Eski Bakan Eroğlu, Cumhurbaşkanı ile tanışma hikayesini anlattı: Bir araba durdu sizi götüreyim dedi
© Fotoğraf : DHAVeysel Eroğlu
© Fotoğraf : DHA
Abone ol
Eski Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, verdiği bir röportajda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanışma hikayesini anlattı. Eroğlu, "Yıldız'da karşıya geçmek için taksi bekliyordum. Bir araba durdu sizi götüreyim dedi. Tamam dedim. Tanıştık, dedi ben Recep Tayyip Erdoğan" ifadelerini kullandı.
Eski Hükümet Çevre ve Orman Bakanı ve mevcut Cumhurbaşkanı Irak Özel Temsilcisi Veysel Eroğlu, ‘'Adem Metan' Youtube Kanalındaki ‘’Peki Sonra’’ programına konuk oldu. Eroğlu, program süresince Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilk tanışma anısından ve İstanbul’un ilk baraj projesinden bahsetti.
🎙️@VeyselEroglu Peki Sonra'da
— Adem Metan (@AdemMetan) February 17, 2022
▪️Erdoğan ile Tanışmaları
💬Yıldız'da karşıya geçmek için taksi bekliyordum. Bir araba durdu sizi götüreyim dedi. Tamam dedim. Tanıştık, dedi ben Recep Tayyip Erdoğan
Tamamı:https://t.co/2HxBqzcVf8 pic.twitter.com/sunesQyrUC
Eroğlu'nun ifadelerinden satır başları şöyle:
Bir gün Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Doçenttim o zamanlar Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş’taydı, bir park problemi vardı yeni bir araba almıştım dışarıya park etmiştim arabayı. Ders bittikten sonra Yıldız’ın önünde bir durak vardı orada beklerken bir araba önümde durdu. Bende ihtisas öğrencilerinden biri zannettim gittim, "Karşı tarafa mı geçiyorsunuz" dedi, "evet" dedim. "Ben de karşı tarafa geçiyorum, sizi götüreyim‘’ dedi, olur memnuniyetle dedim. Arabaya bindim "Ben Recep Tayyip Erdoğan bir sucuk fabrikasında işletme müdürüyüm" dedi, ben de Doç. Dr. Veysel Eroğlu dedim.
Konuşmamız doğrultusunda ben Erbakan Hoca’yı çok severdim Hoca da beni severdi hatta ESAM Kuruluşu vardı kimse cesaret edip de yazamazdı yurt dışında bir profesör geleceği zaman beni yazarlardı Prof. Dr. Veysel Eroğlu diye çünkü üniversitede beni herkes çok açık bilirdi yani zihniyetimi ve çalışkanlığım da var takdir ediliyorum. Arabada gidiyoruz bana baktı dedi "Hocam birlikte çalışalım ben de Refah Partisi Gençlik Kolları Başkanıyım" daha il başkanı değil o sırada tamam dedim memnuniyetle.
Rahmetli Erbakan Hoca Allah Rahmet Eylesin, yurt dışı Orta Asya seferi vardı Hocalardan da beni gönderdiler, Tayyip Bey de oradaydı o sırada görüştük ben de ona mutlaka bir AR-GE merkezi kuralım diye teklifim oldu. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanıyla İstanbul Seçimlerinde bir ekip kurduk. Tanışmamız bu şekilde oldu.
'94’te İSKİ İstanbul şubesine gelen suyun yüzde 65’i kayboluyordu'
5 Mayıs 1994 günü Eyüp Sultan Cami’ne giderek Cuma Namazından önce 2 rekat namaz kıldım, duamı ettim, Eyüp Sultan’dan gerekli icazeti aldıktan sonra İSKİ’nin yolunu devir teslim için tuttum. İşe başlar başlamaz, büyük bir su sıkıntısı var, gazeteler şunu yazıyor "İSKİ’nin 60 günlük suyu kaldı" tarzı başlıklar. Tabi ben bunu duyunca baktım yeteri kadar eleman yok bir de ehil insanları oraya getirmemişler. Elemanların önce bir eğitim sürecinden başladık sonra ben ne yapacağıma dair bir çalışma başlattım. İstanbul’un şebekesi tamamen eskimiş, her tarafta insanlar su su diye bağırıyor, tankerlerle su dağıtılıyor. İSKİ’nin İstanbul’daki şubesinde su yok zaten gelen suyun da yüzde 65’i kayboluyordu, haftada bir renkli bir su gelirdi, evlerde küvetler suyla dolardı, bidonlarla dolardı. Petrol istasyonları gibi su satış istasyonları vardı.
'Göreve geldiğimde İSKİ’nin 1,5 milyon borcu vardı'
İlk önce ilgili daire başkanına ne kadar borumuz olduğunu sordum, 1700 metre borumuz var dediler ben depolarda daha çok görüyorum bu nasıl oluyor dedim, meğer bize 1,5 milyon dolar borç bırakan yönetim var ya bir sürü bankaya borçlanmış, elektrik kurumları, SSK vs. bunlar gümrüklü sahadan gizlice boru çekmişler, toplu kaçakçılıktan İSKİ’yi mahkemeye vermişler. Bir gün bana toplu kaçakçılıktan Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinden yazı geldi ben şok oldum. Savcıyla konuştum durumu anlattım ben öncesinde Hocaydım yeni göreve geldim, İstanbul’un suya ihtiyacı var bu boruları kullanmam lazım o da sağ olsun anlayış gösterdi boruları kullandık. Gümrük Bakanlığına gelene kadar bütün borçları da ödedim. Kaçağın en çok olduğu bölgelerdeki boruların hepsini yeniledim. 1 yılda 1100 kilo içme suyu borusu döşedik.
'İSKİ’yi dünyanın sayılı markalarından biri yaptık'
Ben yönetime geçtiğimde İSKİ’nin piyasada bir itibarı yoktu hatta bir gün müteahhitler odamı bastılar kalabalık bir grup trilyonlarca lira o tarihte borç var aşağı yukarı 15 ay ödememişler, her gün borç geliyor, haciz geliyor. Müteahhitler de gelince her kafadan bir ses çıkınca biri dedi ki ‘’ Devlette süreklilik var, borcunuzu ödeyin’’ ben bunu fırsat bildim hemen yumruğu vurdum masaya kardeşimiz doğru söylüyor sayın müteahhit dedim devlette süreklilik var şimdiye kadar ödenmemiş ben de ödemiyorum dedim birden bire herkes buz kesince ben de dedim ki latife ediyorum, ödeyeceğim tabi ki ama hepinizi dinleyemem, sizi konferans salonuna alacağım orada bana 3 temsilci belirleyip getirin onlarla anlaşacağız. 2-3 saat sonra 4 temsilci geldi, ne istiyorsunuz diye sordum bizim borçlarımız öde dediler ben de eğer siz aranızda anlaşırsanız ben sizin borçlarınızı 8 ayda herkese eşit olarak belli oranda ödeyeceğim. Su benim önceliğim ondan sonra geçmişte kalan borçlarınızı ödeyeceğim dedim tamam dediler anlaştık. 1,5 yıl sonra borçlar bitti.