'Apollo'dan Athena'ya': Antik kentlerin 5 endemik bitkisi koruma altına alındı
11:51 20.01.2022 (güncellendi: 11:55 20.01.2022)
© DHAKoruma altına alınan 5 antik bitki
© DHA
Abone ol
Antalya'da 5 antik kentin 5 antik bitkisi, 'Apollo'dan Athena'ya Antik Kentler Endemik Çiçekler' adlı proje kapsamında koruma altına alındı. Phaselis'te yetişen burçak, Perge'nin hava civası, Side'nin canavar otu, Aspendos'un orkidesi ve Termessos'un çiğdemi, dünyada yayılış gösterdiği tek alanlarda tanıtım tabelalarıyla ziyaretçilere anlatılacak.
Sivil Toplum Diyaloğu V Programı kapsamında Avrupa Birliği (AB) fonuyla desteklenen Antalya Orkidelerini ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği'nin (ANTOK) yürüttüğü, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Antalya İl Müdürlüğü'nün katılımcı olduğu 'Apollo'dan Athena'ya Antik Kentler Endemik Çiçekler' adlı proje tamamlandı.
Dünyada sadece Antalya'nın 5 antik kentinde yayılış gösteren 5 endemik bitkinin korunmasını amaçlayan projenin koordinatörü AÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi, ANTOK Başkanı Doç. Dr. Gökhan Deniz, Phaselis'te yetişen burçak, Perge'nin hava civası, Side'nin canavar otu, Aspendos'un orkidesi ve Termessos'un çiğdeminin artık koruma altına alındığını belirtti.
250 bitki türü sadece Antalya'da, 73'ü tehlike altında
Antalya'nın biyoçeşitlilik anlamında Türkiye'nin göz bebeği olduğunu ifade eden Doç. Dr. Deniz, "Antalya bitki türleri zenginliği açısından ülkemizin vitrini konumunda. 250 bitki türü, dünya üzerinde sadece Antalya'da yayılış gösteriyor. Bunlardan 73'ü maalesef farklı nedenlerle kritik olarak tehlike altında. Projemizi oluştururken hem ülkemizin göz bebeği konumunda olan antik kentlerimiz ve onların içerisinde dünya üzerinde sadece o bölgede ve yakın çevresinde yayılış gösteren bitki türlerine odaklanmak istedik. Bunlar Phaselis, Perge, Termessos, Side ve Aspendos antik kentleri" dedi.
Proje 2019 yılında başladı
Doç. Dr. Gökhan Deniz, 2019 yılında başlayan proje kapsamında çok detaylı arazi çalışmaları yaptıklarını belirtti:
"Tehdit altındaki bölgelerin belirlenmesi ve yeni nesillerin korunması amacıyla onların tam lokasyonlarının belirlenmesi gerekiyordu. Yerlerini belirledik. Aynı zamanda bölgelerden sorumlu çevre koruma konusunda etkin ve aktif rol alan kurumlardan yetkililer eşliğinde arazi çalışmalarını yaptık. Yerlerini, korunak bilgilerini bu kurumlarla paylaştık. Bu noktada antik kentlerde kazı çalışmalarını yürüten kazı başkanlarımıza türlerin yerlerini, korunak bilgilerini aktardık."
Proje kapsamında çocuklara yönelik eğitim çalışmaları gerçekleştirdiklerini de anlatan Doç. Dr. Deniz "Biliyoruz ki; bir insanın tanımadığı bir olguyu sevmesi ve sevmediği bir olguyu koruması mümkün görünmüyor. Bu nedenle çocuklara da anlattık. Sergiler yaptık" ifadelerini kullandı.
Projenin yürütüldüğü 5 antik kentteki koruma altına alınan bitkilerle ilgili tanıtım tabelaları yerleştirildiğini de belirten Doç. Dr. Deniz, şöyle devam etti:
"Phaselis Antik Kenti'nde Lathyrus phaselitanus (Faselis burçağı), Perge Antik Kenti'nde Alkanna macrophylla (Perge hava civası), Side Antik Kenti'nde Orobanche sideana (Side canavar otu), Aspendos Antik Kenti'nde Himantoglossum montis-tauri (Toros orkidesi) ve Termessos Antik Kenti'nde de Colchicum baytopiorum (Baytop çiğdemi) bitki türlerinin korunması ve topluma gösterilmesi önemli. Bu 5 antik kente yerleştirdiğimiz tanıtım tabelaları bir taraftan bölgenin florasını ziyaretçilere anlatırken bir taraftan da bu türlerin korunması gerekliliğini, özellikle ülkemizin geleceği çocuklara ve gençlere anlatmanın mutluluğunu yaşıyoruz."
'Geçmişte de günümüzde olduğu gibi çiçek sevgisi vardı’
Proje kapsamında elde ettikleri verilere göre, binlerce yıl önce 5 antik kentte yaşayan insanların da bu bitkilerin farkında olduklarını ifade eden Doç. Dr. Deniz, şöyle konuştu:
"Bu bitkileri şehir kapılarında, anıtlarda, lahitlerde bezeme olarak kullanmışlar. Mesela Termessos'un bitkisi çiğdemi, lahitler üzerine oymuşlar. Perge'nin hava civasını da yine o antik kentteki eserler üzerinde tespit ettik. Anladık ki geçmişte de günümüzde olduğu gibi çiçek sevgisi vardı. Bu antik kentler varken, orada insan yaşamı söz konusuyken de bu bitkiler yayılış göstermiş. Antik kentlerde yayılış gösteren bu bitki türlerine de en az antik kentler kadar antik dememiz mümkün.”