Şentop: Akdeniz'in bir bebek ve çocuk göçmen mezarlığına döndüğünü uzun yıllardır müşahede ediyoruz
02:40 03.05.2022 (güncellendi: 02:46 03.05.2022)
© İHA / HALİL DAĞ - TUNAY ÖZDEMİR-
Abone ol
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, dünyada yaşanan göçlere değinerek, "Botları şişleyerek batırmak suretiyle, itme suretiyle, geri itme dediğimiz olay suretiyle geldikleri yerlere gönderme şeklindeki gayri insani yaklaşımlarını görüyoruz ve Akdeniz'in bir bebek ve çocuk göçmen mezarlığına döndüğünü üzülerek uzun yıllardır müşahede ediyoruz
Bayramı geçirmek üzere memleketi Tekirdağ'a gelen Şentop, Valilik tarafından Rumeli İskelesinde düzenlenen programda, protokol üyeleri ve vatandaşlarla bayramlaştı.
Şentop, burada yaptığı konuşmada, "Zor günlerden geçiyor dünyamız. Hemen çok yakınımızda Rusya-Ukrayna arasında bir savaş halen devam ediyor. Bu savaşın meydana getirdiği yıkımı ve riski hepimiz yakından takip ediyoruz" dedi.
"Bu sadece Ukrayna ve Rusya arasında değil, aynı zamanda bütün bir bölgemizi, Avrupa'yı, bütün dünyayı tehdit eden potansiyelleri büyük bir riski içinde barındırıyor" diyen Şentop, şöyle konuştu:
"Her geçen gün farklı senaryolar, komplo teorileri geçiyor. Bu savaşın bir yönü, şehirler tahrip edilmiş, insanlar ölmüş, öldürülmüş. Bunun dışında göçle ilgili bir yönü var meselenin. Şu ana kadar Ukrayna sınırları dışına giden insan sayısı 6 milyon civarında, Ukraynalı yetkililerin söylediğine göre. Bir de Ukrayna içerisinde de nüfus hareketlerini dikkate alırsak 10 milyon civarında bir insanın yerinden, yurdundan, evinden edildiğini görüyoruz."
'Ukrayna'dan tahmin ettikleri, beklediklerinin kat kat üstünde bir göç dalgasıyla karşı karşıyalar'
Savaş nedeniyle düzensiz bir göçün de meydana geldiğini ifade eden Şentop, Türkiye'de uzun yıllar düzensiz göçle ilgili misafirler olduğunu anımsattı.
Türkiye'nin bu meseleye bakış açısıyla Avrupa'nın, özellikle Yunanistan'ın bakış açısının ortada olduğunun altını çizen Şentop, "Botları şişleyerek batırmak suretiyle, itme suretiyle, geri itme dediğimiz olay suretiyle geldikleri yerlere gönderme şeklindeki gayri insani yaklaşımlarını görüyoruz ve Akdeniz'in bir bebek ve çocuk göçmen mezarlığına döndüğünü üzülerek uzun yıllardır müşahede ediyoruz. İşte Avrupa ülkelerinin, bu göçmenler bize gelmesin, diye gösterdikleri gayret, harcadıkları paralar heba oldu. Şimdi bir başka ülkeden, Ukrayna'dan tahmin ettikleri, beklediklerinin kat kat üstünde bir göç dalgasıyla karşı karşıyalar" ifadelerini kullandı.
'Türkiye'nin üstlendiği rol dünyanın dikkatini çekiyor'
Ukrayna krzininin bir başka boyutunun da dünya ekonomisiyle ilgili olduğunu söyleyen Şentop, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'nin sürecin başından beri üstlenmiş olduğu sorumlu, yapıcı, sorun çözücü rol, bütün dünyanın dikkatini çekiyor. Uzun zamandır Türkiye'ye gelmeyen, Türkiye'yi ziyaret etmeyen, siyasi sebeplerle gelmeyenler sıraya geçtiler. Türkiye'yi gelip, ziyaret ediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı'mızla görüşmeye çalışıyorlar. Niye? Çünkü sorun yaşayan iki ülke, Rusya ve Ukrayna arasında her iki ülkeyle de görüşebilen ve bir insani ateşkesin sağlanması yönünde büyük bir çaba, gayret içerisinde olan tek ülke Türkiye.
Biz insani bir ateşkesin sağlanması için önce Dışişleri Bakanlarını Antalya'da biliyorsunuz bir araya getirdik. Daha sonra İstanbul'da üst düzey bir toplantı oldu. Cumhurbaşkanımızın telefon diplomasi trafiği devam ediyor. İnşallah kısa bir zamanda, önce ateşi bir söndürürüz, ondan sonra tamir edilecek şeyler ne derse, hep beraber yapmak için, gerçekleştirmek için çalışmaya, gayrete devam ederiz."
'Türkiye'nin tavrı net'
Şentop, "Birisi şunu daha önce bu krize benzeyen sinyaller veren bir kriz Gürcistan'da yaşanmıştı. 2008’de Türkiye o konuda tavrını ortaya koydu. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı noktasında Türkiye'nin net açıklamaları oldu. Öbür taraftan 2014’te Kırım'ın işgali noktasında Türkiye yine aynı şekilde net açık bir tavır belirledi" ifadelerini kullandı.
Herkesin, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı ilkesi dikkate alınarak bir tavır belirlemesi gerektiğini dile getiren Şentop, "Haklıya haklı, haksıza haksız demek lazım ve Türkiye, bütün ilişkilerinde de bunu ortaya koyuyor. Yani bir ülkeyle görüşmek, ilişkiyi devam ettirmek; onun bütün görüşlerine evet demek, kabul etmek anlamına gelmiyor. Biz kendi görüşlerimizi, tutumlarımızı, çok net bir şekilde bütün muhataplarımıza her zaman, her platformda söylüyoruz. Keşke herkes bunu yapabilse belki o zaman işte bu yaşamış olduğumuz kriz, bu noktaya gelmemiş olacaktı" dedi.
'Dünya beşten büyüktür'
Şu ana kadar dünyada uluslararası hukuk ve uluslararası hukukun barışı sağlamak üzere ortaya koymuş olduğu kurumların, işlevsiz olduğunu ve görevinin yerine getiremediğini savunan Şentop, şöyle devam etti:
"Bunlardan bir tanesi Birleşmiş Milletler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda bir karar bile alamadı. Niye alamadı? Çünkü 5 daimi üyeden biri zaten Rusya, bu çatışmanın, savaşın taraftarı, o veto ettiği zaman karar çıkmıyor. Uzun yıllardır biz ne diyoruz? Cumhurbaşkanımız ne diyor? 'Dünya beşten büyüktür' diyor.
Yani bu Birleşmiş Milletler'in bugünkü yapısı, ikinci dünya savaşı sonrası şartlarda kurulan ve İkinci Dünya Savaşı'nın galiplerinin karar verici olmuş olduğu bir Birleşmiş Milletler yapısı, adil bir yapı değil. Dünyada barışı sağlamaktan uzak bir yapı, diyorduk. Dünyanın birçok yerinde bunun örneklerini gördük, anlattık, gösterdik. Ama şimdi aynı şeyi çok yakın bir şekilde Rusya'yla Ukrayna arasındaki savaşta da görüyoruz."
'Güçlü bir devlet istikrarlı bir yönetim'
Uzun zamandır güçlü devletlerin kendi işlerine gelen, çıkarlarına olan durumlarda uluslararası hukuku hiçe sayan tavırlar, tutumlar belirlediklerini hatırlatan Şentop, Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da bunun yaşandığını, dünyanın birçok ülkesinde uluslararası hukuku, güçlü devletlerin paspas haline getirdiğini vurguladı.
Şentop, uluslararası hukukun önemi ve dünyada gerçekten barışı tesis edebilecek etkili uluslararası kurumların, kuruluşların oluşturulması konularının dünyanın gündemine geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Uzun zamandır bu konuları dünya gündemine taşıyan Cumhurbaşkanımızın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda müteaddit söylediği hususlar bunlar. İnşallah bu konuda dünyada adım atmak için bu yaşananlar herkes için bir ders olur. Tabi biz Türkiye olarak da bu genel sıkıntılardan etkileniyoruz, ama inşallah bizim birlik beraberliğimiz, önümüzdeki zor dönemlerden Türkiye'yi daha güçlü bir şekilde çıkaracak bir imkanı, potansiyeli bize sunuyor.
Bütün bu yaşananlar birkaç şeyi ortaya koyuyor: Birisi güçlü bir devlet istikrarlı bir yönetim. Bu konuda çok önemli, kalıcı, kurumsallaştıracak nitelikte adımlar attık. Onlardan birisi de bu hükümet sistemi değişikliğiydi. Bugün dünyada birçok ülkenin ihtiyaç duyduğu şey istikrarlı, demokratik seçimle oluşan ama sonuçta ülkeyi yönetecek bir demokrasi tablosu ortaya koyan bir sistem. İşte Türkiye bu sistem meselesini bu şekilde çözdü."
'Milleti tahkim etmek, devleti tahkim etmek çok önemli'
Şentop, Türkiye'nin güçlü bir devlet olduğuna vurgu yaparak, "Güçlü devlet, tahkim edilmiş devlet. Aynı zamanda milli birlik, beraberlikle beraber milletimizin tahkimiyle bunu da gerçekleştirdik. İşte 15 Temmuz'da yaşananlar bunu gösterdi. Farklı siyasi görüşlerden de olsa, farklı hayat tarzlarına sahip olsalar da devlet ve anayasal düzene karşı bir hareket olduğu zaman, onun karşısına hep beraber dimdik durmak ve karşı çıkmak suretiyle, bir darbe teşebbüsünü önlediği direnişle, darbe teşebbüsünü tersine çevirecek bir tabloyu ortaya koydu milletimiz. Milleti tahkim etmek, devleti tahkim etmek çok önemli bu süreçlerde" ifadelerini kullandı.
Daha sonra Şentop, Emniyet Müdürlüğü ile Jandarma Komutanlığının bayramlaşma törenlerine katıldı.
Şentop, ardından, Zübeyde Hanım Huzurevinde yaşlıların bayramını kutladı, Zübeyde Hanım Çocuk Evindeki çocuklara hediye dağıttı.
Şentop'a Vali Aziz Yıldırım, AK Parti Tekirdağ milletvekilleri Mustafa Yel, Çiğdem Koncagül, Tekirdağ Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Osman Kılıç, Tekirdağ Emniyet Müdürü Mehmet Hakan Fındık, Süleymanpaşa Kaymakamı Harun Kaya ve Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel de eşlik etti.
