Kılıçdaroğlu: Biz sadece telefonlarımızın dinlendiğini sanıyorduk, meğer izleniyormuşuz da
© CHP/ ALP EREN KAYACHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı ziyaret etti.
© CHP/ ALP EREN KAYA
Abone ol
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Biz sadece telefonlarımızın dinlendiğini sanıyorduk, meğer izleniyormuşuz da. Konuyu Meclis’e getireceğiz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dünya Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarda İBB Başkanı İmamoğlu'nun 'yemek' tartışmaları sonrası gündeme gelen MOBESE görüntülerine ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, "Mobeselerin konulma gerekçesi nedir? Toplumun güvenliğini sağlamak. Birilerinin özel hayatını izlemek için değil. Anayasa’da kişisel haklar var, bunları ihlal ediyorsunuz. Biz sadece telefonlarımızın dinlendiğini sanıyorduk, meğer izleniyormuşuz da… Konuyu Meclis’e getireceğiz" ifadelerini kullandı.
İktidara gelmeleri halinde yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi var. Yeni Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Merkez Bankası'ndan başlayıp, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun başkanına kadar pek çok isim istifa etmiş sayılıyor. Buralara yeni atamalar yapmak gerekiyor. Millet İttifakı olarak, bizim partili mi, sizin partili mi olsun tartışması olursa kaybederiz. Şimdiden belirleyeceğiz. Seçilen Cumhurbaşkanının da belirli bir takvimi olması lazım. Güçlendirilmiş parlamenter sistem içinde 6 partinin genel başkan yardımcıları çalıştı. Genel başkanlar olarak ortaya çıkan metni imzalayacağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Yönetime geldiğimiz anda, çıkartacağımız bir numaralı kararname; Strateji Planlama Teşkilatını yeniden kurmak. İki; o kuruma en nitelikli insanları atamak. Bürokraside hala bu nitelikte insan var. Üçüncüsü; onlara şu talimatı vermek, “Bana Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm rakamlarını en geç 10 gün içinde getirin.” İhracatı, ithalatı, Hazine’si, geliri, gideri… Hangi fonda ne kadar para olduğu… Taahhütleri, yükümlülükleri… Fonlarda şu anda ne kadar para var bilmiyoruz. Bizim sorduğumuz, milletvekillerimizin sorduğu soru önergelerine bile yanıt verilmiyor. Dolayısıyla tüm verileri alıp, karar vereceğiz. Elde edilen tüm verileri de artılarıyla eksileriyle kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye’yi bu şekilde ayağa kaldıracağız. Ekonomik Sosyal Konseyi davet edeceğiz, bakanlarda orada olacaklar. Sorunları anlatacaklar, çözümleri üreteceğiz. Üretim, kaynak nereye harcanacak" diye konuştu.
'Aile destekleri sigortasını devreye alacağız'
Kılıçdaroğlu, ekonomiye ilişkin de açıklamalarda bulunarak şunları söyledi:
Genç mühendislerimiz Hollanda’ya gittiler. Aylık 5 bin dolar. Ama aynı işi yapan Hollandalıya aylık 10 bin dolar veriliyor. Gençlerin bir özgürlük alanlarını büyütmeniz lazım, iki onları baskılamamanız lazım. Üniversiteler böyle giderse bir şey yapamazsınız zaten. Mesela Londra’ya gidin, ortaöğretimden itibaren çok sayıda Türk öğrenci göreceksiniz. Çocuklarını orada okutuyorlar. Orada daha farklı bir dünya var. Bir gencin özgüveni kayboluyorsa, bu ülkede hiçbir işe yaramıyorum diye düşünüyorsa, başka ülkelere gitmeyi düşünüyor. Eskiden fırsat eşitliği vardı. Fakir bir ailenin çocuğu da iyi bir okulu kazanıp gidebiliyordu. Eğitim sistemi çöktü.
“Asgari Yurttaşlık Geliri”nin Anayasal kurum haline getirilmesine ilişkin soruya CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: “Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) 102 sayılı sözleşmesi var. Sözleşmenin 9’uncu dalı Aile Destekleri Sigortası. Türkiye’de bu uygulanmıyor. 8’i uygulanıyor, en son İşsizlik Sigortası çıktı. Aile Destekleri Sigortası, her aileye asgari gelir güvencesi veriyor. Bu aile tek kişi de olabilir, 5 kişi de olabilir. Temel Yurttaşlık Gelirini bu sigorta içinde değerlendiriyoruz. Onunla ilgili de güzel bir çalışma yaptık, kanun teklifi hazırlandı. Sosyal politikayı lütuf olmaktan çıkartıp, hak temelli oturtacağız. Yeni Başlangıçlar Fonu da var. Diyelim ki bir kadın eşinden boşandı, ona ev tutulması eşyalarının alınması bu sigortanın içinde olacak. Yine diyelim ki kadın çalışamıyor evde engelli var ya da yaşlı var. O zaman onu bu sigorta içinde primli yapacağız. Sigortasını devlet ödüyor. Hiç kimse gelirsiz kalmayacak. Yoksulluğu yok edeceğiz.”
Enerjide önümüzdeki en ciddi tehlike; pahalı Akkuyu elektriği. Bu uluslararası bir anlaşma, diplomasinin konusu. Biz geldiğimiz zaman bunu anlaşmanın maliyetini, bir şekilde çözmek zorundayız. Tarım ürünü ihracatıyla mı, yoksa başka bir şekilde mi onu konuşmak lazım. Yoksa bu maliyetle bizim sanayicimizin uluslararası piyasalarda rekabet etme şansı olmaz. O yüzden bir an önce çevre dostu enerjiyi kendi ülkemizde üretmemiz lazım. Güneş, rüzgar…