptığı kongreler; geçmişin muhasebesi eşliğinde gelecek için 'yol haritasının' ortaya konulması bakımından önemli. Göçmen, aynı zamanda çalışma raporu olan Devlet Başkanı Şi'nin konuşmasının; ülkenin dış politika, ulusal güvenlik ve ekonomide alt hedeflerle birlikte önümüzdeki döneminin belirlendiğine dikkat çekti:
“Çin Komünist Partisi’nin 20. Ulusal Kongresi’ne tanıklık ediyoruz. Bu kongreler Çin açısından oldukça önemli. Çünkü Çin’de her 5 yılda bir oluyor. Bu kongrede Çin geride bıraktığı beş yılın muhasebesini yapıyor ve geleceğe yönelik yol haritası belirliyor. Pazar günü Pekin’de başladı ve Şi Cinping çalışma raporunu sundu. Bu çalışma raporu da 19. Merkez Komite’nin 7. Genel Kurulu’nda alınmıştı. Bu kongreler belirleniyor, merkez komite seçiliyor, delegeler öncesinde belirlenmiş oluyor. Bunun 7. Genel Kurulu’nda da bir çalışma raporu hazırlanıyor. Yani bir sonraki Kongre için hazırlık metni olarak kabul edilebilir. Şi Cinping’in konuşması aslında bu rapora işaret ediyor. Dolayısıyla bu konuşmadan şunu çıkarıyoruz. Şi’nin geçmişe dair yaptığı eylemlerin bir dökümü aynı zamanda. Çin Komünist Partisi’nin 100. yılıydı geçen sene. Çin iki temel hedef koymuştu. Bunlardan ilki mutlak yoksulluğu ortadan kaldırmak. Çin Komünist Partisi de kuruluşunun 100. yılında mutlak yoksulluğu ortadan kaldırdığını ilan etti. Orta halli bir toplum inşasını söylemiş bulundu. 20. Ulusal Kongresi’de de önümüzdeki döneme ait hedef belirlendi. O da Çin’in modern sosyalist güçlü bir devlet haline getirmek. Bunun dış politikada, ulusal güvenlikte, ekonomide alt hedefleri mevcut.”
‘Çin bölüşüm ilişkilerini yeni gelir dağıtım modelleriyle destekleyeceğiz diyorlar'
Şi döneminin mottosunun yolsuzlukla mücadele olduğunu belirten Göçmen, bunun ‘halka karşı bir görev’ olarak algılandığına ve anlatıldığını vurguladı. Göçmen'e göre Pekin yeni dönemde 'orta sınıfı büyütmeyi' hedefliyor. Çin’de burjuvazinin bulunduğunu ancak siyasi iktidarı elinde tutmadığını anımsatan Göçmen, bu sayede ÇKP’nin bölüşüm ilişkilerini düzenlediğinin altını çizdi. Göçmen, Şi'nin konuşmasında Marxizm çalışmalarını Çin ve zamanın ruhuna göre şekillendirmeleri ve 'Çin modeli sosyalizme' yaptığı atfa da dikkat çekti:
“Yolsuzlukla mücadele Şi döneminin adeta bir mottosu haline gelmişti. Oldukça önemli bir konu, hala yolsuzlukla mücadele devam edecek. Çok dikkat çekici bir cümlesi var. Şi Cinping, ‘1.4 milyon insanı gücendirmek ve kırmak yerine az sayıdaki yolsuzluğa bulaşmış insanı kırmayı tercih ettik, onların üzerine gitmeyi tercih ettik’ diyor. Aslında yolsuzlukla mücadele halka karşı bir görevmiş gibi anlatılıyor. Ekonomide dışa açılma sürecinin devam edeceğini söylüyor. Ama gelirin dağıtımına dair de önemli tespitleri var. Çin geçtiğimiz dönemde ortak refah kavramını ortaya atmıştı. Bu orta sınıfı büyütmeyi hedefliyor. Çin dolayısıyla şunu söylüyor; bölüşüm ilişkilerini de yeni gelir dağıtım modelleriyle destekleyeceğiz. Bir yandan herkes çalıştığı kadar ücret kazanacak. Diğer yandan yoksulluğu, gelir makasını daraltmak ve orta sınıfı genişletmek adına bölüşümü düzenlemek için yeni bir gelir dağıtım sistemi ortaya koyacağız diyor. Çin’de burjuvazi var ancak hiçbir zaman siyasi iktidarı elde etmiş değil, o anlamda Çin Komünist Partisi bölüşüm ilişkilerini düzenleyebiliyor. Yeni dönemde de zeytin tanesiymiş gibi yani ortası geniş üst ve alt kısımların giderek daraldığı uyumlu bir toplum yaratmak. Çinliler uyumlu bir toplumdan bunu anlıyorlar. Çin’e özgü sosyalizm dediğimiz olay da Şi döneminde yeni çağda Çin’e özgü sosyalizm düşüncesi olarak revize edilmiş bulunuyor. Bu anlamda da burjuvazinin siyasi anlamda bir iktidarı yok, devlet burjuvaziye ait değil. O anlamda Şi Cinping, Marksizm’e de atıfta bulundu. Bizim büyük başarımız Marksist çalışmaları Çin ve zamanın ruhuna göre şekillendirmemizdir dedi. Bu anlamda Çin’e özgü sosyalizm anlayışının altını çizdi."
‘20. Ulusal Kongre’de Çin’in yeni bir dünya inşa etmek için kullandığı kavramları görüyoruz’
Göçmen'e göre, 20. Ulusal Kongre’de Çin’in yeni bir dünya inşa etmek için kullandığı 'ortaklaşa topluluk', 'küresel güvenlik ve kalkınma inisiyatifi' gibi kavramları dikkat çekiyor. Şi'nin konuşmasını geçen sene 100'üncü yıldönümündeki konuşmayla bağına da atıfta bulunan Göçmen, Çin liderinin 'hegemonyacılara ve yayılmacılığa karşı olmak' vurgusunun Çin tarihindeki tecrübelerin yansıması olduğunu dile getirdi:
"Çin Komünist Partisi’nin kongreleri uluslararası kamuoyundaki sorulara da yanıt vermek üzerine bir anlamda bina ediliyor. Çin ortaya yeni bir vizyon ortaya koymak istiyor, bununla ilgili şifrelere de şöyle yer verdi. Bizler her zaman barış içinde bir arada yaşamanın beş koşuluna sadık kaldık, başkalarının iç işlerine karışmamak, egemenliklerine saygı göstermek gibi. Hegemonyacılara ve yayılmacılığa her zaman karşıyız dedi. Çin bunu söylerken kendi tarihine de atıfta bulunuyor. Sürekli olarak bir ulusal gençleşmeden bahsediyor ve tarihinde bir parantez var. Bu aşağılanma yüzyılı olarak da bilinen işgaller ve yayılmacıların hegemonyacıların Çin’e tecrübe ettirdikleri bir durum. Şi Cinping’in konuşması da ÇKP’nin 100. Yıldönümünde yaptığı konuşmayla da yakından ilgili. Orada da ‘Biz yayılmacı, istilacı değiliz. Fakat herhangi bir ülke bizi istila etmek isterse çelikten duvara çarpacaktır’ demişti. Bu çelikten duvarın ifadesi olarak ÇKP biraz da öne çıkıyor. Çin son yıllarda yeni bir uluslararası düzen kurmaya çalışıyor, ABD ulusal strateji belgesinde yeni bir kurabilecek potansiyele sahip tek ülke diyor ya. Çin bunu çeşitli kavramlar etrafında şekillendiriyor. En tepedeki kavram da insanlığın ortak kader topluluğu. Ortaklaşa bir topluluk yaratmak, altında da küresel güvenlik ve kalkınma inisiyatifi var, Kuşak Yol’u biliyoruz; bunların hepsi toplamda Çin’in yeni bir dünya inşa etmek için kullandığı kavramlar. 20. Ulusal Kongre’de de bu kavramlara tanıklık ediyoruz.”
‘Ezilenlerin penceresinden Mao’ya bakınca sosyalistler için gocunulacak bir benzetme olmasa gerek’
Batı'da Şi'nin iki dönemin ardından tekrar genel sekreterliği 'Mao benzetmeleriyle' öne çıkarılırken, Göçmen, Mao’ya ezilenlerin penceresinden bakınca bunun sosyalistler için gocunacak bir benzetme olmadığını anımsatıyor. Göçmen, Şi'nin üçüncü dönem liderliğini çok olası görürken, bunların anayasa değişikliği dahil bir değişiklikle netleşeceğini vurguladı:
“Şi Cinping’in 3. dönem liderlik konusu basında çok fazla yer almadı. Bunun için öncelikli olarak ÇKP anayasasının değiştirilmesi gerekiyor. Şu anda Şi Cinping, ÇKP Genel Sekreteri olarak biliniyor, başkan olup olmayacak mı, genel sekreterlik kurumu kalacak mı kalmayacak mı bunlar henüz bilinmiyor, anayasa değişikliğini henüz bilmiyoruz. Bunların hepsi spekülasyondan ibaret ama şu noktada da Şi Cinping, 3. dönem iktidarda kalacak gibi gözüküyor. Mao tartışmaları da Mao’ya tamamen nereden baktığınızla alakalı. Batı basını Mao’yu örnek gösteriyor. Çünkü ‘otoriter’ bir rejimle kurmakla itham ettiği için böyle suçluyor. Ama belki de halk nezdinde baktığınız zaman son yıllarda Çin’in küresel gayri safi hasıladaki payını yüzde 18’e çıkaran, kurulduğu günden bu yana milyonlarca insanı yoksulluktan kurtaran, sosyal hizmetlerin alanını genişleten, yolsuzluğa karşı savaş açan, yeni bölüşüm ilişkilerinden bahsedenler için de Mao olumlu bir örnek. Ama Batı için kötümser bir anlam taşıyor. Ama ezilenlerin penceresinden Mao’ya bakınca aslında sosyalistler için bu böyle gocunacak bir benzetme olmasa gerek.”
‘Şi Tayvan'la ilgili beklenmedik yeni bir şey söylemedi'
Göçmen, herkes Tayvan konusuna odaklanmış olsa da Çin liderinin Kongre'de bu konuda beklenmedik ve bilinmedik bir şey söylemediği görüşünde:
“Bugün ÇKP’nin Kongresi'ne Türk basınının neredeyse tamamı Tayvan üzerineydi. Konuşma metnine baktığımda aslında Şi Cinping beklenmedik bir şey söylemedi. Temel söylediği şey şuydu. Bütün gücümüzü barışçıl birleşme için seferber edeceğiz. Ancak Tayvan ve anakaranın birleşmesi için de güç kullanma ihtimalini asla dışlamıyoruz, dedi. Bu aslında Çin’in her zamanki söylemi, barışçıl birleşmede ısrar edeceğiz fakat güç kullanımını da dışlamıyoruz diye. Bu şu noktada önemli. Konuşmasında ayrıca alınan önlemlerin Tayvan halkına karşı olmadığı, yabancı güçlere ve ayrılıkçılara karşı olduğunu söylemesi bir mesajdı. Güç kullanma ihtimali de dar bir grubu ya da onlara destek veren yabancı ülkeleri hedef alabilir mesajı vardı."
'Çin bugün her anlamda yeni bir uluslararası düzen kurabilir. Bu kongreyi de bu bağlamda izlemek önemli'
20. Ulusal Kongre'nin uluslararası sistemin büyük bir belirsizliğin ortasında olduğu bir dönemde yapılmasına atıfta bulunan Göçmen, küresel ekonomik durum ve ABD'nin yaşadığı güç erozyonu karşısında saldırganlaşmasının yarattığı yeni ortama dikkat çekti. Çin'in bugün her anlamda yeni bir uluslararası düzen kurabileceğini söylerken, Kongre'yi de yeni bir çağın öncü belirtileri ışığından izlemenin faydalı olduğu değerlendirmesinde bulundu:
"Bir günde bu rapor gizlice hazırlanmadı, kamuoyu kullanılan kavramlarla beraber buna hazırlanmış gözüküyor ama 20. Ulusal Kongre şu açıdan önemli. Hakikaten uluslararası sistem büyük bir belirsizliğin ortasında. Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı harekat da aslında bu sistemin belirsizliğine ya da hegemonyasına karşı verilmiş bir yanıttı. Dolayısıyla küresel ekonominin gidişatı ortada. Önümüzdeki 6 ayda dünyada bir resesyon beklentisi var. Kovid-19 tedarik zincirleri noktasında bambaşka bir denklem yarattı. İklim değişikliğinden bahsediyoruz. Belki de en önemlisi ABD’nin yaşadığı güç erozyonu ve buna bağlı olarak saldırganlaşması bambaşka bir dünyaya yol aldığımızı gösteriyor. Bu tabloda da Çin, yeni bir uluslararası düzen kurabilecek potansiyele sahip ender ülkelerden bir tanesi. Amerika’da yaprak kıpırdasa burada deprem olur derlerdi. Şimdi Çin, gelinen noktada dünyanın ikinci büyük ekonomisi, satın alma paritesi bakımından Amerika’yı geride bırakmış. Ulusal egemenlik meselesinde orduyu dünya standartlarına taşımak istiyor. Şi Cinping bunu da söyledi, partinin egemenliğini sağlayacağız, ordunun üzerinde daha da fazla sağlayacağız ve dünya standartlarına taşıyacağız dedi. Dolayısıyla Çin bugün her anlamda yeni bir uluslararası düzen kurabilir. Bu kongreyi de bu bağlamda izlemek önemli, yeni bir çağın öncü belirtileri olabilir. Bunu da kongre bittiğinde çalışma raporunun tamamında göreceğiz. Şi Cinping rapor üzerine konuştu ama henüz resmi belge yayınlanmadı. Kongre bitiminde de bu resmi belge üzerinden daha net konuşmak mümkün olacaktır."