Kurtulmuş: Sabit gelirlinin alım gücünü artıracak bir dokunuş mutlaka yapılacaktır
00:58 16.06.2022 (güncellendi: 01:14 16.06.2022)
© İHA / MUSTAFA CENİK-AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TGRT Haber’de gazeteci Ercan Gürses’in sorularını yanıtladı.
© İHA / MUSTAFA CENİK-
Abone ol
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, vatandaşların gelirlerinin artırılmasına ilişkin, "Öncelikli perspektifimiz, temmuz ayıyla birlikte çok sayıda sabit gelirlinin alım gücünü artıracak bir dokunuş mutlaka hükümet tarafından yapılacaktır" dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TGRT Haber'in canlı yayınında gazeteci Ercan Gürses’in sorularını yanıtladı.
Dar gelirlilerin ve ücretlilerin, hayat pahalılığı sebebiyle ortaya çıkan refah kayıplarını telafi etmek için ne tür adımların atılacağıyla ilgili değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, enerjide, lojistikte, endüstriyel metallerde ve değerli metallerdeki olağanüstü fiyat artışlarının, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle küresel gıda fiyatlarındaki artışın bütün dünya ekonomilerini derinden sarstığını söyledi.
Özellikle döviz fiyatlarındaki oynaklıklar dolayısıyla ekonomi üzerinde ciddi olarak yoğunlaşılan bir dönemden geçildiğini belirten Kurtulmuş, burada öncelikli meseleden birisinin dövizdeki oynaklığın giderilerek, bir yatay seyrin ortaya çıkmasını temin etmek olduğunu vurguladı.
Fiyat istikrarsızlığı konusunun da bir diğer öncelik olduğunu dile getiren Kurtulmuş, hükümetin, ekonomideki bu önceliklerle ilgili en uygun tedbirin alınması için çaba gösterdiğini anlattı.
"Fiyatlardaki yukarıya doğru hareketliliğin ortaya çıkmış olması, döviz fiyatlarının bu oynaklığının birinci derecede hepimizi etkileyen kısmı ise hayat pahalılığıdır" diyen Kurtulmuş, dolayısıyla bir taraftan buradaki oynaklıkları ortadan kaldırıp bir düzeni sağlamak diğer taraftan da bu süre içerisinde vatandaşların alım gücünün olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri almak durumunda olduklarını dile getirdi.
Vatandaşın alım gücünün artırılmasıyla ilgili hükümetin pek çok adım attığını aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bunların içerisinde önemli bir husus da tabii ki gelirin artırılmasıdır. Öncelikli perspektifimiz, temmuz ayıyla birlikte çok sayıda sabit gelirlinin alım gücünü artıracak bir dokunuş mutlaka hükümet tarafından yapılacaktır. Böylece enflasyonun altında vatandaşımızın ezilmemesini sağlayacak bir destek bu anlamda ortaya konulacaktır. Bakanlığımız, bütün detaylarını çalışıyor ve çok geniş bir kitleyi ilgilendirecek bu ücretlerde iyileştirme inşallah temmuz ayıyla birlikte yapılacaktır."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kabine toplantılarının ardından yaptığı her konuşmasında, alım gücünü artırmaya dönük ilave bir tedbir ya da bir Bakanlar Kurulu kararını, kamuoyu ile paylaştığını anımsatan Kurtulmuş, "Bu da şu demektir; elimizdeki bütün imkanları vatandaşımızın alım gücünün yükseltilmesi için seferber etmiş vaziyetteyiz. İnşallah çok olumlu sonuçlar buradan çıkacaktır" dedi.
EYT konusunda da çalışmalar yapıldığını belirten Kurtulmuş, "Bu işler, öncelik ve zamanlama meselesidir. Vatandaşın gündeminde olan, bir şehre gittiğimiz zaman çarşıda, pazarda insanların söylemiş olduğu, şöyle bir beklentiniz var denilen herhangi bir konu yoktur ki hükümetin gündeminde olmasın. Bu anlamda vatandaşın gündemindeki konulardan birisi de EYT'dir. Bakanlık bu konuyla ilgili çalışmalarını sürdürür ve vakti zamanı geldiğinde, bununla ilgili de karar kamuoyuyla paylaşılır" şeklinde konuştu.
‘Dövizdeki oynaklık Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki oluşturuyor’
Dünyada dolarizasyonun arttığını dile getiren Kurtulmuş, “Türkiye’de milli para birimimiz olan Türk lirasının kullanımını ve ilerleyen dönemde de diğer ülkelerle yaptığımız ticari ilişkilerimizde milli para birimleri üzerinden bunların gerçekleşmesini sağlamamız lazım. Tabii ki dövizdeki oynaklık Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz bir etki oluşturuyor” dedi.
Gürses’in liralaşma ile ilgili yeni bir enstrümanın hayata geçirilip geçirilmeyeceğini sorması üzerine Kurtulmuş, “Olabilir ama burada mühim olan bu perspektifi kaçırmamamız lazım. Bizim kendi para birimimize itibar etmemiz lazım. Bunun üzerinden alışverişlerimizi yapmamız, bunun üzerinden uluslararası ticarette Türk Lirası’nın değerini bir şekilde değerli para haline getirmemizin doğru olduğu kanaatindeyim. Bu anlamda paramızın belirli bir seviyede olmasının şöyle bir artısı var; ihracatı artırmış oluyoruz. Buradaki dengeyi korumamız lazım. Eski dönemde maalesef Türk parası çok değerliydi. 1 dolar 1.20 seviyelerindeydi. Bu ortaya ne çıkarıyordu? Olağanüstü yüksek miktarda ithalat. Yani ne varsa kalem dahil her şeyi daha ucuza dışardan ithal eder durumdaydık. Çok şükür 2013’ten sonraki dönemlerde yavaş yavaş Türkiye bundan uzaklaştı. İmalata, üretime, ihracata, yatırıma ve istihdama dayalı bir ekonomi yönelişine Türkiye kendisini sevk etmiş oldu. Bunun önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum. Burada da o dengeyi Türk ekonomisi sağlayacaktır. Dövizin çok değerli olması ya da çok değerinin düşük olması arasında bir denge oluşacaktır" şeklinde konuştu.
‘Türkiye 2013’ten itibaren bir yönelim içerisindedir’
Gazeteci Gürses’în “Faiz sebep enflasyon sonuç” modeline devam edilip edilmeyeceği, klasik ekonomiye dönülüp dönülmeyeceği sorusunu yöneltmesi üzerine Kurtulmuş, önemli olanın serbest pazar ekonomisinin kuralları içerisinde ekonominin yönetilmesi olduğuna dikkati çekerek, “Ekonomik şartların, dünyanın ve Türkiye’nin şartları geliştikçe hiçbir ekonomik kural kıyamete kadar olduğu gibi uygulanacaktır diye bir şey yoktur. Bu kurallarda esneme, değişme, gelişme olabilir. Ama Türkiye 2013’ten itibaren bir yönelim içerisindedir. Zaman zaman bunları ileriye doğru götürüyor. Biz ithalat yaparak, dışarıdaki küresel ekonomi ile hiçbir ekonomi tek başına mücadele edemez. Tabii ki küresel ekonomi ile uyumlu bir şekilde ama hiçbir şekilde Türkiye’nin üretim gücünü zayıflatmadan, üretimimizi, istihdamımızı, ihracatımızı, yatırımımızı ve küresel piyasalardaki mal ve hizmetlerimizle rekabet edebilir bir durumda olmamızı sağlayacak bir atılım içerisinde olmamız lazım” dedi.
'Kimi aday gösterirlerse göstersinler, hodri meydan'
Altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin tartışmalara ilişkin bir soru üzerine ise Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Karşı taraftaki ittifakın kimi aday göstereceği, hangi koşullar altında aday göstereceği, hangi ilkelerle bu adayını kamuoyuna deklare edeceğiyle ilgili olamayız. Bu, bizim tasarrufumuz değil. Kimi aday gösterirlerse göstersinler. Hodri meydan. Siyaset bir yarış alanıdır ve nihayetinde siyasette karar verecek olan milletin kendisidir. Bizim rahatlığımız; Cumhur İttifakı'nın adayı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Tayyip Erdoğan ikinci sefer halkın önüne giderek, cumhurbaşkanlığı sistemi içerisinde cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Bizim kanaatimiz, inancımız, bütün çabamız odur ki, inşallah önümüzdeki haziranda yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanımız, tekrar milletimiz tarafından o makama seçilecektir."
'Altılı masanın temel sorunu, ülkenin meseleleriyle ilgili görüşlerdeki fikir farklılıkları'
Karşı tarafta sadece aday tartışmasının bulunmadığını, "aday tartışması"nın, işin görünen kısmı olduğu söyleyen Kurtulmuş, "Bence Millet İttifakı ya da bizim karşımızdaki 6 artı 1'lik ittifakın temel sorunu, ülkenin meseleleriyle ilgili görüşlerdeki fikir farklılıklarıdır" diye konuştu.
HDP'nin de ittifakın içerisinde olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "HDP dese ki 'ben bunları desteklemiyorum' altılı masa kimi aday koyarsa koysun o adayın cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin imkan ve ihtimali yoktur. Bunu onlar da HDP de biliyor. Zaten altılı masayla HDP'nin zaman zaman arasında yaşanan gerilimin temel sebebi de budur. 'Bizi yok saymayın, biz yokmuşuz gibi davranmayın.' demeye getiriyorlar" ifadesini kullandı.
Altılı masadaki CHP ile İYİ Parti arasında ya da masadaki diğer partiler arasında çok büyük farklılıkların olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, birleştikleri noktanın, Tayyip Erdoğan'ı devirmek olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun şimdiye kadar altılı masayı bir şekilde bir arada tutabilmeyi başardığını, Kılıçdaroğlu'nun aday olmasından daha doğal bir şeyin olmayacağını söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Herhalde Sayın Kılıçdaroğlu da bunun hesaplarını yapıyordur. Tek aday çıkarırlar mı, hatta masadan bazılarının eğer ortak aday çıkmazsa biz de aday oluruz restini hep beraber izledik. Birden fazla aday çıkar mı bunları zaman içerisinde göreceğiz. Benim karşı taraftaki ittifaka tavsiyem artık yeterince bol vakitleri kalmamıştır. Sadece adayı tespit etmek bakımından değil, politikalarını tespit etmek, netleştirmek ve halkın karşısına ortak bir tavırla çıkmak bakımından vakitlerinin azalmakta olduğunu görüyorum. Bunu söyleyemedikleri takdirde adayın kim olduğunun da çok fazla önemi kalmayacak."
'"Bu saldırıyı yapan, herhalde bunun sonuçlarına katlanacağını bilir'
Kurtulmuş, DBP'li Salihe Aydeniz'in polise yumruk atmasının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Böyle bir terbiyesizlik olmaz. 'Ben milletvekiliyim ve benim suç işleme hakkım var.' Böyle bir şey olabilir mi? Dokunulmazlık bir zırhtır ama hiçbir dokunulmazlık zırhı, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir siyasiye istediği her suçu işlemek imkanını vermez. Burada açık bir suç oluşmuştur. Orada kendi güvenliklerini de sağlamak için bulunan bir emniyet görevlisine karşı son derece terbiyesizce yapılan bir saldırıdır. Bu saldırıyı yapan herhalde bunun sonuçlarına da katlanacağını bilir."