00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:07
13 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
16 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
20:30
15 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
3 dk
HABERLER
19:00
14 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) - Sputnik Türkiye, 1920
POLİTİKA
Türkiye ve dünya politikasından en güncel haberler, açıklamalar

CHP'li Özel: Seçimi kazanması garanti bir adayımız olacak

© AACHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. - Sputnik Türkiye, 1920, 13.04.2022
Abone ol
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına ilişkin soru üzerine , “Bizim temel değerlendirmemiz, Sayın Genel Başkanımızın çizdiği çerçeve dahilindedir. Göstereceğimiz aday, 13. Cumhurbaşkanı olacak. Seçimi kazanması garanti bir adayımız olacak. Bu karar açıklandıktan sonra, Türkiye’nin de yüzü gülecek" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün herkesin gözlerini çevirdiği kabine toplantısının ardından açıklama yaptı. Milyonlarca emekli bayram ikramiyeleriyle ilgili bir açıklama bekliyordu. Ancak o konuya hiç girmedi. 7 Haziran 2015 seçimlerinde; AKP Meclis çoğunluğunu kaybetmiş MHP’nin üstün gayretleri ile 1 Kasım seçimleriyle tekrar iktidar olmuştu. En önemli gündem maddelerinden bir tanesi emeklilere bayramlarda birer maaş ikramiye sözüydü. Bu verdikleri sözü bir sonraki seçime kadar tutmayıp bir sonraki seçimlerden hemen önce sadece bin lira ikramiye verdiler. Bugün bin lira ile bir çeyrek alınmıyor yani üçte birine kadar düştü. Geçen seneki itirazlardan sonra utanmayıp bin 100 lira yaptılar. Dün Meclis Başkanlığı’na verdiğimiz teklif ile Plan Bütçe Komisyonu’nu toplantıya çağırıyoruz. Her emekli 4 bin 200 lira ikramiye almalıdır diyoruz. Yaparlar mı? Yapmazlar. Emeklilere birer asgari ücretin verilmesi, mutfaktaki yangını birazcık söndürebilir. Tüm emekli derneklerini, hangi siyasi partiye gönül vermiş olurlarsa olsunlar, alınlarının teri ile analarının ak sütü gibi emekliliği hak etmiş, ama maaşları yetmeyen, bu talebi hep birlikte sahiplenelim diyoruz. Bunu vermiyorlar, emekliye bin 100 lirayı layık görüyorlar.

'Hepimizin vergilerini kendilerine aktarıyorlar'

‘Şartlar zor, biraz sabır çekin, şikayet etmeyin, günaha girersiniz’ falan. Peki kendilerine ne yapıyor? Elimde Türk Hava Yolları’nın yönetim kurulu kararı var. Yönetim Kurulu’nun aldığı huzur hakkına zam yapmış. Emeklinin ikramiyesine yüzde 10 zam yapanların, emeklilerini unutanların burada; THY’nin huzur hakkına zam yapmışlar. Kaç yapmışlar? Yüzde 190. Kim, yönetim kurulu üyeleri. Bunlar 9 kişi. Hepsi saraya yakın, hepsi yandaş. İkisini daha yakından tanıyorsunuz. Kim bunlar? Fatmanur Altun. Fahrettin Altun’un eşi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın değerli eşleri, daha önce eve dört maaş giriyor diye. Bizi mahkemeye verdiler, mahkemede kanıtladık. İkinci yönetici, Melih Ecertaş. Kim bu arkadaş? AKP’nin önceki Gençlik Kolları Başkanı. Milletvekili yapmazlarsa THY’nin yönetim kuruluna koymuşlar. Vatandaşa ‘dua et, sabret’ derken kendilerine yaptıkları zam yüzde 190. Artık, 25’er bin lira huzur hakkı parası alacaklar. Toplantılara katılıyorlar diye. Vatandaşa para bulamayanların, yine Fahrettin Altun’un 29 bin lira Borsa İstanbul’dan huzur hakkı aldığını görelim. Bunlar ilave maaşlar. İletişim Başkanlığı’nda alıyor mu, alıyor. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu’ndan, THK Yönetim Kurulu’ndan 25 bin lira birine 29 bin lira birine huzur hakkı parası ödeniyor. Böyle bir anlayış yönetiyor, Türkiye’yi. Herkes bunu görsün. Bunun siyaseti yok. Tüm emekçilerin kul hakkına girmektir. Hepimizin vergileriyle toplanan paraları kendilerine aktarıyor bunlar. Bu yüzden bu iktidar bitmiştir, tükenmiştir.
Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘kuru nasıl kontrol altına aldıysak, inşallah enflasyonun üstesinden de yine biz geliriz.’ Kurun neyini kontrol altına aldın? 18 liralara çıkarken, açıklamaları sen yapıyordun. Sürekli ateşin üzerine benzin döküyordun, sonra bir gün ‘kur korumalı mevduat’ dedin. Kur 11 lira 20 kuruşa geldi. Bugün 14.60. Başarı dediğin günden bugüne yüzde 50 devalüasyon olmuş. ‘Kuru kontrol altına aldık’ diyor. Almasa ne olacakmış? Sadece bunu demiyor, dün. ‘Fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyormuş’, beyefendi. Senin işin ümit etmek mi? Liyakatli atamalar yapsaydın, ekonominin başına yeteneği olmayan birini getirmek yerine liyakatli bir atama yapsaydın; sadık atamalar yerine liyakatli atamalar yapsaydın, onlar makro ekonomide yapacağını bilir, böyle ümit etmezdi. Bilimin gereği, alınan eğitimin gereği, yetkinliklerin gereği olsa; ‘bu sonucu bekliyoruz’ dersin. Bütçede söylemiştim. Bütün AK Partililer dualar ederek konuşmalarını bitirdiler. Dedim ‘çok haklısınız, bütün duaları okumakta haklısınız, çünkü içinde bulunduğunuz geminin kaptanının ehliyeti yok.’ Şakayla karışık alay ediyorlar. Ama gemi su aldı, batıyor ve hepimiz içindeyiz. Yarınlarımızı ipotek altına alan bir anlayış. Bunların ümit etmesine karşı vatandaş sandığın gelmesini ümit ediyor. Sandıkta sizi göndereceğini de çok iyi biliyor.

'Güzel günler ancak sizin gitmenizle olabilir'

Ayrıca alanı ekonomi olan bu işleri iyi bilen, memleketi çok iyi bilen Recep Tayyip Erdoğan, ‘Dengesiz fiyat artışları özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın refah seviyelerinin geçici olarak, bir parça gerilemesine sebebiyet verebilir. Ama emin olsunlar, gelecek güzel günler bu sıkıntıları değiştirecek’ diyor. Sayın Erdoğan, ‘dar ve sabit gelirli vatandaşın refah seviyesi’ ne demek, senin dar gelirli tanımın nedir? Dar gelirli vatandaşın refah seviyesi varmış da bir adım geriye gidecekmiş? Pazar dağılırken köşede bekleyenler var. Çürümüş, alınmamış, atılmışları toplayanlar var. Derin yoksulluk içinde Türkiye’de çocuğunun altına bebek bezi alamayan 184 bin aile var. Çöp karıştıranlar var. Aldıkları asgari ücretle kirayı, elektriği, suyu verdikten sonra; eline herkes için değil aile fertleri başına birer simit çayı olmayan, simit çay hesabında perişan insanlar var. Kuru ekmeğe muhtaç insanlar var. Ne refahı? Perişan oluyorlar, açlık ve sefalet içindeler. Bu kadar halktan kopuk olunur mu? ‘Gelecek güzel günler’ diyor. Ancak sizin gitmenizle mümkün olabilir. Ne oldu hedef 2023? Döndü 2053, 2071. Vatandaş, bu teneşir vadeli umut siyasetinin, dağıtmaya kalktığın bu kuponlarını, bu çeki yırtıp atacak. 2071 teneşir vadesine umut ticareti yapan, buna senet düzenleyenler siyasetin eski dolandırıcı bankerleridir. Siz teneşir vadeli umut senetlerini alın başınıza çalın. 2023 yalanıyla canına okudunuz vatandaşların.
Gelinen bu noktada artık, AK Partililerin bolca konuştukları bir rahatsızlık var. Yönetenlerin; Devlet Bahçeli’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarındaki saldırgan, hakaret dilinin asıl sebebi; emekliye, emekçiye, yoksula vermeyip zengine verdiklerinin görülmemesi için gündemi bulandırmaktan başka bir şey değildir. Artık AKP seçmeni de MHP üyeleri bile görmekte ve sokakta canına tak etmiş, burasına kadar gelmiş, bıçak kemiğe saplanmış vatandaş, artık uzatılan mikrofonlara daha korkusuzca konuşmakta, açıktan bu iktidarı eleştirmektedir, korku duvarları yıkılmaktadır, bir devir sona ermektedir. Bu iktidar bitmiştir. Bu iktidar artık milletin gönlünde en ufak yer bulamamaktadır. Bu iktidar zenginden alıp fakire vermesi gerekirken, fakirden alıp zengine kaynak transfer eden bir iktidardır. Bu anlayışın artık mızrağı çuvala saklayamadığı dönemdeyiz. Millet görüyor ve isyan ediyor. ‘Sabır çekin, şikâyet etmek haramdır’ diyenlere karşı ‘haydi oradan’ diyor. Aralık ayı değil miydi Türkiye’nin en büyük ekonomik krizi yaşadığı ay? Savaş neresinde başladı bu işin? ‘Bir doları bir lira yapacağım’ diye alıp, 15 lira yapmasaydın, bu kriz mi olacaktı? 100 liralık mal 104 lira olmuş, adamlar başarısızlık sayıyor; 6 liralık mazot 24 lira olmuş pişkin pişkin ‘bütün dünyada var’ diyorlar. Mızrak atılan ülkelerden bahsediyor, ‘enflasyonu bizden yüksek’ diye. Bir tane demokrasi var mı senden yüksek enflasyonu olan? Bütün bunların sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan. ‘Faiz sonuç değil, sebeptir’ deyip, bu memleketin canına okuyanlar, yandaş müteahhittin vergi borcunu silip, esnafa hacze gidenler; ‘dünyada da var’ demesin. ‘Biz yapmadık dünyada var’ demesine de vatandaşın karnı toktur. Fakire fukaraya, düşük gelirliye hesap verecekleri yer sandıktır. Bugünden tezi yok, sandık gelip bu iktidardan kurtulmanın zamanıdır. Vatandaşın bu sandık talebini bir kez daha, altını çizerek dile getiriyoruz."
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала