Kabotaj Bayramı’nda konuşan İmamoğlu: Lozan ve Montrö olmasa özgür olmazdık
22:51 01.07.2022 (güncellendi: 22:53 01.07.2022)
© İBBİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu
© İBB
Abone ol
‘Denizcilik Şenlikleri’nin açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bazı çevreler tarafından eleştirilen Lozan ve Montrö olmasa, özgür olmazdık. Denizler bize ait olmazdı” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı, Kadıköy Caddebostan sahilinde 3 gün sürecek ‘Denizcilik Şenlikleri’ ile kutlamaya başladı. 1-2-3 Temmuz günleri arasında sürecek şenlikler, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla başladı.
Lozan ve Montrö antlaşmalarının önemine işaret eden İmamoğlu, “Bu antlaşmalar olmasa, özgür olmazdık. Denizler bize ait olmazdı. Bu antlaşma sonucu yapılan süreçle beraber denizlerimizin kayıtsız, şartsız limanlarımızın sahibi olduk. Ve bugün aslında yaptığımız kutlama, bu yönde bir kutlama. Emeği geçen güzel Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyoruz. Bütün milletimizin Kabotaj Bayramı kutlu olsun” dedi.
'Son süreçte, en fazla Lozan Antlaşması'na birçok mesnetsiz, tabansız, bilgi yoksunu suçlama yapıldı'
Bayrak devir-tesliminin ardından şenliklerin açılışının yapan İmamoğlu, “Kabotaj Bayramı, bizim tarihimiz açısından önemli bir gün. Ne yazık ki son süreçte, biliyorsunuz en fazla Lozan Antlaşması'na birçok mesnetsiz, tabansız, bilgi yoksunu suçlama yapıldı. Ama biz biliyoruz ki, bu toprakları hem birçok yükten kurtarmış hem de geleceğe dair çok özel adımlar atılmış önemli bir antlaşmadır. Dünya tarihinde yapılmış önemli antlaşmalardan birisidir. Aynen Montrö'de olduğu gibi. Ki Montrö'nün nasıl bir deniz barışı sağladığını hep birlikte Karadeniz'deki o süreçte hep birlikte yaşadık” dedi.
'Denizler bize ait olmazdı'
“Lozan'la beraber, özellikle kapitülasyonların topraklarımıza yüklediği yük, limanların bize ait olmaması, denizlerdeki kısıtlılık, hepimizin çok canını sıkan bir şey olurdu bugün olsaydı” diyen İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aslında özgür olmazdık. Denizler bize ait olmazdı. Ama işte bu antlaşma sonucu yapılan süreçle beraber denizlerimizin kayıtsız, şartsız limanlarımızın sahibi olduk. Ve bugün aslında yaptığımız kutlama, bu yönde bir kutlama. Emeği geçen güzel Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyoruz. Bütün milletimizin Kabotaj Bayramı kutlu olsun.”
Marmara Denizi’nin genç bir deniz olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Tarihin çok yakın zamanlarında oluşmuş olan bu iç denizin, ayrı bir hassasiyetle korunması lazım. Tabii dünden bugüne, bugünden yarına bir süreçten bahsetmiyoruz. Artık bundan sonra en az 20 yıl, 30 yıl bir planlamayla özellikle Marmara'ya kıyısı bulunan başta İstanbul olmak üzere, bütün şehirlerin tarım alanlarının, sanayi alanlarının yeniden gözden geçirilip, yani tabiri caizse kötü bir kullanıma değil, düzenli bir kullanıma kavuşan bu dünya güzeli coğrafyanın artık geçen yıl yaşadığımız müsilaj sorunu gibi, bu tür tehditlerle bir daha karşı karşıya kalmaması için en üst seviyede çabayı göstermemiz şart” diye konuştu.
Marmara’nın yanı sıra, Haliç ve İstanbul Boğazı’nın korunmasına ve temizlenmesine dönük çalışmaları özenle yürütmeye devam ettiklerini aktaran İmamoğlu, şunları söyledi:
“Tabii yanı sıra plajlarımız çok önemli. Plajlarımız hem artırılıyor hem düzenleniyor hem de kıyı alanlarının daha fazla kullanılması için, en üst seviyede tedbirlerimizi alıyoruz. Denizlerimiz bu anlamda korunduğu sürece, bizlerindir. Yaşatıldığı sürece, bizlerindir. Kaldı ki yaşadığımız dönemde kullandığımız bu alanların sahibi değil, aslında bir emanetçisi olduğumuzu da asla unutmamalıyız. Bu bilinci hep beraber elde edindiğimiz gibi, gelecek nesle de bu yönüyle aktarmamız şart. Bu coğrafyanın sahibi olmak, bu coğrafyada yaşamak ayrıcalık. Ama bir o kadar da sorumluluk. Bu anlamda bizler, yerel yönetimler olarak ve bütün kamu kuruluşları ve tabii ki burada yaşayan milyonlarca insanımız, işte denizlerin koruyucusu, kollayıcısı, elbette ki aynı zamanda kullanıcısı olacak.”
'İstanbul'un simgesi olan vapurlarımızı koruyoruz'
İstanbul kıyılarının deniz sporlarına yönelik düzenlenmesi çalışmalarının da sürdüğünü belirten İmamoğlu, “Aynı zamanda, İstanbul'un simgesi olan vapurlarımızı koruyoruz, tamir ediyoruz. Hem de kendi tersanemizde. Çürümeye bırakılmış olanları hayata geçiriyoruz, başta Paşabahçe vapuru olmak üzere. Kentimizin simgelerini yine İstanbul Boğazı'nda bir tarihi bir süsü, simgesi gibi kullanmaya ve insanlarımızın hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Yeni deniz taksilerimizi yine Boğaz’da ve Marmara kıyılarında hizmetinize sunarak, yine İstanbul'un özenli bir şekilde, özel bir biçimde kullanıma sunulması, denizleri daha çok ulaşımda da kullanmaya dönük attığımız kıymetli adımlar” bilgilerini paylaştı.
Kabotaj bayramı nedir?
Türkiye’de, 20 Nisan 1926 Tarihinde kabul edilmiş olan Kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926'da yürürlüğe girmiş ve bu Kanun, “Türkiye Limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk Vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılır” hükmünü getirerek daha önceden yabancılara açık olan bu faaliyetleri bundan böyle sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yapabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle her yıl 1 Temmuz günü “Denizcilik ve Kabotaj Bayramı” olarak kutlanıyor.