Yeni nafaka düzenlemesi yolda: ‘Mağduriyet yaratan bir nafaka yok, asıl mağdur olanlar kadınlar’
17:04 11.02.2022 (güncellendi: 17:20 11.02.2022)
© Flickranlaşma - nafaka - uzlaşı
© Flickr
Abone ol
Özel
Yoksulluk nafakası için düzenlenen tasarının ayrıntıları belli oldu. Yeni düzenlemeye göre nafaka, evlilik süresine göre ödenecek. Peki tasarının hayata geçmesiyle birlikte neler değişecek? Mağdurlar nasıl etkilenecek? Konuya ilişkin gündeme gelen başlıkları, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu Sputnik’e anlattı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın incelemeye aldığı nafaka düzenlemesinin detayları bu hafta belli oldu. Göreve gelmesinin akabinde konuyu tekrar gündeme getiren Bozdağ, geçen sene verdiği bir röportajda “1 gün, 1 ay, 5 ay evli kalıp ölene kadar nafaka verme yükümlülüğü adil değil. Bunun bir ölçüsünün olması lazım” açıklamasında bulunmuş, düzenlemenin geleceğinin sinyallerini de vermişti.
Yeni düzenleme neleri içeriyor?
Türk medyasına göre öncelikli gündem maddesi olarak açıklanan tasarıda, nafakanın evlilik süresi baz alınarak ödenmesi fikri yer alıyor. Kademeli formülün öne çıktığı teklife göre, ‘nafaka ödeme süresine üst sınır’ getirilmesi ile 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındaki evliliklerde 7- 8 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl, 15 yılın üzerindeki evliliklerde evlilik süresi dikkate alınarak nafaka verilmesi ana başlıklar arasında.
Mevcut kanun ne diyor?
Türk Medeni Kanunu’na göre, nafakanın 4 modeli bulunuyor. Bunlardan biri de ekonomik durumu olmayan eşe ödenen yoksulluk nafakası. Fakat mevzuata göre, gerçekten yoksulluğa düşmeyecek, kendi malvarlığı ve geliri ile hayatını devam ettirebilecek taraf yoksulluk nafakası talep edemiyor.
Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" şeklinde çerçeve çiziyor.
Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedildiği dillendirilse de nafaka alacaklısının evlenmesi veya ölmesi halinde kendiliğinden kalkıyor. Diğer yandan yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi bir başkasıyla yaşaması gibi durumlarda mahkeme kararı ile de kaldırılabiliyor.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin düzenlediği ‘Nafaka Çalıştayı’na göre, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yok çünkü zaten kanunda tarafları mağdur etmek adına düzenlenmiş herhangi bir madde bulunmuyor.
Tasarı tepki topladı
Nafaka, 2019'da Erdoğan'ın açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında Meclis'e sevk edilen 2. Yargı paketinde yer almıştı. 2016’dan bu yana AK Parti’nin radarında olan yoksulluk nafakasına yapılması planlanan düzenlemelerin duyurulmasıyla, BARO birlikleri ve kadın hakları savunucularının yanı sıra, yasayı talep eden ‘Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu’ da tepki göstermişti.
‘Nafaka mağdurları' ne istiyor?
Konuyu sıklıkla gündeme getirerek ‘mağdur’ edildiklerini söyleyen Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu Kurucu Başkanı İlhan Ergincan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Süresiz nafaka ile ilgili gündemde ki taslak kabul edilebilir taslak değildir. Adalet Bakanı derhal bu yanlıştan dönmelidir. Evlilik süresi ve evlilik süresi üstündeki nafakaların süresiz nafakadan bir farkı yoktur. Nafaka 1 yıldan fazla olamaz” demişti.
Süresiz nafaka ile ilgili gündemde ki taslak kabul edilebilir taslak değildir.@adalet_bakanlik derhal bu yanlıştan dönmelidir.
— 🇹🇷 ilhan Ergincan 🇹🇷 (@bicare_yunusum) February 9, 2022
Evlilik süresi ve evlilik süresi üstündeki nafakaların süresiz nafakadan bir farkı yoktur.
Nafaka 1 yıldan fazla olamaz.
Evlilik ticaret değildir. pic.twitter.com/Vv3MYjEiMX
İzmir Barosu: Nafaka cinsiyetle değil, boşanmayla içine düşülecek yoksulluk hali ile ilgilidir
İzmir Barosu’nun yazılı olarak yaptığı açıklamada, "Bu açıklamalar yapılırken kamuoyu desteği almak adına, gerçekler çarpıtılmış Türk Medeni Kanunu’nun nafakaya ilişkin hükümleri görmezden gelinmiştir. Oy devşirmek için yapılmaya çalışılan bu düzenlemelere izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. yazıda ayrıca nafakanın cinsiyetsiz olduğuna vurgu yapılarak, “Bu nedenle cinsiyetle değil, boşanmayla içine düşülecek yoksulluk hali ile ilgilidir. Bu nafakadan daha çok kadınların yararlanıyor olması kanunun düzenlemesinden değil; toplumsal yaşamda kadının içine düşürüldüğü ekonomik zayıflıktan kaynaklanmaktadır” denildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdiği bir röportajda konuya ilişkin endişeleri, “Kadınların mevcut haklarından geriye gidiş anlamına gelebilecek bir çalışma asla söz konusu değildir” şeklinde yanıtladı.
Araştırma: Mahkemeler tarafından hükmedilen nafakaların yüzde 50.7’si hiç ödenmedi
Konda’nın verilerine göre nafaka meblağlarının yüzde 66’sı 500 liranın altında ödeniyor. Bu dilimde ödenen nafakaların ortalama ücreti ise 226 lira. Kadın Dayanışma Vakfı’nın hazırladığı ‘Yoksulluk Nafakası Araştırması’ raporuna göre ise, mahkemeler tarafından hükmedilen nafakaların yüzde 50.7’si yükümlüleri tarafından hiç ödenmedi. Tarafların yüzde 40’ı ise ‘ödemek istemediği’ için nafakasını ödemediğini belirtti. Oysa boşanmalarda nafakayı almaya hak kazanan taraf genellikle güvencesi olmadığı için zorluk çeken kadınlardan oluşuyor.
Peki, yeni tasarının hayata geçmesiyle birlikte neler değişecek? Yeni düzenlemeden önceki kararlar etkilenecek mi? Konuya ilişkin gündeme gelen başlıkları, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, Sputnik’e değerlendirdi.
‘Değişen bir şey yok, bu düzenleme zaten kanunda var’
Böyle bir düzenlemenin bir yenilik de gitmeyeceğini söyleyen Eroğlu, sadece halihazırda olan kanun maddesinin uygulanmasının sağlanacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Biz başından beri aynı şeyi söylüyoruz. Aslında yasada hakimlerin toptan karar verme yetkisi var ve evliliklerin zamanına göre bir süre vermeye gerek yok. Yeni düzenleme ile toplu ödeme maddesinin uygulanması sağlanacak o kadar. Örneğin hakimler nafakanın 3 yıl toplu bir rakam olarak ödenmesi gerektiğini söyleyebilirler, ‘10 bin lira ödenmesine karar veriyorum’ diyebiler ama bunu kullanmıyorlar. Bence şu an zaten yapılmak istenen bu, halbuki bu düzenleme zaten kanunda var. Sadece süre olarak yok, yani ‘şu kadar evlilik süresi varsa bu kadar nafaka verilir’ diye yok. Toptan veya aylık ihraç şeklinde verilir diye var. Dolayısıyla zaten kanunda olan bir şeyi, bir tek süre koyarak tekrar uygulamaya alacaklar. Değişen bir şey olmayacak çünkü toptan nafaka verilmesi de aslında aynı kapıya çıkıyordu. 2 yıllığa tekabul eden kadar nafaka verilecek, 5 yıllıksa ona göre bir ödeme yapılacak. Halbuki hakimler toptan nafakayı uygularlarsa ortada bir sorun da olmayacak”
‘Aslında ortada bir mağduriyet yok ama nafaka ödeyenler için bir mağduriyet varmış gibi yansıtılmaya çalışılıyor’
Ortada yanlış olan bir şeyler varmış gibi yansıtıldığını dile getiren Eroğlu, ‘nafaka ödeyenlerin çok mağdur olduğu’ tarzında söylemlerin bulunduğunu hatırlatarak, “Baktığımızda mağduriyet yaratan bir nafaka da yok. Ödeyen de zaten üç kuruş ödüyor. Nafaka ortalaması 350 ve 600 lira arasında değişiyor. Yüzde 60’ı da bunu ödemiyor. Bunu cumhurbaşkanı da itiraf etti. Bu çok ciddi bir rakam. Onların da raporunda var bu rakamlar. Kadınlar da yeniden uğraşmamak için gidip icraya başvurmuyorlar, ‘Boşandım, kurtuldum, lanet olsun’ diyorlar. Aslında ortada bir mağduriyet yok ama bir mağduriyet varmış gibi yansıtılmaya çalışılıyor” şeklinde konuştu.
'Kadınlar başlarına dert almamak için kendi haklarından bile vazgeçiyor'
Bu ‘mağdur’ kişilerin eşlerine ödemedikleri nafakayı çocuklarına da ödemediklerini belirten Eroğlu, “Kadınlar da bu insanları icraya vermiyorlar, icraya verenler de nafakayı ödemeyenlere hapis cezası olmasına rağmen, onu da yapmıyorlar. Çünkü kimse tekrar ‘gelip benim başıma dert olmasın’ diye düşünüyor. Kendi haklarından vazgeçiyorlar” dedi.
‘Bu düzenlemeyle birlikte eski kararlar değiştirilemez’
Şu anki kanunda evlilik süresi olarak belirlenmek yerine toptan ödeme şeklinde kara alındığını söyleyen Eroğlu, “Bu düzenlemeyle birlikte eski kararlar da değiştirilemez çünkü geçmişe şamil olmaz. Ortadaki tabloya göre, evliliğin süresi, tarafların durumu, çocukların durumu baz alınarak hakim davayı kendi içinde değerlendiriyor. Bu durum göz önüne alarak hakim dosyaya göre inceleme yaparak bunları kullanabilir” açıklamasında bulundu.
‘Hukukta her olay kendi durumuna göre değerlendirilir, tepeden inme bir şekilde hepsine aynı kararın uygulanması mümkün değil’
Burada da mağduriyetleri iyi nazara almak gerektiğine dikkat çeken Eroğlu, “Boşanma sebeplerine bakmak, kadının durumunu göz önüne almak lazım. Örneğin yüzde 80 engelli bir kadına siz ‘2 yıllık evlilik geçirmiş, 2 yıllık nafaka verelim bitsin gitsin’ dediğinizde kadını mağdur edersiniz. Hukukta her olay kendi durumuna göre değerlendirilir. Dosyaya, delillere, duruma, taraftara bakılır. Tepeden inme bir şekilde hepsine aynı kararın uygulanması mümkün değil. Çünkü tarafların dediğim gibi farklı konumları olabilir. Engelli kadın örneğinde verdiğim gibi. Bütün bunları değerlendirmemiz lazım” dedi.
‘Ortada bir mağduriyet varsa bu nafakasını alamayan ya da üç kuruş nafaka alan kadınların mağduriyetidir’
Kadınların zaten çok mağdur edildiğine vurgu yapan Eroğlu bir kere daha mağdur edilmemeleri gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Nafaka konusunun bu kadar çok gündemde tutulması son derece yanlış. Herhangi bir mağduriyet varsa -ki var- bu mağduriyet kadınların mağduriyeti, nafaka ödemeyenlerin değil. Nafakasını alamayan ya da üç kuruş nafaka alan kadınların mağduriyeti. Buradaki mağduriyete kadınlar açısından bakmak ve ona göre düzenlemeler yapmak gerekiyor. Çünkü asıl mağdur olan onlar.”
‘Kadının desteklenmesi ve güçlendirilmesi lazım, kadınlar para kazansa nafaka ile mi uğraşır?’
Türkiye’de kadın haklarının gün geçtikçe geriye gittiğini söyleyen Eroğlu, “Kadınlara istihdam sağlanmıyor. Kadının desteklenmesi ve güçlendirilmesi lazım. O zaman zaten bunları da hiç konuşmaya gerek kalmayacak. Kadın güçlendirilip istihdam edilse ve para kazansa nafaka ile mi uğraşır? Çocukları için uğraşır ama kendisi için uğraşmaz. ‘Lanet olsun’ der, yürür gider ama ne çocuk nafakası ödeniyor ne kadın nafakası ödeniyor” dedi.
‘Birçok kadın ekonomik sebeplerle boşanamayarak evlilik içerisinde her türlü kötü muameleye ve şiddete katlanıyor’
Çocuklar için ödenen nafakanın da yoksulluk nafakasının üstüne eklendiğinde en fazla 1500 lira olduğunu söyleyen Eroğlu, “O da gerçekten erkeğin durumu müsait ise ödeniyor. Erkeğin diyorum çünkü nafaka genel olarak kadınlara ödeniyor. Çünkü ekonomik durumu müsait olmayan taraf her zaman kadınlar oluyor. Kadınlar para kazanamadığı için ekonomisi güçlü olmuyor ve tabiki boşanamıyorlar da. Çünkü kendilerine ait bir gelirleri yok. Boşandıktan sonra ne yapacak çocuklarıyla? Birçok kadın bu nedenle boşanmaktan imtina ediyor, o evliliğe ve şiddete bu yüzden katlanıyor. O evlilik içerisinde her türlü kötü muameleye de aynı sebeplerle katlanıyor. Ekonomik olarak kadınların güçlendirilmesi çok önemli” dedi.