Cumhurbaşkanı Erdoğan: Amacımız Sayın Putin ile Sayın Zelenskiy'i ülkemizde bir araya getirmektir
18:44 22.08.2022 (güncellendi: 21:50 22.08.2022)
© AACumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı
© AA
Abone ol
Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan Gaziantep ve Mardin'deki kazaların tüm boyutlarıyla soruşturulduğunu bildirdi. Erdoğan Rusya-Ukrayna gerilimine ilişkin de "Amacımız inşallah uzak olmayan bir tarihte Sayın Putin ile Sayın Zelenskiy'i ülkemizde bir araya getirerek, krizi kökten çözmektir" açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mardin ve Gaziantep'teki trafik kazalarına ilişkin "Yapılan soruşturmalar neticesinde failler hakkında gereken işlemler yapılacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Sözlerine, Gaziantep ve Mardin'de meydana gelen trafik kazalarında hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan Erdoğan, bu kazalar ile Rize'deki kazada yaralanan vatandaşlara Allah'tan şifa diledi.
Gaziantep ve Mardin'deki kazaların tüm boyutlarıyla soruşturulduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz, ülkemizin dört bir yanında vatandaşlarımız güvenle, konforla, hızla istedikleri yerlere gidebilsinler, lojistik hizmetler kesintisiz sürdürülebilsin diye Cumhuriyet tarihinin en büyük ulaştırma yatırımlarını yaptık. Buna rağmen böyle akıl almaz facialarla karşılaşmaktan dolayı üzüntülüyüz. Yapılan soruşturmalar neticesinde failler hakkında gereken işlemler yapılacaktır. Bunanla kalmayacak, benzer kazaların bir daha yaşanmaması için trafik ve araç güvenliği başta olmak üzere her alanda ihtiyaç duyulan tedbirleri belirleyerek süratle uygulamaya geçireceğiz. Attığı her adımı 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesine göre belirleyen bir hükümet olarak 'Önce insan' anlayışıyla bu meselenin de üstesinden gelmekte kararlıyız. Araçla veya yaya olarak trafiğe çıkan vatandaşlarımızı bir kez daha kurallara harfiyen riayet etmeye, can ve mal güvenliklerini tehlikeye atacak her türlü davranıştan uzak durmaya davet ediyoruz."
Kazalarda ciddi mağduriyetlerin söz konusu olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunun için de gerek devlet olarak 250 (bin lira) artı 50 (bin lira) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, bunun yanında firma, 250 (bin lira) de onların desteğiyle bu olayda hayatını kaybeden kardeşlerimizin ailelerine bu desteği sağlamış oluyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyanın önde gelen deniz sondaj filosu sahibi bir ülke haline geldiğinin somut örneklerinden olan Abdülhamid Han Gemisi'ni Mersin Taşucu'ndan Antalya Gazipaşa açıklarındaki görev yerine uğurladıklarını anımsatan Erdoğan, şunları ifade etti:
"Karadeniz'de keşfettiğimiz 540 milyar metreküplük doğal gaz sevincimizi yeni müjdelerle taçlandıracağımıza inandığımız bu sondaj gemimiz aynı zamanda Akdeniz'deki haklarımızı ve çıkarlarımızı savunma idealimizin de bir sembolüdür. Bu güzel uğurlama töreninin ardından Akkuyu'daki nükleer santral inşaatımıza giderek incelemelerde bulunduk. İnşallah bu santralin ilk ünitesini önümüzdeki yıl devreye alarak ülkemizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtarma yolunda yeni bir adım daha atacağız."
'Amacımız Sayın Putin'le Sayın Zelenskiy'i de ülkemizde bir araya getirmektir'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın en önemli kriz başlığı olan Rusya-Ukrayna gerginliğinin Türkiye ile tüm insanlığı ilgilendiren sonuçlar doğuran etkilerinin devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye olarak bu savaşın önce önüne geçmek, ardından da barışla sonuçlanması için her türlü gayreti gösterdiğimize herkes şahittir. Tahıl krizinin önüne geçecek mekanizmanın kurulması da yine bizim gayretlerimizle mümkün olmuştur. Dünya tahıl üretiminin üçte birinden fazlasını Rusya ve Ukrayna'nın gerçekleştirdiği göz önüne alındığında, sadece Ukrayna tahılının, ülkemiz üzerinden dünyaya gönderilmeye başlanması bile insanlık için başlı başına kritik bir gelişmedir. Ülkemizin Rusya-Ukrayna krizinde sergilediği dengeli, barışçı ve çözüm odaklı yaklaşımın önümüzdeki günlerde diğer alanlarda da müspet neticelere tahvil edilmesi için gayretlerimizi sürdürüyoruz."
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 5 Ağustos'ta Soçi'de bir araya geldiğini hatırlatarak, Putin ile iki ülke ilişkilerini, bölgedeki diğer gelişmeleri ve Ukrayna Savaşı'nı görüşme imkanı bulduklarını aktardı.
Ukrayna'da geçen hafta düzenlenen Üçlü Zirve'yi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Ukrayna Devlet Başkanı Viladimir Zelenskiy ile gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, "Amacımız inşallah uzak olmayan bir tarihte Sayın Putin'le Sayın Zelenskiy'i de ülkemizde bir araya getirerek, bu krizi kökünden çözecek yolu açmaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ülkemizin Rusya- Ukrayna krizinde sergilediği dengeli, barışçıl ve çözüm odaklı yaklaşımın önümüzdeki günlerde diğer alanlarda da müspet neticelere tahvil edilmesi için gayretlerimizi sürdürüyoruz https://t.co/59JApyhLgA pic.twitter.com/9NbONeQkFe
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) August 22, 2022
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son dönemde ülke ve millet olarak bizi en çok zorlayan konunun faiz-kur-enflasyon denklemi ile sınandığımız ekonomi alanı olduğu bir gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak ekonomimizi mahvetme tehdidi gibi açık ve alçak bir saldırıya maruz kaldığımız 2018'den itibaren bu alanda yeni programı hayata geçirmeye başladık" dedi.
'Ekonomide köklü bir dönüşümü adım adım hayata geçirdik'
Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan bu programın teorik arka planının ve uygulamadaki mantığının anlaşılmasının vakit aldığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yapacağımızı gayet iyi bildiğimiz için bu tür tartışmalara kulak asmadan işimize baktık, ekonomide köklü bir dönüşümü adım adım hayata geçirdik. Bizim yıllar önce yaptığımız, önceliği istihdama ve üretime verme tercihine, bugün gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın da yönelmeye başladığını görüyoruz.
Elbette 'mandacı iktisatçılar', programı kötülemek için hala dünyadaki örnekleri görmezden gelmeye, verilerin yarısını anlatıp diğer kısmının üzerini örtmeye, yatmaya devam ediyor. Akıl ve vicdan sahibi iktisatçılarımız ise detaylara ilişkin kimi eleştirilerini söylemekle birlikte, programımızın mantığını ve amacını biraz mahcup ifadelerle olsa da takdir ediyor."
'Ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna bakıyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktisat teorileri ve uygulamalarının, fizik ve matematik bilimleri gibi her yerde geçerli kuralları, formülleri, denklemleri olmadığına dikkati çekerek, bu alana ilişkin teori ve uygulamaların, ülkelerin, toplumların şartlarına, kültürüne, birikimine, kabiliyetine ve gücüne göre değişiklik göstereceğini dile getirdi.
Bir ülkede başarılı olan bir modelin diğerinde de aynı sonucu vereceğinin garantisi olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Kendi eğitimlerine ve donanımlarına göre ülkemizde ısrarla belirli iktisat modellerinin uygulanmasını isteyenlerin fanatizmi, akılcılıklarından değil, tembelliklerinden veya gerideki başka çıkar ilişkilerinden kaynaklanır. Biz bu hakikatleri bildiğimiz için birilerinin ne dediğine değil, ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna, milletimize verdiğimiz sözleri nasıl yerine getirebileceğimize bakıyoruz" diye konuştu.
'Enflasyonu düşürecek tedbirleri de alıyoruz'
Bugün dünyanın yüksek enflasyon gerçeği ve işsizlik tehdidiyle boğuştuğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye ise kendi ekonomik modeli sayesinde tarihinin en yüksek üretim, ihracat ve istihdam seviyelerine ulaşarak bu iki tehditten asıl yıkıcı olanın üstesinden gelmeyi peşinen başarmıştır. Enflasyon rakamlarımızın nominal olarak çok yüksek seyretmesi elbette üzüntü vericidir ama burada asıl dikkat edilmesi gereken enflasyon düzeyinin genel ekonomi üzerinde yol açtığı sonuçlardır.
Biz enflasyon rakamlarının insanlarımızın hayatındaki olumsuz etkilerini her kesimin gelir seviyesini yükselterek bertaraf etmeye çalışırken, aynı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri de alıyoruz. Buna karşılık uzunca bir süredir enflasyonsuz ekonomik iklimde yaşamaya alışmış ülkelerde bizimkiyle mukayese edildiğinde daha küçük gözüken oranların etkileri, çok daha derin ve yıkıcı hissediliyor."
Erdoğan: Ülkemiz büyük ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomide kendi yolunu çizmiştir ve bu istikamette kararlılıkla yürümektedirhttps://t.co/59JApyhLgA pic.twitter.com/S6RwSeOsFN
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) August 22, 2022
'Türkiye, ekonomide kendi yolunu çizmiştir'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde yaklaşık 1 yıldır yaşadığımız yüksek enflasyonu 1994 ve 2001 krizleriyle karşılaştırmak sadece bize değil, vatandaşlarımıza da yapılmış büyük bir haksızlık olur. Çünkü bugün yaşadığımız enflasyon, bütçe ve işsizlik kaynaklı değil, küresel gelişmelerin tetiklediği dengesiz fiyat hareketlerinin sonucudur. Yani maliyet odaklı enflasyondur" değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fiyatların artması istenmeyen bir durum olmakla birlikte, bütçenin güçlü, üretimin dinamik, istihdamın yüksek olduğu bir ortamda üstesinden gelinmesi mümkün bir sorundur. Geçmişte ülkemizi, dünyanın pek çok yerinde yapıldığı gibi, finansal dalgalanmalar ve varlık hareketleri üzerinden soymayı alışkanlık haline getirenler, bizi aynı yola sokmak için canhıraş bir gayret içindedirler ama ülkemiz büyük ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomide kendi yolunu çizmiştir ve bu istikamette kararlılıkla yürümektedir.
Türkiye'nin ihtiyacı faizi yükseltmek değil, yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve cari fazlayı artırmaktır. Gelişmiş ülkelerdeki bizden daha derin farklar içeren politika faizleri ile enflasyon oranları arasındaki ilişkiye hiç bakmayıp, Türkiye'deki durumu felaket tellalı edasıyla anlatanların niyetleri başkadır. Bugünkü ekonomi programımızı 10, 15, 20 yıl, belki bu cesaret ve kararlılıkla uygulayamayabilirdik. Çünkü o dönemlerde siyasi ve askeri gücümüz gibi ekonomik altyapımız da henüz böyle bir politikayı destekleyecek seviyede değildi ama bugün Türkiye, her alanda bir başka ligin, bir başka dünyanın oyuncusudur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hiç kimse kusura bakmasın, o eski Türkiye artık geride kaldıhttps://t.co/OuQlKvRgLv pic.twitter.com/Yexofp5PV1
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) August 22, 2022
'Eski politikaları dayatmaları, kendi çıkarlarının derdine düşmelerinden kaynaklanıyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi krizlerinin yükünü azaltmak için Türkiye'nin politikasına benzer ve hatta daha ileri adımlar atan gelişmiş ülkelerin olduğunu belirterek, "Aynı ülkelerdeki kimi çevrelerin, Türkiye gibi potansiyellerini en üst seviyede kullanmaya başlayan yerlere karşı eski politikaları dayatmaları ise iyi niyetlerinden değil, kendi çıkarlarının derdine düşmelerinden kaynaklanıyor. Hiç kimse kusura bakmasın, o eski Türkiye artık geride kaldı. Tıpkı güvenlik, enerji, sanayi politikaları, sosyal politikalar gibi ekonomi politikamızı da kendi ihtiyaçlarımıza ve çıkarlarımıza göre belirlemeyi sürdüreceğiz" dedi.
Son 20 yılda yapılan her eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, tarım, teknoloji yatırımının bugünler için olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu yatırımları küresel finans baronlarına daha çok kaynak aktarmak için değil, kendi vatandaşlarımızın hayat seviyesini yükseltmek, geleceğini güçlendirmek için yaptık" diye konuştu.
'Bütçe disiplininden bundan sonra da asla taviz vermeyeceğiz"
Yeni ekonomi modeli çerçevesinde istihdama, üretime, ihracata odaklanmayı sürdüreceklerini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin yeniden yarım asrı aşkın süredir oynanan oyunlarla sıcak para sömürgesi haline dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğiz. Bizim ekonomi modelimizde yatırım yapan kazanacak, çalışan kazanacak, ticaret yapan kazanacak. Bunların hasılasıyla da devlet kazanacak, bütçe kazanacak. Hükümete geldiğimiz günden beri üzerinde titizlikle durduğumuz bütçe disiplininden bundan sonra da asla taviz vermeyeceğiz. Ülkenin kazancını devletin kazancına dönüştürüp, bunu da millete eser olarak, hizmet olarak, destek olarak aktarma kararlılığımızdan en küçük bir geri adım atmayacağız. Büyümeden, istihdam ve ihracata, bütçe gerçekleşmelerinden küresel ticaretten aldığımız paya kadar tüm rakamlar ekonomi programımızın öngörülerine uygundur. Vatandaşlarımızdan ve iş dünyamızdan tek ricam, kendi ülkelerine ve dolayısıyla kendi paralarına güvenmeleridir."
'Hepimiz aynı Türkiye gemisinin içerisindeyiz'
Tasarrufları Türk Lirasından yaparken, döviz ve altın gibi alternatiflerdeki kazanımlara karşı koruyacak her türlü mekanizmayı oluşturduklarını anımsatan Erdoğan, "Artık hiç kimsenin sadece parasının değerinden endişe ederek, dövize ve altına yönelmesi için sebep kalmamıştır. Tasarruflarını hala döviz ve altında tutan vatandaşlarımızı, buralardaki kazançlarını da garanti altına alan Türk Lirası mevduatlara dönmeye davet ediyorum. Kendi alın terimizle, kendi kaynaklarımızla kazandığımız parayı dövizde tutarak başkalarının değirmenine su taşımaya, altında tutarak hareketsiz bırakmaya hiçbirimizin hakkı olmadığına inanıyorum. Unutmayınız, hepimiz aynı Türkiye gemisinin içerisindeyiz, bu gemi hızla yol alırsa kazanan hepimiz olacağız. Bu gemi güvenlik gibi, ekonomi üzerinden açılan deliklerinden de su alarak batarsa hepimiz boğulacağız" diye konuştu.
'Görünen ve görünmeyen yönleriyle tüm gelişmeleri takip ediyoruz'
Kamu finans kuruluşlarından, iş dünyası ve vatandaşları desteklemek için verilen düşük maliyetli Türk Lirasını dövize ve altına yatırmanın, Türkiye gemisinde delik açmak anlamına geldiğini dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Devletin üretimi ve istihdamı teşvik etmek için sağladığı kolaylıkları amacı dışında kullanmak Türkiye gemisinde delik açmak demektir. Evine, arsasına, arabasına, stoktaki malına, verdiği hizmete, sattığı ürüne, enflasyonla ve girdi maliyetleriyle izahı olmayan fiyatlar koyarak piyasanın dengesini bozmak Türkiye gemisinde delik açmak demektir. Sırf paradan para kazanmak adına yapabileceği yatırımı yapmamak, çalıştırabileceği işçiyi çalıştırmamak, üretebileceği ürünü üretmemek, satabileceği malı satmamak Türkiye gemisinde delik açmak demektir. Biz görünen ve görünmeyen yönleriyle tüm bu gelişmeleri harfiyen takip ediyoruz. Tespit ettiğimiz sorunların çoğunun hukuki değil ahlaki temelli olduğunu gördüğümüz için kimi yerde kamunun alternatif imkanlarını kullanarak, kimi yerde ikazlarımızı yaparak çözüm yolları arıyoruz. Mesela bu çerçevede piyasa denetimlerini sıklaştırdık. Gıdadaki dengesiz fiyat artışlarına karşı kooperatif marketleri devreye soktuk. Dövize ve altına yönelen kredi akışlarının önünü kestik. Çay, fındık, buğday, arpa ve üzüm gibi tarım ürünlerine üreticilerimizin alın terinin hakkı olan alım fiyatları verdik, veriyoruz."
Üreticilere mısır alım fiyatıyla ilgili müjde veren Erdoğan, "Toprak Mahsulleri Ofisimiz, hasat dönemi yaklaşan mısır alım fiyatını, destek hariç, ton başına 5 bin 700 lira olarak uygulayacaktır. Mısır alım fiyatının üreticilerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
İşçiden memur ve emekliye kadar her kesimin ücret artışlarını yüksek tuttuklarını, düşük gelirli kesimlerin konut ihtiyacını karşılamak için 13 Eylül'de ayrıntılarını açıklayacakları yeni bir atılımı da başlattıklarını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Otomobil piyasasındaki oyunları bozacak bazı tedbirleri aldık. Gelişmelere göre yeni tedbirler alacağız. İstihdamı, temel iş gücü eğitiminden uzmanlığa kadar her seviyede destekliyoruz. Kamu çalışanlarını ek gösterge meselesinde, sağlık çalışanlarının özlük hakları beklentilerine kadar pek çok konuyu çözdük. Gençlerimizin umutlarını güçlendirecek her adımı atıyoruz. Bu çerçevede, öğrencilerimizin stajlarını İnsan Kaynakları Ofisimiz bünyesinde kurduğumuz Ulusal Staj Programları ile objektif kriterle gerçekleştirebilmesini sağladık."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eş durumu ve benzeri taleplerle özür tayinine müracaat eden öğretmenlerimize, başvuruların istisnasız tamamının karşılandığı müjdesini vermek istiyorum" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı ve ekibi başta olmak üzere ekonomiyle ilgili tüm kurumların güçlü koordinasyon içinde sorumluluklarını yerine getirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki yılın ilk aylarından itibaren hayat pahalılığıyla mücadele başta olmak üzere ekonomi programımızın olumlu etkileri daha ileriye götürülecek ve bu konuda kararlılığımız ispatlanacaktır. Vatandaşlarımızdan sadece sabır ve destek istiyoruz" dedi.
Yeni eğitim öğretim yılına hazırlık
Kabine gündemindeki bazı hususlarla ilgili bilgileri paylaşan Erdoğan, 12 Eylül Pazartesi günü başlayacak 2022-2023 eğitim öğretim yılına hazırlıkların yoğun şekilde devam ettiğini, son 19 yılda kesintisiz şekilde sürdürülen ücretsiz ders kitaplarının basımı ve dağıtımının tamamlandığını aktardı.
Eskiden parayla kitap alınamadığını, bulunamadığını, üst sınıflardaki ağabeylerinden teksir notlarını bile satın alamadıklarını anlatan Erdoğan, şimdi kuşe kağıtta basılı kitapların ücretsiz şekilde, her eğitim öğretim yılının başında, sıraların üzerinde öğrencilerin önüne koyulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl bir iyileştirme daha yaparak ders kitaplarının yanı sıra yardımcı kaynakları da öğrencilerin masalarında ücretsiz hazır edeceklerini bildirdi.
Dağıtılan yardımcı kaynak tutarının bu yılkilerle 130 milyonu bulduğunu aktaran Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının tüm okulların temizlik, kırtasiye küçük onarım ve atölye gibi ihtiyaçlarına yönelik bütçeleri bu yıl doğrudan okullara gönderdiğini de belirtti. Erdoğan, temizlik işlerinde çalışacak 60 bin kişinin de okulların açılmasıyla görevlerine başlayacağını söyledi.
Temel eğitimde 10 bin okul projesi kapsamında 3 milyarlık bütçe kullanarak okullarda çok önemli iyileştirmeler gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, okul öncesi eğitimin de yapımı tamamlanan yaklaşık 1200 yeni anaokuluyla güçlendirildiğini, yıl sonuna kadar bu sayının 3 bine tamamlanacağını kaydetti. Erdoğan, bu nedenle 1 Eylül'de atamaları yapılacak 20 bin öğretmenin 7 bin 500'den fazlasının okul öncesi öğretmenliğe tahsis edildiğini bildirdi.
'Meclisimize saygısızlık olarak görüyoruz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eş durumu ve benzeri taleplerle özür tayinine müracaat eden öğretmenlerimize, başvuruların istisnasız tamamının karşılandığı müjdesini de vermek istiyorum." dedi.
Öğretmen Meslek Kanunu ile uzman ve baş öğretmenlik kadrolarına 614 bin 446 başvuru yapıldığını hatırlatan Erdoğan, "Bu öğretmenlerimizin büyük bölümü gerekli eğitimleri tamamladılar. Yüksek lisans ve doktora yapmış olan 90 bine yakın öğretmenimiz yapılacak sınavdan zaten muaflar. Diğer öğretmenlerimize, 'sınavı boykot çağrısı' yapılmasını en başta milli iradenin tecelligahı olan Meclis'imize saygısızlık olarak görüyoruz. Daha önce de öğretmenler arasında ayrımcılık yaparak, onlara hakaret edenlerin bu konudaki gayretlerinin ciddiye alınacak tarafı yoktur" diye konuştu.
Erdoğan, uzman ve baş öğretmenlik sınavına girecek öğretmenlere başarılar diledi.
Sağlıkçılara, 14 Mart Tıp Bayramı'nda verdikleri sözlerin hepsini de birer birer yerine getirdiklerini anlatan Erdoğan, sağlık kurumlarında çalışan personele yönelik saldırıları katalog suçlar kapsamına alan kanun değişikliğinin yapıldığını hatırlattı.
Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturularak hekimlerin mağduriyetine yol açan malpraktis sorununun çözüldüğünü ifade eden Erdoğan, döner sermaye ek ödemesi uygulamasının, üniversite hastaneleri dahil tüm sağlık kuruluşlarına yaygınlaştırılacağını dile getirdi.
Erdoğan, hekimlerin emekliliklerinde hak kaybına yol açan bordro sistemindeki düzenlemeyi, 2008 sonrasını kapsayacak şekilde tamamladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sağlık kuruluşlarındaki uzman hekimlerin hastalara daha fazla vakit ayırabilmeleri ve daha kaliteli hizmet sunabilmeleri amacıyla 85 bin yardımcı personel kadrosu açtık" diye konuştu.
Erdoğan, hastanelerin hasta yükünü azaltan aile hekimlerinin, temel ücretlerini de hasta yüküne orantılı modelle yeniden düzenlediklerini aktardı.
Türkiye'nin en köklü sağlık reformlarını hayata geçirdiklerinin altını çizen Erdoğan, "Son dönemde şikayete konu olan sorunların tamamını da çözüme kavuşturmuş oluyoruz" dedi.
Kırsal kalkınma desteklerinden yararlanan üreticilere de bir müjde vermek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilindiği gibi Kırsal Kalkınma Programı'nın 11'inci çağrısı için projeler alınmaya devam ediyor. Programın kalan bütçesinden faydalanacak üretici sayısını artırmak amacıyla destek için gereken puan seviyesini 65'ten 30'a düşürüyoruz. Böylece 4 binin altında kalan desteklenecek proje sayısını 7 bin 714'e, yatırım tutarını da 5,5 milyar lirası hibe olmak üzere 10 milyar liraya yükselttik. Bu kararın da ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.