MHK Başkanı Gündoğdu: Bu karar temizlik değil, Türk hakemliğinin geleceği için atılan adımın ilkidir
12:20 10.03.2022 (güncellendi: 12:31 10.03.2022)
© DHAMHK Başkanı Ferhat Gündoğdu
© DHA
Abone ol
MHK Başkanı Gündoğdu, gündeme damga vuran hakem kararıyla ilgili, “Aldığımız karar operasyon veya temizlik gibi kelimelerle değerlendirilmesini kabul etmiyorum. Bunlar doğru değil. MHK olarak yaptığımız çalışmanın, bir projenin Türk hakemliğinin geleceği için atılan adımın birinci adımıdır” dedi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK), Spor Toto Süper Lig ve Spor Toto 1. Lig'de kalan haftalarda görev yapacak hakemleri belirledi. Yeni listede, tecrübeli isimler Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Tugay Kaan Numanoğlu, Ali Palabıyık, Hüseyin Göçek, Alper Ulusoy, Abdulkadir Bitigen, Suat Arslanboğa ve Bahattin Şimşek'in bulunmaması dikkati çekti. Bir anda gündemi değiştiren kararla ilgili MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu açıklamalarda bulunuyor.
İşte Gündoğdu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
“Süreçten bahsedelim. Bu kararın açıklanması 48 saat olmadı. Kamuoyunda bununla ilgili çok fazla söylemler oldu. Aldığımız karar operasyon veya temizlik gibi kelimelerle değerlendirilmesini kabul etmiyorum. Bunlar doğru değil. MHK olarak yaptığımız çalışmanın, bir projenin, Türk hakemliğinin geleceği için atılan adımın birinci adımıdır. Hakemlerimiz ve kurumumuz çok yıpratılıyor. Bunun bir proje ve sistem içi çalışma oludğunu bilirsek, eleştirilerimizi bu yönde yaparsak daha iyi olacak.
TFF Başkanı Nihat Özdemir ve ekibinin teveccühüyle göreve geldik. Önceki MHK başkanının tasarrufu oldu ve 11. haftada göreve geldik. Ligin selahiyeti için göreve adapte olduk. Ligin adil bir şekilde oynanması için devamını sağlayacaktık. Bir yandan da yıllardır konuşulan değişim sürecinin sinyalleri verilmişti. Bunun için de bir projeyi planlamak gerekiyordu. Bir plan ve program yaptık. 4 ay boyunca aslında herkese süre tanıdım. Buna çalışma arkadaşlarım da dahil.
Türk futboluna bir hizmet sunuyorsak ve bunu yukarıya çıkarmak istiyorsak neler yapmalıyız diye kendi içimizde de birbirimize sorduk. 4 ayda hakem arkadaşlarımla çok ince bir çalışma yaptık. 8 Mart'ta harekete geçtik. Bu bir klasman belirleme. Bunun ismi bu. Klasman belirleme her yıl yapılır. Alışık olmadığımız konu klasmanlar sezon başında temmuz ve ağustos ayında bir de arada belirlenir. Benden önce Serdar Tatlı'nın döneminde klasman belirleme dört döneme çıkarıldı. Nedeni performansı düşük olan hakem ve gözlemcilerin yıl sonuna kadar devam etmemek için bu uygulamaya gidildiğini anlattılar. Son 48 saatte bu kararın ne kadar isabetli olduğunu gördüm.
Kriterler şunlar. MHK'nın klasman kriterleri vardır. Orada bir algoritma var. Gözlemci notu, hakemlerin maç sayısı, maçların ağırlık derecesi her an sizi sıralar. Bu sıralamaya göre talimata göre bir alta indirir. Listenin en altındaki yüzde yirmiye inen arkadaşlarımız klasman düşer. Bu gördüğünüz isimler arasında oraya girmeyen isimler var. Bu soru işareti. Üç kategoride arkadaşlarımız var. Birinci kategorideki arkadaşlarımız o performans listesinde olmayan ancak hakemliğin son senelerine gelmiş. İsimleri yıpranmış. Hakemliği güven kaybına uğratan isimler. Her yıl 30-40 maça çıktığınızda ister istemez yıpranıyorsunuz. Bu arkadaşlarımız zaman içerisinde çok fazla yıprandılar. Bu dört aylık çalışmanın özellikle son 2 ayda, bir takım gözlemlerimiz, saha için davranışlarımız, sınavlarımız, VAR kayıtları... Son 2.5 ayda bir rapor hazırladık.
‘Arkadaşlarımızın suç örgütleriyle bir bağı yoktur’
Bu arkadaşlarımızla birlikte şu andaki görevli arkadaşlarımızı herhangi bir suç örgütüyle ve illegal yapıyla ilgisi ve bağı olmamıştır. Bütün çalışanlarımız her zaman bir inceleme ve soruşturma yapar. Bu arkadaşlarımızın hiçbirinin bunlarla ilgili bir şeyi yoktur. Konuşulmasından da son derece MHK başkanı ve kurum olarak çok rahatsızız.
Bazı arkadaşlarımız bilerek veya bilmeyerek kurumun üzerindeymiş gibi davranmaya başladılar. Bir toplum içerisinde yaşıyoruz. Rol modellerimiz var. Bazı arkadaşlarımız kendileri için normal olan ve bulundukları statüden dolayı hakemlik müsessesini rahatsız ettiği tespitini yaptık. Hakemlerden beklenen en doğru şey rahat ve hür iradeleriyle karar vermeleriydi. Kulübe zarar verdiklerine kesin karar verdikten sonra 10 hafta beklemeye bizim değil Türk futbolunun tahammülü yok.
Sistemin önünü açmak için sistemde tıkanıklık yapan isimlerle yollarımızı ayırdık. Tercih kişiler ve sistemdi. Sistem nedeniyle bu arkadaşlarımızla yolları ayırdık.
Verdiğimiz karar bir gün bile beklemeye tahammülü yoktu. Karar aslında 8 Mart'ta verilmedi. Son 1.5 aydır TFF başkanına adım adım rapor verdim. Bütün her şeyden emin olmamız gerekiyordu. Eğer kasıtlı bir hareket, bencilce diye bir şey varsa kamuoyunda; böyle bir yapım yoktur. Bir de şans vermek istiyordum. Bazen bu arkadaşlarıma küçük mesajlar ve uyarı verdim. Karşılık alamadım.
İkinci ve üçüncü kategorideki arkadaşlarım bir üst kategoriye çıkma şansını yitiren isimler. Bunlar hakem camiasından çıkmadılar. Bizim için bütün arkadaşlarımız aynı değere sahip. En alttaki arkadaşımızla Süper Lig'de maç yöneten arkadaşımız da aynı değere sahip. Bir sistem konuşacaksak, kişisel fayda ve beklentiler üzerinden çözümlemekte zorlanırız.
‘Bu arkadaşlarımızdan kabul edenleri VAR hakemi yapacağız’
Kamuoyunun merak etmediği arkadaşlarımızla yollarımızı devam edeceğiz. Eğer hakemlik yapmak isterlerse alt kategoride devam edeceğiz. VAR yatırımı yapıyoruz. Bu arkadaşlarımızdan kabul edenleri VAR hakemi yapacağız.
Bunun arkasında hiçbir kulüp veya TFF'nin hiçbir yetkilisi yok. 31 kişi, hakem ve gözlemci bu saydığım üç kategorideki -4 aylık gözlem ve son 1.5 aylık rapor- liste hazırladık. Hiçkimseden talep gelmedi. Buna TFF başkanımız da dahil. Hiçbir kulüp dahil olmadı. Bu tamamen benim ve kurulumun hazırladığı listedir. Bu listeden tammaen ben sorumluyum.”