'Küresel ekonomik liderlik için zaman Pekin'in lehine işlerken, ABD bölgeyi askerileştiriyor'
12:30 26.05.2022 (güncellendi: 12:17 30.05.2022)
'Küresel ekonomik liderlik için zaman Pekin'in lehine işlerken, ABD bölgeyi askerileştiriyor'
Abone ol
Gökhun Göçmen’e göre, Ukrayna krizini Avrupa’nın 'kucağına bırakan ABD, Biden'ın Güney Kore ve Japonya ziyaretiyle birlikte 'Asya pivot 2.0'ı başlattı. Çin'in ekonomik ortaklarını yanına çekmeye çalışan ABD'nin diğer yandan bölgeyi askerileştirdiğini belirten Göçmen, Pekin'in ise dünya liderliği için zamanın lehine işlediğini bildiğini vurguladı.
ABD Başkanı Joe Biden, başkanlığının ikinci yılında çıktığı, Güney Kore ve Japonya'yı merkezine alan ilk Asya gezisinde Çin'e meydan okudu. Asya'da Çin'in 'Kuşak ve Yol' girişimine karşı geliştirildiği anlaşılan 13 ülkeyi kapsayan Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi (IPEF) anlaşmasının imzalandığı gezide, QUAD (Dörtlü) liderler zirvesini toplayan Biden, Ukrayna çatışmasına atıfla sorulan bir soruya yanıtında 'Çin'in Tayvan'a saldırması halinde ABD olarak müdahale edeceklerini' belirtti. Biden daha sonra sözlerini 'tek Çin politikasına' bağlı olduklarını söyleyerek toparlamaya çalışsa da 'stratejik belirsizlik' politikasına dair tartışmalar, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in George Washington Üniversitesi konuşmasıyla daha da arttı.
Çin, Biden'a 'sözlerine dikkat etmesi' yanıtını verdi. Ziyaretlerin hemen ardından Çin Halk Cumhuriyeti Ordusu'nun Tayvan boğazındaki tatbikatı ve ordu yetkililerin ABD'ye karşı açıklamaları dikat çekti. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi de Pasifik'teki 10 küçük ada ülkesiyle yapılması planlanan ekonomik ve güvenlik işbirliği anlaşması için düğmeye bastı. Anlaşma, 'Kapsamlı kalkınma vizyonu' başlığını taşıyor ve milyonlarca dolarlık Çin yardımı, Çin'in devasa pazarına daha fazla erişim, Çin'le güvenlik işbirliğinin geliştirilmesini teklif ediyor.
Gelişmeleri gazeteci ve yazar Gökhun Göçmen ile konuştuk.
'Bu Asya pivot 2.0 yönelimi'
Gökhun Göçmen’e göre Ukrayna krizinde sorumluluğu Avrupa'nın kucağına bırakan Biden yönetimi, yeniden bir Asya hamlesi yapıyor. Blinken'ın George Washington Üniversitesi konuşmasında 'dünyayı ekonomik, siyasi ve askeri olarak şekillendirebilecek tek güç olan Çin'in etrafının şekillendirilmesinden' bahsedildiğini anımsatan Göçmen, Obama döneminden kalan Asya Pivot 2.0'nin söz konusu olduğunu dile getirdi. Göçmen, güvenlikte ABD'ye bağlı olan ancak en büyük ticari ortaklarını Çin'in oluşturduğu ülkeleri ekonomide Amerikan cephesine çekmenin hedeflendiğini vurguladı:
“Ukrayna krizinin başından itibaren Biden, sorumluluğu Avrupa’ya havale etti. Sadece silah ve mali yardımlarla yetinecek gibi. Günün sonunda Avrupa’nın krizi olarak Avrupa’nın kucağına bırakacak. Zihninde her zaman Çin olduğunu söylemekte fayda var. Bu sadece Biden için geçerli değil. ABD'de uzun süredir Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında en büyük meydan okumanın Çin’den geldiği şeklinde bir konsensus var. ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in konuşma metnini yayınlandı. Çin'in yöneliminden bahsediyor. Dünyayı ekonomik, teknolojik ve askeri anlamda biçimlendirecek tek güç Çin’dir çıkarımında bulunuyor. Ardından ABD'nin Pekin’in çevresini şekillendireceğini söylüyor. Biden’ın ziyaretine de böylelikle gelmiş bulunuyoruz. Gözünü Asya’ya dikecek. 'En büyük meydan okuma Pekin. Biz de çevresindeki stratejik ortamı şekillendireceğiz' diyor. Bu yeni bir yönelim değil. Obama döneminde 2011’de Asya politikası duyurulmuştu. 2012’de de Trans-Pasifik ortaklığını maddi hale getirdi, müzakereleri 2015’e kadar sürdü. Trump gelince çekildi. Biden, Pekin’in çevresini şekillendirmek için kendisine iki temel nokta seçiyor; askeri ve ekonomik yöntemler. Statükoyu değiştirmeye çalışıyor. Geleneksel olarak Amerika’nın Asya’daki müttefikleri güvenlikte ABD'ye bağlı olsalar da ekonomik anlamda birçoğunun en büyük ticari partneri Çin. Farklı ticari platformlar içinde Çin ile beraber hareket ediyorlar. Dünyanın en büyük serbest ticaret bölgesi olan Bölgesel Kapsamda Ekonomik Ortaklık içinde Çin ile hareket etmekteler. Biden bunu değiştirmek istedi. Bu Asya pivot 2.0 yönelimi. Japonya’da iki farklı açıklaması vardı. Birincisi Tayvan’dı. Diğeriyse 13 ülkeyle birlikte ekonomik ortaklık çerçevesi ilan etti. Ekonomi boyutunda statükoyu değiştirmeye çalışıyor. Sadece güvenlikte değil ekonomide bölge ülkeleri benimle hareket etsin, diyor. Bunu Beyaz Saray’ın açıklamasında da görüyoruz, kuralları yeniden yazmaktan bahsediyor. ABD’nin merkezinde yer aldığı ekonomide bir kurallar bütününü hedefliyor."
'Amerika ve Çin arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulma noktasıdır Tayvan'
Göçmen'e göre Biden'ın Tayvan mesajları, 'stratejik belirsizlik' politikasındaki çelişkiyi ortaya koyarken, ABD'nin işin askeri boyutuna girmekten çekinmeyeceğine işaret ediyor:
"Biden işin askeri boyutuna girmekten çekinmeyeceğini de Tayvan konusunda gösterdi. ‘Tayvan’ı olası bir müdahalede koruyacak mısınız?’ sorusuna ‘Evet’ yanıtı verdi. Ama ardından hemen tek Çin politikasına da bağlı kaldıklarını ekledi. Beyaz Saray’dan ‘Tek Çin politikasına saygı duymaya devam ediyoruz’ diye açıklama geldi. Ama ortada çelişkili bir durum var. Amerikalılar stratejik belirsizlik olarak her ne kadar formüle etseler de Amerika ve Çin arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulma noktasıdır Tayvan. 1972 yılında bu iki ülke bir araya gelirken bu konuyu hallederek bir araya geldi. Amerika’da Nixon daha önce de Çin ile iritbat kurmaya çalışmıştı. Ama o dönemin devlet lideri, ‘Mao, Tayvan meselesi çözülmeden iki ülke arasında ilişkilerin kurulması mümkün değil’ demişti. Stratejik belirsizlik adı altında Amerika askeri alanda tekrar işleri başladığı noktaya taşımaktan çekinmeyeceğini gösteriyor gibi.”
'Ekonomik liderlik için zaman Pekin'in lehine işlerken, ABD bölgeyi askerileştiriyor'
Çin'in Tayvan meselesinde karşı taraftan silahlar patlamadığı sürece müdahaleye girişmeyeceği görüşündeki Göçmen, Pekin'in zamanın lehine işlediğini gördüğünü dile getirdi. Küresel ekonomik liderliğin Pekin'i işaret ettiğini anımsatan Göçmen, buna karşılık ABD'nin hiç durmadan bölgeyi askerileştirmesine vurgu yaptı:
“Silahlar karşı taraftan patlamadığı sürece Çin olası bir müdahaleye girmeyecektir diye düşünüyorum. Çin zamanın kendileri adına işlediğini söylüyor. Ekonomik öngörüler de dünya liderliği için Pekin yönetimini doğrular nitelikte. Ancak ABD’nin de hiç durmadan bölgeyi askerileştirdiğini görmekteyiz. Tayvan Adası’na yapılan ziyaretler ve yüklü miktarda savunma yardımları var. Amerika’nın aynı zamanda Tayvan ile 'kendinizi korumanıza yardımcı olacağız' diye sözleşmesi var. Dayanak noktası olarak bu anlaşmayı gösteriyorlar. Aynı zamanda Güney Çin Denizi’nde askerileştirmeye devam ediyorlar. QUAD zirvesinde kaçak balıkçılık faaliyetlerini izleme diye bir ifade var. Aslında o gizli bir şifre gibi. Amerika, QUAD bileşenlerinin bulunduğu platformlarda çeşitli sebeplerden dolayı Çin’i açıktan hedef alamıyor. Kaçak balıkçılık faliyetleri derken ABD’li yetkililer şunu söylüyorlar; Çin, askeri eylemlerini balıkçılık faaliyetleri adı altında gerçekleştiriyor. Aslında askeri bir hamle ya da diş gösterme olarak okumak da mümkün. ABD sürekli Güney Çin Denizi’nde seyrüsefer serbestliği altında savaş gemilerini gönderiyor. AUKUS paktında Fransa’yı devre dışı bıraktı. Hal böyle olunca Çin, aslında askeri yöntemlere başvurmaktan da çekinmeyeceğini tatbikatlarda gösteriyor. Biden’ın açıklamasından sonra Çin Dışişleri Sözcüsü Wang Wenbin bir açıklama yaptı. Bir şarkı okudu, o da Çin’de gösterilen ve Kore savaşını anlatan Çin yapımı bir filmde kullanılmıştı. İki dize okudu; ‘Dostlarımıza ikram edecek güzel şaraplarımız var ama düşmanlarımız için silahlarımız her daim hazır’. Çin Dışişleri doğrudan böyle bir şarkıyla yanıt vermiş oldu.”
‘Rusya ve Çin’in yan yana tatbikatlar düzenlemesi çok doğal'
Biden'ın Tokyo ziyaretinde Rusya ve Çin'in stratejik bombardıman uçaklarının ortak devriyesi dikkat çekerken, Göçmen'e göre, özellikle Japonya'da Pekin ve Moskova'ya karşı daha 'şahin' tavır alan bir hükümetin başa geçmesinden sonra bu tür birliktelikler:
“Japonya’daki iktidarın değişmesinden sonra iktidar oldukça şahin bir tutum takınıyor. Hem Çin hem de Rusya’ya karşı. Tayvan’a bir askeri destek verilmesi durumunda da buna hazır olacaklarını söyleyecek kadar da ileri giden bir iktidardan söz ediyoruz. Japonya ve Rusya arasında zaten tarihsel ihtilafların olduğu da malum. Aslında biraz böyle Amerika, Asya’daki öncü kuvvetini bulmuş gibi davranıyor. Dolayısıyla Rusya ve Çin’in yan yana tatbikatlar düzenlemesi çok doğal. İlerleyen dönemlerde başka ülkelerin de buna dahil olacaklarını göreceğiz.”